iman mükemmel bir kaçamak, düşünmemek ve kanıtları değerlendirmemek için mükemmel bir mazerettir. iman, kanıtsızlığa rağmen hatta belki de sadece bu yüzden inanmaktır.
''şüphe ediyorum, şüphe etmek mükemmel olmamak. Mükemmel olmadığını bilmek, ancak mükemmel olduğuna inandığım bir varlığın bana bu fikri vermiş olmasına inanmaktır.''
kanıt olarak neyi aldığınıza göre değişir. deney ve gözlemi, salt mantığı veya bunların hiçbiri değip inancı kanıt olarak alabilirsiniz. bu kişilerin kendi algısıdır.
ama kanıt dediğiniz şey benim anladığım anlamada, doğurulanabilir ve yanlışlanabilir olması lazım. bunun yöntemi ise bilimsel metottur.
eğer bilimse çizgiden çıkarırsanız bir şeyi o zaman üzerinde uzlaşacak bir yan kalmaz.
ha diyebilirsiniz ki akılla yapalım bunu, akıl her şey üretebilir ve doğru düşünme kuralı olarak mantık vardır. yani akıl yanlış da düşünebilir bu onun yanılabilirliğine kanıttır.
aklımıza güvenemeyiz demiyorum sadece salt akılla bir şeyleri kanıtlamanın yetersizliğini söylüyorum ki, tanrıyı sadece önerme olarak kanıtlamak kağıt üstünden fikir savaşı yapmak dışında bir şey değildir.
bide inanç var ki, bunun kanıt olabilmesinin bir ölçüsü yok. inanmak gayet özneldir ve hissediyorum o halde var mantığından öteye gitmez.
insan her şeye inanabilir çünkü.
ayrıca akıl yetersiz bazı şeyleri anlamakta ve insan sınırlı beyne sahip diğenlerin, akıldan daha üst bir şey taşıması lazım. buna inanç diyorlar ama akıl en azında mantıklı düşünme üzerine tutarlı ve uzlaşmacı bir yan barındırırken inancın hiçbir tutarlılığı yok. hatta üzerinde uzlaşılacak hiçbir yan yok.
o yüzden tanrıya karşı kanıt olarak neyi aldığınız önemlidir ve tanrının var veya yok olmasından daha büyük sorun tanrının ne olduğu sorunudur.
bu kadar insan tanrıyı arıyor ama ne aradığını ya da aradığında bulduğu şeyin ne olduğunu bilmiyor. tanrıyı bulunca insan ne görecek sorusu da tuhaftır.
Kendi varlığım dır. Zira kendine bakmadan uzaklara bakmak gereksiz diye düşünüyorum. " göz ün yapısı beni kendi ideolojim den soğuttu " darvin. Yani dişlerinin yapısından tut, bir metropol un içindeki tüm ayrıntılara nisbet gösterilen hücre nin içeriği. Doğa insanın bir cinsel organı olması gerektiğini ve bunun erkeklerde farklı, kadınlarda farklı olması gerektiğini ve hormonları düşünüp size verebilir mi?
tamam anladık, katrilyonlarca ihtimal de bir ihtimale inanıyorsun. sana göre trilyonlarca trilyon atom tesadüfen bir araya geldi, kainatı ve canlıları oluşturdu. tamam ona da eyvallah. herşey maddeden yapılmış sonuçta. peki ya can, ruh, duygular, hisler, aşk, sevgi?
Dünya üzerinde varolmuş herhangi bir dine inanmak, o dinin kutsal kitabını bir yaratıcının gönderdiğini düşünmek bana göre tamamen gerizekalılıktır. Lakin tanrı inancı başka bir meseledir zira tanrı nedir ne değildir bilemiyoruz ama kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi olmadığı çok açık. Evrenin oluşumunu nötron ve protonun varlığına kadar biliyoruz, öncesi şimdilik bilinmemekte, nerden geldi bu atom altı parçacıklar, bunları yaratan birimi var şüphesi şu an istemsiz olarak kendimize sorduğumuz bir soru. Ama bana göre bilim ilerledikçe bunlarinda cevapları bulunacaktır. Mesela geçtiğimiz haftalarda bulunan homo naledinin kalıntıları evrimin kanıtıdır. Zaten evrimin bir sürü kanıtı vardı bu sadece insanın maymundan geldiğine kesin bir kanıt oluşturdu. Bu bilgi sayesinde insanın canlıların dünyanın yaratılışının kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi olmadığı açığa çıkmış ve dinler geçerliliğini yitirmiştir. Gün geçtikçe ve bilim geliştikçe ortaya çıkacak yeni bilgiler sayesinde tanrı inancida geçerliliğini yitirecek ve dünya üzerinde ki herhangi bir dine mensup insanların gerizekali bir sığır olduğu belgeli olarak tescillenecektir.
Beyninin var olup olmadığını sorsam bana çıkarıp ispatlayabilecek misin? Ya da birine güveniyorsan, birini seviyorsan bunu somut bir şekilde ispatlayabilecek misin bana? Elle tutulur gözle görülür bir şekilde? Yapamazsın ve hatta belki de beni ikna edemezsin. Tıpkı seni Allah'ın varlığına burda yazdıklarımızla ikna edemeyeceğimiz gibi. Düşünmelisin biraz. Bizim bu sonsuz evrende tıpkı küçücük bir bahçede dolaşan, dışarıdan bi haber, ve orası dışında hiçbir fikri dahi olmayan bir karınca gibi olduğumuzu fark etmelisin.