hurafeleri değil de insanları merkez alan bir din olduğu için tepki görmesi son derece normaldir. hep böyle olmamış mıdır zaten? hoşgörü değil de şiddete rağbet vardır (bkz: hoşgörü) dini islamda. bu adamlar "şiddet" kısmını almamışlar işte, aydın bu insanlar. neden tepki gösteriyorsunuz bu insanlara. bu insanlar yapılması gerekeni yapmışlar, inanmışlarsa bile "yorumlamışlar.". 1400 yıllık bir karanlıktan çok daha yeğdir.
yaşam felsefedir. eline, beline, diline hakim olmayı öğütleyen, her güzelliğin insanda olduğunu söyleyen, insana insan olduğu için değer veren bir felsefedir. anlamak her yiğidin harcı değildir. *
şiilik ile karıştırılmamalıdır. alevilik anadoluya özgüdür. türkiye de alevi olmak zordur. üç beş kıytırık insanın uydurma hikayeleri okumayan cahil halkın aklında yer etmiştir ve hala bunlar zırvalanır birileri tarafından. alevileri tanımak için içlerine girmek gerekir. cem evlerinde çay içmek gerek, sohbet etmek gerekir. kimseyi kovmazlar, terslemezler.
sünnilerin hiç birşey bilmediğini sadece alevilerin düşünme yetisine sahip olduğunu düşünen yazılan şiirleri kendilerince yorumlayıp kendilerini namazdan, gusülden, oruçtan muaf tutan kimseciklerin inanışıdır.
öncelikle sünni filan değillerdir. tıpkı caferiyye, ismailiyye, mutezile, vehhabilik gibi 72 fırkanın 71 adedinden biridirler. bu ne demektir? dinde yanlışa düşülmüş demektir.
bidad ehli demektir. sakallar o biçim, türküler o biçim, zikir yok türkü var, oruç yok bilmem ne yok... bu nasıl iştir arkadaşım. biz sizden bin kerre daha aleviyiz. maksat hz ali efendimizi sevmek ise!
bu mesele şia 'dan çıkmıştır. sonra aleviler de aralarında ayrılmışlardır. bakınız bu kimselerin trakya 'daki köylerinde domuz da yenir, türlü saçmalıklara imza da atılır. bu hakaret değildir, bir mevzudur. daha anlatırım da ağır kaçar, sonra benim kulaklarımı çekerler filan...
sünni olmak gibi bir amaçları yoktur. bundan dolayı da içleri rahattır. elmanın armut olmak gibi bir amacı olabilir mi?
dinde yanlışa düşmüş değillerdir. her mezhep dini farklı şekilde yorumlar. sünni olmamayı dinde yanlışa düşmüş olarak yorumlamak için salak olmak gerekir.
sakallarını nasıl kesmeleri gerektiğini özellikle sözlükteki 'sünni din alimleri'ne sormaları gerekir.
salak demiştik ya sözlükteki ulemalara.
beş on satırda bile salak olduğunu nasıl da kimileri dışa vururlar...
türkü, deyiş, nefes bunları ayrı ayrı öğrenmesi gereken salaklarla maalesef muhatap olmak kötü bir durum.
oruç, namaz konularında da aleviliğin öğretileri hakkında zerre bilmeyen bu geri zekâlılar sadece fazlalık.
salak demiştik ya sözlükteki ulemalara.
aleviliğe kendi atalarının yolundan giderek iftira atan, karalamaya çalışan bu geri zekâlılar
aynı zamanda 'biz sizden bin kere daha aleviyiz' diyerek ne komik ve ahmakça bir noktada olduklarını gözler önüne seriyorlar.
domuz da yiyormuşuz ya. vay be. beni ne üzer biliyor musun? yiyor olsam bile domuz yemek değil de, domuz karakterlilerle aynı ortamda yazıyor olmak!
sünni olmayı reddedenleri doğal olarak müslümanlığı da reddedip öteki dünyada poğaçalık görevi üstleneceklerdir. he yok imanını koruyorsa, allah 'ın rahmetinden sual olunmaz.
Allah muhammed ya ali dedikleri halde muhammed'i saymadiklari idda edilen, benden olmayan kotudur mantigi tasiyan yavsaklar tarafindan surekli elestirilen, inanca saygi diye ortaligi birbirine katip aleviligi kotuleyen kisiler tarafindan anlasilmasi biraz zor bir olaydir.
asalaklara prim vermez aleviler yaptıkları ibadetin hesabını da vermezler bilirler ki allah ile kul arasına kimse giremez o yüzden kimseye iftira atmaz, kulaktan dolma yalan yanlış laflara inanmazlar. dedikodu yapmaz çocuklarının beyınlerını o sacma sapan pıslıklerle doldurmaz kitap okur okuturlar evlerinde cocuklarına sunniler soyle kotudur boyle ıgrenctır demezler cunku alevilikte bu yoktur hoşgörü, insanlık, ibadet vardır. pislik ararsan o anca senın kafandadır..
ey bılmeden konusan gerızekalı!! sen orucunu tutuyor musun sanmıyorum sünniyim diyen kaç kişi namazını beş vakit kılıyor haaa????? emınım cok az olduguna ramazanda bır gun oruc tutup sonra tutarmıs gıbı yapan cok degerlı patronum hacıyım dıye gezer ortalarda kahve ıcer musterı gelınce caktırmayın der bu ve bunun gıbı orneklerı cogaltırım ama gerek yok benı ılgılendırmez der susarım o yuzden susun bırakın bu ayakları kimsenin kimseye bu dünyada hesap verme gibi zorunluluğu mecburiyeti yok ki siz kim oluyorsunuz da alevilıği o pis agzınıza alabılıyorsunuz.......... sımdı gıt namazını kıl orucunu tut cennete gıt bana da kart at.. hay yarabbım yaratıyosun barı takıp et..
türkler de ya da kürtler de olmayan şey, mezhep, kesim. bizde kızılbaşlık vardır. zati litaretürdeki adı kızılbaş\kizilbash olarak geçer. bu tanımlama da genelde türkmenler için kullanılır ve bu mevzu çok uzundur. bugün bunlardan çok azı iran'ın kuzey kısımda hazar kıyılarında yaşar. burasına iran kizilbashistan gibi bir tanımlama yapar. bunlar türkmendir ve bizim anadolu'da alevi dediğimiz vatandaşlarımıza tekabüldür. her nasıl olduysa bu insanlar çok çok sonraları 18 yy. da "alevi" diye adlandırılmıştır. gerçekte alevilik araplara mahsusu bir mezhep bir inançtır. arap alevileri bugün hatay ve gaziantep'de vardır ve inanç ritüel bakımından bizim anadolu türkmen kızılbaşlar'ından çok çok farklıdır. daha çok suriye, ırak'ın kuzeybatısı, akadeniz'in doğu kıyılarında alevi deyi bilinen araplar yaşar.
iş kişide iman sorgulama, kim cennete gider kim gitmeze gelirse orada durulmalı zira kimin nereye gidip gitmeyeceğine bir tek yukarıdaki karar verecktir, ayrıca kimsenin elinde bir terazi yoktur ki inanç ölçsün. ve yine o'nun adına fikir beyan edip "yanacaksınız ülen hem de marmara çırası" gibi açıklamalar yapmak akil insanın sözleri değil olsa olsa barbi bebekten huylanıp ziki keser sapı gibi kalkan adamın işidir!
müthiş bir derinliği,felsefesi olan,farklılığı zenginlik olarak gören,birliğin ve paylaşımın önemini vurgulayan,tüm bu harikuladeliğine rağmen birtakım cahil ve kendini bilmezlerce hakkında pek çok iddia atılmış olan müslümanlar topluluğudur.
not:aleviliğin derinliği ve yukarıda bahsetmiş olduğum o müthiş,korunmuş felsefeyi,paylaşımı,insanlığı,zenginliği daha iyi anlamak için bir "cem"e katılmanızı öneririm.*
islamiyetin hiçbir farzını yerine getirmediği halde ısrarla islamın bir mezhebi olduğu iddia edilen; yapılan bazı araştırmalara göre ise doğduğu yer Anadolu; kökleri antik çağlara kadar uzanan bir inanç, yaşam, kültür sentezi. Alevilik inancının merkezine 'benim ka'bem insandır' diyerek insanı koyar. Oysa bir mezhebi olduğu iddia edilen islamiyetin merkezinde Tanrı 'Allah' vardır.
ısrarla kendilerinin hak mezheb olduklarına dair iddiaları olan kimselerdir.
sürekli ilk cümlelerde tanım yapmaktan bıksam da buna devam edeceğim zira dikkati başka türlü çekemiyoruz. moderasyon ekibi de hakaret zannedip silip geçiyor zannedersem. içeriğe bakılırsa görülecektir ki bu iş ilimden ibarettir. bahislerle, isbatlarla...
buyrun;
kimseler alınmasın, sıkılmasın ama ben üzerime düşen bilgiyi doğru dürüst bir şekilde vermekten geri kalmayacağım. yok efendim hakaretmiş yok saldırıymış yok yalanmış, dolanmış... bizde olmayan şeyleri yalnızca bazı şeyler açık edilmesin diye saptırarak faq ile koruyan kimseler var. aleviliğin yanlışları, ayıpları, hatalı noktaları varsa ki var, ben bunu söylerim, isteyen inanır isteyen inanmaz, reddeder. bu kadar basittir. bunda gücenecek darılacak bir mevzu bulunmamaktadır.
öncelikle söyleyeceğim, ehl i sünnet taifesinin hz ali 'yi bu alevi denilen topluluktan daha çok sevdiğidir. alev ise sevenine kalsın derim.
bir taifedir ki içlerinde bulunan bazıları camiye gitmemektedirler. kulunun başına getirilenden ötürü rabbinin emrettiğini yok saymaktadırlar. insan sevgisinden ötürü allah azze ve celle 'nin huşu saçtığı camilere gitmekten imtina ederler. kimi seviyorsun? yoksa bu safsatalar cebrail 'in şaşırıp hz ali 'yi teğet geçmesi küfründen çıkmasın. yatkınlık iman zaafından olmasın sakın?
oruç misallerinde de bu vardır. haram günde oruç tutulur. allah u teala 'nın haram günlerinde onun dediğinin tersini yapmak din üzre midir yoksa küfür üzere midir? bir de oruç günlerinin parçalanması ve bir aylık hesabından saptırılması durumu vardır. kime, neye istinaden? sürekli bozukluğundan yakınılan ravileri açık ve seçik hadisleri dahi dayanak tutmayanların bu husustaki mesnedi nedir?
bunlar sadece bir iki örnek değildir. buyrun cem evi hadisesi. kabullenilebilir gibi değil. örfleri ile kendilerine yeni bir din oluşturmuşlardır. zamanında hurufiliğin etkisinde kalan bektaşiliğin, hurufiliğin etkilediğ garibim anadolu insanları. sünnet münnet hak getire. sakal bıyık yasak edildiği gibi o biçim, gusl yok, yaratıcı inancı taa 500 yıl öncesinin hindistan 'ından yayılan sapkınlık ile yoğrulan bir vahdet i vücud inancı, allah ve isimleri yerine tanrı tercihi vardır, bağlama ile halk ozanlığı ile ilimi yarıştırıp ozanlığı alimlikten üstün tutan, felsefenin fitneleri altında ezilip kalan bir taife ile karşı karşıyayız. sanki ısrarla her şey tersine yönelmiş vaziyette.
kısacası kulplar bir bir bozulmaktadır.
vahdetçiler, diyalogçular sağolsun! hüseyin üzmez zamanında sizin cemaatlerinizi tercih etti. bilginize...
vakit yazarı hüseyin üzmez'i alevi olarak göstermeye çalışırak çamur atılmaya çalışılmıştır... yüzyıllar boyunca bu çamurlara alıştıkları için çok iyi bilirler, atılan çamur atana aittir.
...sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. bunlar allah'ın koyduğu sınırlardır. sakın bu sınırlara yaklaşmayın. işte böylece allah âyetlerini insanlara açıklar. umulur ki korunurlar.
en basitinden kur'an 'a ve hadis i şeriflere göre hak mı batıl mı olduğu rahatça ve kolayca anlaşılacak taifedir. öyle ulemayı karşısında yeni yetme sözlük yazarı zannedenler hiç kusura bakmasınlar bizim gibi transporter kılıklılardan da kurtulamazlar. kime göre neye göre kalıpları ancak iki futbolcuyu karşılaştırırken kullanabilir kimileri. fayda vardır yani.
ulan! işinize gelince hadisleri yorumlar, kafanıza göre değiştirir, modern tempoya ayak uydurtmaya çalışırsınız ki aynı biçimde ayetleri de ama ehl i sünnet denildiğinde herkesin suratı sapsarı kesilir! hayırdır bu kargaşa?
çok hassas kimseleri içerisinde barındıran güruhtur. kılıç kalkan ekibi de hiç fena değil hani.
bakınız efendim;
bizim cici kardeşlerimiz konulara tamamen fransız olduğundan dolayı gördüğü ilk ayeti (bkz: bakara 187) alevilerin mescitte cinsel birleşme yaptıklarını iddia ettiğimizi anlıyorlar.
hey gidi aslan parçaları...
sen ayeti bilmezsin, yahudiler gibi bir tarafı kapar diğer yanı okursun, nüzul müzul hak getire... ee ben sana daha ne anlatayım?
başkası da çıkar ben hiç bir halttan çakmam ama hümanizm bu işin üstesinden gelmeli der! oooldu paşam!
kimisi de gider "hoca yesevi 'ye mevlana 'ya şii dedin, ne iş?" der. demedim ki!
göz yok mu lan sizde? bunları anlamak için alfabeyi baştan sona sayabilmek yeterli gelir çünkü.
şimdi bu bilmeyen arkadaşlarımızın inadı insaniyet üstündedir. önemli olan insanlık diyorlar...
peki, ben şöyle anlatayım;
her müslüman tebliğ ile yükümlüdür. bu tebliği de kime olursa olsun yapmalıdır. tabi bunun usulleri, cartı curtu vardır. bu mevzu bir yana. bize bırakılan hadisler vardır ve bunlar en büyük hazinelerden daha değerlidir. onlara sıkı sıkı sarılmamız emredilmiştir. bizden hilafet kalkmış olabilir ama dinimiz alınmadı ki! ama laikliği, dejenere olmaya dünden razı güruha damardan enjekte eden fransızlar, dinlerini derken türklüklerini bu derece kaybedeceklerini hiç düşünmemiş olasalar gerek!
isteyen kabul isteyen reddeder ama ben bir işin dayanaklarından, hadislerden, ayetlerden bahsederken sen gel karşımda "vay bu nasıl insanlık" de, önemli olanın vahdet inancı ya da diyalog veya hümanizm olduğunu söyle dur...
şimdi kimileri bilmiyormuş ulemaya atılan iftiraları.
ulan! sen mevlana hazretlerinin adından sonra kuddise sirruhu denmesi gerektiğini ne zaman öğrendin ki?