züğürt ağa filminde, köyün girişine dikilen "haraptar köyü, satılık" tabelasını gözümün önüne getiren haber.
olsun satılsın, halkımıza da bir kaç torba nohut, bir kaç torba kömür düşer bu satıştan elbet. gerisi de ilgilendimiyor zaten büyük çoğunluğu. hem borsa da düşmez.
iyi de sat sat nereye kadar diyeyeim ben size. bir füturist söylemişti (adını hatırlayamadım, hatırlayan varsa yazsın) "türkiye'nin dünyaya verebileceği tek şey asker" dir diye. malum genç nüfus fazla, sıra onların kanlarına mı gelecek?
alınan son bilgiler eşliğinde, ülke hem para kazansın hem de küresel ısınmadan az etkilensin mantığından yola çıkılarak bulunmuş "çözüm yolu".. üstelik kırkdokuz yıl sürüyor bir anlaşma..
özelleştirme adına artık nerelerin daha satılma ihtimali olduğunu düşünemediğim türkiye'nin bülent ersoy'un aldatılma olayından sonraki son bombası..
israil'in dicle ve fırat'ı satın alıp, vaad edilmiş topraklar hayalini büyük ölçüde gerçekleştirecek adımı atmasıyla sonuçlanacak olaydır...
yazar notu: babalar gibi satar...
yazar notu 2: bazı aklı evveller şimdi çıkarlar; "yabancı sermaye geliyor, borsa çıkacak" diye bik bikyebilirler... bu tarz bir özelleştirmeyi eleştiren ulusalcılara da b.ok atmayı kendilerine görev edinirler...
vakt - i zamanında - çok değil yav 4-5 yıl önce- meşhur soros denen pe- pardon uluslararası yatırımcı, bir seminerinde çocuklarının mesleki yönlendirilmesi konusunda tavsiye isteyen ebeveynlere- ki herkes bilişim filan fıstık bekliyor- :
"la fontaine den masallar" başlığı altında toplanabilir değerler(!)
türkiye türklerindir!
vatan millet sakarya!
ne mutlu türküm diyene!
şehitler ölmez vatan bölünmez! (bunu, satılmaz olarakta okuyabiliriz)
bir türk dünya ya bedeldir!
falan filan...
.. 40 yıl bu ülkede yaşayıp deniz gör-e-meyen insanlar var. kendi halkı kimin sikinde? ver "küresel sermaye" ye malını, sat anasını vatanın.
çanakkaleymiş, sakaryaymış, kurtuluş harbi.. bunlarda neyin nesi? tarih dersi! kime anlattık? pazarlamacılara, dost edindirdik.
şöyle dense; "kendi menfaati yada birilerine yaranmak için, halkını ve vatanını hiçe sayarak peşkeş çeken adam 'fikir fahişesi nin piçi dir' aslını inkar eden haramzadedir" kim üzerine alınır.
piç'e baban kim diye dormuşlar "anamı .iken" demiş.
vatan sevgisi; vatanın otunu, çöpünü, dağını, taşını sevmekse eğer, bir eşşek senden daha vatanseverdir.
--spoiler--
Dünyada hep yıkımla sonuçlanan suyun özelleştirilmesi süreci iki kanaldan ilerliyor. Bunlardan birisi giderek kıtlaşan su kaynaklarının sermayeye teslimi, diğeri de su dağıtımının sermayeye devri. Türkiye de su dağıtımı büyük oranda hala Belediyeler tarafından yürütülüyor. Ancak Dünya Bankası bu hizmetlerin özelleştirilmesini veya belediyelerin suyu maliyet(piyasa) fiyatının altında satmamasını istiyor.
Su kaynaklarının kamusal bir politika çerçevesinde toplum çıkarına kullanılmaması ile yaşanan su krizi şimdi Dünya Bankasının taleplerinin de önünü açacak. Zira belediyeler "içme suyuna yatırım yapmak" yerine suyu dışarıdan aldığında piyasa fiyatının altına düşemeyecek. Tarım kesiminde ise DSinin işlevsizleştirilerek, yapması gereken yatırımların özel sektöre bırakılmasıyla su kaynaklarını ele geçirecek olan sermaye grupları tabii ki çiftçinin gözünün yaşına bakmayacak.
--spoiler--
gerçekten de ta.şakların özelleştirilmesini anımsatan olay.
hem ta.şakları özelleştirince daha verimli oluyormuş, daha kullanışlı- üstelik istihdam ediyormuş.. hem yük olması kalkıyor kişiye, serbest piyasa koşullarında savaşmayı da öğreniyor ya ya..
yakında havanın da özelleşeceği kanısını oluşturan haber. haber niteliğinde espri gibi aslında. efendim hava özelleşecek ve herkese kontürlü oksijen maskeleri satılacak ve bu maskeler çene hizasına ücretsiz monte edilecek. bunu takmayanlar ise özelleştirilmiş nehirlere atılıp boğulacak ibret olsun diye. kontörü bitenlerin ise vay haline. hükümetin bu projeden beklediği gelir ise milyarlarca dolar olarak ifade ediliyor.
mizah dergilerinde "hava ve suyumuz satilacak" diye yazilar cikardi , guler gecerdik..valla, sonunda kala kala tasaklarimiz kalacak satilmadik,sahip cikalim lutfen.
Küresel ısınma, beklenenin altında kalan yağışlar ve geciken barajlar nedeniyle kapıya dayanan su krizi için hükümet formülü: Akarsu ve göletlerin kullanım hakkı 49 yılı geçmeyecek şekilde özel sektöre satılacak ihale değil yarışmayla seçilecek yatırımcı, barajdan elde edilen suyu işletme süresi boyunca satarak hem yatırım maliyetini çıkaracak, hem de kâr edecek...
Kızılırmak özel sektöre
işletme hakkı özel sektöre devredilecek akarsuları belirleme çalışmaları sürerken Enerji Bakanı Güler özellikle çeltik tarlalarının sulanması için Kızılırmak'ı proje kapsamına almayı planladıklarını söyledi.
Güler, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamındaki tarım alanlarının da önemli sulama bölgeleri arasında yer aldığını, bu bölgenin kuraklık sorununa su kaynaklarının devriyle çözüm bulunabileceğini belirtti.
Akan su tutulacak
Söz konusu projeyle kamu eliyle değerlendirilemeyen ve boşa akan tatlı su kaynakları yapılacak barajlarda tutulacak ve tarımsal sulamada kullanılabilecek. Devlet, bütçeden kaynak aktarmaksızın tarımsal sulama barajına sahip olacak.
Yatırımcı da inşa ettiği barajdan elde edilen suyu işletme süresi boyunca satarak hem yatırım maliyetini çıkaracak, hem de kâr edecek.
Hükümetin akarsuların satılmasına ilişkin projesine 7 Temmuz'da Hürriyet gazetesindeki köşe yazısında, Yalçın Bayer de yer vermişti. Bayer, satış kapsamında 12-13 akarsu bulunduğunu ve bunlardan metreküp hesabıyla yaklaşık 3.1 milyar dolar gelir beklendiğini belirtmişti. Yazıda şu ifadeler yer almıştı: "Fırat'ın sularının üzerindeki Atatürk ve Keban gibi barajlara giden sular da bu özelleştirme kapsamı içinde olacak. DSi'de yapılan ön çalışmalara göre, Fırat'ın 29 yıllık satış değerinin 950 milyon dolar, Dicle'nin 650 milyon dolar olacağı söyleniyor. Yani Fırat ve Dicle bir 'fabrika' gibi düşünülüyor."