herşeyden önce (bkz: abi)dir. maça gitme sebebidir. ermeni olmasından dolayı ona bagıran rakip taraftarlara, çekilen fakslara tepkisi koymak isteyen gereken cezayı vermek isteyen kardeşlerinin önüne geçecek kadar insan. iyiki türkiye'de doğmuşsun abi iyiki beşiktaşlı olmuşsun iyiki seninle aynı takımı tutuyorum.
* saygı duyduğum, ünü eskişehirspor amigosu amigo orhan'la beraber ülke sınırlarını aşmış, beşiktaş taraftarı tarafından adına besteler yapılmış amigo.
Arkadaşlar dostlar kardeşler abıler baylar beyler ve Beşiktaşlılar...
Bakın,
Son zamanlarda hatta sık aralıklarla benım ve Çarşının uzerıne turlu dümenler kırılmakta.Ve içimizden bazılarıda bu işlere bılmeden alet olmakta.
Tanımadığınız bır adamın eleştırılerıne hangı samımıyetle cevap verebılırsınız?
Çaktırmadan ıstenılen hatta buyuk girdaba bılerek çekılen ığrenc duzene bile bile koşarmısınız?
içinizden herhangı biri birşey söyluyor yada soruyorsa her defasında ona nasıl cevap vermemı beklersınız?
Kağıt helva hafiftir ama içindekı yağı ağırdır!!!
Bu siteden güç alan bazı aklıevellerde sağda solda şov yapıyor.
Beyler,
4 Ankara 1 Bursa 1 f.b 1 g.s 1 Kasımpaşa hatta Konya Trabzon tam karşı cephede duruyorken Camıanın içindekı bazı ınsanlar ve klişelenmışler ısrarla benle ve Çarşıyla uğraşmaları size bıraz garıp gelmıyor mu?!
Artık ortamcı olma zamanı bitmiştir haberınız olsun.
Taraf olmak zorundasınız.
Kuvvetle muhtemel "Yıkılmayan son cepheyı" bizlerı birbirne duşurerekten ellerıne almaya çalışıyorlar.
Maksat Runje Ruştu Ertuğrul Bakı değil.Senı birbirine kırdırmak.
Bunları göremıyormusunuz?
Bakın,
Benım her dakıka burada yazılan herşeye cevap vermem mumkun değil.Çunku dostmu soruyor duşman mı bılemem.
Ayrıca tuzaklara hiç gelemem.
Ama gelın bır yerde oturalım,ne ıstıyorsanız sorun.Küçük büyük farketmez.
içtenlıkle ve bilgimce cevaplamazsam namerdım.
Hiç düşündünüz mü?
Sıkı durun.
Neden "Yonetım istifa" çığlıkları Alenden ve Çarşıdan beklenıyor.Neden o kadar dernek ve başkanları varken,o kadar Yıldırım Demiroren duşmanı varken,bir o kadarda bu yönetımı istemeyen varken,niye hiçkimse çıkıpta usturupluca ıkı kelam etmıyor.
Maksat ıhalenın tamamını uzerımıze bırakmak.Ama hayvan terli yemıyor.
içinizde bazıları bu tuzağı koklayarak atlıyor onlarıda bılıyorum ama onlarada yegane tavsıyem şudur.
Çarşıya herkez sahıp çıkacak.
Neden her yazımda ve her programımda benden yonetımı eleştırmem istenıyor.
Ben ve biz bu işlerın start düğmesımıyız.
Mıllet yellendımı mangalda kul bırakmıyor.Gaye ve amaçları ulaşacak bütün olumsuzluklarda Çarşıyı ve benı gunah keçısı göstermek.
Çarşıyı yok etme operasyonları,kuvvetle fiziki mucadele ıle olmaz.Ancak anlattığım gibi radyasyon gibi yavaş yavaş ay,ay sabırla,kurdanla eşeleyerek bilincaltını ımha ederek olur.
"Bunlara hazırlıklı olun"
tümer denen el bombası galatasarayın son f.b maçında başına gelenlerı sana uyarlamak için inonuye bırakılmıştı aslında.
Ama biz antremanlı ve onlardan akıllı olduğumuz için kendı ellerınde patladı.
işte bizim bu aklımız bazılarını şiddetle rahatsız etmekte.
Arkadaşlar,
Ataturk Kurtuluş Savaşının tam ortasında Buyuk Mıllet Meclısınde çıkan çatlak seslere ve buyumeye başlayan homurtulara ıstınaden Meclıs oturumunda kursuye çıkar ve sözu alır.
"Sizden 3 ay istiyorum.Bu sure içerısınde Turk Ordusunun kayıtsız şartsız tek komutanı ben olacağım.Her turlu desteğı koşulsuzca sağlamanızı istıyorum."Tam metnı değildir ama aşağı yukarı fikren ve aklımda kaldığınca böyleydı)
Yani Atatürk her kafadan sesın çıktığı bir toplumun başarılı olacağına ınanmıyor.
Çıkıyor restını çekıyor.
Ya bana ınanacaksınız peşımden geleceksınız,
Ya da ?!!!!
Meclıstekı butun Milletvekıllerı Atatürkün bu isteğını onaylarcasına gayrisiz el kaldırıyor.
Ve hala Atatürk dunya tarihinin onemli komutanları ve stratejisyenleri arasında gösterılmektedir.
Kıssada hisse!!
Ve son olarak,
Çarşı Beşiktaş ruhuyla kavrulmuş son savunma mekanızmasıdır.Çarşının Beşiktaşa zarar vermesı mumkun değildir.
Onları buyuk limana bağlayan büyük halatlat vardır.
Alenı seversınız sevmezsınız saygı duyarım.Lakin ,bokumuza cıla suruyor gibi olacak ama,devamlı iyi şeyler yapmaya çalışan ve yapan bir gruba ve kişiye bu kadar yuklenmek tek birşeyle açıklanabılır.
-Yukselışı önlemek-
Hepımızın kafasına sinsice sokulan "bilincaltına hakımıyet turları" ve lokomotifini devirirsem avucumun içine alırım tilkilikleri sizin play-stationınız olsun .
Ve her seferınde kafasına verin!
Bir kere daha söyluyorum bundan böyle taraf olmak zorundasınız.Bizim için değil Büyük Beşiktaş için.
sinan engin olayını en kansız biçimde bitirerek ite, çakala meydan vermemiş tribün lideri.
diyelim ki, alen pankartlara sahip çıktı takım iyi giderken kulüpteki kaos kime yarar?
diyelim ki, alen tribündeki pankartları zinhar kabul etmedi, çarşı'nın altına koyulan dinamiti patlatmak olmaz mı?
açıklamasında "biz, sadece ertuğrul sağlam lehine tezahürat yapılacak, demiştik" diyerek, sinan engin'e ve kamuoyuna verilmesi gereken cevabı vermiştir... krizi de çok iyi yöneterek hem pankartı açanları afaroz etmemiş, hem yaptığı açıklamayla sinan'a tepkiyi göstermiş hem de başkanın beceremediği birlik beraberliği sağlamış, olayların üzerine sünger çekerek beşiktaş'ın zarar görmesini, çakalların sırıtmasını engellemiştir... ne tribünde çatışmaya mahal vermiş ne de kulübün, tribün-yönetim kaosuna sürüklenmesine izin vermiştir... bu sebepledir ki; büyük adamsın alen!
setin üstünde olmadı her saniye o muhteşem cemaatin "acaba ne oldu?" diye birbirlerine soru sormasına ve içlerine kurt düşmesine neden olan kişi, lider...
olmadığı bir maç kabul edilmemiş bir ibadet gibidir...
hayret yazılmamış. kebap lokantasının adı aleni' dir. maça gidemeyen taratftarların formalarla maç izlediği, süper de kebap yiyip rakılarını yudumlayabileceği, içeride 8-10 tane televizyon olan mekandır ayrıca.
sözde değil, özde tribün lideri. çarşı grubunda söz sahibi olabilecek, futbolla ilgilenen taraflı tarafsız herkesin tanıdığı tek amigo.
şu an türkiye'de futbol kelimesi içinde dahil olan tüm olayların üstünde bir hadise yaşayan grubun en önemli kişilerinden biri. kaçımız 8 eylul 2007 malta turkiye macinı konuşuyoruz? milli takımın avrupa şampiyonasına gitmesinde en önemli viraja girdik. 4 gün sonra içeride bir maçımız daha var. ama kimse bu konu hakkında yorum yapmıyor. herkes neyi konuşuyor? besiktas yonetimi carsi yi teror orgutu ilan etsin, carsi kendine karsi gibisinden konular..
medyada neler görüyoruz. vefat eden barış akarsu'nun hastane görüntülerinde neler yaşandığı daha dün gibi aklımda. medyanin baris akarsu somurusu diye bir başlıkta tüm bu konular irdelendi.
çarşı şu an çok büyük bir acı içerisinde. kolay değil, 2 ay içinde 4 kardeşimizi/abimizi toprağa verdik.
önce, hayatının baharında ki alper; sonra milyonlarca hayranı olan barış akarsu; ardından son holigan diye adlandırılan beşiktaş tribününün her şeyi, çok sevdik be abi pankartının ilham kaynağı optik başkan; şimdi de mükemmel bir insan olan, en içten şekilde abi denilebilecek ferdi arslan.
tüm bunlar böyle olunca, sürekli tribünde ölenleri anmaktan takıma motive olamadığımız bir dönemde, çok büyük bir acı daha yaşadık. ama işte medya böyle. insanlar rahat bırakmıyorlar ki.. sürekli birileri geliyor, senden açıklama bekliyor. insanlar aydınlanmak istiyor. sonra düşünüyorsun, aydınlatılmak hakları diyorsun ve belki de duygulandığın bir an da kameralar sunucuyu çekiyorken mendille siliyorsun gözyaşlarını..
ferdi abi çok önde olan bir sima değildi. ama beşiktaş kapalı tribünü'ne gelen herkes tanır. en azından amigo harun'u duymuş olabilirsiniz. hindi baba harun, hindi baba sloganı, optik başkan'dan sonra en çok amigo harun'a yakışırdı. harun'un üstünde bir forma vardır. beşiktaş tribününe gelme olanağınız olursa, bakın arkasında ne yazıyor.. ferdi yazar o formada. yani alen ile birlikte kapalı üst tribününün amigoluğunu yapan, beraber sete çıkan amigo harun'un en yakın arkadaşıdır ferdi abi..
bizim için önemli bir insandı. seviyorduk, sayıyorduk.
sonuçta alen'in demek istediği, acımızı yaşayalım, yasımızı tutalım, biraz bizi kendi halimize bırakın. ama bu çok zor işte. her hafta maçtan sonra gazetelere bakıyorum, "çarşı yine pankartlarla göz doldurdu", "çarşı mükemmel destek verdi" gibisinden haberler.. ee sen dünyaca ünlü bir taraftar grubu haline gelirsen, toplumun her sorununu gündeme getirip, ona karşı mücadele ettiğini gösterirsen, sosyal faaliyetlerde bulunursan, bir taraftar grubunu aşıp, sivil savunma örgütü halini alırsan, medya da senin içinde yaşanan bir olayı sürekli irdeler.
tüm bu olaylardan sonra, bizim durumumuzu en güzel anlatan beste. ayrıca bir tanım daha; yapılan bir bestede, tribünde gözyaşı dökmeye başlayan, sonrasında o hali görüldüğü an herkesin ağlamaya başlamasını sağlayan beşiktaş kapalı tribün amigosu. o beste hangisi mi? işte buyrun;
seninle ağladık senle güldük biz
sevdamız uğruna canlar verdik biz
siyahın zindan olsun beyaz aydınlık
herkese nasip olmaz beşiktaşlılık..
edit: cinayetle yakından uzaktan ilişkilendiren insan değildir bu kişiyi, fakat ottan püsürden nem kapan şahsından bu konuyla ilgili sessizliğin nedeni sorulmaktadır.
her önüne gelenin bir şekilde bok atmak için elinden geleni yaptığı beşiktaş tribün lideridir. Adam gibi adamdır. Sevdiğimiz ve saygı duyduğumuz insandır.
hrant dink'e kendisine yakisacak bir elveda etmis spor adami:
gururluyum
avaz avaz feryatların, bir çığlığın, bir şaşkın parmağın, belki kaderin, ağız dolusu isyanın, bir tetiğin, bir soğuk namlunun ve 50 kuruşluk 3 tane merminin acı haykırışları vardı istanbul sokaklarında. ağlıyordu insanlık... kahrolmuş yüreklerin, burkulmuş sevdaların içli ritimleri vardı kasetçide çalan melodide. ağlıyordu hoparlör... "sarı gelin" seslerinin içinde bir adam yatmaktaydı yerde... kanlı, upuzun; ama ölmeyen... tüm ölmüş denen aydınlar gibi... belki yalnızca ışığı söndü, tıpkı pazar günkü inönü gibi... umutların bitmeye yüz tuttuğu an, ışıkların sönmesiyle bir ışık doğdu içimize. ve yeni bir ışıkla, yeni bir gol geldi... zaten yalnızlıktan sıkılmış, ağlamaklı inönü'ye bahar çiçekleri ayrı bir hava verdi. ve futbolcular daha bir sıkı sarıldılar birbirlerine. belki çocuğu ağlamakta babasına, kızı feryat figanda... ağıtlar yakmakta karısı ve eşi dostu ıstırapta... lakin bir gol var atılan, sönen ışığın ardından... ve de bir kurşun! sönen tüm hayallerin mahmurluğundan. birisi; sessiz inönü'yü, soğuk havayı ve futbolcuları kaynaştırmasını bildi. öteki ise; yüzyıllardan beri iç içe yaşayan bu toplumları, bu kültürleri, birbirinden kız alıp veren bu insanları daha da pekiştirecek. ve dün bir kere daha anladım ki, bu topraklarda yaşamaktan ve türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum.
dini ırkı önemli değildir. önemli olan düşünceleridir. beşiktaş'ımızın tribün lideridir. o üçlü çektirmesi yok mu futbolu seven her insanın o üçlü anını görmesi ve o stadta olarak o anı yaşaması gerekir.
ruhumu sıcacık yapan o siyah-beyaz kaşkolum boynumdan çıkar, iki elimin arasına gerilir kaşkolum, ve ben söylemeye başlarım " bir şarkısın sen..." alen markaryan.