severek okuduğum okulumdur. gerçekten hem şehirde ki yaşam bazında hem de kampüs(yunus emre) olayı bazında gerçekten üniversitede okuduğunuzu hissedersiniz. çok fazla sosyal mecrası vardır. kulüpleri çok aktiftir. sinema kulübü yılda iki kez film festivali yapar ve artık marka haline gelmiştir bu festivaller. yeni kazanan arkadaşların eğer merak ettikleri şeyler varsa msj yoluyla benimle iletişime geçebilir.
Ulaşımı kolaydır, merkeze tramvayla 7 8 dakika uzaklıktadır. Etrafı ne tezek kokar ne de dağın başındadır. Kampüsünün genişliği ve güzelliği ile Türkiye'nin sayılı üniversiteleri arasında yer alır. Kazananların akıllarındaki sorular için bir mesaj kadar uzağım. Öyle eşeğin suya sıçtığı gibi laf konuşan adamları dikkate almayın siz.
ne alakası varsa "anadolu üniversitesi mezunuyum" deyince hemen açık öğretim mi? diye sorulara maruz kaldığımız değerli üniversitemiz.
diyalog;
- hangi üniversiteden mezunsun?
- anadolu üniversitesi
- haaaaa açık öğretim mezunu musun?
- hayır kapalı öğretim, çünkü ders yaparken her yer kapalıydı..
- hooooooooooh :)
Anadolu Üniversitesi denilince akla hep açık öğretim gelmektedir. ama o işler öyle değildir efendim. Örgünü de vardır, bazı fakülteler ikinci öğretim de eğitim vermektedir hatta. yıllarca çalışıp çabalamışız sonra 'Anadolu Üniversitesi' diyince 'He açık öğretim' diye tepki almak insanın gücüne gitmektedir.
gerçekten üniversite hayatı gördüm denilicekse anadolu üniversitesinde okunmalı, özelliklede yunus emre kampüsünde.yemyeşil kampüsü,capcanlı insanlarıyla huzur veren bir okul.
2010 - 2012 yılları arasında kampüsün içerisindeki * "eskişehir meslek yüksekokulu"ndan mezun olduğum güzel üniversitem. mezun olduğum sene geçiş yaparak ** (bkz: pamukkale üniversitesi)ne devam ettiğim şu günlerde değerini bir kez daha anlamış bulunuyorum. kampüsünün içerisindeki yeşil alan bolluğu ile pek çok üniversiteyi egale edebilecek, doğayla iç içe harika bir okul işte. az uzanmadık, oturmadık o çimlerde hey gidi..
tgb ve polis işbirliği ile kampüsün savaş alanına döndüğü okuldur. bir çok öğrenci gözaltında, fakülte fakülte dolaşılıp öğrenciler toplanıyor. edebiyat fakültesi kantinindeki barikat da cam çerçeve inridilerek aşılmış galiba. tam olarak neler döndüğünden kimsenin haberi yok.
iki yıl önce izmir ekonomi üniversitesi'nden yatay geçişle geldiğim üniversitedir.
yatay geçiş yaptığım üniversitede hazırlığı atlamış olmama rağmen ingilizce sınavına tabi tutulup barajı aşamadığım için hazırlık okumak zorunda kaldım. neyse ki herkesin belalısı olan hazırlık illetinden bir dönemde kurtuldum. yatay geçiş yapmadan önceki iki yıl boyunca aldığım 10 dersi hiçbir şeye saymadılar ( mesela izmir'de iki dönem sosyoloji almış olmama rağmen anadolu üniversitesi'nde bir dönemlik sosyolojiden muaf sayılmadım)bunun için dilekçe yazdığımdaysa dilekçemin üzerine kurşun kalemle alınan olumsuz yanıtla kaldım.
bir dönem hazırlık ve ekstradan almam gereken 10 ders neticesinde 1 yıl uzatarak lisans hayatımı tamamlama yılıma girdim. sondan bir önceki dönemimde bir günde 3 finalimin olmasını geçtim 2 finalimi aynı saate koydular (ki ikisi de aynı bölümden aldığım ders, başka bölümden de seçmemiştim), bunun üzerine konuşmak için gittiğim birimler tarafından pek de umursanmadım. uzun süreli uğraşlarım sonucunda aslında en başında çok kolay bir şekilde çözebilecekleri konuyu çözüme kavuşturdular.
son olarak, 4.sınıf derslerimden birisine günlerce çalışmama rağmen (izmir'de aldığım derslerden birisiydi ayrıca) finalde hocamızın sınıfta hiç çözmediği örneklerle karşılaştık. 60 kişilik sınıfta 33 kişiyle birlikte dersten kaldığımı öğrendim sınavdan sadece bir gün sonra. bu dersin hocası da "bütünlemelerde kimseyi geçirmiyorum, yaz okulunda da dersi açmıyorum." diyor. hangi hakla bunu özellikle son sınıf öğrencilerine yapabiliyor anlamıyorum.
velhasıl kelam, severek, isteyerek geldiğim okuldan bıkmış ve nefret ederek ayrılıyorum.