allah'ın var olduğuna inanıp, söylediği ve kulları üzerinde farz kıldığı; namazını kılmayıp, orucunu tutmayıp, malının 40 da 1 i kadar zekaat vermeyip, maddi durumu iyi olup hacca gitmeme durumudur.
neden böyle yapar bir insan? inandığı halde hala inatla gençliğinin getirdiği enerjiyi boş işlere harcar da yaratıcısı olan için hiçbir gayret ve çaba içersine girmez. neden ulan neden?
cevabı içinde saklı bunun, evet evet...
çünkü işine gelmez, gençliğini böyle şeylerle(!?) harcamak istemez eğlenmesine, keyfine bakar hemde hayasızca söyler bunu. belki dışa vurmaz ama içten içe neden budur. yaşlandığında hepsini yapacağını düşünür gerzekce. bilmez ki bugün var olup yarın olmama ihtimalinin varlığını. biran önce kendine gelip inancının gereğini gerçekleştirmeli ki ahirette g.te gelmesin.
haa, oldu da yıllarca yaşayıp yaşlandığında da elden ayaktan düşünce, başkalarına muhtaç durumda yaşadığını düşünmek bile istemiyorum.
o içinde bulunduğu pişmanlık müthiş olacaktır. ama artık iş işten geçmiştir.
sözümü peygamber efendimizin bir hadis-i şerifi ile bitirmek isterim.
Kıyamet günü insanlar şu dört şeyden sorguya çekilmedikçe yerlerinden ayrılamazlar: ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini nerede harcadığında, malını nereden kazanıp nereye harcadığından ilmi ile ne amel işlediğinden.;
Hz Peygamber (s.a.v.) bu nasihatinde iş işten geçmeden, henüz elde fırsat varken uyarıp ikaz ediyor.
Bugün; dünya hayâtında çalışmak ama hesaba çekilmek, yarın; ahirette ise hesaba çekilmek ama çalışmamak var!
Bu uyarı ve ikazların anlam ve hedeflerini kavrayıp, ardından da yaşantılarını bu uyarı ve ikazlar doğrultusunda düzenleyenleriniz, hem dünya hem de ahiret mutluluğunu kazanırlar. Ama kim de öğüt almayıp bu uyarı ve ikazları dikkate almazsa, hem dünya hem de ahiret mutluluğunu kaybeder. Çünkü dünya yok olmaya, ömür son bulup tükenmeye doğru hızla yol almaktadır. Allah katında olanlar ise elbet sürekli ve kalıcıdır.'.
yıllar sonra gelen düzeltme : bahsedilen durum teistler için geçerli değildir.
gayet normal olan bir durumdur. allah'a iman ile kitaplara iman ayrı tutulur. yani adam allah'ın var olduğuna inanıp kitapta yazılanlara inanmaz ya da onları kabul etmeyebilir.
allah'a inanmaya ama hiçbir dini kabul etmemeye dayanır ve böyle insanlara deist denir.
bu kişiler allah'ın varlığını kalben kabul etmişlerdir fakat tüm kitaplardan ve insan eli değmiş, insanlarca korunan her şeyden şüphe etmektedirler. bu sebeple kitaplarda belirtilen şartlara kuşkuyla bakarlar ve yerine getirmezler.
tanrının dünya-üstü bir varlık olduğuna, ve din olgusunu insanların tanrıya yaranmak için yarattığına inanan şahıstır.
kısacası, tanrıyla kendisi arasına kural sokmayan adamdır.