baktığın her yer allah ve onun yarattıklarıdır. kanıt göstermeye ne hacet. sen ben dünya evren içtiğin su yediğin yemek herşey sana allah ı gösterir. kanıtı ancak körler ister.
allah var diyenler neden kanıt gösteremesinki. kanıt sensin, kanıt evren, kanıt herşey. allah basit birşeymidir ki al işte lan bu allah diyelim (haşa).
o öyle bir rabtir ki görülemez, o tektir, herşeyden münezzehtir, yeri yoktur, benzeri yoktur.
Allah kalbinde onu bulamayan için asla yoktur. Söylenenlerin, yapılanların hiçbir önemi yoktur. inanç kalptedir dilde değil. Fransızca ünlü bir eser olan 'küçük prens'te bile der ki: 'l'essentiel est invisible aux yeux' = aslolan gözle görülmez. En güzel çevirisi, Cemal Süreyya tarafından şu şekilde yapılmıştır: "insan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir.gerçeğin mayası göze görünmez." inancını kendi içinde bulmuş herkes diğerlerinden bir adım öndedir; çünkü bizler sizin göremediklerinizi de görebilme şerefine erişmişizdir.
Edit: Milyarlarca insan yaşıyor bu dünyada ve hepimizin parmak izleri birbirinden farklı, yani her insan eşsiz yaratılmış. Bunu hangi bilim adamı yapabilir?
yanlış bir tespittir.
insansız hava araçları, uçan daireler gibi deliller bizzat usc'nin varlığına işarettir.
kendisi makarnavi kollarıyla bu araçları yönlendirmektedir.
kudretini göstermek için arasıra nasa füzelerini de havalandırır.
şüphesiz o çok kudretli çok affedicidir.
bunu görüp imana gelenlere merhamet eder, ketçap akan ırmakların olduğu ağaçlarda makarna yetişen cennetinin kapılarını tövbe edenlere açar.
"Bir köy muhtarsız olmaz, bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz, bir harf kâtipsiz olamaz; biliyorsun.
Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam (son derece düzenli) şu memleket hâkimsiz olur?" bediüzzaman
Bir insan Allah'ın var olmadığına kesin bir şekilde inandıktan sonra Allah'ın kendisi bile gösterilse yinede inanmayacaktır. Bu yüzden inananlar bu insanlara kanıt göstermek için çabalamazlar. Ateistlerde hiç bir kanıt yok zanneder. Durum bundan ibaret.
dini inanç, doğası gereği kanıt aramayan bir oluşumdur.
yani inanan kişiden tanrının varlığına dair kanıt istemek, inanan kişinin "ağaca bak, kuşa bak, yumurtaya bak, ota boka bak" diye olmayan kanıtları sunması kadar aptalcadır.
arabistan dışına çıkmamış hz.muhammed'in sümerlerin varlığından, hatta mayalardan bihaber olduğunu düşünmek çok zor değil.
o dönemin şartlarını bir düşünmek lazım, günümüz şartlarıyla karıştırmamak lazım. o dönemlerde develerle aylarca süren bir yolculukla suriyeye gidilebilirken ve tarih diye birşey yokken, günümüzde 13-14 saatlik uçak yolculuğuyla dünyanın öbür tarafındaki amerikaya gidebiliyorsun. arkeoloji sayesinde geçmişte kim ne bok yemiş öğrenebiliyorsun ki arkeoloji kaç yıllık bir bilim dalı bunu da düşünmek lazım.
arabistandaki kureyş kabilesi nerden bilsin sümerlerin ne bok yediğini? sümerlerin bile varlığından bihaberken üstelik?
ben sana 'büyük patlama' dan ve 'büyük son' dan bahsediyorum, sen kalkmış 'arak'tan bahsediyorsun.
ne büyük patlamaya ne de büyük son'a tarihte ne sümerler, ne çinliler, ne mısırlılar, ne de mayalar değinmiştir. kur'an da bahsedilmiştir ilk defa bunlardan.
arak olmadığının da kanıtı sana.
yeter ki objektif bir şekilde bakmayı başarabil, gerçekleri görmen çok zor değil.
yoktur diyenler ispat edebilmişler midir? şimdi bir sürü ayetle, hadisle açıklama yapmak isterdim ama bunu söyleyenler nicelerini duymuştur. Rabbim göz vermiş de görmesini bilememiş.
pozitif bilimlerin ilk kuralı; "doğada hiç bir şey yokken var olamaz, varken de yok olamaz"dır.
lakin aynı bilim, evrende var olan herşeyin bir şekilde birbiri ile etkileşime girerek birbirinden türediğini kabul ederken, tüm bunların başlangıç noktasını açıklayamamaktadır.
yani tüm evren, tek bir molekülden türediyse, ya da tüm canlılar tek bir canlı mikroorganizmadan türediyse bile, bu tek molekülün ya da mikroorganizmanın nasıl ortaya çıktığı bilimsel açıdan açıklanamamaktadır.
işte bu noktada, ilahi bir güç ortaya çıkar. zira, böyle bir şey ancak, her şeye gücü yeten bir varlık tarafından yaratılabilir. sen bunun adına ister allah de, ister tanrı de, ister tengri de, istersen enerji de, farketmez... sonuç itibariyle, aklı başında her insan, her şeye gücü yeten bir yaratacının var olduğunu kabul edecektir.
dünyanın güneşin etrafında döndüğünü kuran'dan 3000 sene evvel sümerler'de yazıyordu. hadi sümerler'i siktiret mayalar bir senenin 365 gün 6 saat olduğunu hesaplıyorlardı.
keza mısırlılar, çinliler, hindular...
örnekler bir dünya.
kuran'ı mucize olarak gösterip kuran'ın bunlardan araklamalar içerdiğini kabul etmeyenler için tabii ki bunlar birer mucizedir.
(bkz: islamiyet in arak bir din olduğu gerçeği)
1500 yıl önce dünyanın güneşin etrafında döndüğünü anlatan bir kitabın nasıl bir yüce yaratıcı tarafından yaratıldığını anlatmaya bile gerek yok. görmek iste yeter ki sen.
evrenin nasıl kurulduğu, big bang'in yani büyük patlama'nın anlatılış şekli. enbiya suresi 30.ayet,
''inkar edenler gökler ve yer birbirleriyle bitişik iken onları ayırdığımızı görmüyorlar mı?''
al sana enbiya süresi 104.ayet, evrenin nasıl son bulacağını anlatıyor. allah enbiya 104te evreni nasıl başladığı noktaya getireğinden bahsediyor, hiçbir şüpheye bırakmayacak kadar açık. 30. ayetle ne kadar örtüşüyor dikkatli okumak lazım.
''o gün evreni kitabın sayfalarını katlar gibi düreriz ve onu yaratılışa ilk başladığımız duruma iade ederiz. bu, üzerimizdeki bir vaattir. elbette, gerçekleştireceğiz.''
alın işte size kanıt. hala bıdı bıdı yaparsanız, bu ayetlerin 1500 yıl önce geldiğini ve o dönemlerde insanların dünyanın dümdüz olduğunu düşündüğünü hatırlayın.
enbiya 30.ayette 'big bang' yani 'büyük patlama' yani 'başlangıç', enbiya 104. ayette 'büyük çöküş' yani 'son' yani 'başlangıca dönüş' daha nasıl net anlatılabilir.
sen yeter ki bunları görmek iste. kanıt 1500 yıl önce bu kadar açık, net indirilmişken üstelik, sen yeter ki görmek iste.
sorun inananların ya da inanmayanların buna bir kanıt ileriye sürme çabalarında. ne şekilde olursa olsun konu hep bir şeye inanmak. ateist içinde inançlı için de.ileri sürülen herşey yaşama, dünyaya dair bir inancın ürünü. herkes inandığını yaşamakta özgür olduğu sürece tüm kanıtlar geçersiz hale gelecek. en azından bu dünyada yaşamayı bileceğiz.