allah'ım, bu benim çocukluğumun kabusu. sırf bu olay yüzünden tvde önceden reklamını gördüğüm, izlemek istediğim bir filmi akşam izleyelim diye ben teklif edemezdim. ya bir öpüşme sahnesi çıkarsa! evet, babam yanımızdayken bir öpüşme sahnesi bile çıksa başımdan aşağı kaynar sular dökülürdü, kıpkırmızı olurdum. ya görmemiş gibi yapardım ya da hemen odadan sıvışmaya bakardım. bunun için de hiç kumandayı ben elime almazdım, babamda dursun derdim ısrarla. çünkü bende olursa ben değiştirmek zorunda kalacağım ve babam televizyondaki o ayıp sahneleri gördüğümü anlayacaktı. ne biçim bir kabustur bu ya rabbi!
ha tabi yaş ilerledi biz de artık babamın ısrarla izlemek istediği türk dizilerinde bile bu sahneleri göre göre yüzümüz yırtıldı. ama hatırlıyorum ilk defa rosalinda izlerken, rosalinda ile fernando jose'nin öpüşme sahnesinde gözlerimi kaçırmamış, öylee televizyona bakmıştım korkusuzca. ondan sonra öpüşmelerden çekinmedik ama yine de babamın olduğu ortamda izlenecek sinema filmine ben karışmam. bir tane bile öpüşmeyi aşan bir olay olduğunu biliyorsam izlemem o filmi.
garip ama olduğun yere çöker ve göz ucuyla kumandanın sahbinin tepkisine bakarsın, aslında o an herkes o kişiyi süzmektedir, bahsi geçen şahısa yazıktır hele ergense daha bir yazıktır, büyüdüm ben, artık hep beraber izleyebiliriz tripleriyle n'apacağını şaşırır, yarım saat önce akşam yemeğinde diyetinden söz eden annenin duruma ve kumandaya el koymasıyla olay basit bir zap hamlesiyle sonuçlanır.
Masum bir faaliyetin kısa bir trajik komediye dönüşmesidir. Oysa ki baba belki de saf duygularıyla o filmi almıştır o filmi. Annenin adı Aysel olsun misal;
A: Tak bakalım Necdet, televizyonda bir şey yok, şu filmi izleyelim artık.
N: Tamam karıcım, Şakir'i de çağıralım. Şakiiiir, hadi gel, film izliyoruz.
Ş: Ne filmi baba?
N: Aşk filmi oğlum, annen öyle istedi.
Ş: Adı ne filmin?
N: Aşkın Aforizmaları.
Film ilk yarım saat boyunca normal şekilde ilerlemiştir. Aile filmden çok memnundur.
A: Necdet, ne güzel film seçmişsin. Aferin benim kocama. Ne kadar romantiksin.
N: O kadar film arasından özellikle seçerek aldım hayatım. ( aslında filmi satıcı direk Necdet'e önermiştir. Filmi almak sadece birkaç dakika sürmüştür.)
Ş: Baba ben sıkıldım, ne biçim film bu.
N: Ne anlarsın lan sen aşktan, izle öğren işte fena mı olur.
Yarım saat sonra bir anda yatak odası sahnesiyle karşılaşılır. Masumiyet perdesini çekmiştir. Erotizm hüküm sürmektedir. Aysel Necdet'e bir tuhaf bakmaya başlamıştır. Şakir korkmuştur bu bakıştan ama içten içe sevinmiştir. Film sıkıcı kimliğinden sıyrılmıştır.
A: Necdet, sen niye bana böyle şeyler söylemiyorsun? Direk yatağa giriyoruz, ilişkimizi gözden geçirelim bence!
N: Ne yapsak yaranamıyoruz sana da! Bu yaşımdan sana bir de aforizma mı yapacam? O sözler ancak filmlerde olur. Kaç yıldır evliyiz, bütün sözleri tükettim ben zaten. (iç ses filmi alan aklıma sıçayım demektedir.)
A: Romantizm ölmüş, ilgi göstereceksin bana. Yoksa bu evlilik biter.
Ş: Anneeeeeee!!!
N: Ne oldu oğlum?
Ş: Yok bir şey anne. Ben halimden memnunum. Gidip diğer odada tartışın diyecektim.
N: hayvan oğlu hayvan seni!
Ş: hayvan oğlu olunca direk...
N: Sus!
anne, baba ve altı yaşındaki kardeşi gaza getirip güz sancısı filmine götürmem sırasında yaşadığım durum. oysa benim kardeşimin masumiyetini öldürmek gibi bir niyetim yoktu.
anında kanal değiştirilir.
filmin erotik sahnesinin bittiği düşünülerek kanal tekrar açılır. ama hala o sahne devam eder. sonra vay orospular! der oradan anne/baba. sonra kanal bir daha açılmamak üzere değiştirilir.
bu akşam bişey yapmayalım sadece
oturup karanlıkta kafamızı dağıtalım,
mısır yiyelim ,dondurma yiyelim,
ışıkları kapatalım, hiç kimseye
kapıyı telefonu açmayalım diye
proğram yapmış bünyelerin bütün
planlarının altüst olmasına ve
gecenin kan ter içinde yatakta
uyumasıyla sonuçlanabilecek
duruma zemin hazırlayan filmin
küçük sürprizler yapması durumu.
aile bireylerinin kafasını başka yöne cevirmesi ve saçma sapan bir konunun ortaya atılmasıyla çözülmeye çalışılan sorun. Benim tepkim direk kalkıp diğer odaya bir şey alma bahanesiyle gitmek oluyor genelde. babamın gözleri biraz bozuk gözlük kullanıyor ama tv izlerken takmıyor bu yüzden kanal değiştirmesi biraz uzun sürüyor böyle anlarda. babam rakamları bulup kanalı değiştirene kadar da iş içten geçmiş biz de renkten renge girmiş oluyoruz zaten. en komiğide tam olayı anlayamayıp iyice bakması ekrana. Annemin tepkisi ise ee bugun nasıldı iş oğlum diye abimle konuşmaya çalışması oluyor. 5 dakika içerde oyalanıp geri dönüyorum. Birde disco kralını izlerken çok yaşanıyor bu. ben tek başıma izleyince hiç bir şey yok gayet ailecek izlenebilecek bir programa dönüşüyor ama oturup ailecek izlemeye başladığımızda okan bayulgen başlıyor : sex , sex ,sex ... nereye kaçsak hangi kanalı açsak şaşırıyoruz. uzun lafın kısası kanalı değiştire kadar geçen sürede beynimiz hızla çılıyor ve bütün saçma sapan konuları bulup muhabbete çevirmeye çalışıyoruz.
-bak ahmet bak nasıl sevişiyorlar
-o kadınla bende öyle sevişirim
-hayvansın hayvan
-anne sevişmek ne demek
-kızmak demek oğlum
küçük kardeş abisine
-adam harbi kızmış baba fetishe doğru gidiyorlar.
-o an tv kapanır derin bi sessizlik...