hak etmediği bir şekilde hayatını kaybeden genç.
ayrıca, insanların içindeki siyasal sorunlarını rahmetli ali ismail korkmaz ile püskürtmesi beni şaşırtıyor açıkçası.
dünyada acımasızca katledilen diğer insanların kimsenin gözünde gündeme taşıyacak bir değeri yokken, tek bir kişinin bu şekilde yıllarca gündemde kalması aslında kişinin içinde yaşattığı siyasal sorunların sebebidir. vicdanınız değil!
nefret ediyorum sizlerden!
Ne duygusuz aşağılık herifler var !!. Bize bunları gösterdi... O şerefsizlere o cezayı vererek dediler ki afferim yavrularım, afferim evlatlarım aynen devam gebertin hepsini biz önünüzde durmuyoruz... Aynen bunu söylediler o dört sene ile... Bizimle alay edercesine, o kardeşimizin ölüsüne sırtlanlar gibi sırıtarak, annesinin göz yaşlarından zevk alarak, o şerefsizleri tebrik ettiler, alkışladılar!!...
On yıl mı dediniz gerçekten,
Her tekmeye bir ay mı verdiniz içerlenmeden,
Geçmiş olsun mu dediniz vahşetin yüzlerine.
Geçmiş olsun taş yüreklerinize,
Yürek burkularak doğruluyor ellerinizde...
Acılarımız bulut oluyor gökyüzünde,
Umarım dolu olup yağar evlerinize.
Kederinizi istemiyorum,
Hiç bir şeyin hesabını soramayacaksınız biliyorum.
Yine de bir bakın annesine,
Elinde ki çerçeveye,
Gözlerindeki derin üzüntüye...
Sadece bakın,
Arkanızda bıraktığınız acı havuzuna...
işte oralarda boğulmanız dileği ile...
tek temennim bu çocuğun ölümünü meşrulaştırmaya, basite indirgemeye çalışanların evlatlarının da sokakta sopalarla, tekme tokatla dövülerek öldürülmesidir. daha sonra oy verdikleri kitle tarafından polis, doktor, hakim vs. eliyle katillerinin korunduğuna kollandığına şahit olmalarıdır. 8-10 kişi tarafından dövülerek öldürülmenin "kasten adam öldürme" suçu kapsamına girmediğini öğrenmeleri, katillerin mahkemede size pişkin pişkin bakıp gülmelerinin iyi halle ödüllendirilmesini görmeleridir.
ektiğiniz nefret tohumları, ayrılık tohumları elbet yeşerecektir.günü geldiğinde size acırsam kalbim kurusun derdim ama lanet olası olmazsa olmaz bir vicdanım var. hayatının baharında ölen ali ismail gibi sizin evlatlarınızada üzülürüm...
on yıl ile üzeri örtülmeye çalışılan temiz, masum çocuk. bu sonuç ta bize, ülkemizde adalet sisteminin kalmadığını, her şeyin kılıfına uydurulduğunu gösteriyor.
Ali ismail ömrünün baharında aramızdan ayrılan bir çok devrim şehidimizden biri. Hepsinin yeri bende, sende, onda, bizde ayrıdır. Hepsini çok severiz, hepsini yad ederiz. Ali ismail'i ise farklı severiz. Berkin Elvan'ı farklı severiz. Çünkü onlar bir başka bizdendi, bizim gibi düşünüyorlardı, bizim gibi safça bir şeyleri değiştirebileceklerine inanıyorlardı. Bunun için çabalıyorlardı. Yaşıtlarımızdı, akranlarımızdı.
O gece ali ismail polisler ve esnaflar tarafından hunharca katledildi. Hepimiz ibretle, söve söve izledik o görüntüleri. Kanımız dondu, ağladık. Daha acımız soğumadan, dün mahkeme kararıyla tekrar bir kez daha yıkıldık, bir kez daha yenildik. Öfkelendik, yakıp yıkmak istedik. Bu ülkenin adaletini de s*kip gitmek istedik. Yapamadık. Yumruğumuzu sıktık, masaya, duvara vurduk hıncımızla.
Gel gelelim ki o katillere ve yardakçılarına Ali ismail'in yaşı kadar ceza vermeyen hakime duyduğum kadar, Ali ismail korkmaz'ı "fenerbahçe yıkılmaz"a bağlayanlardan son derece rahatsızım. Ali ismail korkmaz orada fenerbahçe için direnmedi, aklında yoktu bile. Çıkıp Fenerbahçe taraftarı diye Ali ismail üzerinden fenerbahçe yıkılmaz sloganları atmak bana oldukça itici geliyor. insan olmanın gereği olarak; siyasi görüşünden, ideolojisinden, mensup olduğu dinden, tuttuğu takımdan sıyrılıp kim Ali ismail'i kucaklarsa, ailesinin acısına ortak olursa bununla gurur duyarım, sevinirim, minnet duyarım yani. Aslında bu yapılanın farklı bir şey olmadığını, memur Teoman gibi görevi icabı yapması gerekeni yapmak olduğunu bildiğim halde. Keza Fransa'da katledilen masum insanlar için. Keza Hrant için.
insanız lan insan. Ha bu arada Çıkıp Çarşı'nın veya başka bir Beşiktaş taraftar grubu Berkin elvan beşiktaşlı diye "Beşiktaş yıkılmaz" sloganı atsa tepkim yine aynı olurdu. Mesele Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray meselesi değil yani a dostlar. Rahatsız olduğum nokta buydu. Eyyorlamam bu kadar.
hala yasin börü, serap eser diye papağan gibi bikbikleyip adı üstünden geyik yapabilen lavuklar var. yok neymiş, bunlar da canımızmış da ali ismail celebrity yapılmışmış da...
ulan iki farklı olayı bir birinden ayırt edemeyecek beyin kapasitesinde insanlar var. üstteki iki ismi terör örgütü katletmiş, hesabın sorulacağı mecra bu noktada pkk. ali ismail korkmaz'ı ise devlet öldürdü, anladın mı koçum?
vatandaşının canını korumakla mükellef devlet, bu çocuğu sokak ortasında sopalarla dövüp kafasını çatlattı.
devletin hastanesindeki doktor(lar) müdahale etmeyip evine gönderdi.
devletin başındaki uzun adam televizyonlara çıkıp "ben vurun dedim" baabında açıklama yaptı.
devletin polisi olaya karışan şerefsiz esnafın kıçını kurtarmak için görüntüleri sildi.
seni beni koruması gereken devlet canını aldı olm çocuğun, neyin peşindesiniz? bugün ona, yarın sana...
entry girmek istemiyorum.
prim yapmak istemiyorum.
ne yasin'e ne berkin'e ne mehmet pişkin'e ne de ali ismail'e yazdım şimdiye dek.
anasını satayım.
hala acı yarıştıranları da sikeyim.
hala ideolojik bakanları da sikeyim.
pirim için 2 3 kelime yazanları da sikeyim.
19 yaşında bir gencin vahşi şekilde öldürüldüğünü idrak edemeyen piçlerin ta amına koyayım.
ben gidiyorum.
sokak ortasında dövülerek katledildi. polis-esnaf birleşip dövdü, kameralar kaydetti, polis kaydı silmeye çalıştı, mahkeme izledi, geriye annesinin beklediği adaleti alamayan yaşlı gözleri kaldı.
ali için üzülmemiş olabilirsiniz. herkesten insanlık beklemiyoruz ama saygı göstereceksiniz. gelip alinin adı altında kan yarıştırmaya kalkmayacaksınız.
Ulan anlamadığım adelet kavramını neden şimdi bu kadar irdeleyip içinin boş olduğunu afkuruyorsunuz. Sanki daha önceleri başka olaylarda adalet tam manasıyla tecelli etti mi? Ayrıca kimi niye niçin savunuyorsunuz. işinize bakın işinize.
serpil yeşilyurt ve annesi hanım yeşilyurt tinerci orospu çocukları tarafından kaçırıldı ve tecavüze uğradılar ve defalarca bıçaklandılar. anne ağır yaralara rağmen "kurtuldu" serpil ise vefat etti. peki ne oldu? önce ağır cezalar aldılar lakin ağır ceza 36 yılı geçemez yaşlarından dolayı dendi. ardından 2005 yılında yeni tck çıktı bundan yaranlanma ihtimalleri var bu yüzden "mağdur" olmasınlar diye serbest bırakıldılar. ardından savcı zekeriya öz itiraz etti ve yasanın kimi kapsadığının belli olmadığını ve böyle ağır bir suç işleyenlerin serbest kalamayacağı yönünde itiraz etti. adamlar bir yıl daha içeride kaldılar ve yine serbest kaldılar ki ardından dava bitti ve cezaları belli oldu. içeri girdiler lakin bu sefer de 2012 yılında yeni tck sayesinde cezaları suçu işledikleri dönemdeki yaşlarına çevrildi 15-16-17-18 yıl diye değişti
ali ismail. unutulmaması, unutturulmaması gereken gencecik fidan. niceleri gibi.
birkaç şey söylemek istiyorum, ne desem bilmiyorum. üzgünüm ve çok öfkeliyim. adaletin yalnızca içi boş bir kavram ya da bir kelime olmaktan öteye gidemediği bu ülkeye dair umudumu gittikçe kaybediyorum, kaybediyoruz. "sonunda hep iyiliğin kazandığı, sonunda hep iyilerin mutlu olduğu çizgi filmlerle büyüyen tüm efsane nesillerin iyilik kavramına olan inançlarını sorguladığı, kaybettiği bir ülke", türkiye. ali ismail. akranım. onun hayallerini, geleceğini elinden alan iğrenç varlıkların akıbetine bakıyorum. annesinin acısını tahmin edemiyorum. ateş düştüğü yeri yakıyor. yakmasın artık.
farklı kesimlerce mazlum ile zalimin göreceli olması ne acı. hala "siz bizimkine üzüldünüz mü biz niye sizinkine üzülelim" edebiyatı yapanlar var. olmayan adaleti yaratmalıyız hepimiz, başka yolu yok.