dikkat edilirse hemen farkedilecek gerçektir. tanımlanamayan, her an her yerde olabilen, yaratılmamış olan, sürekli affettiği iddia edilen ve her şeyi gözlediği iddia edilen ve soyut olan bir tanrı olması inanılırlığını da en aza indirmektedir. işte sanrılar ile tanrılar arasındaki temel fark da burada yatmaktadır. sanrılar adı üstünde sanrıdır. korku verir. ancak tanrılar öyle midir değildir. canı sıkılan tanrısını değiştirebilmektedir. tanrı kavramı faydalı özellikleri olan olgudan türemiştir. bu yüzdendir insanların aya, güneşe, ineğe ya da bir başka doğal fenomene tapması.
garip olan bugünün insanlığının var olan diğer tanrılara inanmamak için göremzden gelme eğilimi.
yani adamın teki mesela, truva savaşını anlatan iki kitap yazıyor. ama ortada bir truva yok. birileri inaıyor bu kitaba araıyor ediyor en sonunda gerçekten de bir truva olduğu görülyor bulunuyor kazılıyor savaşın izleri görülüyor. aynısı sümer için de geçerli böyle bir medeniyetin olması gerektiği başkentleri ur falan hep sonadan yazılan metinlerden bakılıyor adamlar anlatmış demek ki bir ur var deniyor ama aynı yazıtlarda adı geçen fahişe inanna hakkında endir diyen yok. truvanın geçtiği aynı kitapta milyon tane tanrının yapıp ettikleri de anlatılıyor ve kimse bu kadarına inanıyoruz bakıyoruz da acaba gerçekten zeus herayı sikti midiye merak etmiyor. bu varken de tutup, temporal lob epilepsisinden muzdarip ve anlattıklarına tek şahit olan anlattıklarını kendisine söylediğini iddia ettiği bir melekten ibaret birisine inanıyorlar.
laf olsun torba dolsun önermelerinden yalnız biri. nedendir bilinmez bu ateistler inanmadıklarını söyler bir yaratıcının varlığını inkar ederler. ancak yusuf yusuf durumlarında her insanda bir sığınma, bir yönelme duygusu oluşur ki bunu da açıklayamazlar.
mesela bir uçağa koyun bi çok bilmişleri uçağa art arda salvolar yaptırın. bir de anons olsun uçak düşüyor hakkınızı helal edin gibilerinden. sonra bakın bakalım bu inançsız olan elemanlar nasıl hallere bürünüyorlar.
ne kadar, ne zaman, nerde yaşayacağımız ve öleceğimiz bile belli değil, bu kadar aciz varlıklarız ama tanrı denilen kavramla yarışıyoruz. herkezin farklı bir inanışı olabilir. eyvallah. ama biraz saygı duymayı öğrenin.
pazardın meyve mı alıyosun bu daha çok tercih ediliyo diyosun neye göre konusuyosun Allah bu kadar kolay zıkredilmeli Allahtan korkmuyosa insan hiç olmassa kuldan utanması gerekir..
valla allah´in inanirlik yüzdesi 0.01 bile düsse, eger mevcutsa, o zaman ona inanmayanlarin uygun bi yerlerine girecek cok kötü isler olacaktir. esas o zaman n´olcak, o konuda basliklar acalim, daha faydali olar....
insanları birbirinden ayıran özellikte bu zaten. herkes tanrının varlığına somut bir şekilde şahit olsaydı veya inansaydı o zaman insanların birbirlerinden bir farkı kalmazdı. yaşamın bir amacı olmazdı. hatalar olmazdı, hatalar olmayınca tecrübe olmazdı, tecrübe olmazsa insanın hayvandan farkı kalmazdı. evet, birgün herkes inanacak. herkes inandığı vakit kıyamet kopacak. ama herkes mümin olamayacak. şunu belirtmek isterim. bunun böyle olmasını tanrı istemedi, insanlar kendi kaderlerini kendileri çizdi.
edit: ben birazcık olsun bir şey anlatabildiğimi düşünüyorum. ama arada sırada benimde aklım karışıyor yinede. beynim bir müddet bir şeyleri algılayamıyor. hiçbir zaman inanmak zorunda olduğum için inanmadım. aklımın ve mantığımın beni götürmek istediği yere gittim. kendimle çeliştiğim zamanlarda çok oluyor ama düşünüyorum, sürekli düşünüyorum. bu dünyanın durup dururken var olduğuna inanmayanlardanım. bir şeylerin bir güç tarafından kontrol edildiğine inananlardanım. sadece mantık bunu söylüyor. kuran'da okumaya ve elimden geldiğince anlamaya çalışıyorum. sadece bazı şeyleri zamana bırakmalı.
zaten bir tane tanrı var gavat diye klişe bir söz sarf edecek değilim.*
ama bence yanlıştır.
yani inanılırlığının az olduğunu düşünen varsa başka bir tanrı bulsun kendine.**