kanal 7nin haber sitesini takip ederek tarafsızlıkta üstüne olmayan (!) haberlerini inceleme gereği duyan, baştan yanlı tutum sergileyenlerin yerden yere vurduğu kişidir. ama hayır, sezer kötüdür, sayın öcalan diyen başbakanımız mükemmeldir.
tamamı pkk, mlkp muadili yaklaşık yüzelli teröristi hiç de mecbur olmadığı, hatta ve hatta gerek olmadığı halde, hangi görüşte, nereli olduğu muğlak doktorların verdiği 'wernicke korsakoff' raporlarını gerekçe göstererek affeden 'vatansever' cumhurbaşkanı; sonra bu pijlerin önemli bir kısmı askerimizin şehit olduğu, gazi olduğu çatışmalarda ele geçirildi tekrar. el insaf, diyorum bu adamı sevenlere...
(bkz: bunları biliyor muydunuz)
gerçek özgürlükçülerin değil dar görüşlü; yok 'kırmızıda duruyor, yok sıra bekliyor vaauv süper adam yaa' nev'i kişisel edimlere aldanan neo-pop, sözde demokrat yüzeysellerin; hülasa gerçek 'dar ve sığ' görüşlülerin çok iyi devlet adamı zannettiği; ama aslında devleti durdurmak; işletmemek gibi pratik ayıplara imza atmış sakin adam. bir üniversite mezunu; öğrencisi bunu nasıl 'idrak' edemez, siyasi düşüncelerden münezzeh olarak yorumlayamaz inanılır gibi değil... http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=228716
'kendini halktan farklı görmüyor'; iddiadır, delilsiz önesürümdür; halkla içiçe olmak bir tarafa birebir muhattap olup hasbıhal ettiği vaki değildir...
'ilerici', ilericilik yeniden tanımlanmaya muhtaçtır; otobüste ayakta durma edimi mi bu arkadaş...
demokratik; hiç de öyle görünmüyor somut bağlamda; ultra şaibeli sözde milliyetçi, aslında post-modern grici bir kanalı alenen kayırdığı unutulmamalıdır...
'laik ve kanunların uygulanmasını ister' hangi işlevsel ve somut faydalı kanunun meclisten 'hayata' geçirilmesine vesile olduğu merak edilmektedir.
'kaliteli'; mobilya mı alıyoruz; dürüstlük bireysel alanda kaldıkça bir nevi bencilliktir aslında...
dünyadaki en önemli ve hızlı değişim yıllarını, ülkemiz açısından heba etmiş, türkiye'ye uluslararası siyaset ve devletsel kazanç bağlamında hiçbir şey katmamış, sıfır kazanç sağlamış adam. 'ama çok dürüüst', 'çok kemaliist' derler bazı aldanmışlar; evet canım, evet kardeşim, bakkal niyazi amca da öyle...
Türkiye'nin ''her kırmızı ışıkta duranın cumhurbaşkanı adayı olamayacağı ama kırmızı ışıkta durması gerektiği bilincinde olan cumhurbaşkanlarına layık olan bir devlet'' olduğunu bilmesi gereken insanları barındırması lazım geldiğine işaret eden cumhurbaşkanıdır. yapanlar varsa buyursunlar yapsınlar,artık cumhurbaşkanı adayı mı olurlar ne olurlar bilmem ama yorumsuz ve gülerek izlemekteyimdir: (bkz: demogoji) *
kırmızı plakalı makam aracı olmasına rağmen şöförü aracılığıyla arabasını kırmızı ışıkta durduran, 3 Kasım 2002 seçimlerinde seçmenlerin sıralarını kendisine vermek istemelerine rağmen dimdik durarak oy sırasını bekleyen Türkiye'nin demokrat cumhurbaşkanıdır. Hoş, biz oğlu kırmızı ışıkta geçip tiyatro oyuncusu ezen müstakbel cumhurbaşkanı adayları da tanıyoruzdur da ''neyse artık''tır...
adam gibi cumhurbaşkanlığı yapmış, kendini halktan farklı görmeyen ilerici, demokratik, laik ve kanunların uygulanmasını isteyen kendinden sonra gelecek olanın onun kadar kaliteli* olmasını dilediğim insan.
5 müsteşar yardımcısı atamasını veto ederek küskünlüğünü dile getirmiş cumhurbaşkanı. bir cumhurbaşkanına yakışmayan bir davranıştır, en azından ne için veto ettiğini açıklaması gerekirdi.
ideolojik duruşuyla içerideki tartışmalarda keskin taraf oldu, ancak Türkiye'nin uluslararası sorunlarını aynı heyecanla dış dünyaya taşıyamadı. Türkiye'nin uluslararası arenada hem başbakan hem de cumhurbaşkanı düzeyinde temsili zorunlu. Sezer ne Batı ne de Doğu ile ilişkilerde aktif rol oynadı. Türkiye'nin ağır sorunlarla boğuştuğu süreçte pasif kalmayı yeğledi. Yerine gelenin daha aktif görev yapacağına inancım tam.
demokrasi ve laikligin beraber yürütülmesi icin büyük efor harcayan, ideal ülkelerde ve bilhassa türkiye'de olmamasi gereken, diktatör olsa tam süper olacak dedirten, reis-i cumhur **.
türkiye de ki irtica tehdidini bana somut örneklerle acıkladığı tarihte memleketi terkedeceğim.
söylemlerindeki gibi tehlikeli olduğunu bana ispatlayacak.
her ne kadar bazı aklıevveller kendisinin hükümetin hazırladığı yasaları okumadan reddettiğini iddia etse de esasen akepe'nin yangından mal kaçırır gibi çıkardığı kanunları, mecliste uyuyarak kabul edilen yasa tasarılarını didik didik okuyarak reddeden veya değiştiren insandır. akepe milletvekilleri çeşitli platformlarda şakayla karışık ''valla kanunu kabul ettik ama içeriğini tam bilmiyorum, nasıl olsa cumhurbaşkanı detaylı olarak okuyor'' demişlerdir. ama işte birileri marjinal olacak ya, at boku gitsin.
sadece adında "Türk" sözcüğü bulunan Petrol Yasası'nı (#1245913) veto eden ancak bir kez daha yasanın aynı şekilde önüne sürülmesi durumunda yapabileceği bir şey olmayan, "cumhur"a yakışan, "aydın" bir adam ve türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı. yasayı veto etmesine gerekçe olan ve tekrar üzerinde düşünülmesini istediği maddeler ise şunlar;
1-Yurtiçi gereksinimin az da olsa belli bir bölümünü karşılayan petrol ve doğalgaz kaynaklarımızın tümünün yurtdışına satışına izin verip, sonra da dışarıdan bu kaynakları satın almak, ülke ekonomisini olumsuz yönde etkileyecektir.
2-Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında ve sonrasında uygulanan ambargolar nedeniyle uçak yakıtı bulmakta zorlanınca Petrol Yasasında değişiklik yapıldı. Üretimin önemli bir bölümünün ülke gereksinimine ayrılması ilkesi benimsendi. Yeni yasayla bundan vazgeçiliyor. Bu önemli bir risktir.
3-Petrol ve doğalgaz gibi son derece önemli stratejik kaynakların tümüyle yabancı devletlerin ve şirketlerin denetimine bırakılması ulusal çıkarlar açısından yeniden değerlendirilmesi gereken bir durumdur.
4-Petrol üretiminden alınan devlet payının yarısının yerel yönetime bırakılması ülkede bölgeciliği güçlendirecek ve tartışmalara yol açacaktır. Ülke kaynakları ulusun tümü içindir.
toplumumuzun bir kısmı, medyanın bugün kendisine sunacağı yanmış bir akşam yemeği kıvamında dizilere odaklanmış, bir kısmı ucuz hale getirilmiş sadece karnının doymasını sağlayan emeğinin karşılığında kendisine yabancılaşmış, bıkmış usanmışken kendisine sunulan "şirketimize nasıl daha faydalı hale gelebiliriz" maillerini okur ve bunlarla "motive" olurken, diğer bir kısmı ise iş olsun da ne olursa olsun diye sürünürken çaresiz, gençlerimiz, delikanlılarımız kız peşinde kavga ederken ve bu yolla kendini ispatlarken okul çıkışlarında, kitap okuyanı küçümserken ve asosyal ilan ederken, kolay yoldan zengin olma hayalleri kurup, "bok star" yarışmalarından birine kapağı atma hayalleri kurarken, birileri törenin kurbanı olurken, birileri ağaya başkaldırma onurunu gösterememişken henüz devlete karşı çıkarken, diğeri katilin hoş görülmesini istercesine her aşağılık suikastten sonra "namazında niyazında bir gençti" derken, kuran kurslarında ilk dayağını yerken birileri ve bu yobaz, gerici karşı devrime karşı birileri dururken ayakta aynı anda "beyaz bere" arıyorsa o birileri...
birisi de bir yasayı veto etmiş örneğin,
-ee bu kadar emperyalist yardakçısına ve lumpene yaptıklarından sonra tabii ki beğenilmez bu adam, ne de olsa birileri bile değil...
akepe nin en son ihanet yasasını* reddederek mevcudiyetinin ülke bütünlüğümüz açısından ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüğümüz devlet başkanımız.
her ortamda övülesi, savunulası gelmiş geçmiş en büyük cumhurbaşkanlarımızdan. bu adamın vetoları olmasaydı halimiz nice olurdu. kalkmasın inşallah koltuğundan.