1- gençlik ve spor bakanlığı yaz kamplarında haremlik selamlık uygulamasıyla kız ve erkekleri ayırdıktan sonra da şimdi gençlerin kaynaşması için başlattığı gençlik treni projesinde kızları ve erkekleri ayrı yerlere oturtarak aynı uygulamayı devam ettirdi.
bu uygulamalara tepki gösteren gençler gençlik ve spor bakanlığının adını ayrımcılık ve fesatlık bakanlığı olarak değiştirdi.
2- meltem tekin adlı taksim'de bir kafede dövme yaparak geçimini sağlayan vatandaşımız kimlik çıkartma tartışması sonucu götürüldüğü karakoldan gözü mor çıktı. bunun üzerine polis kelepçeli elleriyle kendisini dövdü biz bir şey yapmadık diye rapor hazırladı.
adaletin kararına göre polis haklıymış, kendini dövmüş hanımefendi, polis beraat ederken gözü moraran meltem tekin üstüne bir de ceza aldı.
3- belki de bugünün en önemli haberi budur, sayıştay'ın bütün yetkileri elinden alındı. artık sayıştay türkiye'de herhangi bir karar yetkisine sahip değil, eğer hükümet ihracat 200 milyar dolar oldu derse sayıştay buna yalan diyemeyecek.
sayıştay'ın kamu kurumlarının raporlarındaki güvenirliği denetleme yetkisindeki karşıt fikir belirtebilme hakkı elinden alındı. bunun üzerine sayıştay çalışanları protestoya başlasa da halk sayıştay zaten ne iş yapar ki aç fatmagül'ü devam et keyfine demeyi yeğledi.
4- sabah gazetesi'nin 7 yıllık muhabiri şenol ateş kovuldu, kendisi neden kovulduğunu bir yazıyla açıkladı. açıklamasına göre sendika'lı olup diğer muhabirlerin hakkını savunduğu ve akp'li olmadığı için kovulmuş,böylece akp'ye karşıt facebook paylaşımları yaptığı için kovulan ptt çalışanlarına, sağlık ocağı memurlarına bir de muhabirimiz eklenmiş oldu.
5- kürtaj yasası tamamlandı, oy kaybettiğini gören akp yasağa cesaret edemeyince sadece bazı kısıtlamalarla yetindi. sağlık bakanlığı kürtaj cinayettir ancak izin de veriyoruz artık yapacak bir şey yok cinayet işlemeyi istiyor halk diye açıklama yaparak iki-yüzlülüğün dibine vurdu.
6- 13 kişinin vantilatör kavgası sebebiyle ölmesiyle başlayan ceza-evleri isyanlarının ardından açıklama yapan bakan ergin'in açıklamayı yaptığı salonda 6 klima olması da vicdanların dikkatinden kaçmadı.
7- akşam haberlerinde sayıştay haberi üstü kapalı şekilde anlatılırken, kuzey ırak'a girsek mi girmesek mi gibi içi boş tartışmalar sonrası halk dizilerini bitirmeye başladı, bunun üzerine muhalefetiyle iktidarıyla siyasetçi kadro "oh be bugün de uyanmadılar çok şükür." diyerek yarın ne yalanlar söylesek diye düşünmeye devam etti.
bir gün daha böyle bir karanlıkta son buldu. bu başlık kalıcı bir başlıktır ve fırsat bulundukça buraya o günün özeti yazılacaktır.
ayrı ayrı başlıklar açmak yerine böyle bir yöntem benimsedim. haberlerin tamamı gerçektir.
akp karanlığında yaşananların devamıdır. kısaca şimdilik şöyle özetlenebilir.
20 haziran 2012 günü yaşananlar.
1- diyarbakır gençlik spor il müdürlüğü yeni bir uygulama başlattı. uygulamaya göre 6-10 yaş aralığındaki erkek ve çocuk kız çocukları artık aynı havuzda yüzmeyecekler. uygulamaya göre artık kızlar ve erkekler daha küçücük yaşta arkadaş olamayacaklarını öğreniyorlarmış...
2- ergenekon avukatı serdar öztürk hakkında olmayan sahte bir belge ile dava açılmıştı, davada eski savcı zekariya öz'e soru sorulabileceği kararlaştırılmıştı, çok ilginçtir kendisi de bu yüzden olsa gerek mahkemeye gelmedi. sahte belgenin sahteliğine gelince 13. istanbul ağır ceza mahkemesi'nde serdar öztürk hakkında herhangi bir ara karar ile suç duyurusunda bulunulmamasına rağmen zabıt katibinin alakasız bir ara kararı atıf olarak kullanmasıyla bu suç duyurusu açılmıştı.
ilginçtir sabah saat 5'de insanları evlerinden almasını bilen zekariya öz mahkemeye kendisine soru yöneltileceğini öğrenince gelmemiş...
3- botaş 1 nisan'da yapılan %18 zamma rağmen zarara uğramaya devam etmekte, sonuç olarak doğalgaza 1 temmuz'dan itibaren yeniden zam gelecekmiş. botaş yetkilileri terleyen avuçlarını kaşırken yüzlerinde beliren gülümsemeyi basın toplantısında gizleyemedi.
4- gene bir emniyet haberi, sözlük okuyucuları... emniyet'e demir joplar yetmedi, gaz bombaları yetmedi şimdi de katlanabilir jop ürettiler. tanıtımı bugün gerçekleştirildi, bunu duyan vatandaş polis giderek terör örgütü haline geliyor düşüncesini aklından geçirdi. ne de olsa sadece 2011 yılında 59 kişi gaz bombasından ölmüştü, binlerce kişi ise işgenceye maruz kalmıştı. (bkz. türkiye insan hakları derneği 2011 raporu)
5- 4. habere bağlantılı olarak dün saat 2.02 sıralarında fatih'te bir vatandaş 10 polisten çocuklarının ve eşinin gözlerinin önünde öldüresiye dayak yedi. kavganın sebebi ise polis otosuna yol vermemesiydi, olay yerindeki polisler sayılarını yetersiz bulmuş olacaklar ki karakoldan çağırdıkları 6 kadar polis ile birlikte ağız tadıyla dövdüler vatandaşımızı. neyseki jop kullanmadılar...
6- nazlı ılıcak hanfendi biliyorsunuz ki ülkemizin sayılı entellektüel değerli hanımlarından. dün kendisi programa fetullah gülen efendi hazretlerinin hediye ettiği kolye ile çıktı. övüne övüne anlattı kolyesini, öyle ki bağrı terledi hanımefendinin. bunu gören diğer sunucular acaba bize niye hediye etmedi bizde mi çirkefleşsek, fetocu olsak işi sağlama alsak diye düşünmeden edemedi.
7- müesser yıldız akp tuzaklarından kısmen kurtulabilen sayılı bir kaç gazeteciden olarak dün ilk röportajını verdi, kendisi bu dönemi 28 şubat'tan beter diyerek tanımladı. bunun üzerine akp'li yargıçlar acaba salmasa mıydık şimdiden konuşmaya başladı afüşte diyerek tepkilerini içten içe dile getirdiler...
8- bugünlerde nadir olarak görülebilen bir durumla karşı karşıyayız. mali müşavir bülent soydan, "başbakanın ihracat yapmadığımız ülke kalmadı" sözlerine "ithalat yapmadığımız ülke de kalmadı." diyerek karşı çıktı. kendisi durumu, 2012 yılının son 4 ayında 80 milyar dolarlık ithalat yapılırken sadece 48 milyar dolarlık ihracat yapılmasını göstererek açıkladı. bu açıklamayı gören medya görmezden geldi, türkiye büyüyor canım öyle şey olur mu diyerek amerika'dan ünlü ekonomist bilmem kimi çağırarak övgü üzerine övgü yağdırarak bu sözleri halka unutturmayı yeğledi.
tüm bu durum akp aleyhinde şarkı paylaştı diye görevden atılan sağlık ocağı memuru erol ceylan'ı hatırlattı. umarız ki bülent soydan bir anda ortadan kaybolmaz...
9- fethiye imam-hatip lisesi'nde atatürk resim ve panolarının, gençliğe hitabe ve istiklal marşı'nın okuldan sökülmesinin sebebi bir soru önergesi olarak milli eğitimsizlik bakanı ömer dinçer'e soruldu. bu durumu gören ömer dinçer herhalde cevaplamazsam unutur gider diyerek yoğun gündem hakkında konuşmayı yeğledi...
10- verdiğimiz şehitlerin acısı hala sürerken çeşitli amerikancı ve fetoşçu medya şehitler için timsah gözyaşları dökerken akşam haberlerinde az biraz hüzünlenen halkımız bu gece oynayacak olan eve düşen yıldırım gibi dizilerin derdine reklamların başlamasıyla düştü. acıyı bir anda unutan hipnotize edilmiş beyinler reklamların bitmesini beklerken oldukça acı çeken türk halkı, reklamların bitmesiyle otlağa salınan koyun sürüsü mutluluğuyla dizilerini yiyip bitirmeye başladı...
20 haziran 2012 gününü de böylece atlatan türkiye olmayan huzur ve barışın, yok edilen demokrasinin hezeyanlarıyla, uyuşturulmuş beyinleriyle 21 haziran 2012 gününe yatay geçiş yaptı...
1- istanbul mhp vekili celal adan türkiye'nin bugününü osmanlı'nın son günlerine benzetti. "1000 yıllık kardeşliği bitiriyorlar." diyerek düşüncesini ifade etti.
2- suriye ve türkiye gerilimi yeni bir noktaya taşındı. suriye'den gelen açıklamalara göre türk savaş uçağı hava ihlali yaptığı sırada otomatik savunma sistemleri tarafından vurulmuştu, türk tarafı ise yaptığı açıklamada hiç bir uyarı gelmeden uluslararası sınırda vuruldu deniliyordu.
suriye'nin böylesine zor bir dönemde böyle bir adım atamayacağını hesaba katarsak ve üstüne de böyle bir durumun emperyalistlerin istediği savaşı onlara vereceğini de düşünürsek, daha da önemlisi düşen türk savaş uçağının fcc uyumlu olduğunu da hesaba katarsak işin içinde her zamanki gibi sahte bir saldırı ile savaşa girme durumu olduğunu anlayabiliriz.
fcc dedik, fcc amerika'da adalet bakanlığına bağlı amerikan RTÜK'üdür. bilgisayarınızın arkasına bakınız, eğer amerikan malı ise arkasında ingilizce olarak fcc ile uyumludur yazar. türkiye'nin aldığı her savaş uçağı ve elektronik her alet fcc uyumludur.
peki fcc ne yapar? herhangi bir elektronik aletin kontrolünü ele geçirir, o aleti dışarıdan etkiye açık olarak yapılmış olmasından faydalanır.
hatırlatalım yugoslavya parçalanırken nato'nun rotasından çıkan türk uçaklarının ekranı karartılmıştı ve tek uyarı geçilmişti.
"eğer rotanıza geri dönmezseniz motorlarınız da kapatılacaktır."
düşürülen uçağımız da 1950 yılı amerikan üretimidir, ayrıca radar sistemi de israil tarafından onarılmıştır. hal böyle olunca da türk pilotunun da kontrolü dışında bir durum yaşanmış olabileceği aşikardır ve yüksek ihtimale sahiptir.
3- hükümet düşen türk savaş uçağı sonrası suriye'ye diklenirken vatandaşın aklına 3 soru düştü.
a. geçmişte yunanistan kardak krizinde bir türk f-16'sını düşürmüştü ancak türkiye bunu sineye çekmişti, o zaman neden savaşa girilmedi?
b. türk askeri başına çuval geçiren amerikan askerine karşı hiç bir tepki verilmezken, amerikan askeri başına çuval geçiren türk gençlerine şerefe karşı suç işlendi diyerek 16 yıl hapis isteyen hükümetin sizce suriye'ye karşı tepkisi ne kadar dürüst olur?
c. mavi marmara baskınında açıkça yardım gemimiz silahlı saldırıya uğrarken savaş söz konusu olmayıp üstüne malatya'ya israil'i korumak için füze kalkanı kuran hükümet şimdi suriye'ye neden diklenmektedir?
3- gene bir türk polisi skandalı ile karşı karşıyayız, dün historia avm'de bir kafede 6 kadar polis, görevli bayan çalışanlara sarkıp uyarı alınca, kafe çalışanlarını döverek, kafalarına silah dayadılar, bir süre kendi çaplarında eğlendikten sonra başka hedeflere doğru yöneldiler.
4- yeni devlet sırrı yasası ile artık neyin devlet sırrı olup olmadığına devlet değil başbakan karar verecek, hatta öyle ki sizi tutuklayıp
"tutukladık ancak nedenini söyleyemeyiz, çünkü terörist olduğunuza dair bulunan kanıtlar devlet sırrı kapsamındadır." denilebilecek.
yeni devlet sırrı yasası iktidarın yolsuzluklarını, hukuksuzluklarını ve gizli emperyalist-kukla ilişkilerini gizlemeye yönelik olarak değerlendirilmeye devam ediyor.
5- her zamanki gibi bugün bir çete daha çökertildi, bu yıl 1 mayıs'a katılan katılmayan yaklaşık 60 kişi anarşist terör örgütü kurmaktan tutuklandı.
birbirini dahi tanımayan insanlar örgüt kurmaktan tutuklanıyor, daha da vahimi nuray şimşek yağcı adlı vatandaşımıza yöneltilen bir soru şöyleydi:
"o anarşist videoyu niye like ettin?"
bu durumu avukat sibel sevinç, "artık yasalar vatandaşı korumuyor tam tersi yakıyor, en ufak bir topluluğu bile örgüt kurmaktan tutuklayabiliyorlar." dedi.
6- muhalefet yapan sendikalara karşı yürütülen operasyonları biliyorduk ancak bugün kesk'in 71 görevlisi tutuklandı, suçları henüz bilinmiyor, belki de bir yerlerde slogan falan atmış olabilirler gibi bir düşünce geliyor ister istemez faşizmin bu acımasızlığı karşısında insanın aklına...
7- mor çatı vakfının kurucusu avukat canan arın, cumhurbaşkanı gül'ün 29 yaşında iken çemerlitaş kız lisesi öğrencisi hayrunisa gül ile evlenmesini örnek göstererek günümüzde de çocuk yaştaki insanlrın evlenmesinin önü açılıyor dediği için gözaltına alındı, hala soruşturması sürüyor, tahminen 6-7 yıl daha sürecektir...
akp karanlığında bir gün daha savaş ve bölünme çığırtkanlıkları eşliğinde böyle geçti.
1. haberde de dendiği gibi osmanlı'nın son günlerindeyiz, umarız ki yeni bir cumhuriyet kurmak ve yeni bir istiklal marşı yazmak zorunda kalamyız...