türkiye cumhuriyeti devletinin siyasilerinin konuşmalarına izin vermeyen, ülkesinde yapılacak referandum için propaganda yapmasına izin vermeyen müthiş özgürlükçü avrupa devleti.
lakin aynı devlet birazdan aşağıda göreceğiniz orospu çocuklarına, bölücü kanını siktiklerime ses çıkarmıyor, rahatça propaganda yapmalarına ses etmiyor hatta imkanları zorluyor.
konu burada evet ve ya hayır değil, konu bu şerefsizlerine kol kanat gerilmesinde.
sanırım çok yakında savaş ilan edilecek ülke.
dün moskof televizyonunda seyrettim
alman dış işleri bakanıydı galiba açıklama yapıyordu,
yakında burada toplantı olacak ama recep gelmese keşke,
korumaları gelip olay çıkarıyor, onlara uyup dayağın kıralını çeksek bu ılıklara
karizmamız çizilecek, uymasak kamuoyunda sert eleştiri alıyoz.
bu herifi de sürekli uyarıyoz burada şov yapma diye
ama mermere söylesek şimdiye anlardı
nabacaz bilemiyoz. gelmese çok eyi olacak gibisinden konuşuyordu.
e tabi reyize böyle laf etmek savaş sebebi
hazır olun mislimanlar almanya ile 3 vakte vuruşacük.
geçen sene 27 milyar euro vergi fazlası vermiş bir ülke. hala kavgasını ediyolar nereye harcayalım, diye.
işini kurmuş, sanayiisini kurmuş, işleri tıkırında giden dünyanın ender ülkelerinden. 2016´ya kadar 1,5 milyarlık çinden 80 milyon nüfusuyla daha fazla üretim yapmaktaydı. yani almanya çinlilerden 15 kat daha fazla üretim yapmaktadır, demektir bu.
Gurbetçilere sorsan Türkiye'den güzel ülke yoktur.Hatta Almanya'da sevilmediklerini söyleyenlerini görmekte mümkün ama gel gelelim madem o kadar rahatsızsın gel o zaman Türkiye'ye dediğiniz zaman anında geri vites yaparlar. Umarım Almanya bu tip insanları sınır dışı ederler de görürler o zaman gerçekleri.
bu ara sıcaklar adana' yı mersin' i aratmıyor. neyseki en fazla üçüncü günün sonunda yağmur yağacağını ve havaların soğuyacağını biliyoruz.
almanya' ya gidip türkiye' yi özleyenleri komik bulanlar varmış sözlükte. kendilerini buraya misafir etmek isterim. 2 ay sonra memleketim diye anırdıklarını elimde birayla seyretmek istiyorum.
burda mazeretin ne olursa olsun, karşındakine, komşuna, hatta yoldan geçene bile saygı duymak zorundasın. altında milyon euroluk araba da olsa bisiklet süren bir meczupa yol vermek zorundasın. bu basit bir örnek.
insanlar sürekli gülümsüyor. cinnetin bağrından kopup gelmiş biri olarak bazen, niye bu kadar mutlusunuz lan diye bağırasım geliyor.
19.00 dan sonra ve hafta sonu açık market yahut mağaza bulmak neredeyse mümkün değil. eğlence mekanları açık ama girsen çoğunluk türk.
alman disiplini diye bir şey var ki ben bu adamların insan olduğuna inanmıyorum. adamlar yorulmuyor. yoruldum bi 5 dakika sigara içeyim, öğle arası 1 saat yayıla yayıla yemek yiyeyim, sıkıldım şununla bi muhabbet edeyim. yok. mesai saatinde robotlaşıyorlar. sonra biraz insan olup erkenden uyuyorlar ki kalkıp yine robot olabilsinler. bilim kurgu halt etmiş.
19 yıldır almanya´da yaşayan burada çalışan bir kimse olarak söyleyebilirim ki, buradaki hayata alışmış bir kimse başka hiçbir yerde yaşayamaz.
ben almanya´nın neyi nasıl yaptığını da artık anladım. kadınlarını da anladım. burada seni her şekliyle tatmin ederler, seksüel olarak da tatmin ederler, paran da olur, evin de olur, yeter ki mevcut kurallara uy.
çin´de falan yaşamadım, bilmiyorum, küba´ nın çok sosyal olduğunu söylerler, bilmiyorum, sadece dedikodu olarak biliyorum, ama almanya´nın sosyal anlayışını iyi biliyorum. ancak almanya´da ülkeyi dolandırmaya kalkmazsan, altına yatacak yatak, üstüne örtecek yorgan her zaman bulursun.
eğer eğitim görmüş bir kimseysen, n´apar yapar seni sisteme monte etmeye çalışır, niye? çünkü seni sisteme dahil ederse senden vergi alır, yoksa sana para vermek zorunda.
almanya 82 milyonluk nüfusuyla 2014 yılına kadar 1,5 milyarlık çin´den bile daha fazla üretip sattığı için dünya ihracat şampiyonuymuş, bu demektir ortalama bir alman, ortalama bir çinliden on kat daha fazla üretiyo.
robot demişler- ben de bu sistemin içinde çalışıyorum- sistem robotsal değil, işlevsel olarak çok sağlam kurulur. işine göre herşey değişir. işin etkili olmasıdır önemli olan, senin ne kadar çalıştığın değil, sen çalıştın ve iş etkili olmadı, havanda su dövdün, bunu araştırırlar, ya sendedir hata, ya iş sistemindedir, ya kullandığın aletlerdedir hatayı bulur, ve giderir, işin etkili olmasını sağlar.
yenilikçidir almanya, ziktinsene herkes aynı şeyleri yapmaz, tutar 62yaşında adama en yüksek dijital teknikle donanmış makineyi getirir, artık bunla çalışcaksın, der. sen de dersin ki, ulan ben smartphone bile kullanamıyorum, bunu nası kullaniim- kullancaksın derler sana, bedava kurs verdirirler sana...
dünyada şu veya bu şeyler olacaktır,her zaman olmuştur, almanya´yı almanya yapan ayat anlayışıdır, bu ülke- olmaz ama- bir kez daha batacak olursa, bu anlayışla gene o battığı yerden çıkacaktır.
bir alman atasözü " hayatta önemli olan yere kaç kere düştüğün değil, düştükten sonra kaç kere kalktığındır !" der.
Tarihi dostumuz, büyük ülke, Çanakkale zaferini bu ülkeye armağan eden eski ve herdaim müttefik ülke, ayrıca 50 yılı aşkın bir süredir aç Anadolu Çomarlarını doyuran ülkedir, adamın biri yüzünden bu dost ve müttefik ülkeye cephe almayalım lütfen.
yaşam standartları yüksek, akıl fikir sahibi bir ülke. dünya için tehlikeli ve sinsi planları olabilir. bize hep alman domuz diye öğrettiler ama ben bu ön yargıya asla kapılmayacağım. bu ülkeye dair hoşuma giden bir husus şuydu: pet şişeleri vesaire makineye koyuyorsunuz ve o da size para veriyor. hem geri dönüşüm işliyor hem de garibanın karnı doyuyor.
daha önce de söylediğim gibi-işin etkili olması üzerine yaşayan bir ülkedir.bir iş en çok n´apılırsa etkili olur, sorusu üzerine yaşarlar bu ülkede.
sen bi iş yaptın ve o işte çok daha etkili olabilecekken olamadın. derler ki, bu niye böyledir, önce seni incelerler, sende bi problem varsa, bu problem bilgi eksikliğiyse seni kursa gönderirler, yok problem kullandığın aletlerdeyse o aletler yerini başka aletlere bırakır, yok konu işin yapılması için oluşturulan sistemdeyse o sistem değiştirilir.
efektivite- etkililik konusu almanya´da en önemli konudur.
bundan dolayı hemen herşeyi icat edenler de bu mentaliteden dolayı, almanlardır.
albert einstein mesela tam bir alman mentaliteli adamdı. ulm doğumludur einstein, ve almanların dalga geçtiği schwäbisch aksanıyla konuştuğu söylenir- mesela schwablar çok çalışkan adamlardır- ve acayip yenilikçidirler.
almanların emekli olmuş adamları aylarca yağlar içinde çalışarak 1920´lerden kalma lokomotifleri restore ediyolar, benim komşu var, 77 yaşında adam o adamlardan birisi, evinin garajında lokomotife parça imal ediyo herif. çünkü haliyle o buharlı lokomotifin herhangi bi parçası hiçbi yerde satılmıyo.
e tabii bunun ucunda gene para kazanma güdüsü var- çünkü o lokomotifi yürüttükleri zaman, tren sürdürecekler ona, ve bundan da para kazanacaklar.
amerika´dan lokomotif almışlar, 1 euroya, gemiye yüklenecekmiş, sonra amsterdam´ da nehir gemisine yüklenip ren nehrinden buraya getirilecekmiş. amerikalılar çöpe atmışlar lokomotifi- bunun için kutlama yaptı herifler, beni de davet ettiler.
çokgüçlü bi lokomotifmiş bu, yürütmeyi başarırlarsa, bütün gazetelerde ve bir sürü tv´de haber olacaklarını hesaplıyolar. bu konu üzerine çalışan adam 50 tane falan, ve hepsi de emekli, adamların hobisi bu.