veto = ahmet necdet sezer. ülkede hiçbir iş yapılmasın diyerek önüne gelen herşeyi veto eden, egale edilemeyecek rekorlara imza atmış efsane cumhurbaşkanı. tarih nasılsa yargılayacaktır kendisini.
kendisini mükemmel, eşsiz, ideal cumhurbaşkanı yapan şeyin ne olduğunu, en az sayıklamaya ramak kalmış bir 'cumhuriyet ideası'tekrarlamasına vesile olan, sözkonusu ideaya paralellik arzetmeyen siyaset yapma, giydirmesini merak ettiğim kadar merak etmekteyim.
beşiktaş'ın balık pazarında esnaf gezip gazetecilerin önünde dondurma yemediği için halka inemediği düşünülen cumhurbaşkanıdır; cumhurbaşkanı aslında böyle hatırlanmalıdır değil mi?
türkiyenin en demokratik ve en laik cumhurbaşkanlarından biriydi. şimdi onun koltuğunda oturanlara bakınca içi acıyor insanın. keşke o varken otursalardı.
Türkiye Cumhuriyeti'ni en iyi şekilde temsil etmiş insandır.eşiyle beraber örnek bir duruşa sahiptir.Keşke gitmeseydi,daha uzun kalabilseydi diyebileceğim ve bu aralar mumla aranılan isim.
devletin üniter yapısını bozmadan, halkın bir kısmına değilde bütün kısmına birden hitap eden bir cumhurbaşkanıydı.
neden sevilsinki böyle insanlar, bir insanın türkiyede sevilmesi için ülkeyi soyup soğana çevirmesi lazım. şehite kelle, bebek katiline sayın, çiftçiye de ananı da al git demesi lazım.
türkiye cumhuriyetinin başına gelen son gerçek atatürkçü ve başarılı cumhurbaşkanı, mükemmel insan, örnek şahsiyet.
--spoiler--
lakin kendisi hep tiyatrolara, konserlere, senfoni orkestralarını dinlemeye giden ve sanatı benimseyen aynı zamanda kültürlü bir cumhurbaşkanıydı. çok dikkatimi çekti neden ABDullad gül isimli şahsiyet mecbur kalmadıkça hiç bir sanatsal faaliyete katılmamakta, desteklememekte?
--spoiler--
t.c tarihini en kötü cumhurbaşkanıydı kendisi, devletin başındaki bu mümtaz insan hukukçu olamasının verdiği tavırla yönetmiştir bürokrasiyi. bir dr. verilseydi bu makam dr. ülkesi olurdu bu memleket. keza; bir asker olduğunda neler olduğunu bildiğimiz gibi.
eniştesinin afyonkarahisar'da simit sattığı, gereksiz eski cumhurbaşkanı. anayasa kitapçığı fırlatma dalında dereceleri bulunur. ayrıca kırmızı ışığın gözlerini kamaştırdığı rivayet edilir. en son ramazan ayında, öğle vaktinde, elinde bir kadeh su ile, millete göstere göstere içerken dolaştığı görülmüştür.
o kadar kötü idi ki, ödeneğin fazlasını hazineye verdi.
elektrik faturasını cebinden ödedi.
maaşına zam istemedi.
restore çalışması falan diye 80 milyon harcamadı.
asaleti ve hizmetleri bir kısım spastik tarafından anlaşılmamıştır.
"spastikler de anlamasın canım, doğal bir şey bu!" demeyin, anlayamadım herkes akraba evliliği ya da psikotrop madde bağımlısı ananın çocuğu mudur da etraf spastikten geçilmiyor.