şimdi kimse kimsenin dinine laf edemez isteyen istediğini inanmakta özgürdür.
ama şöyle de bir şey var, bu kur-an, koca kutsal kitap, müslümanların kitabında namaz kıl diyor dimi sana? emir bu yönde.
neyse ben de müslümanım diyorum en son lise 4 te 2 yıl önce cumaya gittim, din çok tartışmalı bir konu. aleviler adam yemiyo lan merak etmeyin. ben alevi evine gittim, bi salon dizmişler aklınız durur. bar var şark köşesi var her yerde hz ali halıları saz tutan adam heykelleri aile bireylerinin bi türkücü kadın var alevi onla resimleri felan. güzeldi yani viskiler fındıklar felan.
hiç kimsenin ne kadar müslüman olup olmadığı hakkında yorum yapmak hiç kimseye düşmez. hatta müslüman birine müslüman mıdır gibi sormak çok günahtır. (bkz: ahirette götümüze girecek entryler)
her namaz kılan müslümanmıdır?
yani benim merak ettiğimde budur. müslümanlığın bütün gereklerini yerine getirip (namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hacca gitmek, temiz olmak vs vs) fitne fesat içerisinde olan. adam olamayan, hoş görüsüz bir bölücü ve yargılayıcı insan müslüman mıdır?
ben de cidden meraktan soruyorum, bu bir yargılama cümlesi değildir.
"bizim kabemiz insandır" 3 kelimeden oluşan bu cümle kimi alevi için yaşam felsefesidir. alevilik ya da sünnilik bunların dışında insan olmayı becerebilen her -insanoğlu- bence doğru yolda yol alandır. müslüman bir ülkede yaşamaktayız ve suç oranını göz ardı etmezsek eğer, bu ülkede durum içler acısı. yani dini amaç değilde araç olarak kullanmak böyle birşeydir. kökenim alevi ve diyorum ki insan kendisiyle yüzleştiği sürece insandır.
islam inancına göre bir müslüman, kuran-ı kerim'de geçen bütün hükümlere istisnasız iman eder. aksi durumda dinden çıkar. kuran'da allah, kullarına namazı net bir şekilde farz kılmıştır. bunu inkar etmek ya da kabul etmek kişinin kendi bileceği iş, kimse karışamaz, karışmamalı. ama inkar edip de müslümanım demek, düpedüz tutarsızlıktır.
şia mezhebi öğretileri, diğer mezhepler gibi şekilci değildir. hareketin değil, niyetin önemini vurgularlar. alevilik de şia mezhebinin bir koludur. benim eyyollamam bu kadar.
kendileri ileri derece beyinlerini çalıştırdıkları için peygamber efendimizin farz olarak bildirdiği namaz ve içkiden sakınmanın filan gereksiz olduğu kanısına varmışlardır. zira dedeleri filan ermiş bunların hacı. erip erip kayboluyorlar tabi orası da ayrı bir mevzu. sonra takipçileri de bir kaybolmalar, bir saçmalamalar furyasında oluyorlar. böyle gidiyor bu film.
yoksa aleviler ileri akıllı, allah'a secde eden müslümanlar gerizekalı yani.
valla müslümansa eğer, en sapkın müslümanlar aleviler oluyor. kimse kırılmasın.
adama "içki haram mı?" diyorum, "yea biraz, bir dem içilir bize göre" diye galaksiler arası seyahat eden pembe panter rahatlığında esniyor adam. ben ne diyeyim.
Namazın canı (ruhu) namazdan daha üstündür ve devam eder: iman Namazdan daha iyidir çünkü namaz beş vakit ise iman her vakitte mümkündür. Namazsız iman olur ancak imansız namaz olmaz…
Peygamber Efendimiz buyurmuşlardır ki Şeriat kavlim, tarikat halim, hakikat Resülmâlimdir. Yani Allah la ahdim üzere şeriate uyarım fakat şu andaki halim Allaha giden yol üzerinde istikrar üzere oluşumdur. Varacağım nokta ise Hakikat tir çünkü bu bana ezelden nasip olmuştur.
Şeriatte kısas vardır. Tarikat fiilin Hak olduğunu bilir ama vasıtayla da ilgilenir. Hakikat vasıtadan geçmiş, Allah'ı ile meşguldür. Mârifet ise halkta Hakkı görmek derecesine ermek demektir. Tarikatın icabı sükûttur, fiilin Hakikatan olduğunu bilen nasıl konuşur.
Şeriatte helâl olan tarikatte haram, tarikatte helâl olan hakikatte haramdır. Meselâ kısas şeriatte helâldir, tarikatte haramdır.
Hz. Ali der ki "Sen bana haramdan geç dedin ben ise helâlinden de geçtim".
Tarikatın ilk basamağı şeriattır. ilâhî hükümlerin kul tarafından îfâsını emredici kanun demektir. Hakikat ise tarikatın üst seviyesidir. Demek ki tarikat şeriatten hakikate varan yoldur. Hakikatle kuvvetlenmeyen şeriat ve şeriate bağlı olmayan hakikat makbul değildir. Tarikat; şeriatın meyvesi, hakikatin ağacıdır.
Tarikatte kutup makamına gelen kişi şeriat, tarikat, mârifet derecelerini geçmiş, seçilmiş, beğenilmiş ve sâfiyet kazanmış olursa (bu 7 makam, 4+3, Fâtiha'nın 7 âyetine, insanın cemâlinde olan 7 işarete, ayrıca ateş, hava, su ve toprak ile akıl, ruh ve nefse işarettir) o vakit devrin sahibi olur. Onun için Peygamber Efendimiz "beni gören Allah'ı görür, kim ki Allah'ın velisine ihanet ederse Allah'a ihanet eder" buyurmuştur.
Şeriat, tarikat, hakikat, mârifet sadece insanın geçirdiği evreler değildir. Dünya ve tabiat yani madde de bu devreleri geçirir.
Şeriat deri, tarikat et, hakikat kemik, mârifet iliktir.
Şeriat ilaç, tarikat ilacı yutmak, hakikat ise hastalığın geçmesidir.
Müslümanlığın gereklerini yerine getiren herkes müslümandır. Bunun lazı, çerkezi , alevisi yoktur. içinde bulunduğu soyla,toplumla,ırkla, kültürle alakası olmayan bir kavramdır din. Dini genelleyemezsiniz. Bütün aleviler müslümandır veya bütün aleviler ateisttir diyemezsiniz. Din bireyle alakalıdır. Alevi olup beş vakit namazını kılanı da gördüm, inanmayanını da. Bunu sunni bir insanda da görebilirsiniz. Bence kalkın elinizi yüzünüzü yıkayın ve elinize bir kitap alıp okuyun.
evet müslümandır nasıl hristyanlıkta ortadoxlar ve katolikler olarak kollara ayrılıyorsa islam dini de şii ve sunni olarak ayrılır bu sıffın savaşından sonra olmuştur dördüncü rasid halife hz. ali (r.a) ile ona isyan eden suriye valisi muaviye b. ebu süfyan arasinda m. 657 yilinda olan savaştır. Hz. aliyi izleyenler şii muaviye yi izleyenler ise sunnilerdir şiilerde kendi aralarında bektaşiler aleviler gibi kollara ayrılır sonuçta alevilerde islam dininin bir tarikatı olup müslümanlardır...
günümüzde aleviliğe bakıldığında islamla yakından uzaktan bir alaka kurulamadığı görülür.
alevilik, müslüman toplumu deforme edip, deforme olan tarafını hristiyanlaştırma çabasıdır. başarılı olmuştur. günümüz alevilerine bakarsanız, müslüman gibi değil, hristiyan gibi yaşarlar. haşa, hz alinin (sözde)resmi önünde mum yakarlar. vs.vs.vs neyse yazmak yazdıkça da sinirlenmek istemiyorum.
alevilik dört hak mezhepten değildir. alevlik, din ya da mezhep de değildir. başkalaşmış, aslından ayrılmış sapık inanıştır.
diğer taraftan, allah(c.c) bilir ki, kelime-i şehadet ve kelime-i tevhit getiren ve buna kalben inanan herkes müslümandır.
