"sacma bir iddia.
zira her bölgede mutlak olarak din kurumu var ve buraların onayi geçmeden çeviri kuran basılamaz.
aynı şekilde bir kişi böyle bir şey basmaya kalkarsa dünyanın her yerinde hukuki olarak suçlu çıkacağından cesaret edemez.
eğer elimizde sadece bir çevirmen olsaydı dediğin doğru olurdu.
ne yanı allah'in binlerce dilde kitap mi indirmesini bekliyorsun?"
bugünün koşullarında düşünme, bunu yüzlerce yıl öncesine sar, hani o günlerde de her bölgede resmi din kurumu var ya güya sizin demenize göre.
hikaye bu ya; adamın biri atladı atına gitti kuzey diyarlarına elinde bir kitap ama kendinden başka kimse anlamıyor ama diyor ki bunlar yaratıcının kelamı. topladı milleti etrafına anlatıyor, etkili de bir hatip dinletiyor kendini, inandırıyor. fakat gelgelelim ya niyetinin bozukluğundan ya da akıl hastalığından yalan yanlış anlatıyor ama o kadar güzel anlatıyor ki kendine inanan bir sürü insan buluyor. nasıl olacak şimdi bu iş? duyduklarının doğruluğunu nasıl teyit edecek o insanlar, bundan 1000 yıl önce.
Altın ve gümüş zaten kazanılmış maldır. Altının gumusun sahıbıde zaten çiftçi, tüccar, esnaf, sanatkar dir.
Lakin şu mesele can alıcı; cıftcıden üretim maalıyetıne göre yüzde 10, 20 gibi zekat alınırken, kabzımanlardan ve esnaftan neden alınmıyor? Laik sistem olunca ticaret ahlakıda bu oluyor.
Son 200 yıldır islam devletinin olmadığını da göz önünde tutaraktan bunun islam devletinde bir malın karinin kaymağını aracı değil üretici yer kanısındayım. Yoksa adalet olmamış olur.
1) ilk donemde matbaa yoktu. Kuran sadece el yazmasiydi.
Bahsettiğin kişi eğer akıl hastasiysa, kendini güzelce ifade edip inandıracak bir hitabete sahip olamaz. Onun akıl sorunlu oluşu illa ortaya çıkar.
Eğer kotu niyetliyse, o dönemde kendi resmi dininden başka din kabul edilmeyen engisizyon mahkemelerinin olduğu Avrupa'da iki ayet degisik sunmak icin kendi inanmadigi dava adina canını neden tehlikeye atsin?
Aynı durum ülkelerde de geçerlidir ve hatta bu uğurda birçok tebliğ eden Musluman şehit durmuştur.
Kitapta sana her şeyi açıkladık demek, her şeyin aslını açıkladık demektir. Ornek olarak namaz kelimesi vardır ama namazda subhaneke okumamiz gerektigi herhangi bi ayette yazmaz.
Aynı şekilde bahsettiğin kitapta peygambere itaat ve dine dair bildirdiklerini vahiy olarak kabul etmeyi emreden birçok ayet vardır.
Demek ki Kuran'da sünnetin farziyeti dahil her şey bahsedilir.
ikinci olarak sizin burada kastiniz Kuranı kabul edip hadisi mi reddetmek? Yoksa Kuran'da hadislerin olmasını saçma mi bulmak?
Eğer birincisi ise Müslüman olmaya niyetlenmissinizdir. Aksi takdirde sorunuz mantiksizdir.
ikinci takdirde Kuranda biz açıkladık temali ayetleriyle hadisin varlığını ispat edemezsiniz.
Mekke müşrikleri nerede namaz kiliyordu?
ispatla bakalım.
Eğer kastın yahudi ve hristiyanlar ise evet ama onların da namazı islam'da bahsedildiği gibi aynı değildi. Kaldı ki onlar Mekke de oldukca azinliktilar.
Yani eğer yahudi ve hristiyanlarayni islamdan sonraki gibi namaz kiliyorlarsa namazlarında kuran ayetlerini de okumaları lazım. Kuranda once Kuran ayetlerinin okunması mümkün olmadığı için iddia da curur.
Bir tanrı kendisine inanmayan bir insan için savaşta dahi olsa " onları öldürün kollarını ve bacaklarını çaprazlama kesin yahut asın yahut yerlerinden sürün " şeklinde bi söz söyler mi la.
Bu nasıl bi cinnet nasıl bi kibir nasıl bi yok etme aşkı ?
Neden kabedeki putlari devirdi? Çünkü islam şeriatınin tamamlanisina gore putlara dönerek namaz kılmak haramdır. Zira bu insanları sirke tekrar ozendirebilirdi.
Lakin islam, hristiyan yahudi mabetlerine karışmaz. Oraya kible seklinde donulmedigi takfirde, kafirler orada istedikleri şekilde ibadet edebilirler.
Namaz klasik bir tapınma biçimidir. Ritüeldir. Senin taptığın allah el ilah tanrısıdır. Mekkeliler de ona iman ederdi ve kurbanını keserdi.
Aç öğren.
Dikkat et islam da allah vardır iman et denmez çünkü zaten inanılan bir puttur kendisi. Lat menat ve uzzayı eleyerek muhammed tek tanrılı bir din oluşturdu.
namaz kelimesi var namazın nasıl kılınacağı neden yok işte onu diyoruz, ayrıca mecaz ve deyimler var diye sen diyorsun.
ben de diyorum ki; allah kuranda kitabı açıkça indirdiğini söylüyor bu açıklanmaz hiçbir şeyin olmaması anlamına gelir. yani neden açıklama ihtiyacı hissediyorlar o zaman?
neden mecaz anlam veya deyim var. mesela allah şu şudur, bu budur gibi kesin anlamlar kullansaydı kişiler birbirine girmeseydi daha iyi değil miydi?
ya da allah baldırını gösterdi demek yerine insanların gözünden perdeyi kaldırdı deseydi daha anlaşılır olmaz mıydı?
evrensel bir kitapta neden arapça deyim var?
ayrıca allah kitapta her şeyi açıklamışsa kim neyi açıklıyor o zaman?
Savaşta bütün din ve ideolojilere gore karşıdaki kişiyi öldürmek için her şeyi yapmak gerekiyor. Aksi takdirde karşıdaki kişi seni öldürecektir.
Bir farkla, kısas hali müstesna islam asla işkenceye izin vermez.
Ellerini kesin ayeti ise kan dökmek için gizli planlar yaptığı yakalanan insanların hukmudur. Bu kişi fiile geçmediği için geçerli goruse gore oldurulmeyebilir. Ama yapsaydi birçok kan akitacakti fesat çıkaracakti. O sebeple bu ceza adaletin ta kendisidir.
Bu ateistlerın istediği şekilde bir kur an tefsiri, fıkhı, kelamı, kıyası ve her dilde ancak bin peygambere ve binlerce cilt olarak ınerdı diyeceğim mevzudur. O zaman da bu nasıl bir ilah bak Atatürk ün gençliğe hıtabesı bir sayfada neler anlatıyor, o kitabı Allah indırseydı böyle keskin bir bakış açısıyla indirir di derlerdi. Onun için boş tartışma olarak gördüğüm mevzudur.
1) Kuran'da namaz kılma şekilleri ve diğer fıkhı hükümlerin hepsi yazsa idi Kuran 20-30 cildi aşan ve asla okunmayan bir kitap olurdu. Ana mesajı bogulurdu.
2) Kuran her şeyi açıkladığını söylerken birçok ayetinde sünnete uymayı da aciklayip emrettiğine gore bunu da açıklamış olur. Burada da bir çelişki ihtimali ortadan kalkar.
3) Yine başa döndük: eğer Arapça deyim kullanmak evrenselliğe aykırı tartışması yapılacaksa burada öncelikle kitabın Arapça oluşu eleştirilmelidir. Bu da sacma olur zira yeryüzünde binlerce dil var. Hepsine has kitap indirmek akla aykırıdır.
Yani Arap olmayan kisi, çeviri hariç Kuran'i anlayamayacağından zaten bu deyimi de anlaması mümkün değildir. Kuranı cevirme şartı Arapçayı çok iyi bilmek olduğundan, Araplarca bilinen ve hala çok yaygın olan bu deyimi bilememesi düşünülemez.
Bununla beraber Kuranda bulunan deyimler 5'i geçmez. Hele haram helal ayetlerinde bunları bulmak mümkün değildir.
1) Bir kişinin kalbinin temiz olması onun hata etmeyeceği anlamına gelmez. Peygamber de insandır ve hata yapabilir.
2) Bahsettiğin ayet Kuran'in hak olusunun en büyük delillerinden biridir. Zira sadece karizma ve hüküm sürmek için din uyduran kişi Kuranda kendisini neden elestirtsin? Ben olsam kendimi iyice yucelttirirdim.
haha, kuranda açıklasaymış da böyle olurmuş, zaten açık indirdim, her şeyi detaylı açıkladım diyor. kendi diyor kuranda ayet bile gösteririm bunla ilgili yığınlarca.
deyim ve mecaz kullanmasının dini anlamada sorun oluşturacağını söylüyoruz sadece ve allah bu kitabı açık indirdiğini kendi de söylüyor, ben arapça bilmem, deyimini bilmem, mecazını bilemem.
o halde bu açık indirdiği kitabı kime indirdi?
ayrıca hadiste diyorsun ama sunni ve şiaların namazlarının farklı olduğunu biliyorsun umarım, yani bir anlaşma yok. senin hadis dediklerini de kendi kafasına göre yorumlayıp ona uyan var.
ha diğeri kafirdir sana göre bilemem ama namaz konusunda bir uzlaşma yok.
her yerde namaz kıl değip yok namazı açıklaması uzun sürermiş, ebu lehep e sallayacağına namaz 5 rekattır diye yazsaymış o zaman.
"ilk donemde matbaa yoktu. kuran sadece el yazmasiydi.
bahsettiğin kişi eğer akıl hastasiysa, kendini güzelce ifade edip inandıracak bir hitabete sahip olamaz. onun akıl sorunlu oluşu illa ortaya çıkar.
eğer kotu niyetliyse, o dönemde kendi resmi dininden başka din kabul edilmeyen engisizyon mahkemelerinin olduğu avrupa'da iki ayet degisik sunmak icin kendi inanmadigi dava adina canını neden tehlikeye atsin?
aynı durum ülkelerde de geçerlidir ve hatta bu uğurda birçok tebliğ eden musluman şehit durmuştur.
rasyonel örnekler veriniz."
yan yattı çamura battı diyerek savuşturulmaya çalışılan durum. teyzeminde bıyıkları olsa dayım olurdu amk. sen benim soruma cevap ver sayın meczup. yok akıl hastalığı olsa hitabeti iyi olamazmış. la hitlere bak asrın akıl hastası nasıl iyi hitabeti var.
senin evrensel dediğin, allah kelamı dediğin sözler ne kadar evrensel bana onu kanıtla.