--spoiler--
aleviler: şahsi kanaatimce afrika yerlilerinden hiçbir farkları yoktur. ikisi de müzikle ibadet yapmaktadır. afrikadaki yerlileri aşağılayan insanların alevileri yerlere göklere sığdıramaması da tuhaftır ya neyse. biri davul çalar biri bağlama. ne anladım ben bu işten.
--spoiler--
şimdi bu iddia üzerine şu söylenebilir malum inanış hakkında; o yaptıkları danslar, çaldıkları davul yerli kabilelerinin ritüelleri değil bizzat islamın ritüelleridir. bu iddia, ya islam bilgisi yok denecek kadar az ya sunnilik dışında bir mezhebin ibadet şekillerini hiç görmemiş ya da çehri zikrini veya cem'i hiç duymamış birine aittir.
çehri zikrinden şöyle kısaca bahsedelim; peygamber efendimiz tarafından hz.ali'ye yapması emredilen zikirdir. sesli, müzik eşliğinde ve hareketli yapılan bir zikirdir.
(bkz: çehri)
cemden de kısaca bahsedelim; Alevilerce "HAK-MUHAMMED-ALi DiVANI" olarak adlandırılır. Alevilerin ibadetlerinin temeli bu cem törenlerine dayanır.
(bkz: cem)
günümüzde belli bir kalıba sokularak softalaştırılmaya çalışılan kişilerdir.solcu olarak bilinip genelde kendileri için hiçbir şey yapmayan *chp'ye oy verdikleri acı verici bir gerçekliktir.*
Türkiye'de Sünnilik'ten sonra en fazla mensubu olan ikinci inanç sistemidir ve Alevi deyimi, Ali taraftarı" ve ya "Ali yandaşı" anlamında kullanılmaktadır. Alevi deyimi "Ali kelimesine arapça nispet eki olan i getirilmesiyle oluşturulur. Sonu ünlü ile bittiği için Alevî biçimini alır.
memleketimdeki her insana yaptığım gibi inanışlarına saygı duyaraktan , anlam veremediğim mantığını anlayamadığım bir mezheptir..
(eğer bu konuda ciddi ve doğru şekilde beni bilgilendirebilecek bir arkadaş varsa özel mesaj yoluyla iletişsin benle)
ülkemizde pek hoşnutiyet taşımayan, dışlanan kesim. ben severim, eski sevgilim aleviydi. bu konuda herhangi bir sıkıntım da olmadı kendisiyle. ammavelakin benden hemen sonra yeni birini bulduğunu gördüğümde kendisinden tiksindim. fakat bunun alevilikle pek ilgisi olduğunu düşünmüyorum, tamamıyla şahsın kendi öküzlüğüdür.
(bkz: allah belanı versin)
üzerlerine biraz daha gidilirse, toplumdan biraz daha dışlanırsa, türkiyedeki kürt sorunu(yazar burada pkk'dan bahsediyor) gibi alevi sorunu da çıkcaktır 20 30 yıla.
tarihte, marks'ın din için söylediği gibi, "ızdıraba karşı protesto" aracını buldular, iran şahının anadoluya yolladığı dai'lerin, halife'lerin peşlerine düştüler...
Alevilik diye bahsedilen şey kızılbaşlık ise kızılbaşlığı anlamak için olayın en derinlerine en başlarına inmek gerekir. Şöyleki...
Türkler'in müslüman olması din ve tarih kitaplarında Talas savaşında Türklerle arapların çinlilere karşı birleşmesinden sonra türklerin bu yeni gördükleri inanç sistemini inceledikten sonra kendi inanç ve tanrı sistemlerine uygun ve benzer olduğu için din, hidayet aşkıyla şeklinde anlatılır. Gerçekler ise birbirinden çok farklıdır. Türkler müslümanlıkla tanıştıktan 200 yıl kadar sonra yaklaşık 50 savaş yaparak, yüz binlerce insanı katledilerek zorla müslüman yapılmıştır. Hatta Türkler'in müslüman olma gibi bir durumu ARAPlara göre olamaz. Bilindiği üzere göçebe ve bedevi arap ekonomisi Gazve adı verilen talan ve yağma düzenine bağlı idi. Bu talan ve yağmanın önünü alamayan hz peygamber en azından yönünü değiştirmek için "gazâ" ismi ile gayri müslimlere karşı yapılmasını düşündü. Buna göre gaza da elde edilen ganimetin yarısı yönetim tarafından tutulurken yarısı savaşçılar arasında pay edilecekti. Gaza nın kutsallaştırılması ile de müslüman olmayan bedevilerin müslümanlaşması kolaylaştı.
Bu dönemle ilgili en büyük yanlışlardan birisi de Türkleri tek millet ve büyük bir devletmiş gibi hayal etmektir. Çünkü Türkler bu zamanlarda çin baskısından, kıtlıktan ve nüfus büyümesinden dolayı, boy boy ve kabile kabile göçmeye başlamışlardı. Bu göç konar göçerlik şeklinde değil tek bir seferde uzun yollar katetmek şekline idi. Dolayısı ile Türkler dağınık ve düzensiz bir durumdaydı. Araplar ise gazalarının yönünü bu sefer Türklere çevirerek onlarla savaşmaya başlamışlardır. Tarih sayfasında unutturulmaya çalışılan bu zinciri anlatmaya kalksam kitaplar sürecektir. O yüzden alta kitapları ve kaynaklarını veriyorum...
Siz (müslümanlar), küçük gözlü, basık burunlu, yüzleri kalkan gibi, derisi üst üste binmiş olan (TÜRK) toplumla öldürüşmedikçe kıyamet kapmayacaktır."
(Buhari, e's-Sahin, Kitabu'l-Cihad/96; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'l-Fiten/62 Hadis No: 2912; Ebu Davud, Sünen, Hadis No: 2251; ibn Mace, Hadis No: 4096-4099.)
Buhari, müslim ve ebu davud sahih hadis taşıyıcılarıdır.
"Kıtalut-Türk" Hadislerinden.
"Türklere karşı kıtal, kesinlikle olacak..."
(Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Cihad/96) -
"Şu da kıyamet alametlerinden. Kıldan (keçe) ayakkabı giyen bir toplumla vuruşup öldüreşeceksiniz. Geniş yüzlü, yüzleri kalkan gibi üst üste binmiş derili toplumla vuruşmanız öldürüşmeniz kıyamet alametlerindendir. Biz (müslümanlar), küçük gözlü, kızıl yüzlü, basık burunlu, yüzleri kalkan gibi, derisi üst üste binmiş olan Türklerle öldürüşmedikçe kıyamet kopmaz."
Bu savaşlar o kadar kanlı olmuştur ki arapların bugün 40 km'ye denk gelen bir yola metrede bir karşılıklı darağacı dikerek müslüman olmayan türkleri astığı belgelerle sabittir. (Kaynak kitaplarda bulunabilir)
Karahanlıların şahının müslümanlığı seçmesinden sonra türkler yavaş yavaş müslümanlığa geçmeye başlamışlardır. Ancak bu geçiş yaşanan olaylardan dolayı tepkiyle, o zamanın halifeleri olan emevilere düşman olan Alevi inancının örnek alınarak olmaya başlamıştır. Türklerde başlık ve börük rengi olarak kırmızı tarihte en çok görülen renktir. Bunun sebebi kutsal göğün rengi olan maviye bakan başlığın üst kısmındaki renginde kutsal olması gerekliliğidir. Bunlar da siyah ve kırmızı olabilirdi. bu ilgi devletlerin isimlerini etkileyecek kadar büyüktür. Karakalpaklılar, Akkalpaklılar gibi. Uzun uzadıya veremediğim bu yazının kaynağı ise..
70 li dönemlerde aleviyim diye dolaşmak bir nevi intihar metodu sayılırmış.bazı kesimlerin aydın olmalarıyla tanınan alevilere kesinlikle tahammülleri yokmuş.
80 li yıllarda da köylerde bu ayrım sürüyormuş.sünni bir köye atanan alevi memur taşlanırmış.
90 lı yıllarda..92 yılında Sivas ta içinde hepsi alevi olan pek çok aydının ünlünün masum gençlerin bulunduğu Madımak Oteli yakılmış yobazlar tarafından.sağ kurtlan çok az olmuş.
2000 li yıllarda müze olması geeken madımak oteli artık bir kebap restoranıymış.
2000 li yıllarda alevi babalar sünni gelin\damat,sünni babalar alevi gelin\damat almazmış.
2000 li yıllarda bilim ve teknolojinin bu kadar geliştiği yıllarda,insanlığın bu kadar modernleştiği bir çağda malesef Türkiye nin gerçeği buymuş.
Türkü türke böylesine düşman edenler utansın ne diyeyim.
bunlardan bazıları cebrail'in yanlışlıkla ali yerine muhammed'e vahiyler getirdiğine inanır. az değildir buna inanan. din işte; insanın başına gelen en kötü şey.
hala ülkemizde saçma bir ayrımın olmasından muzdarib kimseleridir.70 lerde, 80 lerde, 90 larda ve şimdi 2000li yılların başında, alevi-sunni, kurt-turk gibi saçma, gereksiz ayrımlar var.insanlarımızı böyle farklı farklı gruplara, etnik kökenlere, dine, dile ayırmaya devam edersek sonumuz cok yakındır.
Bilinenin aksine, Türklüklerine korumaya çalışmış Müslüman Türklerdir. Türkler islam'a girdiklerinde, Aleviler, sünni Müslüman Türkler gibi Şamanizmi bütünüyle terk etmemiş, islam ve Şamanizm'i mezcetmişlerdir. Pervaz, dernek dedikleri töremlerinde kadınlar ve erkekler aynı yerde olduklarından, içki içtiklerinden ve raks ettikleriden, sünnilerce hor görülmüşlerdir. Türkçeyi de korumuş olan Aleviler, sünni Türklerin tersine, Arapça ve Farsçaya pek itibar etmemişlerdir. Sünnilere kara ağızlı derler; sürekli onları karaladıkları için.ibadetlerini gizli yaptıklarından ve gerçekte Alevilik'in öenmli hususlarından biri olan 'sır vermemek' ilkesini koruduklarından, sünniler onlara birçok ahlakdışı eylemi yakıştırmıştır. Mum söndü diye tevatür edilen olan, Acem sınırındaki Rafızilerde vardır. Türk boylarından Çepni, Bayat, Beydili, Sarıkeçili gibi boylar tümüyle Alevidir. Genellikle Orta Anadolu'da yaşayan Aleviler Ankara'ya, Ege'dekiler Narlıdere'ye bağlıdır ki Egedekilere tahtacı denir. Bugün örneğin Çepni gelin giysisi tümüyle bir Şaman kıyafetidir. Kentlerde yaşayan Alevilere Bektaşi, köylerde ve kırsal alanlarda yaşayanlara Kızılbaş denir. Kaz Dağları'nda yaşayan Alevi yörükler için:
alevileri severim, babaannem de aleviymiş, allah rahmet eylesin göremedim kendisini. alevilere karşı toplumumuzda bir önyargı oluşmuştur. aslında aleviler duygusal insanlardır. ben alevi kızları çok severim. çıktığım kızların yüzde doksanı alevidir ve kendileri kişilik sahibidir. güzelde olurlar, kara kara saçları vardır. oldum olası esmerleri sevmişimdir. kızlarına dikkat edin pek açıkta giyinmezler. zaten erzincan'lı olmam sebebiyle nerde bir konu açılsa ve konuşsak, kadını erkeği bana sarılırlar. sırtında saz ile birini görürseniz alevi olması muhtemeldir.
türkülere tek sahip çıkan kardeşlerimizdir. yeni nesil alevi gençlerin hepsi tahsillidir. devlet dairelerinde bu insanları görürsünüz. işlerimi hep kolaylaştırmışlardır. ben onları, onlarda beni tanırlar. bir görüşte tanırım kendilerini.
türk alevisi, türklerin yanına gidince alevi oldukları için sevilmez, kürt alevisi, kürtlerin yanına gidince kürtler tarafından sevilmez ya da antipatiyle karşılanır diyelim. alevi'nin türk'ü, kürt'ü olur mu tartışmasına girmek istemiyorum (toplumların kimlik ve inanç tarifleri kendilerine özgüdür ama birde tarihin gerçekliği vardır onu kesinlikle es geçmemek gerek) ama haritada görüldüğü gibi ne türkler ne de kürtler tarafından sevilmez. türkiye topraklarında yaşayan çoğu topluluk oluyor böylece sevilmemekte veya önyargıları taşımakta. kürt alevisi, genel olarak kürtler aynı düşünceyi paylaşamaz (duygu paralelliği bakımından) ama türk alevisiyle aynı düşünceyi paylaşabiliyor. türk alevisi, genel olarak türklerle aynı düşünceyi paylaşamaz (duygu paralelliği bakımından) ama kürt alevisiyle aynı düşünceyi paylaşabiliyor. ayrıca genelde birbirlerinin yüzüne bakıp alevi olup olmadığını anlayabilirler nedendir bilinmez ama bu içten gelen birşey. kan çekiyor derler ya o mesele. her türlü katliamlara rağmen yine de aleviler içerisindeki o yaşama hevesini, onurlu duruşunu sergilemeye çalışmıştır. sunni inanca mensup kişilerden alevileri çok övücü ve çokta saygı duyulduğunu bilirim. bu etki sanırsam alevilerin de kendilerini tanıtma ve içindeki insan ruhunu yansıtabilmesidir. toplumsal olarak birlik olabilmeleri sivas katliamından sonra gerçekleştiğini söylemek doğru olur yoksa o tarihten önce ankara'da yüzbinlerce aleviyi, alevilerin taleplerini söylemek için toplayamazdı. her ne kadar sivil toplum dernekleri arasında kısır çekişmelerde olsa iyi yolda olduklarını düşünüyorum. gelin canlar birlik olalım cümlesi boşa denmemiş oluyor. olumlu şekilde alevilerin bizzat yaptıkları sevindiricidir. şunu da belirtemeden geçemeyeceğim. dernekleşen aleviler, derneklerine sadece ''alevi'' ismini verebilmek için çok kez mahkeme kapılarını aşındırmıştır. bu aşındırma 2000 senesinin başlarında olmuştur ona göre düşünün. ve nasıl yok sayıldığını herkes bilsin ona rağmen dimdik ayaktadır!.
güccük bi not: buradaki kürt alevisi türk alevisi tabirim toplumlar arasında kaynaşan aynı inancı paylaşan insanların durumlarını anlatmam açısında kullandım. alevi inancının tarih içerisinde gelişim süreci önemlidir.
aleviler hakkında bazı yanlış anlamalar var. hatta yanlış anlama değil bildiğin anlamama. o yüzden burada bunu izah etmekte fayda var.
- aleviler sünnilere kız vermiyormuş.
böyle bir şey yok sevgili arkadaş. ama ben sana olanı söyleyeyim. bir alevi ile bir sünninin evlenmesi çok görülen birşey. peki bunların ne kadarı devam etmiş dersen orada kocaman bir soru işareti var. kendi kardeşimin ve kuzenimin evlenip boşanmasından sonra da gördüm ki arada din mezhepten ziyade bir kültür farklılığı var.
önce kendi kardeşimden başlayayım. ben bugüne kadar ailemde gördüm ki akrabalık ilişkisi çok kuvvetli birşey. sürekli birbirine gelme gitme, beraber yemek yeme, bir yerlere gitme, sahip çıkma vs. alevilerde akrabalık ilişkileri çok kuvvetli.
ama kardeşimin eşinin ailesinde böyle birşey yoktu. birbirlerini de çok seviyorlardı ama bunun yürümeyeceği belli oldu bir zaman sonra. çünkü kardeşimin eşine bu sürekli gelme gitme durumu garip geldi, "ben böyle sürekli gitmek istemiyorum" dedi. bu söylediğim sadece bir tane örneği. ve bunun da dahil olduğu birsürü etkenin birikmesi sonucu 1.5 sene sonunda boşandılar.
ben şahsen kardeşim evlenirken de, boşanırken de bir yorum yapmadım. kendisi öyle istedi çünkü. eşiyle ilgili de yorum yapmadım, veya yargılamadım da. denediler olmadı.
kuzenime gelince, o da evlendi boşandı. hatta bir de çocuğu var şimdi. benim ailemde içki kültürü var, alevilerin de hemen hepsinde vardır bu. bizde yemekli bir toplanma oldumu mutlaka içki içilir. ama kuzenimin eşinin ailesi tutucuydu. o yüzden bazı davranışlarını terketmek zorunda kaldı. epeyce bir süre zorladı o da evliliği devam etsin diye, ama 6 sene sonunda boşandı o da.
burada birisi diyebilir ki "be kardeşim içki de içmeyiversin", haklıdır da. ama olayı bu kadar dar açıdan ele almamak gerekiyor. bu sadece etkenlerin biri. öyle ki evlenmek demek sadece sevdiğin insanla ömrünü geçirmek demek değil. onun çevresini, kültürünü, ailesini, akrabalarını, arkadaşlarını, yaşam tarzını, hepsini birlikte alıyorsun. ve ona göre de yaşamak zorunda oluyorsun.
ben birgün çok seversem, ve böyle bir durumda kalırsam, ne yaparım bilemiyorum gerçekten. belki de hayatımın en büyük ikileminde kalıcam, ama gerçek budur malesef.
kendi vergisi ile başka bir mezhebin din adamlarının maaşını ödeyen, zorunlu din dersinde mezhebinin adı bile geçmeyen, tarih kitaplarında yavuz sultan selim tarafından binlercesine nasıl kıyıldığından hiç bahsedilmeyen insan.
müslümanlıkları tartışılır hale gelmiştir.
-madem müslümandır neden Allahın mabedi olan (bkz: cami) reddedilip türkü evi gibi olan (bkz: cem evleri)ne gidilir
-madem müslümandır neden islamin 5 şartından biri olan (bkz: namaz)reddedilir
-madem müslümandır neden ramazan ayında (bkz: oruç) tutmazlar da ramazandan sonra 10 gün oruç tutarlar.
-neden bazıları (bkz: gusül abdesti)almazlar.
-genele yaymıyorum hepsi demiyorum elbet ama bi kısmi önderimiz (bkz: Hz muhammedi)reddetmektedir.
- (bkz: cemel vakası) cok karanlıkta kalmıştır.
muhtemelen cok iyi insanlardır ama laik gibi geçinen bi ülkede olsakta toplumun hala bi kesimi teokratiktir.