BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Berlin'e giderken, Eskişehir'de dövülerek katledilen Ali ismail Korkmaz davası ile ilgili soruyu şöyle yanıtladı:"Yargı süreci ile ilgili söyleyecek hiçbir sözüm yok."Yolsuzlukları örtbas etmeye sıra gelince yargıya söylenmedik söz bırakılmıyor, savcılar, polisler kitleler halinde sürülüyor.Sıra vahşice duygularla katledilen bir genç insana gelince "yargı süreci" akla geliyor!Gerçek yüzlerini görebilmeniz için bu ayrıntıya dikkatinizi çekiyorum.
---- alıntı ----
bu da yasadışı dinleme çarkları
---- alıntı ----
Binali Yıldırım, 28 Ocak 2009'da Meclis'te bu konudaki eleştirileri nasıl yanıtlamıştı:"Yanlış işiniz, yasal olmayan işiniz yoksa dinlenmekten korkmayın, istediğiniz kadar konuşun. Teknolojinin önüne geçme imkânı yoktur."Aynı Binali Yıldırım, 23 Ağustos 2011 tarihinde de şöyle söylüyordu:"Telefon dinlemeleri konusunda halkın bir korkusu yok. Vatandaşlarımız rahat olsunlar, zaten sonuç da onu gösteriyor. Tabiri caizse millet paso konuşuyor."
---- alıntı ----
şimdi rte ve saz arkadaşları "ailemi bile dinlemişler" diyerek yakınıyor!
edit: israil konusundaki çarklar da unutulmadı!
ne demişti rte!
---- alıntı ----
Doğu Akdeniz bize yabancı bir yer değil. Aksaz, iskenderun... Buralar, sürekli nezaret edebilme gücüne ve hakkına sahip olan yerlerimizdir. Gemilerimiz bundan sonra o sularda kendilerini çok sık göstereceklerdir. Çok sık göreceğiz!
---- alıntı ---- http://gundem.milliyet.co...detay/1831557/default.htm
13-14 şubat 2014'te kıbrıs rum yönetimi ile israil ortaklaşa tatbikat yapacaklar rumların ekonomik bölge ilan ettiği yerlerde!
hadi bakalım engel olun da görelim! kimmiş delikanlı!
hep kuru sıkısınız amk. gürlüyorsunuz ama yağdığınız yok!
--- alıntı ----
SAYIN Başbakan üç yıl önce (21.01.2011), "tutuk ve çekingen bir yargıç sınıfı oluşmamalı" diyerek "hâkimlere karşı tazminat davası açılamaz" şeklinde bir kanun çıkarmıştı; şimdi ise bunun tam tersine bir kanun teklifi Meclis'e sunuldu.
Demek ki, dün tazminat davası baskısı altında "tutuk ve çekingen bir yargıç sınıfının oluşmaması" gerekiyordu, bugün oluşmasında sakınca yok!
--- alıntı ---- http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25772962.asp
selahattin demirtaş bile dalga geçer olmuş.
--- alıntı ---
Erdoğan'ın grup toplantısında Baykal ve MHP kasetlerine değinmesini hatırlatan Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kendisinin yarım saatte engellediğini söylüyor. O zaman bu yasaya ne gerek var. Hemen arkasından ise 'Bu yayınları durdurmamız 5 gün sürüyor' diyor. Hangisi doğru? Kendisi düştüğü çelişkinin farkında değil.
--- alıntı --- http://www.yurtgazetesi.c...kat-etmemisti-h48489.html
"ayrıca bu kasetler özel değil genel genel" diye dalga geçen de rte idi.
şimdi "biz o zaman da tasvip etmiyorduk. engelledik" diye günah çıkarıyor.
kıyamam yhaaaa!
Üç yıl önce "Hiçbir özgürlük kısıtlaması olmamalı. isteyen herkes internette özgürce dolaşabilmeli" dedi...
Bugün internete kısıtlama getiren yasayı veto etti.
dış politikadaki "ilkeli" duruşumuzu ukrayna konusunda da gösterdik!
mısır'a gelince üüüüüühüüüüü
ukrayna'ya gelince aauuuvvvv!
---- alıntı -----
MISIR'da "seçilmiş" Cumhurbaşkanı Mursi, halk hareketleri sonucunda görevini yapamaz hale gelip en sonunda görevden alınınca Türkiye sert tepki gösterdi. "Seçilmiş cumhurbaşkanına yapılanları tanımıyoruz" dedi ve Mısır'ın yönetimiyle ilişkilerini kesti. Ukrayna'da seçilmiş Cumhurbaşkanı Yanukoviç, halk hareketleri sonucunda iş yapamaz hale gelip meydanlarda onlarca kişi can verince ülkesini terk edip Rusya'ya sığınmak zorunda kaldı. Türkiye, hemen Dışişleri Bakanı'nı gönderip yeni yönetimle doğrudan temasa geçen ilk ülke oldu. ilkeli dış politika diye ben buna derim. Siz neye dersiniz bilemem.
2002'den beri 3 dönem de 3 dönem diye inliyorlardı!
3 dönemin sonuna gelindiğinde rte açıklaması: Kendi adıma öneride bulunmam söz konusu olamaz. Ancak arkadaşlar isterse kongreye giderim http://haber.gazetevatan....onem-daha/615232/1/gundem
tıpkı hayırsever (!) işadamına "ben ihalede tam rekabet ortamı oluşmadı diyemem ama sen şikayet edersen düşünürüz" demesi gibi! hep aynı taktik! rize kurnazı seni!
uuu beybi ince ince kıvırmaya başlanmış!
hayırdır noldu ilkeli siyaset?
rte (dün): ben bu davanın savcısıyım!
rte (bugün 08.03.2014): bu davalarda katakulli olduğu çok açık! kısacası paralel yapı bu davalarda görevini icra etti! http://wap.ntvmsnbc.com/Haber/Goster/25503139
artık bir klasik haline gelen gündemi değiştirmek için ortaya saçma bir iddia atma olayınızı bu millet yemiyor!
sonrasında böyle çark etmek zorunda kalıyorsunuz!
- uludere skandalından sonra kürtaj tartışmaları
- şehit haberleri yoğunlaştığında "karacaahmet cemevi bir ucubedir" açıklamasının,
- dış politikadaki başarısızlıkların muhteşem yüzyıl polemikleri ile kapatılmasının,
- bütçe görüşmelerinin "vajinaya" bağlanmasının,
- reyhanlı patlaması sonrası alkol yasağının gelmesi,
- 12 milyon işçinin kıdem tazminatı kaldırıldığında, Devlet Nişanı'ndan T.C ve Atatürk silueti çıkarıldığında, Marmaray'da ortaya çıkan elektrik kesintileri ve Marmaray'ın henüz tam anlamıyla bitmemiş bir proje olduğu ortaya çıktığında gündem "kız erkek öğrenci aynı evde kalamaz" zırvası ile değiştirildi
vveeee son bomba
- yolsuzluk ve rüşvet skandalları patladığında ise youtube u facebook u kapatacağız!
akp entellektüeli mehmet barlas dün: Mehmet Barlas da konuşma yaptılar. Barlas, Fethullah Gülen ve Turgut Özal için Ben bugüne kadar bir şahsı ve bir devlet adamını tanıyamamışım. Bunlar benim hayat tavrımı değiştirdi! http://www.odatv.com/n.ph...bakanlar-vardi-1803141200
Başbakan Yardımcısı Emrullah işler (21.03.2014 twitter'ın kapatılmasına yorumu):
--- alıntı ----
"Şeriatın kestiği parmak acımaz diye bir sözümüz var. Dolayısıyla, mahkeme kararlarına herkesin uyması gerekir. Hukuka, herkesin uyması gerekir. ...
Bir de şu var hani mahkeme kararları yazılı basında nasıl uygulanıyor ise görsel basında medya da uygulanıyor ise sanal âlemde de uygulanması gerekir. Kimsenin üstünlüğü, ayrıcalığı olmaması gerekir.
sonra olaya devam edelim.
bakalım hukuk karşısında kimsenin üstünlüğü yok mu?
Yeni Başbakanlık Binası için tarihi SiT statüsünün değiştirilmesi kararını iptal eden Ankara 11. idare Mahkemesi'nin kararına rağmen Söğütözü'ndeki Atatürk Orman Çiftliği sınırları içinde bulunan inşaatın tüm hızıyla devam etmesi konusu rte'ye sorulmuş gelen cevap: güçleri yetiyorsa yıksınlar. Başbakanlık binasının yapımı ile ilgili bir sıkıntı söz konusu değil! http://sozcu.com.tr/2014/...ftliginde-skandal-466078/
hatta konuşmanın devamı "yaparım da otururum da" şeklinde ama gazete haberi vermediği için ayrıca belirttim.
peki 2014 mart yerel seçimi öncesi akp'nin bayraklı - istiklal marşlı reklamının yasaklanmasına rte'nin yorumu ne dersiniz!
rte: Biz de onu yasaklarız, yasağa yasak getiririz! http://www.internethaber....da-yasaklariz-651840h.htm
Şimdi bakın uluslararası komplolar bu işin içinde. Çok ilginç. Bu Twitterlar falan var ya şimdi mahkeme kararı çıktı, Twitter falan hepsinin kökünü kazıyacağız. Efendim işte uluslararası camia şöyle der, böyle der, hiç beni ilgilendirmiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gücünü görecekler. http://www.cnnturk.com/ha...psinin-kokunu-kaziyacagiz
sonrasında aym karar verdi!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin Twitter'a erişim yasağını hak ihlali olarak niteleyen ve açılmasını hükme bağlayan kararını değerlendirdi. Erdoğan, "Anayasa Mahkemesi'nin kararına uymak zorundayız ama saygı duymak zorunda değiliz, saygı da duymuyorum. Twitter ile ilgili Anayasa Mahkemesi'ne başvurmalarını ben doğrusu milli bulmuyorum. Amerikalı bir şirketin böyle bir savunusu yapılırken bizim milli değerlerimiz bir kenara konuldu" dedi. http://www.cnnturk.com/ha...kararina-saygi-duymuyorum
o kadar efelenme boşa mı gitti şimdi!
tü yaaa yazıkkk kıyamaaammmmm!
aym 2006 da akp'nin kapatılmaması yönünde karar verdiğinde (ki o karar 5'e karşı 6 oyla idi. ve haşim kılıç kapatılmaması yönünde oy kullanmış idi. ayrıca raportörü de kapatılmama tercihini belli edecek şekilde atamıştı!)
akp için haşim kılıç "demokrasi neferi" idi! "özgürlük savaşçısı" idi!
ne zamanki twitter'ın kapatılması yönündeki yasağı kaldırdı kararları "gayri milli" oldu!
"cübbeni çıkar öyle siyaset yap" oldu!
o da yetmedi!
zamanında hukukçu olmadığı ekonomist olduğu halde anaysa mahkemesine başkan yapılan kişinin (anayasa mahkemesi üyeliği için özal'ın emeklerini unutmamak gerek! evinde tv anteni var mı diye baktırmış rahmetli! )
ne zaman ki cumhurbaşkanlığı adaylığı konuşulur oldu o zaman ibda-c ile çekilmiş görüntüleri piyasaya sürüldü!
hem de "Makam sevgisi Kılıç'ın fikirden uzaklaşmasına ve makamları nefs meselesi yapmasına sebep olmuş ki, hükümetin doğru icraatlarının önünü kesmekte bir beis görmüyor" notu eşliğinde! http://haber.gazetevatan....ri-acildi/628162/1/gundem
işte akp böyle bir çıkar birliğidir! birlikte iken pislikleri örter. işe yaradığın sürece büyütür. geliştirir.
artık vaktin geçtiği anda önce itibarsızlaştırır. sonra bi kenara atar!
dün pek bi demokrattı rte (05.04.2012): Yargının siyasallaşmasının karşısında ilk duracak olan, hiç kimsenin kuşkusu olmasın biz oluruz. Yargının siyasallaşmasına müsamaha göstermeyecek, göz yummayacak olan ilk önce biz oluruz. http://www.gazetecileronl...lic39a-ince-ince-mesajlar
bugün: yolsuzluk davaları sonucunda hakimlerin savcıların soruşturmayı yürüten polisin hallaç pamuğu gibi atıldığını, atamaların akp'ye yakın kişilerce yapıldığına, akp'li olduğunu açıklayan hakimlere siyasi dava verildiği (bkz: ak yargı/#23496559) döneme geçtik!
rte dün (25.04.2013): "Ülkem adına iftiharla ifade etmeliyim ki şu anda özgürlükleri daraltan, siyasete sınır çizen, birey karşısında devleti koruyan bir Anayasa Mahkemesi değil, özgürlükleri, demokrasiyi, milli egemenliği güçlü şekilde muhafaza eden bir Anayasa Mahkemesi var" dedi. Türkiye'nin Asya Anayasa Mahkemeleri Birliğinin dönem başkanlığını yürütmesinden gurur duyduğunu söyledi. http://yenisafak.com.tr/p...endirdi-25.04.2013-515129
rte bugün (05.04.2014): AYM kararına uymak zorundayız ama saygı duymuyorum!
AYMnin direkt kendilerine başvurmak suretiyle böyle bir karar almasını ben doğrusu milli bulmuyorum. Bunun yanında ABDli şirketin savunması yapılırken, bizim milli ahlaki her türlü değerlerimiz bir kenara konuluyor. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26150410.asp
Bizim ülkemizde 100 bin kadar vatandaşımız olmayan Ermeninin bizde yaşamasına çalışmasına müsaade ediyorsak, bu da bizim bir yaklaşım tarzımızdır. Ne denli barışa yönelik bir yaklaşım tarzı içerisinde olduğumuzu göstermesi bakımından önemlidir ama bunun karşılığını da bizim görmemiz lazım. Eğer biz bunun karşılığını göremezsek herhalde biz de başımızın çaresine bakacağız."
"1915 olaylarına ilişkin farklı görüş ve düşüncelerin serbestçe ifade edilmesi; çoğulcu bir bakış açısının, demokrasi kültürünün ve çağdaşlığın gereğidir."
gezi parkı olayları sırasında değinmiştik. gezi olayları rte nin dediği için sadece 12 ağacın taşınması nedeniyle başlamamıştı!
gezi parkı rte'nin bulduğu her "kupon araziye" avm ve rezidans yapma ve rant üretme sevdasına tepkiydi! halkın karşı çıkmasına karşı "ben dedim olacak" şeklindeki buyurgan anlayışa başkaldırıydı. "topçu kışlası yapacağız" kılıfına sarılı, milli değerleri kullanarak insanları aldatıp para kazanmaktı amaç. tabi ki kazanılan paradan bir kısmının "havuza" aktarımıydı!
gel zaman git zaman ak propaganda ekibi bu açgözlülüğü, para uğruna insanların nefes alabileceği mikro alanların bile talan edilmesini unutturdu. olayı 12 ağaca ve komploya indirgedi!
neyse biz unutmadık unutmayacağız. aldanmadık aldanmayacağız!
geçen sene bu zamanlar olanların özeti mehmet y. yılmaz'dan.
--- alıntı ----
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında geçen yıl bu tarihte başlayan Gezi protestolarına da değindi ve şöyle konuştu:
istanbulda Gezi Parkında başlayan eylemler. Neymiş? Ağaçlar sökülüyormuş. 12 tane ağaç başka yere nakledilecek ve bu istismar edilerek dalga dalga bunu ülke geneline yayıyorlar. Düğmeye basılıyor, legal illegal örgütler huzuru bozacak bir noktaya bu işi ulaştırıyorlar. O kadar hazırlıklı bir saldırı yapılıyor ki, aynı anda huzur, istikrar ve ekonomi hedef alınıyor.
Birkaç gündür Başbakanın gerçekleri çarpıtarak, yeni bir gerçeklik yaratması ve bunun üzerinden siyaset yürütmesi üzerine yazıyordum, ki dün de bu sözleri söyledi.
isterseniz, geçmişe dönelim ve 28 Mayıs 2013 tarihindeki Gezi direnişine kadar nelerin olduğunu, Başbakanın bizzat kendi ağzından dinleyelim.
5 Şubat 2013 tarihinde, Koruma Kurulunun Taksim ile ilgili projeyi reddetmesi üzerine şunu söylemişti:
Topçu Kışlasını yapacağız. Üst Kurul reddetmiş. Biz de reddi reddedeceğiz. Kışlanın bir bölümü müze olabilir, ortası yeşil alan. Diğer bölümünde istiklal Caddesinin devamı niteliğinde alışveriş merkezi. Üstü rezidans ve otel. Yap-işlet-devret modelini düşünüyoruz.
29 Nisan 2013 tarihinde söyledikleri de şunlar:
Taksim Gezi Alanı dedik hemen karşı çıktılar. Kışlayı yeniden yapacağız dedik başta ana muhalefet partisi karşı çıktılar. Ben de reddinize ret dedim ve sonra retlerine ret kararı çıktı. Yahu çanak çömleği koruyorsun da oradaki tarihi kışlayı neden korumuyorsun. Denizin kenarında üç beş çanak çömlek, üç beş çatal bıçak bulunmuş onu koruyorsun da bu tarihi binayı neden korumuyorsun. O zaman ne dedik, olacak dedik, şimdi oluyor. Bu tabii kışla olmayacak. AVM, belki rezidans olarak hizmet görecek.
Gezi protestolarının zirveye çıktığı tarihte, 1 Haziran 2013 günü de şöyle konuşmuştu:
Ağaç istiyorsanız gelin ağaç verelim. Bahçelerinize dikilecek ağaç dikmek istiyorsanız onu da verelim. ille de Topçu Kışlası buraya olmayacak diyorsanız kusura bakmayın olacak.
6 Haziran 2013 tarihinde de şöyle konuşmuştu:
Biz ne alttan alan, ne de aldatan olacağız ilkesi üzerinden siyaset yapıyoruz. Burada Topçu Kışlası var mı, yok mu? Orada gerçekten mimarisiyle muhteşem bir eseri tekrar yapıyoruz.
Gezi protestoları, Başbakanın söylediği gibi 12 ağacın başka yere taşınmak istenmesi nedeniyle değil, Gezi Parkına rezidans ve alışveriş merkezi olarak kullanılmak üzere Topçu Kışlasının replikasının yapılmak istenmesi nedeniyle çıktı.
neyse özetle dün "dik durup"(!) "avm ve rezidans yapacağız" diye atarlanan sözde kabadayıların, halkın tepkisi karşısında zaten oraya avm ve rezidans olmazdı alan çok dar şeklinde çark etmesi en güzel örneklerden biridir!
propaganda
yabancı düşmanlığı
islami milliyetçilik
mazlum edebiyatı.
şerefsizlik (her türlü onurlu savaşma şeklinden uzak bir zihniyet. adana da zehirli gaz ürettirdiğini ve o gazların suriyede kullanıldığı hep beraber ileride öğreneceğiz.)
hortum. (T.c. tarihindeki en büyük hortumlama)
yalan
bölücülük
adam kayırma
iki yüzlülük
sanırım bütün olumsuz şeyleri yazsak oluyor. nasıl bir partisiniz lan siz?
dün gezi parkında rant uğruna gençlerin ölümüne sebep olur!
bugün bu lafları eder!
"vatandaş sokağa çıktığında kendini emin hissetmeli. hissetmiyor.
nefes alacak park olmadıkça milyon dolarlar da verseniz gönül alamazsınız" http://www.radikal.com.tr...isla_yapilsin_der-1196603