aslında buraya " sık sorulan sorular" diye yazıp aklınızdaki karışıklıkları gidermek isterdim. o zaman da gizemim kalmazdı. gizem olmadan çekicilik de olmaz sanırım. boşverin.yine de aklınızda soru işareti kalmasın. sorduğunuz her soruya verebilecek cevabım var. mantıklı cevaplar hepsi emin olun.
- evet. hepsi gerçek.
sizi ilgilendiren cevap burda. bununla yetinin şu an için.
eşcinsel arkadaşlarım varsa üzdüğüm, yanlış tanıttığım... aflarını diliyorum. amacımın onları kırmak, üzmek, yanlış tanıtmak olmadığını bilmeleri içimin rahat etmesi için yeterli olucaktır.
bir sürü nick verip teker teker teşekkür etmek isterdim. yapamıyorum malesef. kesin birisini unuturum, hafızam kötüdür çünkü. teşekkür ederim, çok çok teşekkür ederim. onlar biliyor kendilerini. bu teşekkürleri üstlerine alınacak olanlar bellidir.
çok ilginç bir hüzün var üstümde. beni tanımadan- görmeden savunan, seven insanlar, tanımadan sevdiğim insanlar. hüzünlü aslında. neden bilmiyorum ama farketmeden alışmışım sanki buraya. şimdi gidiyorum ve bir daha burdaki insanlar olmayacak hayatımda. çok kötü, çok acı. yolda karşılaşsak beni savunan insanları tanıyamayacağım, belki onlar hatırlamayacak beni bir eşcinsel gördükleri zaman. acı ve tuhaf.
bir gün görüşürüz umarım. kendimi bizzat anlatmaktan memnuniyet duyarım. gerçi ben o özgüvene erişene kadar siz beni unutmuş olursunuz ama olsun. sözüm olsun bi zirveye gelip, " aaa aktif mi pasif mi acaba?" şeklinde bakan gözlere cevap vermek.
arkadaşıma sözlük şifremi verdim. ayda bir mesajlarımı kontrol edecek, edepsiz mesaj atmayın*. ben de girerim belki arada ama yazmayacağımdan emin olabilirsiniz.
kalitemi bozmadığımı düşünüyorum. bana msn' de- sözlükte küfür edenlere ağzımı açıp bir kötü laf etmişliğim yoktur. bu bile gururdur benim için. arkamda ekmek kırıntıları bırakıyorum. kendinizi benden zeki sanmamanız şartıyla toplayabilirsiniz.
hepinize teşekkür ederim. hoş olanlar hoş kalmaya devam etsin, diğerleri umrumda değil.
aylar sonra sevgiliden gelen edit: bu entryleri başka yere kopyalayan, bu entrylerin sahibi değildir. bu entrylerin sahibi sadece bu sözlükte yazmaktadır. ne diğer sözlüklerde, ne diğer bloglarda, ne diğer gazetelerde. ahmet yildiz olmedi nickli yazarın kendisi şu an yurtdışındadır, sözlükle ya da internetle bir bağlantısı yoktur. bu editi koyduğumdan haberi, selam söyleyenlere selamı var. saygılar.
bütün yazıları çelişki dolu olduğundan uydurma oldukları besbelli yazılardı.
çok iyi olsalar, çelişkileri yakalanamazdı rahat rahat. gideceğini söylemiştir, ancak gitmemiştir şahsımca. fake bir nick ile devam etmesi olası olabilir.
çünkü maksat propaganda, maksat bilimsel anomaliyi toplumsal normale dönüştürmek. burdan yenmedi; başka bir kanaldan yeriz belki.
sonunda öldü. araba olsak bir tekerimiz eksikti şimdi.
önemli not/sonradan akla gelen edit: bu ödp'nin yarattığı internet üzerinden propaganda; alt başlığı kontratak olan hareketin en belirgin özelliklerinden bir tanesi zorlama celebrity yaratımıdır.
ah ne güzel yazıyorsun, vay harika edebisin; çölek çayır bilmemne. okuyorsun, edebi değeri yok; çok bilgili enternasyonalist devrimci gözükmek isteyen atlıyor sadece.
daha sonra bu yaratılan veya yaratıldığı zannedilen celebrityler hep beraber açıklama yapıyorlar, isteklerini yönetime tebliğ ediyorlar; manifesto verilme olayı. maksat şov, maksat ilgi çekmek, maksat propaganda.
sonra ; vay eziliyoruz, oy yeniliyoruz diye bırakıyorlar. fake hesap bu aşamada esas olması gereken. tabi sözlüklerde kim kaç giri yazmış belli olduğundan biraz zor olsa da, çok zor değil. ama avantaj olarak yukarıda tutulabiliyor istenen kişinin nicki başlık olarak.
göze batması ve yazıları okunabilmesi için apayrı bir propaganda; "bırakma ne olur, süpersin, bi tarafından şimşek çıkartıyosun biz gördük" propagandası.
sonra sanki bunlar yaşanmamış gibi tekrar ediliyor. kimse bir yere gitmiyor. tekrar toplanılıp biraz ortalık aykırı başlıklarla velveleye veriliyor; sonra manifesto, akabinde bırakıyoruz yalandan ritüeli, sonra gene başa.
biz bunları ekşide yaşadık, sosyomatta yaşadık, değişik forumlardan raporları okuduk. falan filan.
bu amcaların alayı ödp nin kontratak isimli internet propaganda grubunun üyesi ve devinimleri her yerde aynı.
gitmesi sözlüğün dünyaya açılan gözlerinden birini yummasına neden olacak yazar.
hem de öyle gözler ki o gözler... kimin aklına gelir o olmadan, gözleri millenmiş dimağlara gösterdikleri ahmet yıldız ölmedi'nin?
güzel insan, iyi edebiyatçı... ama en önemlisi her mühürü açacak maharette kelimeleri var sandığında. ve onları nasıl sıralaması gerektiğinin tılsımı fıtratına işlenmiş. kendine felâket yağdıracağı söylenen kitaplara inat hayatı, ona sıkı sıkıya tutunmayı ve insanlığı anlatan yazıları ile felâket tellâllerinin karanlığına en büyük ilaç oldu, olmaya da devam edecek. burada olmasa da hayatının farklı bir yerinde bunu yapacak, yaptı da. kaldı ki gitmesi kime cezadır irdelemesi gerekir.
inciten bir yavanlığı var hayatın. buradaki insan suretleri de bundan azade değil. ama senin ellerin var ahmet yıldız ölmedi. o güzel ellerle şekillendirdiğin bir toprak bu yavanlık, bunu görmelisin. ve senin maharetlerin var, o topraktan güzel çömlekler yapan. bu sanatın sahibi tek tutkusu yaratmakken kesebilir mi ellerini? ola ki kessin, bunu yaparak sadece kendisini cezalandırdığını iddia edebilir mi?
gitmesiyle sevenlerini üzmüş yazar. bugüne kadar çizdiği profil, gelebilecek her türlü mesnetsiz tepkiye göğüs gerebileceğini gösteriyordu. ama insanız neticede. mutalaka duygular depreşiyor derinlerde bir yerde.
kal be kardeşim. kal ki, hayatı sadece kendi çevresindeki gibi güllük gülistanlık sanan insanlar utanmayı öğrensinler.
mide bulandırıcı şeyler bile yazmış olsa, sözlükte gördüğüm en iyi yazardı... sanırım (her iyi olan şey gibi) kıskanç saldırılara maruz kaldı. kalsaydı iyi olurdu diyemeyeceğim çünkü bu sözlük böyle iyi bir yazarı hakediyor mu emin değilim.. ama yazdığı bir yerler varsa söylesin ben gider okurum.
sözlük yönetiminin, hatırı sayılır sayıdaki yazar değil insan görünümlü sıfatların yapıp edeceklerinin kanıtı olan yazar.
"kalitemi bozmadığımı düşünüyorum. bana msn' de- sözlükte küfür edenlere ağzımı açıp bir kötü laf etmişliğim yoktur. bu bile gururdur benim için. arkamda ekmek kırıntıları bırakıyorum. kendinizi benden zeki sanmamanız şartıyla toplayabilirsiniz." eğer bu ifade doğruysa, ki ardından yazılanlardan bunun doğruluğunu analamak da mümkün, bu sözlüğün yönetimi büyük harflerle utanmalıdır.
Bir veda mesajına bile hala saldırmak için bahane olarak kullanılıyorsa ; "o gitti destekçileri pkk'yı savunuyor" sözüne bu sözlükte izin veriliyorsa, bu sözlük yönetimi yine büyük harflerle utanmalıdır.
--spoiler--
geçmiş olsun denmez bir anneye. çünkü geçmez çocuklar annelerinin içinden. ne şimdi, ne de sonra. başın sağolsun denmez bir anneye. çünkü başı önemli değildir çocuğunu kaybetmiş bir anne için.
--spoiler--
boğazımı düğüm düğüm etti. dilerim gittiği yerlerde buradaki kör karanlıklara yakalanmaz. yıldızlar göz krıpar umarım kaderine. dilerim kalbindeki insancıllığın karşılığını bir daha hiç incinmeden bu dünyada alabilir. hakkım helladir kendisine ve eminim onun ki de bana. ne güzel insandın sen ahmet çocuk. dilerim geri dönmezsin, dilerim hep özlenen olursun biz kıymet geç bilenler diyarında.
ben bu "yurt dışında olacağı için" internet ortamındaki bi yerden ayrılmak olayını anlamıyorum. hayır, nedir yani, internetin ulaşamadığı biyere mi gidiyor? sahra çölünde expedition yapılacaksa tamam, eyvallah, ama avrupa'ya falan giden bi insan tam tersine x'e sarılır gibi sarılmalıdır yurt dışlından sözlük ortamlarına, memleket hasretiyle.
sahi... bu uludağ faşizmi kendine benzemeyeni dışlayarak uzaklaştırıyorsa ben niye hala buralardayım?... yoksa salt heteroseksüel ve türk olduğum için mi beni kendilerinden sanıyorlar da yeterince eksilemiyorlar? *
gidişiyle beni şaşırtan yazar.
bir gün gelip de onun da gideceğini hiç düşünmemiştim oysa..
sanki sözlüğün demirbaşıymış gibi hep sözlükte kalacak, arada anılarını paylaşacak, paylaşımları anında olay olacak, sözlüğün gündemine oturacak, ve hiç kalkmayacaktı..
ama bak kalktı işte.. böyle yazınca duygulandım bile inan ki..
giderken ardından gitme kal gideyemedim be ayo..
artık yazmaktan kendimi alamadığım yazar. gitti falan deniyor, ne yaptığını falan da bilmiyorum açıkçası.
kendisiyle muhabbetim olmuştu, hatta arkadaş olarak dahi görürdüm. mesajlarda gayet yakındık, ama sözlükte kendisine sövüyormuş gibi entryler giriyordum. o da anlam verememiştir belki "lan bu da gay, sözlüktekiler anlamasın diye mi saldırıyo bana?" diye düşünmüştür. arkadaşlık olarak, insanlık olarak; ne bileyim lan kalite olarak sözlükteki çoğu yazardan daha adam bu insan. ama sözlükteki durumunu, başlıklarını, yazdıklarını görünce tiksiniyorum.
bir insan eşcinsel olabilir. baskıdan bıkmış olabilir; sineye çekmektense karşı koymayı düşünebilir. bunu amaçlayan yazılarını elbette ki paylaşabilir, baskıdan kurtulmak isteyen bir eşcinsele kimse birşey diyemez. ama senin girdiğin bütün entryler "götünüzü verin çocuklar" tadındaysa, bir de öz kardeşine tecavüz eden şunu bunu buraya getirip tüm erkeklere "hepiniz böyle şerefsizsiniz, yeter ki delik olsun! ben fahişeyim ama sizden daha namusluyum, bunu yapmazdım!" diyebiliyorsan, kusura bakma kardeşim; sokayım senin eşcinselliğine.
cidden, nasıl yapabiliyorsun ki? ne cüretle? öz kardeşine tecavüz eden şerefsizler elbette ki var. bunu kullanarak sen erkeklerin, özellikle de ergenlerin "domalsa herkesi sikecek" yaratıklar olduğunu düşünüp kendini savunabiliyorsun ki? yapma hafız, cidden komik oluyor öyle. böyle şerefsizler olabilir ama bunu tüm erkeklere mal edip onları böyle göstermek, "baak, ben götümü veririm ama sizden daha namusluyum, kimseye zararım yok hem!" demek saçmalıktır.
öz erkek kardeşine tecavüz edebilecek insan da senin deyiminle "tercihleri farklı olan" insandır. abazanlıktan kırılsa da normal bir erkek, erkek kardeşinin makatını görünce cinsellikten soğuyacaktır zaten; "üf göte bak!" demesi için "tercihlerinin farklı olması" gerekir. cinsellikten, eşcinsellikten soğutuyorsun insanları, fazla uzatmadan kes diyeyim ben sana.
adama fake falan diyoruz, halen de bu yazarın her yazısını tamamen safiyane duygularla yazdığına inanmıyorum.
lakin şu üstteki entry'si bana göre haftanın en iyisi.
sırf günahım kadar sevmediğim "bluevelve" nickli zevatı eleştirdiği için değil, sevmediğimiz hatta yolda görsek yüzüne tüküreceğimiz birine, bi bakıma kendinden olmasına rağmen bizden çok daha güzel giydirdiği için.
zira inanıyorum ki "ahmet yıldız ölmedi" nickli yazarın yerine, kendine sosyalistim diyen yazarlarımızdan nerdeyse kim olsa bluevelve'ye bu şekilde bulaşmazdı. çünkü bluevelve'de sosyalistim diye geçiniyor.* çünkü bluevelve'de onlardan.
vay be gittiğini yeni öğrendiğim yazar. gündem dışı kalmışım. ne olursa olsun kendini çok güzel anlatıyordu ne hissettiğini ne yaşadığını. kesinlikle kitap çıkarmasını veya köşe yazarı olmasını istediğim yazar. eşcinselliğe karşı önyargıyla bakmak elbette ki yanlış olur. olanı yadırgayamam çünkü bu bütün faktörlerin birleşiminde kişinin kendini engelleyemediği bir durum. genetik okuduğumdan ucundan köşesinden bunun faktörlerini ve nedenlerini bildiğim için bu duruma hoşgörüsüz bakamıyorum. ama hoşgörülü aferin lan diyerek hiç bakamam. çünkü insanların cinselliği belki sözlükte yaşatabilmesini anlarım anlattın anlasınlar. herkes yetişkin ve artık kişilikleri gelişmiş sonuçta. ama ergenliğe geçiş noktasında kimlik bulamamış kişilerin özentiyle ve farklı deneyimlerle bunu cazip bulabilmesini düşünerek bundan çok müzdarip olduğumu dile getirebilirim.
sonuç olarak kimsenin kimle naptığı kimseyi ilgilendirmez ama toplumda cinsel tercihini açıkca dile getiren kişiler zararlıdır. misyonerler gibidir. iç dünyası iç dünyasında kalmalıdır.
sözlükte bunları çok güzel dile getirmesi onları anlamamızı iç dünyalarını bir nebze öğrenmemizi sağlamıştır. bu güzel bir şey. çünkü nihayetinde herkes insan ve bazen yaptıkları seçimler onların elinde olamaz. cesaret ve bu da güzel sözlerle süslenmişse o zaman herşey açık ve nettir sanal ortamda. ama dış toplumda reel ortamda bunlar hiç hoş olmaz.