allah'ın insanoğlunu yarattığını kabul edersek akıllara şu soruları getirten entry; yarattığı şeye nasıl güvenmez? güvenilmeyecek yönleriyle mi yarattı? zarı esnek olanlara güveni sonsuz mu?* kadınları nasıl bu kadar aşşağalık varlıklar olarak görüyorsunuz anlam veremiyorum.(bkz: programcı yazılımına güvenseydi anti-virus yapmazdı)*
insanların bu zar olayını bu kadar abartmasını anlamak mümkün degil.bir namus göstergesi degildir zar.bu zar denilen sey sadece bir embriyonik artıktır.*hatta bazı kızlarda da yoktur.bu cümleyi söyleyen insanlara şiddetle duyurulması gerekmektedir.
bu konu tartışılırken yoğunlaşılmasının doğru olduğu nokta zannımca..
evet iki nokta..
neyse, işte o nokta şu ki, asıl mesele zarın varlığından ziyade, cinsel ilişkinin olup olmadığıdır.
benim zarımı güvensizlikten değil el alışkanlığından koymuş.
anacım minnacık zarcık parçası yüzünden çarpılacağım ona yanıyorum.
iki eliyle bir sapını doğrultamayanların sözü.
inanın ki böyle. daha zar nedir? kadının neresindedir bilmezler bile. eminim ya. gelsin aksini ispat etsin. üste beynini ben ısmarlayacağım.
edit: ha bir de aynısından annesinde de vardı zamanında. kıyamıyorum söylemeye.
özgüven eksikliği çeken insanların uydurduğu iddiadır. önce kendine güven sonra allahın güvenini sorgula arkadaşım, erkekler kendilerine güvenseydi zar takıntıları olmazdı.
peki sorarım size bir erkeğin başka bir erkeğe vermediğini nasıl kanıtlarsınız?
geçsinler bunları kafalarının içinde beyin yerine sıkışmış sperm taşıyanlar.
zar beyinli bünyenin sıçtığı cümledir. üzerinde sayfalarca yazıp çizmeye değmeyecek, kendini tanrının elçisi zannedip, adına konuşan bünye rahatsızlığının kanıtıdır.
insan tarafından götten uydurma bir sözdür. günümüzde geçerliliği yoktur. zira zar; tanrı ile kadın arasındaki bir şey değil, kadın ile erkek arasındaki bir meseledir. yapılmış bir şeyin derdi tanrıyı değil, sadece insanı gerer. bu tip netameli konularda da "şu beyinin sıçtığı, bu beyinin bilmem nesi" deyip geri çekilmek abesle iştigal ve acizliktir.
yazarda çeşitli sayıklamalar yaratması muhtemel önermedir.
şöyle ki,önermeyi duyan yazar yahut yazarımsı karşısındaki sözlüğü kişileştirir ve muhabbet başlar:
--bir anlaşma yapalım sözlük; sende böyle saçma bir başlık açılmamış olsun, ben de sol framede bunu görmemiş bu başlığa yazmamış olayım.
zar, zarlar ve zar kafalılar üzerine verip veriştiren lakin sinirini alamamış yazarın, "çay ister misin yavrum" diye seslenen ebeveyni ile tartışmaya dalması da kabildir.
aslinda olay allah'in kadina guvensizligi degil, erkek zekasina guvensizligidir. bu kiz her onune gelene verir, ama bizim salak bunu anlamaz diye dusunmus oldugundan, erkegin isini kolaylastirmak icin kadina zar koymustur. ama ustun kadin zekasi bu soruna da uygun cozumler bulmustur elbet. bizim garibim erkek de hala "zari olanin namusu vardir" mantigi ile salak salak ortalarda gezinmektedir.
kızlık zarı denen şeyin kendi kendine bozulduğunu falan düşünen zihniyet ürünüdür.
zar kadındadır, ama bozan kimdir? o zaman şöyle de diyemez miyizdir; "allah erkeklere güvenseydi, kadınlarda zar diye bir şey yaratmazdı." gerçi, her iki türlüsü de "bir deli kuyuya taş atmış" kıvamında önermelerdir ya neyse.
bir de, sende zar diye bir şey yok diye, istediğin kadar seks yapıp, hala bakir kalabilmek gibi bir özelliğin mi oluyor nedir? bu, bu kadar yüzeysel bir olay değildir sanırım. sen hiçbir şey düşünmeden zevkini al (nasılsa zarın yok yani), sonra kendi payına düşeni görmeden "allah'la konuştum, kadınlara güvenmiyormuş bıdı bıdı" modunda bir şeyler söyle. zina kadınlara zinaysa, erkeklere de helal değildir herhalde.
