insana varlığını unutturan vahim olaydır.
bir hikaye...
gece çalışmıştı. rahatsız etmedim uzunca bir süre uyusun, dinlensin diye. saat 20.45 gibiydi dayanamayıp aradım. hani insan en fazla ne kadar uyuyabilir demi? neyse
telefonu açan, uyku kokan sesle alo diyen bir kadındı.
-alo buyrunnn (her cümleyi uzatarak)
*alo ben şu şahısla görüşecektim ama siz kimsiniz
-ben şu şahısın kız arkadaşıyım şu an uyuyor. ne diyecektiniz acilse uyandırayım mı onu?
*öyle mi bende iş yerinden bir arkadaşıyım bir şey danışacaktım. rahatsız etmeyin o uyusun.
hala uyuyor mu uyumuyor mu bilmem ama iyi nişancıydı. onuruma sıktığı tek kurşunla yerle bir etti beni.
mevzu başka bir kadın olması değil, kendimi asıl kadın sanmamdı. fakat asıl kadın habersizce, o telefon görüşmesinden sonra, usulca o adamın yanına uzanan kadındı.
ve bir çok aldatılma şekli, konusu vardır ama sizi ilgilendiren yalnızca sizin aldatılmanızdır. en çok o acı verir.
aldatıldığınızı öğrenirsiniz, uzaktasınızdır ve hemen her şeyi bırakıp yanına gelmek içinizden geldiği gibi haykırmak istersiniz lakin dizlerinizin bağı çözülmüştür yürüyemezsiniz. kafanızdan atmak için işe verirsiniz kendinizi, sayesinde çok projeler bitirirsiniz. yalnız kalmaktan ve boş vaktinizin olmasından nefret edersiniz. bu durum yaklaşık üç ay sürer. beyninizden çıkar gider sonra, önemli ve zor olan kalbinizden de çıkarmaktır. kalp nankördür ne kadar zaman geçse de sızlayıverir bir şarkının ilk sözünde. en çok canınıza yakan da aldatıldığınız anda ona mesaj çektiğinizi bilmekmiş. o başkalarının yanında, başka kafelerde oturur ve siz derste olduğuna öyle bir inanırsınız ki. işte budur aldatılmak. allah kimsenin başına vermesin.
Aldatılmak kadın erkek ilişkisinde ele alınırsa ve aldatan bir erkekse...
Erkeğin genetiğinde falan aldatmak yoktur ya zamanında o da aldatılmıştır ya da elindekinin kıymetini bilmeden başka heyecanlara yelken açmasından kaynaklanır. Ama burada farklı bir durum var iki kadın ve birbirlerini bilmez ikisi de sever, evlilik hayalleri kurar, hayatındaki erkeğin dünyadaki tek erkek olduğunu zanneder fakat kadınların gerçek uyanışı gerçekleştiğinde kadınlar birbirleriyle savaşır cinsiyetlerini aynı acıyı çektiklerini unutur. Ama durumu kavrayınca düşmanın erkek olduğunu hatırlar ve erkekten intikam almak için yeminler ederler birlik olurlar. Korkması gereken erkektir ve gerçekten sevdiği insanı da kaybeden bu canlı zamanla alınan intikamlarla benliğini kaybeder zamanla yarası acır özür diler ama kadınlar artık onu istemez ve hayatını mahvettiği iki kadın artık erkeklere güvenmez. Erkek acı çeker, pişmanlık duyar, beddualar tutar ve erkek hayatını mahveder. Kadınlar daha güçlü olmayı öğrenmiştir artık " Eşşeğini sağlam kazığa bağlar." iki kadında hayatta daha temkinli olur. Aciz olan aldatan olur..
sevdiğin adamdan vazgeçmek, bundan zerre kadar pişmanlık duymamak ve vargücünle onu suçlamak için iyi bir fırsattır. herşeyi mahveden, biriktirdiğin bütün hayalleri bir başka kadına vermekte tereddüt etmeyen odur. hakettiklerini, planlarını, hayallerini, inancını, sevgini elinden alarak haksızlık etmiştir sana. sevilmeyi haketmez, affedilmeyi de.
özgüven ve gururu dünyadan bu kadar hızlı silebilen tek fiil. ilk öğrendiğimde sadece "keşke ölseydim de öğrenmeseydim" dediğimi hatırlıyorum. vücudumu hissetmiyorsun. ellerin, ayakların; kalbin sanki binlerce parçaya ayrıldı. o an öldün gibi, acı veren bir boşluk. düşünemiyorsun, tepki veremiyorsun. bakakalıyorsun sadece. adın gibi emin olduğun tek durum, onun seni sevmesi, yalanmış. gözün kapalı güvenebileceğin insanlar gözlerin açıkken orospunun teki yüzünden seni yok saymış. sanki allah ruhunuzun kaç kere ölebileceğini gösteriyor. ve siz her yalnızlığınızda bir kez daha ölüyorsunuz. yıllar sonra aldatan unutulur belki, fakat ruhunuzdan kopardıkları unutulmayacaktır. inşallah kimsenin başına gelmez.
şans alma, verme olaylarının tavan yaptığı hede. her türlü değerinde şans, alınır, satılır, takas yapılır. bu ne lan allasen? neyin şansı, kimin şansı? kutuma gitmek istiyorum ben.
hiçbir zaman ikinci şansı haketmezler. aşk kusursuzdur.
sevginin temeli güvendir. güven olmadığı taktirde, kimse gerçekten seviyorum diyemez.
dokunamaz, öpemez. ne bileyim lan, olmaz hiçbir şey eskisi gibi.
edit: yıllarını harcadığı sevgisine ihanet edilen insanlara saygısı olmayan andavalların, şans/hak gibi kelimelerle dalga geçtiği durum.
insanın kendini berbat hissedebileceği en uç duygulardan sadece biri ama en üst seviyedekilerdendir. O an her şey bütün hisler, ümitler yiter. Dünya kararır, her şey anlamsızlaşır ve hicbirşey size tad veremez. Böyle işte..
yazım şekli itibari ile çok basit bir eylemmiş gibi görünen, insanların en güzel duygularına yapılan en ince ayardır aldatılmak. yüreğin en körpe yerinde ayrılan, en saf, en güzel, en muazzam yeri pisletmektir aldatmak. öpülen dudakların, koklanan saçların, tutulan ellerin toz olup gitmesidir aldatılmak. oltanın en ucundaki yokluğu çekmektir. umutla, hırsla, hayalle. çekilince anlaşılır ki, olta, olta olmamıştır asla. tutulacak kadar değerinin olmadığı, beklemenin yanlış olduğu, elindekinin değnek olduğunu unutmaktır aldatılmak. oysa aşıkken ne güzeldi o değnek. misinası ve motoru vardı! karnımı doyurur, bana huzur dolu saatler yaşatırdı. ama birilerinin hayatlarını yok ederek. kör olmuş yüreğin dilsiz aşığıdır aldatılmak. anlamazsın, görmezsin, duymazsın. soruların içinde kaybolur, teselli ararsın. biten kadehleri doldurmaya benzemez aldatılmak.. oysa kolay mı sevgiyi bu kadar çabuk kurmak ? sahi, nerede bu sevgiye saygı duymak ?
aldatıldığını öğrenen için süreç kötüdür.
ilk duyduğunda dünya başına yıkılmış gibi gelir.
bunu duyacağıma, bana bunu yaşatacağına kafama bir tane sıksaydın denir.
sonra neden ben bunu yaşadım sorusu sorulmaya başlanır.
can hiç acımadığı kadar acır, kalpte onulmaz yaralar açılır, sonsuza kadar kanayacakmış gibi gelir.
ama hiçbir acı sonsuza kadar sürmez, her acı geçer, bazısı deler geçer o ayrı.
aslında aldatan bilmelidir ki kendini aldatmıştır. en büyük kötülüğü kendine yapmıştır. geri dönmek istesede yıktığı güveni yeniden hiçbir zaman inşaa edemiyecektir.
koca koca adamların omuzlarını çökerten hadise.
koca koca aşkları yerle bir eder. öyledir ki, öyle bir yakar ki şarkıları susturursun.
yüzünde bir tebessüm dahi oluşmasın istersin, oysa o kahkaha atmaktadır, başka erkeklerle, onların evlerinde.
kimbilir, kimbilir kaç kişi.
kaç kişi ulan kaç!
ne zaman düştü bu kadar!
hani nerede o asalet okyanus'u!
hangisinin evinde unuttu?
yine de kendini kandırır insan!
yanmadı ki canın, korkma biliyoruz biz nasıl olduğunu.
ya nasıl başkalarına sarılabildi, düşünebiliyor musun?
senin olan o kadın, bacaklarını dizlerine atıp sana sarılan, sol omzunda uyuyakalan o kadın hani o "bu kadar şeyi ne zaman düşünüyorsun" diye sorup sarılan kadın, kadın lan kadın!
senin kıyamayıp bıraktığını, başkaları kadın yaptı!
başkaları! başkaları! başkaları!
aldatılmak başkalarıdır.
ruhun çocukluğuna başkalarının konmasıdır.
hissinin üstüne karabasan çökmesi gibi, aldatılmak!
duyduğun zaman odandaki çekmeceleri kırıp da telefonunu paramparça ettiğindir aldatılmak!
sonra da onun yaptığı adiliği, ihanetini kimseye anlatamayıp gelip de burada yazmaktır, bu başlığa, aldatılmak adı altında.
aldatılmak, arka fonda sürekli letheyi duymaktır. o dönünce gururunu çiğneyip de onu kabul etmektir, ona lethe ymiş gibi davranmaktır. ama hiçtir be o. hiç! koca bir hiç!
asaletini kaybetmiştir.
okyanus, lethe ye dönüşmüştür.
sonrasında mı?
artık sadece yağmur yağınca ortaya çıkan su birikintisi olarak kalacaktır.
okyanus'muş. yarrrraaaaaaaamın okyanus'u.
lethe ymiş. "daha nen olayım isterdin onursuzunum senin demiş cemal süreya" dedim, o unuttu ben unutmadım, ne biçim bir su seninki unutturmuyor, sadece bağımlılık yapıyor. çakmasın sen.
yağmur yağdığında çıkıyor ortaya. tabii ya. aldattı olm seni. asalet miş. zerresi yok onda, yok! anca ayaklar altında ezilir o, insanlar üstüne basar çamur olur.
aldatan, kadın, benim kadın'ım diyemediğim hiçbir zaman.
aldatan, beni burada koca bir paket kısa lark la yalnız bırakan, kadın.
doldum, taştım, sustum, sustum, sustum gel ve odama gir, nefes alabilirsen, yaşayabilirsen dumandan o zaman hakkettiğini verebilirim, o en büyük düşmanıma bile atmaya çekindiğim tokadı çenenin ortasına yapıştırabilirim. diş tellerinin damağını parçalamasını sağlayabilirim bu sayede, gel yeter ki gel. belli olmaz işim, belki yine sarılırım sana, ölmek istercesine. ama o tokadı atmadan duramam.
aldatanım. seni seviyorum. aldatılmak, unutabilme sabrıdır.
yasaklıdır.
önemsiz bir mevzudur. herkes aldatılabilir hiç kimse eşsiz kar tanesi değildir. hayatın gerçeklerinden sadece birisidir. ne kadar korkarsanız o kadar üzülürsünüz. vitesi boşa alın ve kafanızı rahat bırakın, kasmayın eğer olacaksa zaten olacaktır...
ek: evet, acı ama gerçek. bu aldatma mevzusu her türlü nedenden olabilir. isterseniz ultra harika bir insan olun yine olabilir sizle alakası bile olmayabilir. aynı şekilde sizinle de alakalı olabilir bilinmez. ama aldatmayacak insan zaten aldatmaz. demek istediğim meselenin önemsiz bir mesele olması. kimse vazgeçilmez değil ne ben ne sen ne de bir başkası. elbette aldatmak ya da aldatılmak kimse istemez ama dediğim gibi o kadar da mühim bir mevzu değildir bu kadar kendinizi kasmayın ne kadar sinire keserseniz o kadar özgüveniniz zedelenir. seçimleriniz sizi var eder unutmayın. *
Aldatilmak, aslinda herkesin bir gün basina gelmesinden korktugu, ama kimsenin kendisine yakistirmadigi, "bizim evliligimizde hiç bir sorun yok ki, esim hala beni seviyor, sürprizler yapiyor, mutfakta yemek yaparken bile gelip boynuma sariliyor, eger öyle bir sey olsa hissederim sonuçta soguk tavirlarindan, bakisindan, hareketlerinden.." diye kendini kandiriyor insan.
Ben gibi bir çok insan, aldatana serefsiz gözüyle bakar, ama öte yandan da, bunun nedenlerini ister istemez sorgular; acaba esi onunla yeterince ilgilenmiyormuydu, ihtiyaçlarina cevap mi vermiyordu, sevmiyormuydu, zorunlu olarak mi evliligini sürdürürüyordu diye, sorular döner durur kafamizin içinde.
Simdiye kadar ben, bi yerlerde kesin bir eksiklik olmali yoksa durup dururken insan esini niye aldatir ki derdim kendime, dün'e kadar. Tanismasindan tut da evliligine kadar hep yaninda oldugum, o büyük aska sahit oldugum, canimdan öte birinin, bir seneyi askindir, aldatildigini ögrenene kadar. En ufak bir sorun olmayan evlilikte bile bu kadar adice bir sey yasaniyorsa, üzgünüm ki bu durum senin de basina gelecektir, bu kadar net konusuyorum. Tüm kadinlarin uyarilmasinin gerekli oldugunu düsünüyorum. Hiç bir kadin, esini mutlu etmek için, sokakta hanimefendisi, mutfakta ascisi, yatakta da orospusu olmak için kendini paralamasin. Eger içinde, orospu çocukluk varsa o kisinin, yine yapar.
Simdi bazi hayvanlar, ki hayvanlara hakaret olur bu, aldatmaya kilif uydurmak için götlerini yirtiyorlar ya hani; yok efendim yatakta ölü gibiymiste, iyi yemek, temizlik yapamiyormusta, çocuklarina bakmiyormusta, kilo alip çirkinlesmiste, hamileymiste, suymusta buymusta.. Ben varya onlarin adamligina tüküreyim, kendilerinde aldatma hakki gören herkesin. Hadi bunlari geçtim, güzelligiyle herkesi kiskandiracak bir kizin, sirf esini mutlu etmek için, hergun giyinip süslenmesi, spor yapmasi, güzel yemekler pisirmesi, yatakta fahise gibi davranmasi yeterli degil mi sizce de, sayin kendinde aldatma hakkin gören mahluklar? Bu kadar fedakarligin karsiligi ne oldu biliyormusunuz, aldatan es, ne idugu belli olmayan bir partnerle oldugu için ve hijyen kurallarina da dikkat etmedigi için, o güzel esine mikrop salgiladi. Yani, artik normal yollardan çocuk sahibi olmasi imkansiz, iste fedakarligin karsiligi.
Simdi bazilariniz merak edecektir, niye aldatilan es simdiye kadar süphelenmemis, madem esinin bunca zamandir sevgilisi varmis, demekki aptalmis, zaten akilli bir kadin olsa anlardi diyeceksinizdir. Bende de diyorum ki, eger esiniz profesyonel bir yalanciysa anlamazsiniz. Eger esiniz, o sürtükten gelen her mesaja, her cagriya, baktiktan sonra otomatik olarak silinsin diye komut verdiyse iphone'nuna, anlamazsiniz. Eger esiniz, telefon dökümlerinin eve gelmesini engellemisse anlamazsiniz. Eger esinizle cinsel hayatiniz çok aktifse anlamazsiniz. Yani diyecegim o ki, kimse ben anlarim havalarina girmesin, daha sonra ben ne kadar safmisim diye hayatinizi kendinize zindan edersiniz.
Ihanete ugramak istemiyorsaniz, bilmem kaç altin kurali iyi okuyun ve uygulayin gibi saçma sapan yazilar var. "Maksat heyecan olsun, skor olsun" diye eslerini aldatan erkekler ya da kadinlar (biz bunlara kisaca orospu çocugu diyoruz), oldugu sürece ne yaparsaniz yapin bos. Hele bir de "ben seni duygusal olarak degil cinsel olarak aldattim" diyenler varya iste onlar ahlaksizin, serefsizin en önde gideni. En iyi intikam aslinda kisasa kisastir, ama kendisine saygisi olan yapmiyor, yapamiyor iste.
Neyse, 8 mart dünya emekçi, aldatilan kadinlar günü kutlu olsun!!