şöyle bir hesap yapalım o halde..
(allaha inanmamız durumunda kaybedeceklerimiz + allaha inanmamamız durumunda kazanacaklarımız)*allahın var olmama ihtimali
"küçüktüüüüür"
(allaha inanmamız durumunda kazanacaklarımız+allaha inanmamamız durumunda kaybedeceklerimiz)*allahın var olma ihtimali.. eşitliğin her iki tarafındaki allahın var olma ihtimali ile olmama ihtimali matematiksel olarak eşittir ve 1/2 dir.(bana göre var olma ihtimal dehilinde değildir çünkü varlığı kesindir. kesin olan şey ihtimal olamaz)
diğer değişkenleri yerine koyduğumuz takdirde eğer tanrı yoksa bunu ancak ölünce anlarız. ölünce de biz olmadığımıza göre pişmanlık, hayıflanma gibi şeyleri hissetmeyeceğimize göre kaybımızı anlamayacağız yani allahın var olmaması halinde kaybımız = 0
eğer allah varsa bunu da öldükten sonra kesin öğreneceğiz, burada da geri dönüş kapısı kapandığından dolayı ve allah sonsuz bir azab ya da ödül vaadettiğinden dolayı allah inanmamanız durumunda kaybımız = sonsuz..
iman sahibi insanların en büyük korkusudur. ahiret cennet cehennem günah sevap vs hepsi birden yalan olur ve ölümden sonrası koca bir hiç olur. zamanında buna inanmak istemeyen yani öldükten sonra herşeyin biteceğine inanmak istemeyen sonlu olmaktan korkan insanlar bugünkü inanç sistemlerinin temel atıcılarıdır zamanla insan içine yerleşen topraktan başka hiç birşey olamama korkusu insanı dini kabul etmeye ahiret inancını benimsemeye itmiştir. bu sayede insanlar ölüm zamanı yaklaştıklarında öldükten sonra yaşamın farklı boyutta devam edeceğine inanarak bir nebze de olsa kendilerini rahatlatmışlardır.
zira; göz, kulak, ten, maddi ve manevi hissiyatlara ulaşabilmek allah'ın olduğunun en büyük kanıtıdır.
yani o'nu aramak için çok büyük ve çok uzun uğraşlar vermeye gerek yok. o, çok yakın. biyologlar, bilim adamları, düşünürler ne derse desinler, pek umrumda değil. aynada gördüğüm şeklin "o olmadığının" aksini asla ama asla kimse bana ispatlayamaz.
imanı yok eden, emelleri sıfırlayan şüphedir. tehlikelidir. insan düşünüp, allah'ın varlığını kabul etmeden, bunu içine sindirmeden iman etmiş olmaz zaten. şüphe etmesi de imanının aslında gerçek olmadığını gösterir.
diyelimki yok, inananlar kaybetmezler.
peki ya varsa...
mantığımızı kullanalım;
inananlar iki türlüde kaybetmiyor, hatta tanrı varsa karlı duruma geçiyor.
tanrı yoksa inananmayanlarla inananlar eşitleniyor.(inanırken düşünce yorgunluğunu saymazsak)
peki ya varsa...