allah vardır diyenlerin hiçbir kanıt gösterememesi

entry736 galeri10
    359.
  1. kanıt olarak hislerini gösterecek kadar çaresiz olmak.
    3 ...
  2. 358.
  3. somut bir kanıt olarak göstermemesi normaldir zira allah soyut bir kavramdır..

    he yok diyende bir kanıt gösteremez.. yok olduğunu ispatlayamazsınız sadece teoride kalır..
    0 ...
  4. 357.
  5. müslüman cevabı: e kesin olsa anlamı kalmazdı ki, o zaman aklını kullanıp allahı bulmanın bir anlamı olmazdı.

    kaç insanın allahı ailesinden ya da çevresinden değil de kendinin bulduğu da ayrı bir konu tabii.
    1 ...
  6. 356.
  7. 355.
  8. 354.
  9. bir şey için illa kanıt gerekli değildir. hissetmek önemlidir. yine ateist görüntüsü vermeye çalışanların zırvalarından biridir.

    ha, illa kanıt istiyorsanız, burda paylaştım.

    --spoiler--
    Allah'ın varlığının delilleri

    Varın ispatı, yokun ispatından her zaman daha kolaydır. Bir elma cinsinin yeryüzünde bulunduğunu, bir tek elmayı göstermekle ispat edebiliriz. Halbuki yokluğunu iddia eden kimse bütün yeryüzünü, hatta kainatı dolaşıp, ancak ondan sonra onun yokluğunu ispat edebilir. Bu ise, imkansızlık çapında bir zorluk demektir. Öyleyse diyebiliriz ki; yok, hiçbir zaman ispat edilemez.

    Bir sarayın kapılarından 999'u açık, biri kapalı olsa, kimse o saraya girilemeyeceğini iddia edemez. işte inkarcı, devamlı surette kapalı olan o bir tek kapıyı nazara verip onu göstermek ister. Aslında o kapı da, o inkarcı ve onun gibi olanların gözlerine çekilmiş perde sebebiyle onların ruh dünyalarına kapalıdır. Mümin için kapalı kapı yoktur. Yeter ki gözlerini yummasın!. Zaten 999'u herkese açıktır. Hem de ardına kadar.

    işte o kapı ve delillerden birkaçı :

    imkân Delili: imkân, birşeyin olması ile olmamasının eşit ihtimale sahip olması demektir. Günlük konuşmalarımızda da mümkün derken olabilir de olmayabilir de manasını kast ederiz. Yaratılmış olan her varlık bize şu gerçeği haykırır: Benim olmamla olmamam eşit idi. Şu an ben varsam, var olmamı yoklukta kalmama tercih eden biri var demektir. O ise ancak Allahtır.

    Hudus delili: Hudus, sonradan olma demektir. Hudusun en büyük delili değişmedir. Bir varlıkta değişme varsa, bu hareketin bir ilk noktası olacaktır. işte o noktadan önce o şey varlık sahasına çıkmamıştı. Henüz yoklukta iken var olmayı kendi kendine irade edemeyeceğine ve buna güç yetiremeyeceğine göre bu var oluş Allah’ın yaratmasıyla gerçekleşmiş demektir. Maddenin termodinamik kanununa göre sürekli yokluğa doğru kayması, kainatın durmadan genişlemesi, güneşin süratle tükenişe doğru yol alması gibi hadiseler, bu varlık aleminin bir başlangıcı olduğunu gösteriyor.

    San'at: Atomdan insana, hücreden galaksilere kadar bütün kainatta, ince ve baş döndürücü bir sanat göze çarpmaktadır. Evet, bir baştan bir başa kainattaki her eser şu özelliklere sahiptir:
    • Büyük sanat değeri taşır.
    • Çok kıymetlidir.
    • Çok kısa zamanda ve çok kolay yapılmaktadır.
    • Çok sayıda olmaktadır.
    • Karışık ve çeşit çeşittir.
    • Devamlıdır.

    Halbuki, kısa zamanda, çok sayıda, kolay ve karışık yapılan işlerde san'at ve kıymet olmaması gerekir. Ancak yapan Allah (c.c.) olursa, o zaman her şey değişir ve zıtlar bir araya gelebilir!

    Devir ve Teselsülün Muhal olması: Devrin muhal olduğu şu misalle açıklanıyor. Bir yumurtayı tavuğun yaptığını iddia eden adama soruyorsunuz. Tavuğu kim yaptı? Buna karşılık onun çıktığı yumurtayı gösteriyor. Buna göre tavuğu aradan çıkardığımızda yumurta yumurtayı yapmış oluyor. Bu ise muhaldir. Teselsül ise bir şeyin silsile halinde ta ilk noktasına kadar gidip o ilk varlığı kimin yaptığını sormak suretiyle Allah’ın varlığını ispat metodudur. Yani bu meyveyi şu ağaç yaptı, o bir önceki meyveden oldu, o da bir önceki ağaçtan. Böylece ilk ağaca yahut ilk meyveye kadar varıyor ve soruyoruz : Bunu kim yarattı diye .

    Kur'an yolu devir ve teselsülden çok farklıdır. Yumurtayı kim yaptı? Yahut meyveyi kim yaptı? sorusunun cevabı, doğrudan doğruya, “Allah yarattı” diye cevap verilir. ilim, irade, şefkat, merhamet kavramlarından bir nasibi olmayan, insanı tanımayan, hikmetten, sanattan anlamayan bu sebeplerin (tavuğun ve ağacın) sonucun yaratılmasında hiçbir tesirleri olmadığı ispat edilir. Böylece devir yahut teselsül deliline gerek duyulmaz.

    Hikmet ve gaye delili: Her varlıkta kendisine mahsus bir gaye, bir maksat, bir fayda takip edildiği göze çarpmakta ve hiçbir şeyde gayesizlik, manasızlık ve israf sayılacak herhangi bir durum müşahede edilmemektedir. Hâlbuki, ne madde aleminde, ne bitki ve hayvanat dünyasında, ne de eşya ve hadiselerde şuur ve idrak mevcut değildir ki, bu gayeler silsilesi takip edilebilsin. Öyle ise, kainattaki bu şuurlu işleyişi ve bu hikmet ve gayeleri ancak Allaha isnat etmekle makul bir yol tutmuş olabiliriz.

    Yardımlaşma delili: Yağmurun toprağın imdadına, güneşin gözlerin yardımına koşmalarından, ta havanın kanı temizlemesine kadar, bu alem bir yardımlaşma hareketiyle adeta dolup taşmaktadır. Bu yardımlaşmayı yapan taraflar birbirlerini tanımamakta, bilmemektedirler Öyle ise bu merhametli icraatı sebeplere vermek mümkün değildir.

    Temizlik: Kainattaki nezafet ve temizlik, başlı başına bir delil olarak, bize Kuddüs ismiyle müsemma bir Zat'ı (c.c.) anlatmaktadır. Toprağı temizleyen bakteriler, böcekler, karıncalar ve nice yırtıcı kuşlar; rüzgar, yağmur ve kar; denizlerde buzullar ve balıklar; gezegenimizde atmosfer, uzayda kara delikler; bünyemizde kanımızı temizleyen oksijen ve ruhumuzu sıkıntılardan kurtaran manevi esintiler, hep Kuddüs isminden haber vermekte ve o ismin verasındaki Zat-ı Mukaddes'i göstermektedir.

    Simalar: Herhangi bir insanın siması, en ince teferruatına kadar kendisinden evvel geçmiş milyarlarca insandan hiçbirisine birebir benzememektedir. Bu kaide, kendisinden sonra gelecekler için de aynen geçerlidir. Bir cihette birbirinin aynı, diğer cihette birbirinden ayrı milyarlarca resmi küçücük bir alanda çizip, sonra da kendileri gibi olması mümkün, milyarlarca resimden ayırmak ve her şeyi sonsuz ihtimal yolları içinde bir yola ve bir şekle sokmak, elbette ve elbette yarattığı her varlığı, hem de hiç kapalı bir yanı kalmamak üzere bilen ve o varlığa istediği şekli vermeye gücü ve ilmi yeten Cenab-ı Hakk'ı en sağır kulaklara dahi duyuracak kuvvette bir ilandır.

    Fıtrat ve Vicdan Delili: Allahı tanımanın sayılamayacak kadar çok delil ve işaretleri insanın yaratılışında, fıtratında mevcuttur. Bunlardan birkaç örnek: insan fıtratı ve vicdanı her nimetin mutlaka şükür istediğini bilir. Bir peygambere kavuşmuş ve hidayete ermişse şükrünü Allaha yapar. Aksi halde batıl mâbutlara tapar. Bu tapma insan vicdanın insanı zorlamasıyla gerçekleşir. Güzelliği takdir hissi de insan fıtratında mevcuttur. Sergiler, fuarlar bu his ile gerçekleşir. insan bu yaratılışının gereği olarak, şu sema yüzünde sergilenen yıldızları, zemin yüzünde boy gösteren çiçekleri, ağaçları, ormanları dolduran ceylanları, aslanları, denizlerde kaynaşan balıkları seyretmek ve onlardaki ilâhî sanatın mükemmelliğini takdir etmek durumundadır.

    Tarih: Dinler tarihi şahittir ki, insanlık hiçbir devrini dinsiz geçirmemiştir. Batıl, hatta gülünç dahi olsa, hemen her devirde bir dine inanmış ve bir manevi sistemi takip etmiştir. insan fıtratına inanma duygusunu Allah koymuştur ve insan O’na (Allah’a) inanmakla mükelleftir.

    Kur'an: Kur'an-ı Kerim'in Kelamullah olduğunu ispat eden bütün deliller, aynı zamanda Cenab-ı Hakk'ın varlığını da ispat eder durumdadır. Kur'an'ın Allah kelamı olduğuna dair yüzlerce delil vardır. Bunlar, Kur’an ile alakalı islam kaynaklarında en ince teferruatına kadar mevcuttur. Bütün bu deliller, kendilerine mahsus dilleriyle "Allah vardır" derler.

    Peygamberler: Peygamberlerin ve bilhassa Peygamberler Efendisi iki Cihan Serveri'nin (a.s.m) peygamberliğini ispat eden bütün deliller de, yine Cenab-ı Hakk'ı anlatan delillere dahil edilmelidir. Zira Peygamberlerin varlıklarının gayesi, Tevhid; yani Allah'ın varlık ve birliğini ilan etmektir. Öyleyse, her peygamberin kendi peygamberliğini ispat eden bütün delilleri, aynı zamanda, Cenab-ı Hakk'ın varlığına da delil olmaktadır. Bir peygamberin hak nebi olduğunu ifade eden bütün deliller, aynı kuvvetle, hatta daha da öte bir kuvvetle "Allah vardır ve birdir" demektedir.
    --spoiler--
    3 ...
  10. 353.
  11. kanıtın kendisi olduğunu anlayamamış insanlar söylemidir.
    1 ...
  12. 352.
  13. yok diyenlerin de bi kanıt gösteremiyor olduğu durum. ne garip!
    2 ...
  14. 351.
  15. bakanların inkarcı ve kör olmasından kaynaklanan ve dünyanın her karışında bir mucize olduğu halde bunu tesadüf gibi aciz bir kelimeyle açıklamaya çalışan hayalperest ve saf düşünceli ateistlerin sözüdür.
    1 ...
  16. 350.
  17. gökten inen yağmur gökten inen kar tek tek hiç birbirine değmeden nasıl iniyor sanıyorsunuz

    melekler vasıtası ile nitekim öyle olmasaydı gökten çığ yağardı gökten şelale akardı.

    en basitinden...
    2 ...
  18. 350.
  19. ya varsa ? denilir. adam seni tî ye alır. " al işte, bu kadar mıydı ?" der sana. yav arkadaş, bir kere de düşünmeyi deneseniz şu sözü deyince, eğer gerçekten düşünürse içinde bir kıpırdanma hissedecektir: " sahi lan ya varsa ! " .. gider araştırır - doğru kişilerden doğru kaynaklardan.. bulur anam bulur , eninde sonunda bulur.
    haa bi de ne var biliyo musunuz ? eğer " allah var mı ?" sorusunu ta en başından inanmamak, dinlememek, sırf soru olsun diye sormak için soruyosanızz.. yapmayın lütfen. çok itici oluyosunuz.
    2 ...
  20. 349.
  21. baba dediğin adamdan dna tesi iste yiyosa, o babalığını kanıtlasın.. isteyemezsin, muhtemelen cezayı keser hemen.. ama burdan atıp tutması kolaydır.. niye, çünkü hiç ölmicez..
    5 ...
  22. 348.
  23. bazı şeyler görülmese bile hissedilir. tek duyu organı göz değildir. sen görmemeye kendini şartlandırmış isen eğer, burnunun dibindeki bir şeyi göremezsin.
    4 ...
  24. 347.
  25. aynaya bakmanın yeterli olmayacağını düşünen kişi feryadı.
    6 ...
  26. 346.
  27. 345.
  28. çoçuğunu ilk doğduğu anda kollarına alıp hala Allah'a inanmıyorsan senin için yapacak çok birşey yok artık ...
    3 ...
  29. 344.
  30. gostermelerine de gerek yoktur. hatta butun bilimsel buluslar bir yaraticinin olmadigini soylese dahi kendisi o yaraticinin insanlari sinamak icin bilimi bu sekilde dizayn etdigine inanbilir.

    inanclar kanitlara ihtiyac duymaz.
    4 ...
  31. 343.
  32. 6 kişi pikniğe gidecektir, bir gün öncesinden eti ben, kömürü sen, içecekleri o, bu, şu diye konuşursunuz.
    ve o piknik, ertesi gün herkesin getirdiği şeyler ile piknik olur. et olmasaydı olmazdı.kömür olmasaydı olmazdı. insanın aklı var, bunları düşünebiliyor ve bir gün öncesinden plan yapıyorlar.

    bir papatyanın olması için gereken, hava, su, rüzgar, güneş, toprak hepsi herhangi bir toplantıya ihtiyaç duymadan ve sırası ile o papatyanın olmasına yardım ediyorlar. ve bu etkenler cansız varlıklar. biri bana bunu açıklasın. bunları allah tan başka kim yapıyor.

    edit1: hacım eksilemek kaçmaktır. ya özelden msj yaz. ya savunduklarımı çürüt ya da imana gel.

    edit2: hala cevap ve msj gelmedi, varsa kendine güvenen mesaj bekliyorum.

    edit3: ben ateistim diye ortalıkta gezmeyin lütfen, inanmadığınız her neyse onu savunmaktan aciz olmayın. ben her zaman burdayım.
    5 ...
  33. 342.
  34. basit bir proteinin oluşumudur. kanıt çok, bakan yoktur.
    (bkz: #19548245)
    4 ...
  35. 341.
  36. yeni önerilerin eski önerinin yerini alabilmesi için yani heresi durumuna düşmemesi için -ki ateizm bugün bile marjinal bir akımdır-sağlam yani eksiksiz gediksiz olması gerekir, beşeri sistemlerde işleyişin daha önemli ve gözden kaçırılmaması gereken yönü budur, sağlam argüman diyor yazar arkadaşımız, evet inanmak bir gönül işidir de yani kanıtı olamaz, lakin anlatmak istenilen şudur ki ateistlerin de argümanları sağlam değil. bu tartışmada asıl mağlup taraf ateistlerdir. ateizm yeni değil zaten asırlardır süregelen bir gelenek, o da kendine has bir düşünce sistemi, kimi ateizmini felsefe ile bağdaştırarak yapıyor kimi ise bir tanrısı olmayan diğer bir dini sistemle yapıyor, ama yapıyor eninde sonunda.

    ha bir de sokaktaki adamın zihniyetini * küçümsemeyin aslında dinle ve vicdanla ilgili en sağlam delillendirmeyi (bkz: ümmilik) onlar yapıyor da biz tahta sıraların üzerinde dirsek çürütenler buna tekrar ulaşmak için yıllar tüketiyoruz.
    1 ...
  37. 340.
  38. Kanit bekleyen kisinin acabilecegi baslik. Komik olan ise yoklugunun da kaniti olmamasi. Kisi eger icinde hissediyor ise varligini yada yoklugunu bilir. Ahmaklar ise farkli yerlerde delil arar. Uzaklarda aranmamasi gerekir, bulunmak istenen vicdanda dir.
    1 ...
  39. 339.
  40. kanıt göstermek zorunda olmadıklarından kaynaklanan bir durumdur. ayrıca yokluğunu da ispat edip kanıt gösterebilen oldu mu ki şimdiye kadar?
    2 ...
  41. 338.
  42. bir kanıt olmadığı gibi, yokluğunu da bir kanıt yoktur.
    bu yüzden en tutarlı terim agnostisizm dir.
    ateizm de en az müslümanlık kadar tutarlıdır.
    ama bana soracak olursanız tanrı varsa da yoksa da boşverin.
    1 ...
  43. 337.
  44. Kim buldu ettiye girersek iş daha karışır. Çinlilere kuran-ı kerim inmedi ama adamlar gittiler barutu buldular. Demek Kuran olmadan da insanlar bir şey bulabiliyor.

    Aztekler de bir takvimler falan çizmişler; dünyanın dört bir köşesinde kuran yağmuru olmamış; kızılderililer bir şey bulmuş, Avustralya'daki yerliler bir şey bulmuş, Ruslar bir şey bulmuş, Araplar bir şey bulmuş. Bir şey bulmak için kitaplara ihtiyaç duymamış insanlar.

    Ateistleri alt edecekseniz daha sağlam argümanlar sunmalısınız; kalbinizde hissedin olay bitti derseniz adam ben 48 saat camide eğilip kalkıyorum ama bir şey hissedemiyorum der olay kapanır. inanç, gönül kalp işidir, ispata falan niye uğraşılıyor onu anlamış değilim ayrıca.
    2 ...
  45. 336.
© 2025 uludağ sözlük