atsızcı filan değildir. çünkü; atsızcılığın kökünde islamiyet yoktur. atsızcılar, sadece türklükten dem vururlar ve orta asya'daki geleneklerin bir kısmını sürdürmeye devam ederler. kur'an-ı kerim için neden arapça indirilmiş bir kitaba inanalım ki derler. en önemlisi de 3göbek öncesi türk olmayanı türk saymazlar. yani kafatasçıdırlar, ırkçıdırlar. akıllı, bilgili, kültürlü ülkücü kendine müslümandır, kendine milliyetçidir. başkasının yaptığına ettiğine karışmaz, vatan sevgisi üst düzeydedir.
yok küpeliymiş, yok keçi sakallıymış diye yol kesip eşkıyalık yapmaz. biat etmiş gibi reisine köpeklik etmez, yeri geldiğinde kendi fikrini de savunur, görüş beyan eder. at hırsızı gibi dolaşmaz, düzgün ve temiz giyinir ve en önemlisi Atatürk'ün hatıralarını yaşatır. nefes alıyor olmasını, ibadet edebiliyor olmasını ona borçludur.
ülkücülük; anıttepe'yle kocatepe artasına çekilmiş, çelikten bir halattır. bunu bilen insan da akıllı, bilgili, kültürlü ülkücüdür.
akıllı, bilgili ve kültürlü insanlar; daima özgür düşünceden taraf olmak, düşüncelerin önündeki kısıtları, başkaları için olduğu gibi kendileri için de kaldırmak durumundadırlar.
bu durum, o insanları;
milli ve manevi değerlerin çoğu kez dogmatik ögelerle biçimlendirilmiş sabit çerçeveli görüş alanından, evrensel değerlere doğru, belli bir çerçeveyle sınırlandırılmamış geniş bir görüş alanına taşır. olaylara ve bu olayların sonucunda ortaya çıkan oluşumlara, geniş ufuklarda bakmaya ve kapsamlı bir görüş açısıyla değerlendirmeler yapmaya olanak sağlar. zamana bağlı kalmayan fakat zaman içerisinde değişip-gelişen süreğen siyasi ideolojiler, evrensel görüşlerin ürünleridir.
kendilerince 'aşılamaz' olarak kabul ettikleri kırmızı çizgilerinin oluşturduğu dar bir çerçeveden dünyaya bakmaları ve gördüklerini değil, görmek istediklerini görmeye çalışmalarıdır. işte! bu nedenledir ki ulusallıktan evrenselliğe geçebilmeleri mümkün olmaz. bugünü kurtarırlar, yarın ise 'allah kerim'dir.