madem aldatmayı bu kadar seviyorsun, güzel birşey olduguna göre karşı tarafında tatmasını istersin. bul bir tane adam, karınıda kucağına oturt adamın. adam becersin sende otur kenardan izle. aldatmak ya bu.. hani çok rahat olmakya.. ya da ne bileyim ultra mega hiper süper "medeni" insan olmakya.. yap kim karışabilir ki ? hem sen en asil duygunun insanısın (en nefret ettiğim lafı birgün kullanacağım hiç aklıma gelmezdi)
saçmalığında bir sınırları var. bi b.k yiyorsun bari insan olarak "yapıyorum napim hormonlarım böyle" de. gidipte insanların duygularını sattığı erkek, kadın fark etmez "ruh fahişeliği" ni gelip de burda meşru birşeymiş gibi anlatmaya çalışma.
lise tuvaletlerinde kaçak kaçak sigara içmeye benzer ki herkes onun en tatlı sigara olduğunu bilir. doğru olmakla beraber hayatın acı bir gerçeğidir...
neden yaşamak istediğim bir şeye başka biri için boşvereyim ki bencilliğidir, aldatmak...aşık olsanız, hatta aşkından geberseniz de aslında değer vermediğinizi gösterir ve değer vermeyi bilmeyen bünyeler değer görmemiş bünyelerdir. nasıl ki bir çocuğu şiddet içinde büyütürseniz kavgayı, sevgi içinde büyütürseniz sevgiyi öğrenir, aynı şey işte...bi insan değer vermeyi bilmiyorsa bu öğrenmediği,çünkü yaşamadığı içindir... bu yüzden önemini kavrayamıyordur...
en zevkli gerçeğidir kısmına gelince; bu aldatma kısmını iyi başardığınız anlamına gelir.öyle ki kendini bile aldatmayı becermiştir, bu bünye...* ya zevk denen şeyin gerçek anlamını bilmiyordur, ya ucuz seçimlerime nasıl anlam yükleyebilirim diye düşünüyordur, ya da mal olduğunu kısmen kabullenmek istemiyordur...
şimdi gelelim anafikrimize;
madem bi b.k yiyorsun, en azından kendine dürüst olacaksın...ben bu haltı yedim ve iğrencim diyeceksin...kendini bile aldatacak kadar saçmasalak felsefeler yaratmayacaksın!
neymiş?!
kendin de inanmıycakmışsın, yalanına....