tübingen gibi bir güzelliği barındıran ülke. ilkbahar ve yazları almanya gezisi yapacak olduğunuzda turistik köylerine ve küçük şehirlerine uğramanız takdirde asla pişman olmayacağınız, bu bakımdan benim açımdan gezdiğim kadarıyla isviçre'yle birlikte avrupa'nın en güzel ülkesi. gelecek 10 yıl planlarımdan biri kuzey avrupa'da norveç gibi birkaç ülkeyi de kısa süreli görebilmek.
gelecek 10 yılda kısa süreli bile görebilmek için hayal kuran insanları bizlere gösteren ülke. sen nelere kadirsin alamanya. 10 yılda millet marsa gidiyor sayın badelenmiş hanfendi. saygılar.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1903892/+
Salak ırktır almanlar. Mis gibi yemyeşil alplerin ortasında Königssee eyaletine bağlı bir göl. En derin yeri 190 mt. Buz gibi suyu var, içinde ördekler, alabalıklar var. Muazzam bir çevre temizliği düzeni nizamı intizamı var.
Kesin arkadaşım o ağaçları, o gölün etrafına dikin apartmanları, su soğuk girilmez zaten. Ördek avcılığı 1 hafta bırakın zaten harcarlar onları, alabalıkları tutmak yasakmış hah, atçan dinamiti ne var ne yok puf hepsi suyun üstünde.
Almanlar ağaç kesip avm yapamadığı için bizi kıskanıyor. Çatlayın patlayın lan gevurlar. *
Bir defasında yine hannover şehrinde geziyorum, ordan villingen falan yapıyorum, tam sokakta yürürken das is söhn diye bir ses, arkamı dönmemle üç tane dazlak gördüm, "ich du dasist shule mutte" dedi, "ne diyorsunuz lan ich bin turko" der demez ellerindeki kocaman uzun sopaları görmem bir oldu...
Ben kaçıyorum bunlar kovalıyor, tam arka sokaklarda dalağım şişmişti ki, ulan dedim neden arka sokaklara doğru kaçıyorumki, ana caddeye çıkayım şurdan dedim, çıktım ana caddeye, polizei, polizei,polizei dazlaks neonazi's sikecekler şukuladeeee diye bağırdım bu seferde kötü almancamdan dolayı polizei ler beni züttü.
Bir gün gece yarısı işten eve dönüyorum. Semt bağcılar. servisten eve de bayağı bir yol var. Hava da kapalı, ortalık karanlık. kestirmeden gideyim dedim. ara sokağa girdim. bir tane alt geçit var oradan geçeceğim. Tam geçite girdim bir hışırtı oldu. Bir döndüm üç tane tinerci ne oluyo lan falan derken biri kelebeği şaklattı bir baktım öbüründe kalın bir köpek zinciri, üçüncüye falan bakmadım. Adam zikiyorlar diye bağırarak gerisin geri topuğa vurdum. Ben kaçıyorum puştlar kovalıyor. Bayağı bir yol yaptık böyle. Bir baktım yolda bir tane polis. imdat adam zikiyorlar diye polise doğru seyirttim. Polis tinercileri bir gördü başladı o da benle kaçmaya. Hem kaçıyoruz hem de polis bana koş oğlum koş bunlar yakalayınca harbiden zikiyorlar diyor. Allahtan bir taksi durup bizi aldı da yırttık. Dazlak ne lan. Sen yat kalk haline şükret. Burada bir yakalarlarsa affı yok. Adamı kilise korosuna solist yazarlar.
yaklaşık bir buçuk aydır yaşadığım ve önümüzdeki iki sene yaşayacağım ülke. bu bir buçuk aylık süre içerisinde gözlemlediğim birkaç şeyi sayacak olursam;
artıları:
kiranız çok yüksek değilse ortalama bir maaşla krallar gibi yaşarsınız
dil bilmiyorsanız bile her şeyi rahatlıkla halledebilirsiniz çünkü önünüz arkanız her taraf türk. bunun bir o kadar da dezavantajları var
toplu taşıma sistemi oldukça iyi. şehrin (köln) her yerine ulaşan bir tramvay hattı mevcut.
çok iyi korunmuş doğa. şehrin her yeri yemyeşil, bazı mahallelerde önünüzden sincaplar geçiyor.
yaya ve bisikletliler için her türlü öncelik ve imkan
yaşadığım şehir özelinde avrupa'nın pek çok yerine yakın bir konumda olması
eksileri:
kötü ve kapalı hava
Türkiye'nin belki de 30 yıl gerisinde olan bir bankacılık sistemi
her şeyin randevuyla(termin) yapılması. bu dışardan bakan için belki artılara yazılması gerekmez miydi denecek bir husus ancak maalesef öyle değil. çok basit bir iş için bile bazen haftalarca bekliyorsunuz
yaklasik 8 aydir yasadigim ülkedir kendileri. her ne Kadar hala alisma sürecinde olsam da sikici olmasini bir kenara birakirsak, ortalama bir maasla gayet de yasanilabilir bir ülkedir.
lan oğlum iskandinav ülkeleri ingiltere ve bura karanlık güneşsiz yerler.
suriye buralardan daha iyi.
güneş yok güneş.
manyak mısnız siz, özeniyrsunuz buraya.
son zamanlarda türkler, kürtler, araplar, polonyalılar ve diğer göçmenler bir bir öldürülüyor. zamanında yaklaşık 7 milyon yahudi öldürülmüştü. 2. dünya savaşı öncesi avrupadaki toplam yahudi nüfusu 18 milyonmuş. yani neredeyse yahudilerin yarısını öldürmüşler.
şuan avrupada yaşayan göçmenlerin can güvenliği resmen yok. hiç kimse garanti edemez ölmeyeceklerini. adamın biri geliyor camiyi, kafeye, okula her yere girip öldürebiliyorlar. göçmenler için en mantıklı şey bireysel silahlanmadır. öyle kurbanlık koyun gibi birilerinin gelip öldürmesine izin vermemeliler. amerikada kimsenin götü yemez kolay kolay bu tip ırkçı saldırı çünkü neredeyse herkeste silah var anında karşılık verebilirler.