aldatmak ne kadının ne de erkeğin doğasında vardır. her insan mükemmel bir şekilde yaratılmıştır. sadece dünya hayatının cazip gelen bazı halleri, nefsine hakim olamama gibi birtakım insanın kendi kendine yarattığı durumlar yüzünden kötü davranışlar sergilenebilir.
kadınlar, kendi güçsüzlüklerini oldugundan çok daha fazla göstermekte ustadırlar. boylece rakip savunmayı kontra-ataklar ile vurmak çocuk oyuncagıdır. Hiçbir kadın, ne kadar oyle gosterse de saf veya temiz degildir.
üzerinde karar varılması gerek birinci konu, insan denen sosyal varlığın* tarihsel gelişimi içerisinde, yine yaşam dediğimiz sosyal bir olgu içerisindeki rollerini belirleyen dinamiklerin neler olduğudur.
erkek ve kadın cinslerinin aralarındaki tarihsel etkileşime bakıldığında kazın ayağının hiç de ortaya atılan tezdeki gibi olmadığı görülecektir.
tarihin her döneminde erkek toplumu kadın üzerinde mutlak bir egemenlik sağlama çabası içinde bulunmuştur.
erkeğin yegane amacı, kadını eve hapsetmek, onun üzerinde mutlak br hakimyet sağlamak, bunun yanında onu sömürebildiği kadar fazla sömürebilmektir.
erkek nesli, kadına iş hayatında bulunma, çalışma, okuma şansı tanımamışken orospuluk yapmasına ses etmemiştir. eh ne derler bilirsiniz orospuluk için. tarihin en eski mesleklerinden birisidir. bunu adı sosyal anlamda sömürü değilde nedir.
erkeğin kadın üzerindeki baskısını görmzeden gelmek çok zordur aslında. misal, sürekli olarak erkeklerin kadınlar için yaptıkları kahramanlıkları konu alan efsaneler anlatılır duruluru, birisi çöllere düşmüş diğer dağları delmiş. iyi de neden soru hiç sorulmaz, adam neden dağları değilmiş? çünkü kız üzerinde doğduğu günden buyana egemenlk ilan etmiş olan ve bir erkek olan babası sevdiği insanla beraber olmasına izin vermemektedir.
yine modern toplum zamanları incelendiğinde de karşımıza sürekli olarak benze örnekler çıkacaktır. kadın, doğu toplumlarında daha şiddetli olmak kaydıylar neredeyse bütün toplumlarda yardımcı bir sınıf olarak kabul edilmiştir.
çalışmak yada erkek terimi ile eve ekmek getirmek erkeğin görevidir ve bu görev erkek tarafından kendi kendi verilmiş bir görevdir. çünkü erkeğe göre kadın güçsüz bir varlıktır ve erkeğe itaat etmekle yükümlüdür. okuma hakkı erkeklere, yönetme hakkı yine erkeklere verilmiştir,
kimin tarafından?
yine erkekler tarafından.
küçüklüğünden beri erkek kardeşleri yanında ikinci sınıf evlat muamelesi görür, ona kocasına en iyi şekilde hizmet etmesi telkin edilir,
kadın çalışamaz, okula gidemez, seçemez, seçilemez, kadının yeri mutfağıdır, kadın erkeğine en iyi şekilde hizmet etmekle yükümlüdür, kadın erkek çocuk doğurmak ve onları büyütmek için görevlendirilmiştir.
kadın bütün bir ömrünü erkek denen karşı cinsine sunmakla yükümlüdür.
kadın aldatırsa orospudur erkek aldatırsa delikanlıdır. kıznın erkek arkadaşı olursa baba kızını döver, erkek çocuğunun kız arkadaşı olması için ona taktikler verir.
doğu toplumlarından bir kaç tesrip yapalım:
- şiddete uğrayanlar kadınlar
- eve hapsedilen kadınlar
- cinsel istismara uğrayanlar kadınlar
- okuma hakkı elinden alınan kadınlar
- istemediği insanla evlendirilen kadınlar
- namus bokuna öldürülen kadınlar
- mal gibi para karşılığı satılan kadınlar
- tarlada bağda bahçede ırgat gibi çalıştırılan kadınlar
- sürekli olarak cinsen bir meta muamelesi gören kadınlar
ve bu kadın mı aç gözlüdür? yoksa kadının bütün bir hayatına göz koymuş olan erkek mi aç gözlüdür?
bu sorunun cevabını iyice düşünüp ondan sonra vermek gerekmektedi.
yani kıscası kadının doğasında olan aldatmak değil malesef ezilmektir. (bkz: çok üzülüyorum bu çocuğa)
uzun lafın kısası kişinin amacı saçmalamaksa, sadece konuşmak için konuşmaksa, çoooook uzun yazılar yazabilir sanırım. lakin önemli olan biraz komplekslerimizde kurtulup doğru düşünüp o şekilde konuşmak gerek diye düşünüyorum.
maksat ilgi çekmekse ne bilim daha önemsiz konularda da az saçma şeyler söyleyerekde yapılabilir bu. şükür sölüğümüz buna gayet müsait.
muhtemelen canı çok yanmış erkekler tarafından oluşturulmuş bir tespittir.
aldatabilen, aldatan, aldatacak olan kadın vardır evet. hatta erkeklerden çok daha başarılı bir şekilde gerçekleştirirler bunu. suda yürür izini belli etmez misali.
gel gelelim bunu kadının fıtratına yüklemek yanlıştır.
ne kadın ne erkek ahlaksız tutumları meşru kılacak yaradılışa sahip değildir.
kendi ahlaksız seçimlerimizi "bu bizim doğamızda var" üslubuyla haklı çıkarmaya çalışmayalım.
"kadınlar asla aldatmaz" diye kendilerini savunan kadınlara ayrıca selam ederim.
bir erkek sevgilisini,eşini aldatırken başka bir kadınla aldatmıyor mu?
o kadınlar kimler, nerdeler acaba?
erkeğin aldatmasına sebep olmakta aldatmak sayılır, hatırlatırım hanımlar.
yok efendim kadınlar ezilmiştir, yok kadınların kafası ezilir, kadınlar ikinci sınıftır saçmalıklarını bir kenara bırakın. üniversite son sınıfta okuyan kız sanki kendi kararlarını vermekten acizmiş gibi, "sevgilim ne derse o" diyorsa, burada erkeklerde değil kadınlarda suç vardır.
aldatmak mı: az önce bahsettiğim sevgilim ne derse o kadını, evlendikten sonra kocasının baskısına dayanamaz, zamanında sevgilim ne derse o diyerek zaten ezikliğini göstermiştir, kocası da bu duruma alışmış ve bunun bir ömür sürmesini istemiştir. ama ne olmuştur. artık dayanamayan kadın gitmiş kocasını aldatmıştır, başka bir erkekle.
sadece erkeklere suç bulmayın, ilişkiyi yüzde elliye yüzde elli yaşamayan (erkek kadın farketmez) tüm çiftlerde suç.
nefsi kontrol etmek bu denli güç olmasa bu kadar haram olmazdı evet akıl var ama o kadarıda olmasa hayvandan farkımız kalmazdı en güzel sınırı koymak en büyük emir ama gel gör ki sen bunu bunun üstüne kurulu dünyaya anlat. **
yanlıştır. kadın çok sever çok bağlanır. ayrılık olayından sonra bile aylarca hatta yıllarca etkisinden kurtulamaz. iki sebepten olabilir bu durum, ya çok seviyordur ya da yaptığı salaklıklara, emeklere ağlıyordur. sizin karşınızda güçlü profil cizdiğine bakmayın, içten içe ölüyordur aslında.
seviyorsa zaten aldatamaz.
yaptığı mallıklardan, onca emekten sonra da birine kolay kolay güvenemez.
kadınlar erkeklere nazaran çok daha sadıktır. ha olmayanı varsa, o da maya meselesidir.
tercihleriniz tekrar gözden geçirilmelidir.
hay sokayım tepitine dedirten durum. bu kanıya nasıl vardı acaba çok merak ettim.
aldatmak insan doğasına aykırıdır birkere, ayrılmak değil. aslında ayrılamayanlar aldatır. ayrılanlar dürüsttür. adam der ki, aga ben seni sevmiyorum, istemiyorum, manuel takılacağım bu aralar ayrılır gider.
bunu yapmak daha yerinde ve olması gereken gibi duruyor.
Bir kadın aldatmaz. Ama adı üstünde kadınlığa erişmiş olan kadından bahsediyoruz. Olgunluğunu taşıyacak yaşa ya da beyne sahip olmayan hiçbir kadın hakkında da tartışmayalım. Çünkü her an ne yapacağı belli olmaz.
