gerçekten çok ilginç bir şey. mesela bir erkek olarak başka bir erkeğin birlikte olduğu kadını aldatışını bilmek ve izlemek gerçekten üzücü ve kızdırıcı bir durum. üstelik bu erkek gelip de size bunu normal bir şeymiş gibi üstüne de sırıtarak anlatıyor ya, sonra siz de gidip laf sokuyorsunuz ama geçiştiriyor falan. şimdi ben bu insanın birlikte olduğu o kadını düşünüyorum, kilometrelerce uzaklıkta ve hiçbir şeyden haberi yok falan. demek ki böylesine uzakta olmak aldatmayı gerektiriyormuş diyorum. vay be... o sözde adamın yerine o gece ben utanıp düşünüyorum falan. bir de bunu yapan sözde adam kalıplı, yine sözde ben erkeğim havasında ortalarda dolaşan bir adam. hayat ne garip, aldatmak falan. gidip bir çay koyayım iyisi mi.
bir kere yaptığım eylemdir. sonrası ise pişmanlık dolu, kendinizi sevmemenize sebebiyet vericidir. ama gel gör ki hayat geçmişte yaptığın hataları düşünüp üzülerek devam etmiyor. o yüzden önümüzdeki maçlara bakacağız.
bunu bana bir kadın yaparsa onu silahla vurup öldürmem, ya da onu kesinlikle dövmem, ama ona hiç aklına gelmeyeceği ve tüm bunlardan daha kötü olan bir şeyi yaparım ki ömrünün sonuna dek onun vereceği utanç ile yaşamak zorunda kalır ya da hayata kendi elleriyle veda eder. çok mu ağır oldu ne, yok lan iyi adamım ben aslında valla bak, sen bunları anlattığıma bakma. seni çok seviyorsam bunları bile yapmadan ve hiçbir söz söylemeden çekip giderim uzaklara o an belki de. bilmiyorum. sadece bana güven yeter, çünkü ben de sana güveneceğim.
'herşeyden önce, erkeğin doğası gereği aşkta vefasızlığa, kadının ise sürekli sadakata eğilimli olduğu gerçeği bu incelemeye girer. erkeğin aşkı, doyum bulduğu andan itibaren belirgin bir biçimde azalır. hemen hemen bütün öteki kadınlar onu, sahip olmuş olduğu kadından daha fazla çeker. erkek değişiklik özler. kadının aşkı ise, özellikle o andan sonra artmaya başlar. bu, türü koruyup onun varlığını sürdürmeye bu bakımdan da olabildiğince fazla çoğalmaya yönelik doğanın amacının bir sonucudur. bildiğimiz gibi erkek, kendisine yeterince kadın sunulduğu takdirde kolayca yılda yüz çocuk sahibi olabilir. kadın ise, istediği kadar erkeğe sahip olursa olsun ikiz ihtimalini hesaba katmazsak sadece bir çocuk dünyaya getirebilir. bu nedenle erkeğin gözü hep kadınlardadır. kadın ise buna karşılık tek bir erkeğe sımsıkı sarılır. çünkü doğa onu içgüdüleri gereği ve hiç düşünmeden, gelecekteki doğumun besleyicisi ve koruyucusunu yanında tutup korumaya sürükler. bundan ötürü erkeğin eşine sadakati yapaydır, kadınınki doğaldır. dolayısıyla da kadının ihaneti nesnel olarak, sonuçları bakımından olduğu kadar öznel olarak doğaya aykırılığı bakımından da erkeğinkinden çok daha az bağışlanabilir bir ihanettir'
tahminim şartların bu hale getirdiği durumdur. yani ilk başlarda kimse istemez. ama bir zaman sonra kopukluklar oluyor sanırım.
bir arkadaş daha doğrusu çok yakın değil ama. evlenirken hep söylerlerdi, biz bilmem kim gibi olmayacağız, yok benim evliliğim şöyle olacak falan.
adam daha evlendikten 1 sene sonra otellerden topladık. yani bu adam eşini çok severek evlendi. sebep ne diye sorunca (ki adam bunu gizli yapması lazım en azından kimseye belli etme be adam) "eskisi gibi yakın değiliz" gibi cümle kuruyor.
tahmin ediyorum bu yakınlaşma olayı ne olursa olsun oluyor galiba. kim olursa olsun. çünkü herkes bundan bahsettiğine göre.
ya da kılıf arıyordur pezevenk.
her ne sebepse bana kalırsa kadınlar bir zaman sonra seksi bile bir saate ve zaman ya da duruma göre yapıyorlar. o zevki şevki öldürüyorlar. adam da o heyecanı yaşamak için başkasını arıyor. çünkü karısından daha çirkin kadınla yatan var. bunu açıklayamıyorum başka şekilde.
Hoş olmayan eylem . Ayrılın sonra istediğinizi yapın ama hayatınızda biri varken işler iyi gitmiyor olsa bile kendinize var karşınızdakine olan saygınızdan aldatmayın .