allah yoksa ben bir şey kaybetmem

entry55 galeri0
    29.
  1. 40.000 tanrı var diyelim tüm inançların tanrılarını toplarsak.

    Müslümanlar 39.999 tanrıyı reddediyor.
    Ateistler 40.000' ini reddediyor.

    Çok fark yok aslında.
    1 ...
  2. 28.
  3. şüpheye düştüğün için çoktan kaybettin bile.
    4 ...
  4. 27.
  5. gözlerinin yapısından bi haber insanlardan gözleriyle dünyaya bakmalarını istemek ne kadar doğru olabilir ki?

    düzeni, intizamı, organizasyonu, mantığı, aklı, gönlü, sevgiyi, rengi, umudu, sonsuz nimetleri kısaca yaratılmış olan her şeyi görmesini beklemek ne kadar doğru olabilir ki?

    evet insan ödül bekler ve kar-zarar mantığı ile hareket eder. yaradılışında vardır bu. maymundan da gelmemiştir üstelik bu özellik.

    insanı yaratan da bilir bunu ve cennet - cehennemden bahseder kur'an-ı kerim'inde.

    eğitimde bile ödül ve cezadan vazgeçmeyen insan nasıl oluyor da ölümden sonra ki hayatı için kendisine sunulan ödülünü ya da cezasını sorgulayabiliyor?

    adı geçen ayette "zina eden kadınla zina eden erkeğin her birine yüz değnek vurun. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız Allah'ın dini(ni uygulama)da sizi onlara karşı acıma duygusu tutmasın. Onlara uygulanan cezaya mü'minlerden bir grup da şahit olsun." denilerek zina gibi bir pisliğe bulaşmayın, bulaşan olursa da cezasını dünyada böyle verin ve bir kısım müslümanı da şahit tutun denilir.

    ha unutmadan aynı surenin 4. ayetinde de şunu söyler yaratan:

    "Namuslu kadınları zina ile suçlayıp, sonra da bu suçlamayı doğrulayıcı yönde, dört şahit getiremeyen kimselere gelince, böylelerine seksen değnek vurun ve artık onların şahitliğini, hiçbir zaman kabul etmeyin. Çünkü bunlar, gerçekten yoldan çıkmış kimselerdir."
    0 ...
  6. 26.
  7. --spoiler--
    inananlar tarafından tanrı’ya inancı desteklemek için en çok kullanılan savlardan birisi, adını, savı ortaya atan fransız düşünür blaise paskal’dan alan “paskal’ın bahis savı” olarak bilinir. bu sav şöyle dile getirilebilir: “tanrı’nın var olduğuna inanırsan ve öldüğünde yanıldığın ortaya çıkarsa, bir şey kaybetmezsin; ancak, tanrı olmadığına inanır da öldüğünde yanıldığın ortaya çıkarsa, her şeyi yitirebilirsin.” bir başka deyişle, bahiste tanrı’nın var olduğu üzerine oynamak ve cehennemde sonsuza dek yanma riskini almamak en iyisidir. hıristiyanlarla olan konuşmalarımda “paskal’ın bahis savı”nın öyle ya da böyle bir biçimde öne sürülmediği bir konuşma azdır.

    1) bir tanrı seç, hangi tanrı olursa olsun

    paskal bahis savını tabii ki hıristiyan tanrı'sına inanma savunması olarak amaçlamıştı, ama hemen hemen her türlü inanış için kolaylıkla geçerli olabilir. hıristiyanların ‘ya hıristiyan tanrı vardır ya da hiç tanrı yoktur’ şeklinde yanlış bir ikilem geliştirmeleri şaşırtıcı değildir. peki ya hinduizm, musevilik, budizm ya da bir başka din doğruysa? bazı müslümanlar, hıristiyanların muhammed’in mesajına inanmayıp, kuran’da bildirilen tanrı’nın “bir”liği yerine baba, oğul, kutsal ruh üçlemesine inandıkları için allah’ın hıristiyanları son günde cehenneme göndereceğine inanır. bir tanrı üzerine bahse gireceksek bu hangi tanrı olmalı? bu zor soruya yanıt olarak çoğu kez şu koşul maddesi sunulur: bahiste yan tutma yalnızca işin ucunda yitirilecek bir şey varsa gereklidir. bazı dinlerin tanrıları bizi sonsuza dek işkence ile tehdit etmediklerine göre onlara inanamamaktan korkacak bir şey yok. buna karşın bu tanrıların çoğu onlara taparsan bir çeşit ödül sözü veriyor, o nedenle ceza olarak bu sonsuz mutluluktan yoksunluk, bir yitim olarak nitelendirilebilir. hıristiyanlar isa’ya inançlarını bildirdiklerinde diğer dinlerin tanrılarına karşı bahse girmiş oluyor, fakat doğru inancı seçtiklerinden nasıl emin olabilirler? düşüncelerinde dürüst iseler, bundan emin olamayacaklarını kabul ederler.

    2) olabilir...

    herhangi bir şeye yalnızca gerçek olabilir olasılığı ile inanmak, pek etkileyici bir düşünce değil. kanser hastalığınız olduğunu varsayın ve bir adam yanınıza gelerek, yaşamınızın sonunda dek onun kölesi olursanız sizi iyileştirebileceğini söylüyor. onun teklifini kabul etmezseniz ve sonunda onun yalan söylediği ortaya çıkarsa sizin yitirdiğiniz hiç bir şey yoktur, fakat gerçeği söylüyorsa kanserinizden kurtulma şansını yitirmiş olursunuz. adamın tedavi etme olasılığı ile köleliğe razı olur muydunuz? sanırım, köleliğe olur diyecek çok az insan vardır, çünkü çoğumuz adamın dürüst olma olasılığının düşük olduğunu ve yaşam boyu köleliğin pek de hoş olmadığını düşünürüz.

    aynı şekilde, eğer bir tanrı varsa, adı anılmış veya anılacak milyonlarca tanrının içinden doğru tanrıyı seçme olasılığımız düşüktür. insanın kendisini belli bir tanrının iradesine ya da hizmetkarlığına teslim etmesinin o insanın kişiliğini bozabileceği düşünülebilir. örneğin, (insan kurban isteyen aztek tanrısı) tezkatlipoka’nın var olduğu üzerine bahse girer ve olur ya belki gerçek tanrı odur diye ona tapmanız gerektiği kararına vararak onun gönlünü almak için insan kurbanı sunmaya başlarsanız, bu yeni tanrınız sizin başınızı belaya sokabilir. doğal olarak bu biraz uçta bir örnek, fakat her bir küçük günahkar düşüncenin düpedüz çok kötü olduğunu öğreten (matta 5:27-30) hıristiyan tanrı’nın öğretisi altında insan, kendi kendine karşı tiksinti geliştirebilir.

    3) olasılıkla ilgili sorunlar

    “paskal’ın bahis savı”ndaki bir başka büyük hata, tanrı’nın var olduğuna ilişkin belirlenen ve hiç de açıkça tanımlanmamış olasılık değeri. bu bahis savını ciddi olarak değerlendirmemiz isteniyorsa, bırakın bizim kendisine tapmamızı isteyen ve tapmazsak bizi sonsuz işkenceye gönderecek bir tanrıyı, herhangi bir tanrının varlığı olasılığının ne olduğunu bilmek yararlı olacaktır. bu olasılık değeri kişiden kişiye değişecektir ve koyu bir ateist tanrı’nın varlığı olasılığına sıfır değerini verdiğinde, bu bahis savının onu zerre kadar ikna etmeyeceği açıktır.

    inanan “ama dur bir dakika” diye itiraz edip “tanrı’nın var olma olasılığı 50 / 50. tanrı ya var, ya da yok, değil mi?” diye sorabilir. insanları sürekli piyango bileti almaya ya da loto oynamaya çeken neden işte tam da budur: olasılık kavramının bu şekilde yanlış anlaşılması. bir piyango bileti aldığınızda ya kazanacaksınız ya da kaybedeceksiniz, fakat bu, çok çekici büyük ikramiyeyi kazanma olasılığınızın 50 / 50 olduğu anlamına mı gelir? tam tersine çoğu eyalette kazanma olasılığı 14 milyonda 1’dir. sayısız birçok tanrının var olma olasılığı da var iken, hıristiyan tanrı’nın var olma olasılığının da eşit derecede düşük bir olasılık olmadığını nereden bilebiliriz?

    4) sözde bağlılık

    bir an için “paskal’ın bahis savı”nın sonsuz tehlikeden sakınmak için hıristiyan tanrı’yı kabul etmenin mantıklı olduğuna bizi ikna ettiğini varsayalım. o zaman ne olacak? bir insan bahis savının önerilerini yalnızca cehennem tehditinden kaçmak için kabul ediyorsa, inancı gerçek ve içten midir? paskal isa’ya içtenlikle, gönülden inanmayı beceremeyen inanmayanlara ne tür bir öneri veriyor? bir kez daha 233’üncü notuna bakalım:

    inanmak istiyorsunuz ama nasıl yapacağınızı bilmiyorsunuz; kendinizi inançsızlıktan kurtarmak istiyor ve bunun için çareyi arıyorsunuz. önceden sizin gibi kısıtlanmış olanlara bakın, şimdi onlar bütün varlıklarını ortaya koydular. bu insanlar, izlemeniz gereken yolu bilen ve şimdi sizin de kurtulacağınız bir hastalıktan kurtulmuş insanlar. onların başlama yollarını izleyin; inanır gibi yapıp kutsal suyu alarak, ayinlere katılarak vb. bu bile sizi doğal olarak inanır yapacak ve hastalığınızın şiddetini söndürecektir.

    özünde, özenerek ve sözde bağlılık göstererek isa’ya gerçekten inanmayı öğreneceksiniz diyor. ancak, herhangi bir psikolog bunun o denli basit olmadığını söyleyecektir; hatta incil’in kendisi bile kurtuluşun tanrı’nın var olduğunu kabul etmekten daha fazlasını gerektirdiğini söylüyor. aşağıdaki ayetler bunu açıkça gösteriyor. incil’e göre tanrı tarafından kurtarılmak için inançlar içten olmalıdır:

    iblisler bile tanrı’ya inanır ama azaptan kurtulamaz. (james 2:19)
    müjdelere / ayetlere inanmalısınız. (mark 16:16)
    mezhebe katılmalısınız. (john 6:53-54)
    iyi davranışlar olmadan inanmak yeterli değildir. (james 2:26)
    kutsal su ve kutsal ruh ile vaftiz edilmelisiniz. (2 selanikli 1:8-9)

    “paskal’ın bahis savı”, insanları tanrı ile ilgili düşünmeye teşvik için yararlı bir başlangıç noktası olabilir, fakat tek başına tam donanımlı ve tamamen kartarılmış inananlar yaratmaya yeterli değildir. tek gerçekçiliği ya da uygulanabilirliği, bir tanrının var olabileceğini düşünüp de o ya da bu nedenle emin olamayan insanlara uygulanması olabilir. temelsiz birçok varsayımlarda bulunmuş olması gerçeğine ve ilk ortaya atıldığından bu yana sürekli olarak pek çok kez son derece anlamsız olduğunun kanıtlanmasına karşın, bugün hala birçok hıristiyan, rahip, savunucu ve türleri tarafından kullanılmaktadır.
    --spoiler--

    (#23514330)
    0 ...
  8. 25.
  9. 90 sene boşa harcamak. tabi canim bir şey kaybetmiyon kendini sonsuz saniyor cünkü.
    0 ...
  10. 24.
  11. Ateisti ikna etmeye çalışan müslümanın son dayanağı olan zeka ürünü tezdir.
    1 ...
  12. 23.
  13. Müslümanların şark kurnazlığıdır, zaten ben tanrıya ya varsa diyerek inanırsam. O yüce o kudretli varlık bunu fark etmeyecek mi ?
    Zaten tanrıyı da biz yarattıkta bazı mallar bunu unuttu.
    1 ...
  14. 22.
  15. Tabi lan manyak mısın.
    Günah tabi manyak bir muhtemeldir.
    0 ...
  16. 22.
  17. imanda ihtimal olmaz. Şüphen varsa imansızsın. Ama az da olsa öbür taraftan tırsıyorsan kendine gel, iman et.
    0 ...
  18. 21.
  19. 400 yıl önce yapılmışı var. temcit pilavı cidden çok boktan bir şey. yeni şeyler yemek lazım.

    (bkz: pascal in kumarbaz argumani)
    3 ...
  20. 20.
  21. varsa çok pis skertirler şeklinde karşıt önermesi olan önerme.
    0 ...
  22. 19.
  23. cümleyi kuranın deist değil agnostik olduğundan haberi yoktur.

    nitekim öyle bir ihtimal var olsa dahi demekle tanrının varlığını ve yokluğunu farkında olmadan sorguluyordur.
    0 ...
  24. 18.
  25. Herkesin inancı kendinedir.ve onaylamasak da başkalarının düşüncelerine saygı duymak lazım.
    0 ...
  26. 17.
  27. allah var mı yok mu diye kastırıp durmayın artık. hakkını bu dünyada alamadan ölmüş insanlar, hesabın olduğunun net ispatıdır. hesabı da allah görecektir. biran önce kafaları, zihniyetleri bu yönde düzeltin. bırakın antin, kuntin, entel, dantel, sosyete din tartışmalarını. belimizden su çekecekler anlayın bi.
    0 ...
  28. 16.
  29. çok mantıklı laf. inanan bu şekilde inanmasın ama inanmayan da bi düşünsün böyle şeyleri.
    0 ...
  30. 15.
  31. tam ters duruma mustaine yorumu bulunan laf.

    --spoiler--
    What if I do get caught? what if there is no judgment?
    If I’m right I lose nothing, if you’re right I lose it all
    --spoiler--
    0 ...
  32. 14.
  33. islamın temeline ters olan cümle. sırf ihtimaller üzerinden inanıyorsan zaten hiç inanmamışsın demektir.
    2 ...
  34. 13.
  35. ateistlerin kendilerine her söyleneni klişe ve zeka pırıltısından yoksun olarak addetmesinin en son örneğidir. evet evrenin sırrını çözdünüz, hepiniz birer richard dawkins siniz, hepiniz o kadar zekisiniz de biz o kadar salağız ki anlatamam. zaten ben bu ateistlere tartışmaya girme sevdasını da anlamış değilim. bana ne ulan ister inan ister inanma, istersen bim poşetine tap bize ne yani. gözümüzün içine soka soka ben ateistim ve hepinizden zekiyim tavırları artık kabak tadı verdi.
    2 ...
  36. 12.
  37. ufak hesapların adamına dair klişe bir cümle.

    inanmak mahrem bir konudur, kalple alakalı bir şeydir. bunu bile fayda üzerinden değerlendiren adamların inançlarını kendilerine bırakıyorum. var mısın yok musun mu birader bu? ben yarışmaya katılayım, kutuda küçük çıksa bile benim bir kaybım yok. "ya yaradan varsa sen nasıl yanacaksın onu düşün" gibi muhabbetler hakikaten can sıkıcısı.

    inananlarla inanmayanların bu kadim mücadelesi, bir de böyle sığlıklarla birbirlerine karşı galibiyet çabası enteresan gerçekten.
    1 ...
  38. 11.
  39. bu konu ile ilgili hz.ali'den güzel bir örnek rivayet edilir.

    hz.ali bir inançsız ile tartışmış ve ne anlattıysa adamı ikna edememiş. sonunda şu cümleleri söylemiş.

    "seninle tartışmaktan yorgun düştüm ama şunu unutma, eğer senin iddia ettiğin gibi allah yok ise, benim fazla bir kaybım olmaz en fazla üç beş dünya keyfinden mahrum kalmış olurum, ama ya varsa senin halin nice olur onu hiç düşündün mü?".
    2 ...
  40. 10.
  41. yanlıştır. senin kaybedeceğin o kadar çok şey var ki. 1 ay boyunca sabahtan akşama aç kalmak mı dersin, 2-3 saatte bir namaz kılmak mı dersin, kurban kesmek mi dersin, hacca gidip para bayılmak mı dersin, zekat vermek mi dersin he hangisini diyorsun? neyse karışmayayım sana.
    3 ...
  42. 9.
  43. efendim bildiğime göre imam-ı âzam ebu hanife nin bir atesiti göt ettiği bir diyalog esnasında geçmiştir, göt etme konusundaki geçerliliği halen sürmektedir. muhatap olan kişiye de; "ulan varsa kesin cehennemlik miyim ? cehennem nasıl çok mu kötüdür ? yok lan çok abartıyolar yatar çıkarız n'olacak" gibi cümleler kurdurur zannımca.
    0 ...
  44. 8.
  45. -allah yoksa ben bişi kaybetmem!
    +yani?
    - ya varsa?
    + gülüm biz bütün atlara oynamıyoruz!!
    2 ...
  46. 7.
  47. islamın diğer dinlerden temel farkı toplumsal bir iddiasının olmasıdır. zina cezası o kabildendir. günümüzde modern hukukta daha cüzzide olsa zinaya cezayı öngörebilmektedir. yani fiil övülesi değildir. islam topumu ise alenileşmesini caydırmak için tedbirleri sıkı tutar hadise bundan ibarettir.
    1 ...
  48. 6.
© 2025 uludağ sözlük