aile ortamında ağlamak

entry1 galeri0
    1.
  1. duyguları ifade edebilmek, istediğini anlatmak çok zor. sel felaketi bursa'yı teğet geçti. ama köyümüzü teğet geçmedi. bursa'ya 20 km uzaklıktaki köyümüz yağmur dolayısıyla karanlıklar içinde kalmıştı. iftar sırasında elektrik geldi ama gece yarısı yine gitti. zaten mutsuzken hiçbir şey düşünmek istemiyor insan. elektrik varken tv beni meşgul ediyordu. ama o da gidince düşüncelerle başbaşa kaldım. çok üzüldüm. kaçmalıydım düşüncelerden. yağmur çok hızlamıştı. bahçeye çıktım. köyümün yağmurlarında yıkanıyordum. çok üşüyünce içeri girdim. duygusal olmak çok zor. ağlamk çok itici duruyor bazen. insanın kendine saygısı azalıyor sanki. hele serde erkeklik olunca iş daha da zorlaşıyor. şu dünyada ne acılar var. kimse habersiz çoğundan. benim de acımdan ve dün gece bu saatlerde yağmurda ağlamış oluşumdan kimsenin haberi yoktu, olmuyacaktı. şimdi yazdım yine olmayabilir tabii.

    neyse çok iğrenç bi şekilde durup dururken ağlıyordum yağmurda. o değil de ağlıyorum ifadesinin yazılması bile itici. çok negatif bi yönü var. samimiyetsiz geliyor "ağlıyordum" ifadesi. "neye üzülüyon lan yavşak insanlar ölüyor" diye bi düşünce oluşuyor ister istemez. üşüdüm içeri girdim. biraz radyo dinledim. elektirik geldi. sonra yine gitti. yine geldi. yalama oldu tüm eloktronik aletler. tv'yi açtım. breakin bad oynuyordu. ve ben dizinin ilk sezonunun 5.bölümüde walter vhite'ın kanser masraflarını karşılamak isteyen eski dostlarından birisinin karısının araması sırasında yaptığı mimiklere ağlıyordum. şimdi düşünüce "sekter git lan göt"lük bi durumu gibi. ama belki o sadece başaltıcıydı. tüm acılar birikmişti.

    film izliyim dedim. anestezi'yi izledim. izlerken ayağımı uzattığım zigonlu sehpayı kırdım bu arada. annem hala bilmiyor. filmde çok ilginç geldi, film sürecinde ağlıyacak bi şey yoktu. ama ben ara ara ağladım. ağlamayı durdurmaya çalışmak çok pis bi şey. başaramıyorum hiçbir zaman.

    derken sabah oldu. saat 6'da bindik arabaya bursa'ya doğru yola çıktık. arabanın arkasına oturdum. çünkü babanın umurunda olmaz ama anne ağlayan çocuğunu görünce işin peşini bırakmaz. sorgular, üzülür. bu yüzden anne dünyadaki en mükemmel varlıktır.

    durduramıyordum ağlamamı. lensli olmak çok iyi bir durum ağlayanlar için. hemen gözüm sulandı yalanını salıyorsun soranların karşısına. dünya süper oluyor. ama ağlarken sümükleri durduramamak ve etrafta peçete olmaması çok pisleştirdi beni. çocukken yaptığımız gibi kapuşonlumun koluna sildim. annem durumu anladı galiba ki arkaya döndü. gözüm sulandı dedim. inanmadı ama inanmış gibi yaptı. ben de dilimi ısırarak biraz durdurdum ağlamamı. fiziksel acı tek çareymiş onu anladım.

    heykel'de indim. kent meydanı'na gidecektim. arkadaşla buluşup bilet alıcaktım fener maçı için. saat 7'de sıraya girdik. 3 saat bekledik. sonunda amacımıza ulaştık. kültürpark'ta biraz turladık. playstation oynadık biraz. 30 saat olmuştu en son uyandığımdan beri. eve geldim. iftardan bir saat sonra uyandım. hayatım bok gibiydi.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük