kanıt var da, kuran'ı kerim'de de belirttiği gibi akledebilenler için var. allah akıldan sonraya koymasın diye bir laf vardır bir de. bir de dogma deniyor. yemişim dogmasını, her şey bariz kanıt niteliği taşırken neyin dogması. bir arkadaşımdan çalıntı* yaparak bu durumu açıklamak istiyorum.
--spoiler--
tepemizde yanan bir gezegen* var, yine olağan bir gün.
--spoiler--
kanıt vardır, yoktur tartışmasına girmek istemem ayrıca hayatıma dini kurallar çerçevesinde yön veren biri de değilim ayrıca mevzu tarşılamayacak kadar öznel bir konu. ben de bu sınırlar etrafında sadece hislerimi paylaşmak isterim amaç sadece kendini ifade etmektir diyerekten allah'ın varlığına hem fikren hem de gönülden inanıyorum çünkü hayat çok adaletsiz ve bence bu adaletsizliği hiçbir insanoğlu hak edemez. örneğin, doğarken ölen bir bebeğin boşluğa gittiğine ve var olmasının hiçbir şey ifade etmediğine hiçbir güç inandıramaz beni.
dokunulmaması gereken konudur. ey kafir kardeşlerim, siz sakın bu modern ateistlerin çabalarına destek vermeyin; eğer iman sahiplerini kıllandırır ve "kanıt kanıt" diye söylenip kendilerinden beklenen geleneksel masallarına müdahale edersek en güzel eğlencemizden mahrum oluruz.
bu iman sahipleridir ki putperestlere "kanıtınız nerede" diye sorup aynı suyla abdest almaktan kaçınır; onlar başka dinlere "yalan" diye söverken kendi dinlerine kanıt olarak yine sadece kendilerini sunabilenlerdir. emsalsiz bir fikir karadeliği...
"senin istediğin şekilde bir kanıt gösterilebilseydi, senin gibi bir andaval ile allah'ı bir sivrisineğin kanadında bile görebilen ufku açık, vicdan sahibi bir insan arasındaki sıklet farkı bu dünyada nasıl belli olacaktı, elmasla kömür nasıl ayrılacaktı?" diye cevap verilirse, karşı taraf nezdinde milim oynama olmaz ama belki sizin ciğeriniz soğur bir nebze.
bu gizlilik hali akıl edenler için bir nimettir ve cennete girmelerine vesile olacaktır.
ve aynı zamanda bu tip andavallar için bir musibettir, cehennemi onlar için "hak" yapar.
sen nasıl bir paşa torunusun da tüm insanlık tarihi boyunca lütfedilmemiş bir nimet (kanıt) sana sunulsun?!
gör kanıtı, kapan secdeye, ölene kadar kafanı kaldırma, af dilen, rahmeti bol (cc) seni affetsin, kazan rızayı, gir cennete...
yoktur diyenlerin de kanıt gösterememesi. kanıt her zaman doğru yola çıkarmaz, bilimde bile "assumption" denilen faraziyeler vardır, onlar bile sorulmaz, sorgulanmaz. onla başlar üzerine bina edersin. bunu da böyle düşünebilirsiniz a ilimdar arkadaş.
bunun ''bilim'' değil, ''inanç'' olduğunu anlayamamanın şuuruyla ifade edilmiş cümledir. mesela bir elbisenin kendine çok ''yakıştığını'' iddia eden bir insandan bunu kanıtlamasını isteyemezsiniz. ''gidip birilerine sorsun'' diyebilirsiniz içinizden ancak sorulan herkes ''yakıştı'' dese bile bu bir kanıt değil, tekerrürdür. neden kanıt değil, sadece tekerrürdür diye soracak olursanız; daha önce sorduğunuz kişilere farklı bir zaman diliminde o giysiyi sorsanız, bu sefer beğenmediklerini dile getirebilirler. kanıt ne demektir; gerçekliği değişmez şekilde ispatlamak. ama bu değişebiliyor, demek ki inanç kavramının kanıtlanabilmesi imkansız. yani biraz daha duru, açık bir şekle dönüştürmek gerekirse; inanç, kişiden kişiye, zamandan zamana farklılık gösterebilen bir durum. bu nedenle allah'ın varlığını da yokluğunu da kanıtlamak diye bir konu yoktur, sadece inanç vardır.
al lan burdayım kıvamında olsaydı zaten bu başlığı açmak yerine bünyeyi fuleli bir cemaat mensubu kıvamına sokabilecek, sınav sorularını bekleyen şakirt misali "imtihan" ın maksadını anlayamamış bünyelerin kurabileceği tespit cümlesidir.
bu tarz düşünen insanlara, diyanet vakfı tarafından hazırlanan ve 2010 yılı basımı olan kuran-ı kerim'in mealini okumalarını öneririm. orda bir çok ayette bu deliller açık bir şekilde anlatılmaktadır. önyargısız bir şekilde bakmak yeterlidir.
aslında görmek isteyenler için mevcut kanıtlardır. aslında burnunuzun dibinde ama ışığın hızından dolayı arada 5 milyar ışık yılı mesafe olduğu için görüntüsü ulaşamıyor.
doğru olmayan tespittir.
bu durum; dışarda her yere değen o pis parmağının ucundaki mikrobun da buna benzer düşünerek, insan yoktur demesine benzer.
aslında o insanın derisi üzerindedir, fakat cehaletinden fark edemez. yanındaki mikrop, insan çok büyüktür ondan göremiyoruz
dese de bu mikrobu asla ikna edemez.