sayesinde g.tümle kavgaya tutuştuğum yazar. zira ben sadece sıçıp gülebiliyorken o neler yapıyor neler.. hepimiz düşündüklerimizi az yahut çok bilgi ve birikimlerimizle biraz da g.tümüzün yaratıcılığıyla süsleyerek ortaya koyuyoruz. sağlam bilgi ve birikimin dışında üretken bir g.te sahip olması ve bu üretkenliğin günlük 500 amerikan doları olarak kendine dönmesi ki bundan pek şikayetçi olduğu söylenemez gördüğüm kadarıyla. belirgin olan onu satın alanlara isyanı. şaşkınlığım ise bu kadar üretkenliğine rağmen piyasada bir malın tüketilmesi için önce arz edilmesi gerektiğini bilmemesi. umarım mutlu olur sözlük s.kime dünya g.tüme mantığıyla..
yazdıklarıyla kötü örnek oluyormuş... okuma evladım okuma! eğer bir yazıdan etiklenerek götüne sahip olamayacağını düşünüyorsan okuma unduruna kodum yazılarını. hayırdır bastırılmış duygularını mı açığa çıkardı? yoksa günde 500 doları duyunca dötünün kara deliği mi büyüdü? bu kişiye bok atarak kendi iradesizliğini sergiliyorsun farkında değil misin bre zındık? örnekmiş... nedir oluum örnek nedir? insan; davranışlarını, yaptıklarını, yaşam biçimini, hayata bakışını beğendiği kişileri kendine örnek alır. kafanda yarattığın örnek kişi bu demek. malkaçoğlu'yla kale surlarından atlayıp, örümcek adam'la düz duvarlara tırmandın. temel reis'i izleyip ağzına bir tutam ıspanak atıp, her gördüğün devasa adama daldın de mi? eee şimdi de bu şahsı okuyup " ben de isterem " diye hayıflanman doğal tabii.
ha bu adamın yazdıkları doğru mu, yanlış mı orası ayrı konu. cinsel tercihlerinden öte bir kişinin bedenini para karşılığı satmasını konuşmak daha doğru olur kanımca. bunu sözlüğe yazmasının bir sakıncası olmayabilir. ancak sevdiğini söylediği kişiyle yatak maceralarını binlerce kişinin okuduğu bir ortama yazmak önce kendisine, sonra sevdiğini söylediği kişiye yapılmış saygısızlıktır. kendisine saygı duymuyorsa benim zikimden aşaa açıkcası. kitap falan çıkartacaksa bilemem ama fantezi noktasında yardımcı olabilirim belki. orta okul yıllarında bir birlerinin kıçına pandik atıp kaçan 3-5 erkek tanımıştım, röpartaj falan yapmak isterse. hani kitaba zengillik katması açısından.
Haftanın en beğenilenlerinde görüp, hakkında yazılmış en beğenilen iki entryyi okuduğum yazar.
ikisi birbirine tamamen zıt yazılmış bu iki entrynin ikisi de haftanın en iyilerinde ise, bu işte bir karmaşıklık olduğunu hissettim.
Ne olduğunu araştırmam lazım ama, uğraşamam şu sıralar. Malum deneyler filan.
Lakin eşcinselliğe saldıran entryleri eksileyip açılan başlıkları ayıplıyorsam, aynı şekilde eşcinselliğin iyi bir şey gibi sunulmasına da tepkimi koyarım.
Kimin kimin altına yattığı, kimin 69 yapıp, origami olduğu beni hiç mi hiç ilgilendirmez. Ama bunları, matah bir şeymiş gibi sunanlara, 18 yaşından küçükle yatmadım deyip cümle altından para karşılığı kendini sattığı pazarlamasına yapana da aynı ve hatta daha fazla tepki veririm.
Hatta böyle bir şeyi matahmış gibi bize sunan ki, bu bizin içerisinde engel olmadığı için 18 yaşının altında çok kullanıcı var, bu kişinin sözlükten uzaklaştırılması taraftarıyım.
Faşistim belki ama, uyuşturucuyu övmek nasıl suçsa, aynı şekilde fahişeliği övmek de suçtur. Gerekirse ben gammazlarım.
tek yazısını okudum. gecenin sıkıntısında okudugum o anlatım şeklinin güzelliğinin ötesinde, yaşadıkları tabuların ötesinde bir yerlerde. tek yazısına tek yorum yapacağım. buraya bir boy büyük.
artık tam anlamıyla oeah dedirtmiştir kendisi. makatlarından gelen cıkan herseyi sozluk ahalisine duyurmayı bir borç bilmiş zannımca.
tercihleri konusunda kimsenin bir sey dedigi yok, diyemezde zaten. ki ev arkadasım bir lezbiyendir benim, bu tip konularda sabit fikirli birisi de degilim. ama bunu insanların gozune vurmak bir yere kadar, yasadıgı tum cinsel olayları sıcıp sıvamak apayrı bir yere kadar.
her neyse, bu da boyle bir anımdı be sozluk.*
bir fıkra vardır. ahmet yıldız'ın anal seks yapmak ile ilgili yazısını okuyunca aklıma geldi. aslında yaran fıkralara yazmak daha mantıklı olabilirdi ama neyse. lafı uzatmayayım.
azrail, her canlıya yaptığı gibi, vakti zamanı gelince fatih ürek'inde canını almış. malumunuz dünya hayatında gerçekleştirdiği bir takım eylemler sebebiylede, cehennem layık görülmüş kendilerine. lakin fatih ürek'in yaptığı tek şey, zorla oraya buraya sıçıttırılmaktır. zebaniler bıkmadan usanmadan, durmadan fatih ürek'e şuraya sıç, buraya sıç diye emirler vermekteymiş. efendim, fatih ürekte sonuçta bir insan, dayanamamış ve artık yeter be demiş. neden bende diğer insanlar gibi sadece ateşte yanmıyorum, neden beni durmadan bir yerlere sıçmam için zorluyorsunuz diye haykırmış. bunu duyan zebanilerde o götün ne işe yaradığını öğrenene kadar sıçmaya devam edeceksin. sıç lan şuraya demiiiiş. fıkrada burada bitmiş.
evet, biraz terbiyesiz bir fıkra lakin o götü kullanmayı öğrenene kadar, daha çok kan sıçacak olan yazar.
tanımam etmem. cinsel tercihleri de zerre kadar umurumda değildir, herkes istediğini yapar ve insanların seçimleri beni hiç bir şekilde rahatsız etmez. öncelikle bunu söyleyeyim ki, önyargılı olmadığım bilinsin, gerçekten.
sözlükteki varlığı bu kadar sansasyonel bir hal alınca, elbet dikkatini çekiyor insanın, yazdıklarını okuyorum falan.
kendisi ne kadar cesur yazsa da, yazdıklarını okurken "hıncal uluç'un aspendos gezisinden notlar"ı okuyormuş gibi hissediyorum kendimi.
tabii, güzel anlatım bu yazarımızın umurunda mıdır değil midir bilmiyorum. bana kalırsa pek de değil gibi görünüyor. buraya yazıp rahatlıyor izlenimi bıraktı bende.
yine de fikrim bu yöndedir, yazdıkları cesur olsa da, anlatımı hiç hoşuma gitmiyor. şimdi, "sen ne yazdın ki böyle konuşuyorsun?" diyenler olursa, ben sözlüğe bu kadar ciddi konuları yazmıyorum açıkçası. yazarsam da anlatımım farklı olur emin olun derim demesine ama, gerek yok şimdi. "sanane?" diyen olursa da, ee sansasyonel olmanın getirileri bunlar. ya da götürüleri, kim bilir.
yazdıklarını okurken midemi bulandıranlardan sadece biri. eşcinsel olması onun iğrenç hatıralarına buraya yazmasına neden değil.
ayrıca yaptığı işe de değinmek istiyorum. eşcinselliğe karşı değilim fakat eşcinsel olmak kendini pazarlamayı gerektirmez. -eşcinsel simitçi, eşcinsel mendilci tanımasam da- eğer insanlık sıfatlarını hala kaybetmediyse insan, kendini iğrenç şeylere alet etmek yerine alın teriyle bir şeyler kazanabilir. he işini seviyorsa çektiği acılara da katlanmak zorunda.
kitlesel homofobikliğin pandora kutusunu açmış yazar. götünü "kürtlerden tiksiniyorum ama benim de kürt arkadaşlarım var" ve "ermenileri sevmem ama ermeni düşmanı değilim" kabilinden orijinallikleri sıçmak için ikame eden kişilere eşcinselliğin götle alâkalı bir şey olduğunu hatırlatarak homofobik bir tsunaminin doğmasına neden olmuştur.
andaval olmanın âlemi yok, sen tiksiniyorsun diye tecrübelerini paylaşmayacak değil ne de olsa. sizin incir çekirdeğini doldurmayan abukluklarınızı kaldıran server, tanımadan ya da tanıdıkça nefret ettiğiniz bir insanın yaşadıklarını kaldıramayacak değil her halde?! ne de olsa insan değil bu server, çiğ süt emmemiş.
steril sevginizi alın melih gökçek'e postalayın, zira onun ayarında yazarlarsınız. yaşadığınız normalliklerin de kayda değer bir tarafı yok. tanımadan sevilen bir insan olmayı seçmemesi en büyük hediyedir bu sözlüğe, anlama problemi olan kıskanç heteroseksüel bünyelere en çok koyan da budur sanırım.
onun yazdıklarının gerçekliğini sorgulayan yazarlara hiç bir şey demiyorum. burda yazılan hiç bir kelimenin gerçek oldugunun garantisini kimse veremez. burası bir hayat bilgisi kitabı değil. okuyun, okuyun. sadece daha çok okuyun.
okudukça belki hayal gücünüzü geliştrir. bu mazlum duvarların arkasında kalmış, tel çitlerle örülü her şeyin bastırıldığı dünyanızın dışı hakkında fikir edinirsiniz.
hala ramazanda mini etek giyen sokakta su içen kadını tartışan beyni alınmış insan formları okumasın zaten bu arkadaşı. gitsinler otuz bir çeksinler.
çeşitli sözlüklerde geçirmiş olduğum 5 yıla yakın tecrübemle kolaylıkla söyleyebilirim ki kesinlikle bir proje olan yazar. ister fake deyin ister numara, belli ki kendi oyununu oynuyor ve gördüğü ilgiden de fazlasıyla mesut. ilgi görüyor olmasına şaşmamalı; hem akıcı bir üslubu var hem de fazlasıyla enteresan, farklı şeyler üzerinde kullanıyor bu üslubu. ne olduğu, ne yapmaya çalıştığı zerre umrumda olmamakla beraber bu yaptıklarını rastladıkça keyifle okuyorum.