dünyayı eğer bir kum tanesi kabul edersek samanyolu galaksisi bir stadyum büyüklüğündedir. eğer samanyolu galaksisini bir kum tanesi büyüklüğünde düşünürsek evren bir stadyum büyüklüğü kadardır. ve evren büyümeye devam etmektedir. diyelim ki bu büyüklükteki evrende yalnızca dünyada yaşam olduğunu varsayarsak; inanılmaz tesadüflerle dünyada kendiliğinden yaşam oluşma ihtimali, dünyanın evrendeki boyutunu düşünürsek, neredeyse kesinliğe varan bir olasılıktır.
hehe siz malsınız lan bak ben allaha ininmadığımı söylüyorum cenabet geziyorum bişey olmuyor demek ki yok öyle bişey diyen salak insanlardır. muhatap olunmamalıdır.
kız çocuklarını öldürmek cahiliye döneminde arapların geleneğidir, bir islam geleneği değildir, tam tersi islam çocukların öldürülmesini yasaklamıştır, saldıran olmadığı sürece savaşı dahi yasaklamış bir dindir.
kız çocuklarının öldürülmesini islamı gelenek sanıp inanmama sebebi göstermek hatadır.
kuran okumanın yarısı kadar fizik ve biyoloji okuyan öss yi belki kazanır ama hayatın gerçek yapısını asla keşfedemez, zira asıl fizik ve biyolojinin çoğunu okuyan insanın allah'a inanma sebeleri artar.
görüyoruz ki genellikle inanmama sebeleri cahillikten kaynaklanan yanlış bilgilerdir.
özellikle defalarca edilmiş dualara ve yine özellikle tanrı'nın ''bana dua edin vereyim '' dediğinde hiçbir şekilde cevap vermemesi ile sonuçlanmış bir durum ayy dumur olma meselesi.
inanmamaya koşullandırılmak. inanmanın da en büyük sebebi yine inanmaya koşullandırılmaktır. beyin yıkama işlemi sadece terörist oluşumlarla, devletin ideolojik aygıtlarıyla ilgili değildir. en büyük beyin yıkayıcılar ailelerdir. allah yanlış koşullandırtmasın sevdiği kulunu.
bir de akıl var tabi. sadece inanca güvenmeyen, güvenemeyen, illa ki kanıt isteyen insanlar var.
aile de inanmıyorsa, tanımazsın, bilmezsin. bilmediğin, tanımadığın şeyin yokluğunu da hissetmezsin. iç huzurla hayatına devam edersin. inandan bi farkın yoktur. elbet hepimiz ölücez.
hristiyanlığın tamamen uydurma bir eski mısır kültünden gelen din olması. (bkz: zeitgeist)
müslümanlığın insanları bağnazlaştırması. çocukluktan beri bize hep bunu dinin öğretilmeye çalışılması.(kendi çocuklarıma hepsini öğretmeyi ve onların seçmesini planlıyorum) dini yanlış yorumlayan insanlarla dolu bir din. ki genel sebep;
somut herhangi bir kanıtı olmaması. bunun da (bkz: agnostisizm)'e itmesi.
dediklerine göre görmediğim şeye inanmam . bu ne kadar bağnaz bir cümledir . zaten sana denilmiyorki gördüğüne inan hissettiğine inanacaksın.
birine aşık olursun onu seversin bunu hissedersin üzülürsün ağlarsın bunlara inanmandaki sebep hislerin . hislerin sana mutluluğun var olduğunu anlatıyor .
hadi hisleride geçtim hiçbirşey kendiliğinden oluşamaz bir yaratıcı olmalı . doğaya yahut evrene bari tanrı de bu bi nebze ateizmden uzaklaştırır yine.
ateizm o kadar çaresizce ve aptal bir inançtır ki .
beyninede inanmayan insanlardır tanrıya inanmayanlar
ve göreceklerdir ki tanrı vardır ve sizi izliyordur.
sadece kalbinizle , hislerinizle görün ...
etrafta müslümanım, hristiyanım vb diye gezinen ancak kutsal kitaplar ile zerre kadar alakası olmayan yüzbinlerce insanı görüp, dinsiz olmak durumu. Ancak kişi, bu kötü örneklerin yerine iyi örnekleri de arayıp bulmakla da yükümlüdür. En azından Kuran'ı Kerim'i okuyup, anlamaya çalışmalıdır. Buna rağmen Allah'ı yine de reddediyorsa, umarım kendisine birgün hidayet ulaşır. Zira, kafir olarak ölmek çok sakat bir durum. Dinimizden zevk alabilen insanlardan olalım inşallah.
'darwin teorisi'' bir çoğu için yeterli sebeptir ancak hiçbir dini kitapta yaradılış ile ilgili detay verilmemiştir. allah sadece ''ol'' demiştir. yani bu yüce güç nasıl olmasını istediyse öyle olmuştur herşey. önce balık olsun, suda yüzsün, sonra ayakları oluşsun, karaya çıksın, şununla çiftleşsin, şu tür oluşsun ..vs tarzında detaylar yoktur. bu yüzden darwin in teorisi tanrıya inanmamak için yeterli bir sebep değildir.
herşeyi yaratann mutlak bir gücün varlığına aklı olan her insan ulaşabilir.
mutlak bir güç var.
sorun şurda dinlerin anlattığı gibi günah ve sevap kavramı yok.
kötülük iyiliğe eşit onun katında. hatta dahada iyi belki.
istanbulda bir üst geçitte güneşin o kızgın sıcaklığı altında akşama kadar ayakkabı boyayan ve eve gidip dininin her gereğini yerine getiren ezilen, sefalet çeken bir insan bir yanda.
yine en lüks arabalarla dolaşan, dilediği yemeği yiyen, dilediğini giyen bir insan diğer yanda.bu insanda ibadetini yapıyor allaha karşı dinin gerektirdiği herşeyi yapıyor.
peki soruyorum;
bu insanların kusursuz ve günahsız amellerine göre,
ikiside cennete gidecek.
eğer o fakir olanın diğer tarafta artısı olacak ise o zengin olanın sucu ne?
hyr olmayacaksa bu dünyada o fakir olanın sucu ne?
sana sesleniyorum ey yaratıcı, bize adeletli olun diye göndermissin elçilerinle;
--spoiler--
istanbulda bir üst geçitte güneşin o kızgın sıcaklığı altında akşama kadar ayakkabı boyayan ve eve gidip dininin her gereğini yerine getiren ezilen, sefalet çeken bir insan bir yanda.
yine en lüks arabalarla dolaşan, dilediği yemeği yiyen, dilediğini giyen bir insan buda ibadetini yapıyor allaha karşı dinin gerektirdiği herşeyi yapıyor.
--spoiler--
yine en lüks arabalarla dolaşan, dilediği yemeği yiyen, dilediğini giyen bir insan buda ibadetini yapıyor allaha karşı dinin gerektirdiği herşeyi yapıyor olsaydı bir önceki ifadede sefalet çeken insan olmazdı. tabiki bir müslüman zengin olma hakkına ve bu zenginliğin getirdiği refah ile yaşama hakkına sahiptir ancak islamın gerektirdiği herşeyi yapmışsa.
Her kim peşin isterse, dünyada ona, istediğimiz kimseye, dilediğimiz kadarını peşin veririz. Sonra ona cehennemi hazırlarız; kınanmış ve (rahmetimizden) kovulmuş olarak oraya girer.
(iSRA/18)
Bir atletizm pistinde 5000 metre yarışında bütün atletler aynı hizadan başlasın demek gibi birşeydir bu.
Allaha inanmamaya bulunan sebeplerde gittikçe basitleşiyor adeta bir çocuğun istenen bir işi yapmamak için sudan bahaneler uydurması gibi.Bir kere kaliteli bir ateist Allaha inanmamaya değil yaratıcıya yada Tanrıya inanmamaya ifadesini kullanırdı.
Zenginle fakirin eşit şartlarda yarıştığını iddia edemez kimse bir kere zenginin sorumlulukları kolay değildir paranın insanı ne kadar kendine bağladığı rahatlıkla görülebiliyorken bir zenginin parasının belli bir oranını fakirlere vermesi kolay birşeymidir.
Bir fakirin ise sadece sabretmesi bütün bunlara bedeldir.Ayrıca asıl hayat ahiret hayatıysa orda kavuşulacak imakanlar daha önemldiir fakir az bir çabayla bunlara ulaşabilir rahatlıkla.
Kusursuz ve günahsız hayatları sonucunda bu dünyadaki sıkıntıları extra puan rahatlığı eksi puan kazandıracağından fakir sonsuz hayatta daha avantajlı olacaktır.Çünkü cennet tek düzeyden ibaret değildir.
edit:entry'i giren arkadaşa ateist demedim yanlış anlaşılmasın.Yazarın bir ateistten alıntı yaptığını yada ondan duyduğunu yazdığını düşünmüştüm.
dünya bir imtihan yeridir.karşımıza çıkan her şey bir sorudur.
sınav kağıdının ne zaman alınacağı(ölüm) belli değildir.
burada çıkan soruların cevapları ilahi kitaplarda ve peygamberlerde vardır.
herkes istediği şıkkı işaretlemekte özgürdür.yanlışı seçen de doğruyu seçen de engellenmeyecektir.
sorular
1.zenginsin;
a)fakiri hatırlayacaksın ,şükür edeceksin. b)insanları küçük göreceksin, allah a nankörlük edeceksin.
2.zekisin;
a)zekanı allah yolunda iyi işler için kullanacaksın, şükredeceksin b)zekanı kötü kullanıp insanların başına bela olacaksın.
3.engellisin;
a)sabredeceksin. b)isyan edeceksin.
4.kainatı görüyorsun;
a)her şeyi tesadüfe bağlayacaksın b)her şeyin planlı olduğunu farkedeceksin.
