çirkeflik ve elalemi yaftalamak konusunda rok un bir beden yaşlısı.
Ayşenur Arslan, Soner Yalçın ve Mustafa Balbay a selam gönderirken kahkalar atmış keyiften kaç köşe olacağını şaşırmış etrafındaki gürühu dahi şaşırtmıştır.
kendilerine göre düşman bellediklerine karşı bu kadar kindar olabileceklerini ben bile hayal edemezdim.
ama en azından böyle aleni hareket ederek kimin asıl düşman olduğunu bizzat göstermiş oluyorlar, yarın öbür gün elden ayaktan düştüklerinde kimse bunları savunamaz veya merhamet gösterilmesini isteyemez..
edit, ilgili video
bugünkü yazısında tezkere için hayır oyu veren muhalefete çakmaya çalışmış.. çalışmış diyorum zira olmamış.. aşırı derecede saçmalamış.. ayrıca yazısı radikalde değilde, sanki uludağ sözlükte yazılmış gibi olmuş.
bu nasıl bir tıynettir anlamadım arkadaş, muhalefet savaş tezkeresinde itiraz ettiği kısım dış devletler kısmıydı ve bizi ilgilendirmeyen bir savaşa neden girildiğini anlayamamasıydı.. bu kadar yandaş olunmaz ki abicim, sanki muhalefetin hükümeti sıkıştırması sonucu.. hükümet blöf yaptığını itiraf etmiş.. bu yüzden son şık olarak savaşa giriyormuşuz.. vallahi helal olsun, böyle bir düşüncede bir adamsın ve radikalde yazabiliyorsun..
yazısının sonuna eklemiş birde kim erdemli, kim çıkarcı siyaset yapıyor diye.. fazla uğraşma abi aynaya baksan görürsün.
Radikal'deki 28 Nisan 2012 tarihli köşe yazısında sanat teorisyeni ve eleştirmeni de olduğunu öğrendiğimiz, maaşını doğrudan başbakanlıktan alan gazetecimsi. objektifliği elden bırakıp, sevdiğin politikacının fikirlerini savunmak gazetecilik olmadığı için, gazetecimsi diyoruz.
milliyetle vatanın başına geçeceği söyleniyor bu gerçekleşirse işte o zaman medya ak partiyle diyebiliriz büyük gazetelerden bir hürriyet kalmış olacak.
bu hükümet sayesinde kariyer merdivenlerini yirmişer otuzar çıkabilen kişi olmuştur. yiğit bulut'un başbakan başdanışmanı olduğu memlekette akif beki'nin de yeni aydın doğan oluş süreci şaşırtmamalı kimseyi.
radikal gazetesi'ndeki yazısıyla şakirtleri sarsmış olması kuvvetle muhtemeldir. cemaat kavramını sorguluyor sözde ama ülkede "cemaat" kelimesini tek bir örgüt karşıladığından hedefi belli bir yazı.
her ne kadar fazla objektif olmadığını düşünsem de, bugünkü yazısını gerçekten başarılı bulduğum radikal gazetesi yazarı. özellikle bdp li vekillerin her şey olup bittikten sonra yırtık dondan sarkar gibi, ortaya fırlaması ve özgürlük, demokrasi gibi anlamların içlerini boşaltarak, aslında faşist olarak tanımladıkları türklerden, daha fazlasını yaptıklarını açıklamıştır.
ben bu tarz adamların sadece cahil ve bilgisiz olduğunu hiç sanmıyorum. bu kadar amacını aşmış, bu kadar hadsiz hudutsuz, bu kadar saçma sapan bir yazı yazmak için bu bilgisizliğin ve cehaletin yanında ciddi anlamda menfaat sağlayan, çıkar kollayan kötü niyetli bir insan olmanız gerekir.
bir insan üç kuruş için nasıl bu kadar aşağılaşır, nasıl adını sanını üç otuz paraya satar okuyun görün. memleket "karakter" görsün...
artık bu insanı radikal'de istemiyorum!
burdan radikal'in basın ayağını takip eden ve okuyan insanlar varsa, belki okular diye, bunu yazıyorum.
bu insan kanal7'den gelme rte'nin adamıdır! siz tutup bunu radikal gibi bir gazeteye yazar yapmışsınız.
öncelikle söyle bana şunu radikal?! : sen neye hizmet ediyorsun? bize solcu gibi gözükerek içinde çalıştırdığın adamlarla bize neyi ima ediyorsun. adam gibi okuduğumuz bi gazete vardı onun da amına koymayın lütfen!!
rte'yi övmekte gerçekten sınır tanımayan köşe yazarı. son hafta içinde yazdığı yazılar ile az zaman sonra rte'yi ilah yapacaktır. Hayretle takip ediyoruz.
rte hakkında yazdığı kitapta rte için islam alemine gönderilmiş son büyük kurtarıcı diye bahseden ve ekleyen bu seferki peygamber göksel değil yersel olacaktı zaten. diyen bilgi ve yavşama kapasitesini gözler önüne seren şahıstır. güzel insan erhan göksel bir programda kendisine şöyle seslenmiştir:
- akif beki, hz. muhammed göksel değil dünyalıydı öğren bunları öğren.
ergenekon davası kapsamında tutuklanan gazeteciler ile ilgili kaleme aldığı yazıda vicdanının rahatsızlığından bahsetmiş, ne varsa ortaya koyun, bu gazeteciler ne ile suçlanıyorsa bir an önce açıklayın, 'ne oluyor lan?' derken, adeta 'sizi savunabilmem için bana koz verin, gücüm kalmadı artık, bu kadar da olmaz, iyice şaşırdınız' serzenişleri hissedilen köşe yazarıdır. isyan etmektedir.
gazeteci değildir. güzel ve yalnız ülkemde havayı koklamak için takip edilmesi gereken üç beş yazıcıdan birisidir. rte'nin sesidir. devletlumuz neler düşünür, sırada çakılacak kim var bu ve benzeri soruların cevabını onun yazılarıyla tespit edebilirsiniz. tek kusuru var sadece bu dönemin adamıdır. sıradaki ikbal sahibini öğrenmek için mehmet barlas veya cengiz çandar'ı takip etmek gerekir.
sözlükte ki liselileri eleştiriyoruz yeri geliyor aşağılıyoruz ya.. bu adamı okudukça ne kadar haksızlık ettiğimizin farkına varıyorum. bize bir dincinin demokrasi anlayışını oldukça güzel açıklamaktadır kendileri. hem de yazar olarak, bir gazetede yazarak.
adam utanmasa gösteri yapan üniversitelileri "darbe yapmaya gelmişleridi amuaaa goyuiimm "
diye yaftalıyacak.
kendisi hangi tanrıya inanıyorsa o tanrısından kendisi için; akıl, fikir, insanlık sevgisi dileniyorum.
doğan medya'nın hükümete verdiği sus payı olsa gerek. başbakanlık danışmanlığından radikal'de köşe yazarlığına. hem de radikal'de. anca vakit'de yazabilecek tarafsızlığa sahip olarak radikal'de.
bugünkü yazısında şöyle demek istemiyorum, böyle yazmak istemiyorum diyerek satır aralarında demek istemediği şeyleri misliyle yazmayı başarabilmiş bir edebiyat ustası aynı zamanda.
sen cemaat'i hanefi avcı meselesinde, hanefi avcı'nın özel hayatını kullanarak savunacağına biraz şu cihaner olayına baksana. bir bak bakalım. orada savunacak ne bulabileceksin?
savunamazsın sayın beki. sen deniz feneri sayesinde fakir fukaraya vermeniz gerekip de veremediğiniz paralarla kurulan bir kanalda başlamışsın işe. cemaat seni yoktan var etmiş. cemaat olmasaydı kimdin ki sen?