diyelimki yok, inananlar kaybetmezler.
peki ya varsa...
mantığımızı kullanalım;
inananlar iki türlüde kaybetmiyor, hatta tanrı varsa karlı duruma geçiyor.
tanrı yoksa inananmayanlarla inananlar eşitleniyor.(inanırken düşünce yorgunluğunu saymazsak)
peki ya varsa...
imanı yok eden, emelleri sıfırlayan şüphedir. tehlikelidir. insan düşünüp, allah'ın varlığını kabul etmeden, bunu içine sindirmeden iman etmiş olmaz zaten. şüphe etmesi de imanının aslında gerçek olmadığını gösterir.
zira; göz, kulak, ten, maddi ve manevi hissiyatlara ulaşabilmek allah'ın olduğunun en büyük kanıtıdır.
yani o'nu aramak için çok büyük ve çok uzun uğraşlar vermeye gerek yok. o, çok yakın. biyologlar, bilim adamları, düşünürler ne derse desinler, pek umrumda değil. aynada gördüğüm şeklin "o olmadığının" aksini asla ama asla kimse bana ispatlayamaz.
iman sahibi insanların en büyük korkusudur. ahiret cennet cehennem günah sevap vs hepsi birden yalan olur ve ölümden sonrası koca bir hiç olur. zamanında buna inanmak istemeyen yani öldükten sonra herşeyin biteceğine inanmak istemeyen sonlu olmaktan korkan insanlar bugünkü inanç sistemlerinin temel atıcılarıdır zamanla insan içine yerleşen topraktan başka hiç birşey olamama korkusu insanı dini kabul etmeye ahiret inancını benimsemeye itmiştir. bu sayede insanlar ölüm zamanı yaklaştıklarında öldükten sonra yaşamın farklı boyutta devam edeceğine inanarak bir nebze de olsa kendilerini rahatlatmışlardır.
şöyle bir hesap yapalım o halde..
(allaha inanmamız durumunda kaybedeceklerimiz + allaha inanmamamız durumunda kazanacaklarımız)*allahın var olmama ihtimali
"küçüktüüüüür"
(allaha inanmamız durumunda kazanacaklarımız+allaha inanmamamız durumunda kaybedeceklerimiz)*allahın var olma ihtimali.. eşitliğin her iki tarafındaki allahın var olma ihtimali ile olmama ihtimali matematiksel olarak eşittir ve 1/2 dir.(bana göre var olma ihtimal dehilinde değildir çünkü varlığı kesindir. kesin olan şey ihtimal olamaz)
diğer değişkenleri yerine koyduğumuz takdirde eğer tanrı yoksa bunu ancak ölünce anlarız. ölünce de biz olmadığımıza göre pişmanlık, hayıflanma gibi şeyleri hissetmeyeceğimize göre kaybımızı anlamayacağız yani allahın var olmaması halinde kaybımız = 0
eğer allah varsa bunu da öldükten sonra kesin öğreneceğiz, burada da geri dönüş kapısı kapandığından dolayı ve allah sonsuz bir azab ya da ödül vaadettiğinden dolayı allah inanmamanız durumunda kaybımız = sonsuz..
etrafına bir bak. doğanın güzelliği tesadüfen mi oluştu? yahu onu bırak kendine bir bak. oku önce oku. nasıl meydana geldini öğren. bir damlacık sudan meydana geliyorsun ve bu olağan bir şey öyle mi? aklına tüküreyim senin. bir güç var. bir yaratıcı var. işte o güç allah.
oku diye boşuna denmemiş. oku ki ufkun genişlesin.
dinini yaşayan insanların kaybedeceği hiç bir şey yok. Yaşadığı sürece dik duruşu, dürüstlüğü, insanlara karşı davranışı, vicdanı yanına kar kalır. Inanmayanlar düşünsün,çünkü kaybedecek çok şeyleri var.
inanmak öncelikle kişinin etrafında bir örtü oluşturur. bu örtü kişinin sergilediği davranışlarda sorumluluk duygusunu gerektirir. çünkü inanan insanın belirli sorumluluklarının olması kaçınılmazdır. bu zamanla kişinin yaşam tarzını ve sosyal çevresini şekillendirir. o yüzdendir ki inancı sağlam olan insanlar hayata ve hayatlara değer verir. insanları ve dünyayı küçümsemez.
inanmayan insanların sosyal çevresine bir bakalım. sevginin pek para etmediği, küfürün hayatın bir parçası olduğu bir hayattır bu. internette insanların birbirine değer vermemesi de bundan kaynaklıdır. çünkü insanların çoğu artık karşılarındaki insanın çok değerli olabileceğine ihtimal vermiyorlar. inançsızlığın temelinde ister istemez bu vardır. herkes kendinden sorumludur.
ateist ortamlarında kimkime dumdumadır. vefa yoktur. bu nedenle inanç yoksunluğu çeken şehirlerde tek gecelik meşk ilişkileri revaçtadır. izmir de yaşayan bir arkadaşım anlatmıştı. herkes birbirine açıkça talip oluyor ve birlikte oluyor buralarda. ama sadece bir gecelik bir ilişki alabilirsin o sevginle oralarda. çünkü herkes birbirinden umudunu kesmiş ve bir uyuşturucu bağımlısı gibi kendi ihtiyacını giderme peşinde.
kısacası inançsız bir insana aslında yazık olur. doğaya ve insanlara karşı sevgisini istemeden kaybeder. cinsel hayatı bunalıma dönüşür. ve en sonunda yorulduğunda ağlarken dayanacağı bir ağaç bile bulamaz maalesef. o yüzden bir insanın inanması tamammen kendisi içindir.