iletişim bilimleri fakültesi kampüsün sonundadır. kampüs içi ulaşım olmadığı için fakülteye ulaşırken bayırlar tepip inmek gerekir, ama yine de güzeldir.
eskişehir'in ilk üniversitesidir. iletişim fakültesi, türkiye'nin en kaliteli iletişim fakülteleri arasında gösterilir ancak okula hükmeden fakülte iktisadi ve idari bilimler fakültesidir. üniversitenin neredeyse bütün rektörleri iibf çıkışlıdır.
unutmadan, eskişehir belediye başkanı yılmaz büyükerşen'in eski rektörü olduğu üniversitedir.
*hepsi toplandığında dahi 50-60 kişiyi bulmayan komünist faşistlerin sesinin çok çıktığı yerdir. rektörler hep solcu olduğundan olsa gerek afiş yapıştırmalarına ses çıkarmıyor sanırım. bunlara faşistler dedim çünkü kuran dağıtan anadolu gençlik derneği üyeleriyle, cemaatlerden olan ve dini fikirlerini yaymaya çalışanlarla tartışamayıp direk tehdit edebilen ve saldıran kudurmuş tiplerdir.
en ilginç ve komiği de %50 oy almış bir parti'yi kendi oyları %1 bile etmeyenlerin üniversiteyi işgalle suçlamalarıdır. utanmadan ve kudurmuşcasına komünist ve faşist sentezi ürünü olan bu ucube tipler türk halkının çoğunu temsil eden akp'ye oy verenlere, dindarlara ve milliyetçilere anadolu üniveritesinden 'def olun, üniversiteler bizimdir, bu üniversite bizimdir' diyebilecek ve durmadan benzer sloganlar atıp duracak kadar ayarsızdırlar.
allaha şükür ki dışardan gelen at hırsızı tipli tipler hariç üniversitede 40 kişiyi bulmazlar. iyi ki anadolu üniversitesinin hoşgörülü yapısını bozamamaktalar.
siyasi kavgaların kolektif ve polis arasında olduğu, kız yüzünden kavga edilmeyecek kadar fazla kızın olduğu, tekrar tercih yapsam yine geleceğim üniversitem.
Kampüsü, eğitimi, hocaları, yurtdışı imkanları, geniş kütüphanesi, sosyal aktiviteleri ve öğrencilerine sunduğu daha bir çok imkanla mükemmel bir okul. Eskişehir gibi güzel bir şehirde olması da cabası.
koca bir yalandır. okulun tanıtımında bahsi geçen şeylerin çoğu bir aldatmaca. hocaları hem vurdumduymaz hemde torunları yaşındaki kızlara sarkacak kadar ahlaksızdır. bir iki tane değil bir sürü böyle adamcık var. ve biz bu insanlardan eğitim alıyoruz. bazen düşünüyorum anadolu üniversitesinde hocalara ders verecek kapasitede o kadar çok öğrenci var ki keşke bir gün öğrenciler ve akademik kadro yer değiştirse de ne kadar boş kişilerden ders aldığımız gözler önüne serilse diyorum...
Eğitim kalitesinin yerlerde olduğu "milyon dolarlık" üniversite. ikinci öğretim uygulamasını kaldırmaları mevcut öğrencilerine hayvan muamelesi yapmasını gerektirmiyor. - 8 derece soğukta at kadar anfilerde donuyoruz amk davarlığın alemi yok.
iki yıl önce izmir ekonomi üniversitesi'nden yatay geçişle geldiğim üniversitedir.
yatay geçiş yaptığım üniversitede hazırlığı atlamış olmama rağmen ingilizce sınavına tabi tutulup barajı aşamadığım için hazırlık okumak zorunda kaldım. neyse ki herkesin belalısı olan hazırlık illetinden bir dönemde kurtuldum. yatay geçiş yapmadan önceki iki yıl boyunca aldığım 10 dersi hiçbir şeye saymadılar ( mesela izmir'de iki dönem sosyoloji almış olmama rağmen anadolu üniversitesi'nde bir dönemlik sosyolojiden muaf sayılmadım)bunun için dilekçe yazdığımdaysa dilekçemin üzerine kurşun kalemle alınan olumsuz yanıtla kaldım.
bir dönem hazırlık ve ekstradan almam gereken 10 ders neticesinde 1 yıl uzatarak lisans hayatımı tamamlama yılıma girdim. sondan bir önceki dönemimde bir günde 3 finalimin olmasını geçtim 2 finalimi aynı saate koydular (ki ikisi de aynı bölümden aldığım ders, başka bölümden de seçmemiştim), bunun üzerine konuşmak için gittiğim birimler tarafından pek de umursanmadım. uzun süreli uğraşlarım sonucunda aslında en başında çok kolay bir şekilde çözebilecekleri konuyu çözüme kavuşturdular.
son olarak, 4.sınıf derslerimden birisine günlerce çalışmama rağmen (izmir'de aldığım derslerden birisiydi ayrıca) finalde hocamızın sınıfta hiç çözmediği örneklerle karşılaştık. 60 kişilik sınıfta 33 kişiyle birlikte dersten kaldığımı öğrendim sınavdan sadece bir gün sonra. bu dersin hocası da "bütünlemelerde kimseyi geçirmiyorum, yaz okulunda da dersi açmıyorum." diyor. hangi hakla bunu özellikle son sınıf öğrencilerine yapabiliyor anlamıyorum.
velhasıl kelam, severek, isteyerek geldiğim okuldan bıkmış ve nefret ederek ayrılıyorum.
tgb ve polis işbirliği ile kampüsün savaş alanına döndüğü okuldur. bir çok öğrenci gözaltında, fakülte fakülte dolaşılıp öğrenciler toplanıyor. edebiyat fakültesi kantinindeki barikat da cam çerçeve inridilerek aşılmış galiba. tam olarak neler döndüğünden kimsenin haberi yok.
2010 - 2012 yılları arasında kampüsün içerisindeki * "eskişehir meslek yüksekokulu"ndan mezun olduğum güzel üniversitem. mezun olduğum sene geçiş yaparak ** (bkz: pamukkale üniversitesi)ne devam ettiğim şu günlerde değerini bir kez daha anlamış bulunuyorum. kampüsünün içerisindeki yeşil alan bolluğu ile pek çok üniversiteyi egale edebilecek, doğayla iç içe harika bir okul işte. az uzanmadık, oturmadık o çimlerde hey gidi..
gerçekten üniversite hayatı gördüm denilicekse anadolu üniversitesinde okunmalı, özelliklede yunus emre kampüsünde.yemyeşil kampüsü,capcanlı insanlarıyla huzur veren bir okul.
Anadolu Üniversitesi denilince akla hep açık öğretim gelmektedir. ama o işler öyle değildir efendim. Örgünü de vardır, bazı fakülteler ikinci öğretim de eğitim vermektedir hatta. yıllarca çalışıp çabalamışız sonra 'Anadolu Üniversitesi' diyince 'He açık öğretim' diye tepki almak insanın gücüne gitmektedir.
