Kesin olan tek şey daha ahlaklı bir dindarlık vardı.
Ak parti döneminde din içi boş bir gösteriye döndü.
Münafıklık zirve yaptı.sabah akşam iftira atan ahlaksız troller vicdan sahiplerini dinden soğuttular.
Gerisi hikaye.
Gullük gülistanlik değildi ama şimdi iyice yozlaştık.
Tabi bununda direkt olarak akp yle ilgisi yok.
Teknolojik gelişim nüfus artışı sanayileşme bizi buralara getirdi.
Bunu herhangi bir partiyle bağdaştırmak cahilliktir.
kaç ay oldu sıra geyiği yapıyorsunuz. ne algı yaptınız be. eskiden tek seçenek o kuyrukta beklemekti. şimdi alternatif var. mhrs randevusu alamıyorsan git hastaneye bankolar var fiş veren ve o fişlere her gün zorunlu kontenjan ayrılıyor gir ol muayeneni aynı gün içinde. eskiden tek seçenek bu fişti ve bu fişten alabilmek için sabah erkenden giriyorduk kuyruğa.
Akp kurulmadan önce camiler ibadete kapalıydı, hepsi ahır yapılmıştı, cuma namazına gitmek isteyenlere cehape zihniyeti tarafından eziyet ediliyordu, gözyaşları içinde abdest almaya çalışanlar, belden üstü çıplak deri pantolonlular tarafından kahkahalarla kırbaçlanıyordu, cenaze namazı bile yasaktı, musalla başında vals yaparlardı, ezan filan bilinmezdi, yeni doğan bebelerin kulağına arya okunurdu, oruç tutanlar zindana atılırdı, kurban bayramında boğa güreşine gidilirdi, ramazanlarda noel baba'nın eli öpülürdü, imam hatip liseleri yoktu, illa din adamı olmak isteyenler Heybeliada ruhban okuluna gidiyordu, henüz türgev yurtları açılmamıştı, zavallı öğrencilerimiz manastırlarda barınıyordu, teog sınavına girenler, zorla Aya Nikola kilisesine kaydediliyordu. Diyanet işleri başkanlığı yoktu, din işlerimiz ismet inönü döneminde Vatikan'a bağlıydı, bülent ecevit döneminde Fener Rum Patrikhanesi'ne devredilmişti. Üniversiteye sadece kaymak tabakanın, seçkincilerin, tuzu kuruların, belirli zümrelerin çocukları girebilirdi, Anadolu çocukları üniversiteye alınmazdı, Profesör Aziz Sancar mesela, Türkiye'de okula alınmadığı için liseyi Katar'da, üniversiteyi Suudi Arabistan'da okumuştu. Anadolu'nun bağrından çıkmış başbakanlarımız yoktu, genellikle Saksonyalı veya Edinburghluydular. Dindar cumhurbaşkanlarımız yoktu, öncekiler putperestti. TBMM yoktu, lordlar kamarası vardı, milletvekillerimiz kont, dük, markiz, düşes'ti. istanbul'un adı Konstantinopolis'ti, belediye başkanları bizans tekfuruydu, boğazda köprü yoktu, yüzerek geçiyorduk.
televizyonunda siyasi skeçler oynanabilen, liderlerin seçim öncesi televizyonda birbirleriyle tartışabildikleri, "cumhurbaşkanına hakaret etti" diye binlerce kişinin kodese atılmadığı, yargının çok ama çok daha güvenilir olduğu, güçler ayrılığı prensibinin daha düzgün işlediği, basına baskıların çok daha sınırlı olduğu, eğitim sisteminde yobazların etkisinin daha az olduğu, baştakilerin bu kadar çok ve boş konuşmadığı, insanları birbirlerine düşürmek için bu kadar uğraşmadığı bir ülkeydi.
Siyasi ya da toplumsal değişimleri göz ardı ettiğimizde bana hep Toprak Ana adlı romanı hatırlatan dönemdir. Kıt kanaat ama daim mutlu. Daha sonra savaş başlar ve Maysalbek’i Ruslar alır, askere götürür ve bir daha gelmez. işte böyle bir şey.
Misal, telekom bizimdi ama fakirdik. Telekom bizim değil, daha da fakiriz. ilaç ithalatı durur diye kaygılıyım. Yıllardır kullandığım sedergine artık gelmiyor. Eczacılar türkiye ilaç dağıtım şirketleri yahudi ortakların elinde kar marjı düşük ilaçları getirmiyor diyorlar bana. Annem ve babamın sürekli kullanması gereken bir sürü ithal ilaç var.