bir kanıtlarının olmamasındandır. olması da gerekmemektedir, üzgünüz ki tanrının varlığı bilimsel yöntemlerle araştırılamamaktadır, o yüzden "inanç" denilmektedir.
görmek, allah'ın bize bahşettiği göz nimeti, organıyla gerçekleşen bir hadisedir.
yani ateist kendisiyle çelişir. gösterirsin göremez. söylersin duyamaz.
7. araf suresi
179, Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. işte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. işte asıl gafiller onlardır.
olay zaten sürekli bir ispat üzerine olsaydı herkes inanır ve imtihan formatından çıkardı durum. burada mutlak bir itikat durumu var. herkesin inancı kendine. ben yaşadığım müddetçe inanırım, elimden geldiğince ibadet edip yasaklara uymaya çalışırım. girdiğim günahın cezasını bilir ve razı olurum.
diyelim ki sen haklısın. o zaman yaptığım ibadetler hayatımdan zaman kaybı olarak eksilir. kaybedeceğim bu olur en nihayetinde.
inançlılarınki aslında sadece Evrenin sebebi ile Tanrıyı aynı şey zannetmektir.
Bu da inançlıların yanılgılarından biri. tanrınn neden varolduğuna dair kanıt getirirken, bir şeyi kanıtlamaya en çok yaklaştıkları nokta (ki burada da bir şey kanıtlayamazlar ama o ayrı konu), evrenin bir sebebi olması gerektiğidir. Fakat farz edelim ki bu kanıtlanmış olsun ve evrenin bir sebebi olması gerektiği ortaya çıksın. Bu yine de bu sebep Tanrıdr demekle aynı şey değildir. inançlı zihin her nedense sebebini bilmediğimiz bir şeyi ortaya çıkardığında Tanryı kanıtladığını düşünür. inançlının zihninde Tanrı bilinmeyen her şey için cevaptır. isin garibi, kanıt bile gerektirmeyen bir cevaptır. Bir şeyin sebebi bilinmiyorsa, bu, o şeyin sebebinin göksel dinlerin Tanrısı olduğunun kanıtıdır.
Bu nasıl bir mantıktır siz düşünün. Her şeyden önce, eğer evrenin sebebi üzerine spekülasyon yapacaksak, Tanrı fikri kadar popüler olmayan pek çok açıklama da akla gelir. Bunlarla fazla karşılaşılmaması, bunların mantıksal açıdan Tanrı fikri ile eşdeğer olmamaları, hatta ondan daha mantıklı olmamaları anlamına gelmez. Nitekim Evrenin sebebi deyince, bu sebebin zeki ve amaç sahibi bir sebep olması bile gerekmez. Eğer aranan sadece bir sebepse, bu sanal bir parçacık veya boşlukta simetri kırılımına sebep olan bir kuantum dalgalanması bile olabilir.
aslında kanıtlar her yerde hatta bu başlığı açan bile başlı başına bir kanıt ama zaten inanmak istemeyince doğrular insanın gözüne gözüne sokulsa bile bi işe yaramıyor.
Başı sıkıştığında kimseden yardım isteyecek durumu olmadığında , bir mucize diye beklemekte bir şeylerin varlığının göstergesine inanmaktır.Farkında olmasanda bu bir kanıttır.
+Allah var mı?
- yok.
+peki neden yok?
- çünkü onu göremiyorum ve buna kanıt da gösteremiyorum.
Peki ben sana bir soru daha sorayım.
+beynin var mı?
- var.
+ peki onu görüp, varlığını kanıtlayabiliyor musun? Hayır ancak düşündüğünü biliyorsun değil mi? Ve bu düşünceler seni beyninin olduğuna ikna ediyor. Yani sen beynin olduğu için düşünmüyorsun, düşüncelerin olduğu için beyninin olduğunu biliyorsun. Ve eğer sen allah'a dair bu kadar bile bir inanç beslemezsen elbette ona inanmazsın. Sen başına kötü bir şey geldiğinde "adalet nerde lan!" Diye isyan edersin ancak iyi gününde hiçbir zaman şükretmediğin gibi, tanrı tanımaz olursun (ateist.) Düşünsene sen bir insanı dahi sevmezsen, onun iyiliklerini görmezden gelirsen, o kişi sana iyi davranır mı? Çok geniş düşünmene gerek yok. Ve emin ol ki sen, doğru yolu bulabilecek birisin. islam benden bunu istediği için demiyorum bunları sana. Senin islam'a ihtiyacın olduğu için diyorum.
- eşhedu enle ilahe illallah ve eşhedu enle muhammeden abduhu ve resuluhu.