çünkü; askerler için ''yan gelip yatma yeri değildir'' sözünü eden adama oy vermekte vicdani bir sakınca görmüyorum.
çünkü; müslümanlara karşı yapılan vahşiliğe karşı ''cesur amerikan askerleri için dua ediyorum'' lafından vicdani bir rahatsızlık duymuyorum
çünkü; bebek katiline sayın denmesinden insanlık adına gocunmuyorum
çünkü; fakire acımayan, ''gemi var gemicik var'' diyen başbakanın adeletine inanıyorum
çünkü; insan canını hiçe sayan ''sel riski varsa üst komşunuzda kalın'' diyen başbakanımla kendimi çok güvende hissediyorum
çünkü; ''ölmek madencilerin kaderinde var'', ''madenciler güzel öldüler'' laflarından vicdani rahatsızlık duymuyorum.
çünkü; son peygamberin getirdiği dine mensup olup, başbakana ikinci peygamber diyebiliyorum, onu ikinci peygamber görebiliyorum.
çünkü; hoşgörünü dini olan islamı ağızlarından düşürmeyen insanların; ''gavur izmir'' ''biliyorsunuz kemal kılıçdaroğlu alevi'' laflarını islamın hoşgörüsüyle bağdaştarabilecek kadar akıllıyım.
çünkü; ''hatamız tekel işçilerine merhamet etmek'' lafından vicdani bir rahatsızlık duymuyorum
çünkü; ''bayrak da bir bez parçası'' diyecek kadar halkın, milletin onurunu, gururunu, şerefini, tarihini ayaklar altına almasından vicdani bir rahatsızlık duymuyorum
çünkü; üniversite mezunlarına ''her üniversiteli iş bulacak değil ya'' diyen başbakanın eğitim anlayışına destek veriyorum
çünkü; insan canına ''zehirlenme değil süte karşı hassasiyet olabilir'' diyecek kadar duyarsız ve acımasız bir başbakana oy vermekten vicdani bir rahatsızlık duymuyorum.
çünkü; ''bir kaç mehmetçik şehit oldu diye tbmm yi toplayamayız'' diyen bir partiye oy vermekten vicdani bir rahatsızlık duymuyorum
çünkü; ''köşe yazarları az yazarsa ülke huzur bulur'' lafını söyleyebilen zeki bir başbakana oy vermekten gurur duyuyorum
çünkü; insanların inancıyla, allahıyla, diniyle, imanıyla kendilerini istedikleri yere getirip hala kullanmaktan utanmayan, bir
çünkü; odtü
çünkü; pkk
çünkü; ülkenin en büyük değerleriyle, fakiriyle, işsiziyle, eğitimiyle, sağlığıyla ayrı ayrı dalga geçip ayrı ayrı kullanan ve hiçe sayan bir başbakana oy vermekten vicdani ve insani bir rahatsızlık duymuyorum.
çünkü; insanlık ve vicdan yoksunuyum.
dipnot: protest sanayici' nin 17348543 no'lu entrysinden yararlanılmıştır.
Bugüne kadar beni ve çevremi cahil bırakanlara ve bizi insan yerine koymayanlara inat,* her yere okul ve sağlık ocağı açan, eğitim ve sağlık alanında çok önemli gelişimler sağlayanlara oy veriyorum. Siz onuncu yıl marşını söyleyedurun hala!
"Nasıl olsa devlet memuruyum, kimse bana bir şey diyemez" diyerek işini aksatan memurlara, makineleri bilerek bozup bu bahaneyle çalışmayan işçiye haddini bildiren bir sistem olan 'özelleştirmeler' sayesinde insan gibi hizmet almamızı sağlayanlara oy veriyorum.
Siz hala 'ülkeyi satıyorlar' edebiyatına devam edin. Ona satmak denmez. Belli bir süre o kurumu işletip süre dolunca bırakıyorlar. Bunun karşılığında ücret ödüyorlar. Üstelik işini yapmayan işçi ve memurlar yüzünden gelirden çok masraf çıkaran bu yüklerden de ülke ekonomisini kurtarmış oluyorlar. Tabii eşşek gibi çalışmak zorunda kalan işçi ve memurların işine gelmediği için özelleştirme karşıtı eylemlerde en önde saf tutuyorlar, grev yapıyorlar.
Edit: eşşek gibi çalışanlar burada galiba. Yorulmuşsunuzdur siz şimdi, bence gidin yatın.
çünkü ben makarna seçmeniyim, dış mihrak hastasıyım, beğenmediğim olgulara "yıkılması gereken tabular" diyor, istediklerimin gelmesine "yenilik" , kendi seçtiklerimin getirdiği kendi kurallarıma da "demokrasi" diyorum.. ve kendimi çok ama pek çok seviyorum..öhüm..
annemin kemoterapiye gireceği dönemde memleketimde olmayan kemoterapi merkezini açtı ve yine memleketime deprem sonrası 11 ay içerisinde on binden fazla ev yaptı. Duygu sömürüsü gibi algılanmasın ama annenizi ve hayat düzeninizi kaybetmek gibi iki zor dönemde de yanınızda bir devletin varlığını hissediyorsanız bunu asla unutmazsınız.
Evet yaptığı saçma sapan şeylere sitem eder keşke yapmasa dersiniz ama yine de oy vermekten vazgeçmezsiniz. Vazgeçemezsiniz.
onlar başta olduğu sürece başını kapatan amca kızı, çember sakal bırakan ben ve badem bıyık bırakıp allah çeken teyze oğlu iş buldu. her yerde kayrılıp ipten taşak sikten kuşak yaşıyoruz. tek yaptığımız akp'nin başta kalmasını sağlayıp jiplere binmek. ha arada bir tanımadıklara şu günah bu değil mübarek deyip, büyüklere de işallah, allah büyük hocam gibi saygı emareleri gösteriyoruz. birbirimize bağlı bir çarkımız var ve çarkın en büyüğü akp'nin hükümeti ele geçirmesi. o döndükçe diğer çarklar zaten dönüyor. *