hakkındaki şehir efsanelerini toplasan bir tesla etmez ama yine de epey şehir efsanesi vardır. mesela atom bombası denince çoğu kişinin aklına belki ilk gelen kişidir. halbuki atom bombasının yapımına pek önemli bir katkısı yoktur.
bir de üstün zekası var tabi. eğer bir salağa laf sokulacaksa anştayn bizim arkadaşımızmış, hatta bizzat kendimiz anştaynmışızcasına onun zekasıyla övünürüz. belki anştayn aptallarla ilgili birtakım aforizmalar düzerken aklından geçen insan profili bizzat biziz, ama bunun zerre önemi yok. "dahiliğin bir sınırı vardır, ama aptallığın asla." deyiverdiğimizde örneğin, biz artık anştaynın tarafındayızdır. olay bitmiştir. şimdi aptallar düşünsündür.
kendisi aslen türktür. nasıl mı? hazar türklerinin musevi olduğunu hepimiz biliriz. işte o hazar türkleri çeşitli sebeplerle orta avrupaya dağılmıştı zamanında. tabi türklüklerini kaybettiler ama avrupadaki yahudilerin çoğunun atası hazar türkleridir. bu yüzden einstein'nın atalarınında hazar türkleri olduğunu söylemek mümkün.
g.tten uydurulan bütün sözlerin altına imzası çakılan bilim kişisi. aq ümit besen şarkılarının sözlerinin altında bile bu herifin adını görüyorum facebook'ta... yeter lan. adam yaşarken bugünleri görebilseydi, atom bombasını türkiye'ye sallattırırdı...
ailesine, üniversiteden atıldığı dönemde "keşke doğmamış olsaydım" diye mektup yazmış, evrenin çözümünü 1.5 cm lik bir formülle hayata geçirmek isteyen ama yapmasına fırsat kalmadan iç kanamadan ölen bay beyin.
Şu sözüyle de pek düşündürmüştür beni: "Görelilik kuramım başarıyla kanıtlanırsa Almanya benim bir Alman olduğumu iddia edecek, Fransa ise dünya vatandaşı olduğumu açıklayacaktır. Kuramım gerçek dışı çıktığında ise, Fransa bir Alman olduğumu söyleyecek, Almanya ise bir Yahudi olduğumu açıklayacaktır."
bir gün einstein'in yanına güzel bir kadın gelir. einstein'a der ki, "seninle evlenelim. çocuğumuz da benim kadar güzel, senin kadar zeki olsun.". bunun üzerine einstein kadına şöyle der: ya benim kadar çirkin, senin kadar salak olursa?
--spoiler--
Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirir.
--spoiler--
sadece bu sözü için saygı duyulması gereken insan.
izafiyet teorisi ile bilime hakim olan, newton'un mutlak zaman anlayışını çürütmüş, zamanın uzay ile birleşik olduğunu ve birbirini etkilediğini söylemiştir. buna göre kütle ve hız arttıkça zaman yavaşlayacaktır. örneğin; iki kardeşten biri dünyada kalsa, diğeri uzaya çıkıp dünya saati ile otuz dakika uzayda ışık hızıyla dolaşsa ve dünyaya inse kendisi için hiçbir şey değişmemişken dünyanın 30 yıl sonrasını görecektir. ilginçtir.
deterministtir. indeterminizmden haz etmez. meşhur "tanrı zar atmaz" sözünü bu amaçla söylemiştir.
izafiyet teorisi ile ilgili bütün öngörüleri günümüzde kanıtlandığı teorisi kesinlik kazanmıştır. ayrıca zamanın izafiliği deneysel olarak da atom saati yardımıyla ispatlanmıştır.
"dinsiz bilim topal, bilimsiz din kördür" sözünün sahibidir.
amcam gunumuz fizigini yaratti. Eskiden bir mekanik vardi, newton'un buldugu. Gelistirdi onu euler, lagrange, hamilton falan da o kaldi oyle. Hatta genel anlayis, fizik oldu, bundan sonra sadece daha kesin olcumler yapabiliriz idi. Taki albert einsteina kadar.
Cocukken kendine bir soru sormus, "bir isik demetine binsem dunya nasil gozukur" diye. Bu soruya 10 sene kafa patlatmis. sonunda da gorecelik kuramini gelistirerek bu gunku gorecelik iliminin onunu acti. Sayesinde gezegen hareketlerinden, karanlik maddeye orada big bange cogu seyi anlayabiliyoruz.
Bir de fotoelektrik olayini kesvederek, planck sabitinin varligini dogruladi, ve quantum fiziginin onunu acti. Nitekim kendisi bu dalin implikasyonlarindan nefret etse de, kuantum fiziginin babalarindandir.
Ironik bir sekilde nobel odulunu genel gorecelik icin degil, foto-elektrik olayi icin almistir. Onun sayesinde bu gun elektronik kameralardan foto-sensorlere kadar seyleri icat etmisizdir.
Einstein konferanslarına hep özel şoförü ile
gidermiş. Yine bir konferansa
gitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförü
Einstein'a;
...
"Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken
ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi kelimesine biliyorum" demiş. Einstein gülümseyerek ona bir teklifte bulunmuş:
"Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç
tanımıyorlar. O halde bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim yerime sen konuş,ben de arka sırada seni dinlerim."
Şoför, gerçekten çok şahane ve başarılı bir
konuşma yapmış ve sorulan bütün soruları doğru
cevaplamış. Tam yerine oturacağı sırada bir kişi, o güne kadar konferansta sorulmamış ağır bir fizik sorusu sormuş.
Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye dönüp:
"Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok
garip" demiş.Sonra da salonun arkasında oturan Einstein'ı
işaret ederek şöyle devam etmiş:
"Şimdi size arka sırada oturan şoförümü
çağıracağım ve sorduğunuz soruyu,
göreceksiniz, o bile cevaplayacak."
Netice:
"Akıllı insanlar, akıllı insanlarla çalışır ve insanın zekiliğinin yanında uyanıklığıda insana çok şeyler kazandırır.."