dincilerin ismet inönü nefretini kendi üzerine çekerek büyük bir fedakarlığa imza atmış devlet büyüğü. köşkte göbek atmadığı için pasiflikle suçlanan kişi.
yok yani önüne gelen yasayı okumadan imzalayanlar pasif sayılmadığına göre...
türkiye cumhuriyeti nin gördüğü en pasif, en renksiz, en vizyonu dar cumhurbaşkanıdır. demokrasi yerine juristokrasi yanlısıdır. hiçbir olumlu işe imza atmamasının yanı sıra sol görüşlü insanların gözünde büyük kurtarıcı, yılmaz kemalist ve irtica savar konumundadır.
kendisinin eleştirilmesinin sebebini "başbakana anayasa fırlattı kriz çıkarttı" sanıp ona buna salya akıtan savuncu bebelere sahip sabık cumhurbaşkanı. medeniyet seviyesini "kırmızı ışıkta durmak"la eşdeğer gören gerizekalıların "sağa sola anayasa fırlatma" eylemini açıklamasını istersiniz, karşılığında okumayı yeni sökmüş dangalak gelir "ehe ehe anayasa fırlatılınca mı çıktı kriz, ehe konjoktür ehe" der aklınca. siz "kriz" falan demessiniz ama sütoğlan kurmuştur kendini. 2 gazete okudu ya, aklınca cevap verecek zır cahil...
kendi "medeni" deyimleriyle "ağzını yüzünü siktiklerim" diyelim bunlara da, bir daha bilmedikleri şeylere bulaşıp gazete köşelerinden edindikleri yarım bilgileri bize satmaya kalkışmasınlar. madara etmek zor değil yoksa...
bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olan dürzülerin belli kalıplarla salladığı adamdır.
bu entry ile beraber 1220 entry yazılmış hakkında. eleştirilemez mi? elbette eleştirilebilir arkadaş bu adam ama "sallayan" adamları -ki, ben onlara kısaca "ağzını yüzünü siktiklerim" diyorum- gördükçe bu adamın uğradığı muamele hakikaten mide bulandırıcıdır.
eleştiren değil, sallayan yazıların alayında 3 kalıp vardır. bu kalıpları irdeleyelim hep beraber ki, bu ağzını yüzünü siktiklerimin düştüğü durum daha net ve parlak şekilde ortaya çıksın.
1. kalıp "vetocu" kalıbıdır.
işbu kalıba göre ahmet necdet sezer akp'den gelen her yasayı veto etmekte, işlerin yürümesini engellemektedir. şimdi bak yavru ceylan, adamın en önemli görevlerinden biri çıkan yasaların anayasaya uygunluğunu denetlemek. bir yasa anayasaya uygun değilse elbette veto yer. ayrıca, veto edip meclise geri gönderdiği yasa aynen onaylanıp geri gönderilirse bunu onaylamak zorundadır dilerse anayasa mahkemesi'ne dava açar iptal için. çankaya noteri vol. 2 abdullah gül'ün, maddi hata yapılarak oda başkanlarının dolandırıcılıktan hüküm giyme şartının arandığı yasayı onayladığını da gördük! ha, bazı at yarraklarına sorsan "hangi yasayı veto etti lan?" diye, bilmez. sadece "höy höy höy hocu adam statükocu veto ediyor!" der. "lan hangi yasayı neden veto etmiş, bir söyle" dersin, cevap veremez. akıl ancak ona basar.
2. kalıp, "teröristleri affediyor" kalıbıdır.
işbu kalıba göre ağzını yüzünü siktiklerim, cumhurbaşkanının af yetkisinin kendiliğinden kimi isterse affedebildiğini zannederler. hayır küfür ediyorum çünkü, bu ağzını yüzünü siktiklerime cumhurbaşkanının af yetkisi bir tık uzakta! ulan öküz aç internete google denen zımbırtıya ya "cumhurbaşkanının af yetkisi" yaz en basitinden oku nasıl gelişiyormuş süreç? adli tıp süreci, adalet bakanlığı süreci cumhurbaşkanlığı makamı zurnanın son deliği. dönemin adalet bakanı cemil çiçek onaylı o afların hepsi. cemil çiçek okeyleyip, onaya sunuyor! fakatınız at yarrakları anlamaz ancak öter "höy höy höy hocu teröristleri affediyor" be amına koyduğum, 1970'lerde kahvede gazete okuyan ilkokul mezunu cahil cühela değilsin. internet var lan elinin altında oku öğren dürzü!
şimdi bu dürzüler dönemin ekonomik konjonktüründen bihaber gençlerdir. 2001 krizinde toplasan en fazla 14-15 yaşındadır dürzü, hayır tamam doğru düzgün yaşamamıştır o dönemi ama en azından araştırıp okumamıştır bile o dönemi! be at yarrağı, 2001 krizinden çok değil 1,5 yıl evvel ne yaşadı bu ülke? tazele hafızanı tazele! 17 ağustos 1999 bir şey hatırlattı mı sana? şimdi aynı dürzüye sormak isterim, lan bugün bu ülke 17 ağustos depremi gibi bir depremi bugün yaşasa soruyorum bırak 1,5 seneyi, 6 ay dayanabilir mi şu anda akp'nin bize armağan ettiği müthiş sağlam(!) ekonomimiz? ayrıca anayasa fırlatılmamış, masanın üzerinden kaydırılarak "yaptıklarınız anayasaya aykırı, bilmiyorsanız okuyun sayın başbakan!" denmiştir. hüsamettin özkan'ın gazıyla da dönemin başbakanı bülent ecevit çıkmış "bana anayasa fırlattı" demiştir. ekonomi zaten krize girecektir, "anayasa olayı oldu diye" değil, ekonomi zaten kötü olduğu için krize girmiştir. ayrıca, 2001 krizinde de "teğet geçen" son kriz dönemindeki kadar iş yeri kapanmamış, işsizlik oranı "muhteşem" olan bu dönemin ekonomisindeki kadar da yükselmemiştir! ayrıca, o dönem çıkarılan "bankacılık yasası" sebebiyle de küresel krizden bankalarımız etkilenmemiştir. yani ey geri zekalı ağzını yüzünü siktiğim, bankaların son küresel krizde yara almamasının sebebi akp hükümeti değil, 57. hükümetin çıkardığı bankacılık yasası'dır! ha, sen bilmezsin o ayrı. anca, "kriz yok, bankalar batmadı" dersin. kur farkını da hesaba kattığında ekonomik küçülme dolar bazında yaklaşık %26'dır! türk ekonomisi o sövdüğün 2001 krizinde bile bu denli küçülmemiştir. sen bilmezsin zira, elinin altındaki interneti dahi kullanamayacak derecede bir öküz olduğundan bilmen mümkün değil.
bir de bir noktaya değinmek istiyorum, ötv; 17 ağustos depremi'nden sonra, depremin ekonomik etkilerinin giderilmesi için, depremin ekonomik etkileri sonlanınca kaldırılmak üzere "geçici" olarak çıkarılmış bir vergidir. 17 ağustos depremi'nin ekonomik etkileri 2004 yılında -akp döneminde- son bulmuştur, ekonomik deha akp hükümeti, ötv'yi kaldırmak bir yana, devamlı arttırmıştır! ekonomimiz muhteşem olduğundan, 5 yıl gecikmiş de olsa, ötv'nin kalkması hoş olmaz mı? neden kaldırılmıyor? sana soruyorum ampul kafalı, bu ekonomi muhteşemse, ötv neden kaldırılmıyor, hoşuna mı gidiyor sikilmek? sorgulasana bir hadi?
4. kalıp, "ideolojik davranıyor" kalıbıdır.
şimdi hacı, bu adam dsp'nin büyük ortak olduğu hatta dsp başkanının başbakan olduğu hükümetin "anayasaya aykırı" olarak düzenlediği yasaları da veto etmiştir! hatta bazı düdüklerin "anayasa fırlattı" dediği olay yaşanacak kadar fikir ayrılığı yaşanmıştır! hangi ideoloji o zaman ha, hangi ideoloji? dsp'ye, merkez sağ anap'a, sağ mhp'ye bile adam kök söktürmüş "hukuk" konusunda!
madem adamsınız, anayasayı değiştirin arkadaş? yok mu götü yiyen? demokrasi istiyorsak, bu anayasa değiştirilmeli, siyasi partiler kanunu değiştirilmeli ama senin için önemli değildir, senin asli görevin bunları talep etmek değil, oy kullanmak çünkü! demokrasi kavramının sende yarattığı algı, oy sandığının hacmi kadar!
5. kalıp, "yurtdışı gezisi yapmıyor" olayıdır.
lan at siki, devletin yürütme organı başbakanın başında bulunduğu hükümet eliyle yapılır. sen önce cumhurbaşkanının yetki ve görevlerini bir öğren de sonra öt, inek! cumhurbaşkanı, erklerin koordinasyonunu sağlar, uzlaştırma mekanizmasıdır. cumhurbaşkanı kapı kapı gezip "iş takibi" yapmaz! cumhurbaşkanı 1 numara olduğu halde, bir bakanı, bir şehirdeki bir parti binasında bayramlaşma törenindeyken arayıp "oradaki arkadaşların da bayramını kutluyorum" diyerek "parti kimliğini" sırtına geçirmez! ayrıca, dış politikada gezme muhabbeti olarak, fransa gibi yarı başkanlık sistemine sahip değiliz veya abd gibi başkanlık sistemine. şimdi soruyorum, italya başbakanını hepiniz bilirsiniz ama cumhurbaşkanını bileniniz var mı? peki almanya cumhurbaşkanını? peki yunanistan? peki ya çek cumhuriyeti cumhurbaşkanını? peki ya portekiz? var mı ulan tanıyanınız? hadi sondakileri siktir et de, almanya ulan almanya var mı tanıyanınız? peki ispanya kralını tanıyanınız var mı? bu ülkelerin başbakanlarını sorsam alayınız en az 3 tanesini söylersiniz ama değil mi?
vel hasıl, 5 tane kalıpla iş yaparlar, birbirinden komik! lan adam gibi materyaller sunarak, ayrıntılandırarak adam gibi bir eleştiri getirin alkışlayalım ama dangalakça işler peşinde koşup, 2 tıklamayla doğru bilgiye ulaşabileceğiniz şeylere ulaşmadan zeka kapasitenizi zorlamadan kelamlar etmeyin.
ha unutmadan bazıları da makam aracı muhabbeti yaparlar. adam tasarruf için başbakanınız gibi her sene milyon euroluk zırhlı mayback almadığı için, araçları eskidir. abdullah efendi de beğenmemiş, dışişleri bakanı iken kullandığı ahmet necdet sezer'in makam aracından daha "lüks" olan aracı istemiştir geçici olarak. ayrıca, gerek kendisi dönemindeki gerekse de abdullahcığımın dönemindeki çankaya köşkü bütçe rakamları da ortadadır.
ya gidin bokunuzla oynayın ya da eleştirecekseniz de adam gibi "buram buram" bilgi kokan verilerle eleştirin!
bir anda bütün kameraları karşısına alıp 'tarihi fırsat' diyip ortadan kaybolmuştur kendisi. cumhurbaşkanı olmadan önce cumhuriyetçilerin sonu geldi demiştir. amca oğlusunun düğününe yetişmek için konya ankara arasını kapatmıştır. cumhurbaşkanlığı yaptığı 7 yıl boyunca 46 trilyon ile köşkün düzenlenmesi ve tamiratı ile uğraşmıştır. daha bunun gibi sayısız işler yapmıştır. bu yüzden %47 tarafından çok sevilir.
ülkeye 2000 yılından sonra göstere göstere hakim olan abd yanlısı muhafazakar güçlere karşı hiçbir halt yememiş, önceki iktidarı kaprisleriyle yıpratarak akp'nin tek başına saltanat kurmasına önayak olmuş, bir şekilde güzelce kullanılmış, hemen her hemlesinde akp'nin elini güçlendirmiş, neyin ne olduğunu anlayınca da asabileşerek kendini kurtarmak için onu bunu veto ederek türkiye'nin önünü iyice tıkamış olan şahsiyet.
akp girdiği 2. genel seçimde oylarını katladıysa kendisinin payı büyüktür. ellerine sağlık bizi muhtaç ettiği bugünler için. aa ama pardon kırmızı ışıkta durmuştu ve elektrikleri söndürmüştü değil mi? sağolsun, varolsun...
ha unutmadan, kırmızı ışıkta durması medeniyet ölçütü sayılmış kendisi için. anayasa kitapçığını başbakana fırlatmak ve devlet bakanını almanya cumhurbaşkanı angela merkel'in önününde bağıra çağıra azarlamak hangi medeniyetin ölçüsü bir açıklayın lütfen!
her şeyden önce karakter sahibi bir insandı ve insanını yanlış yönlendirmedi. geçmiş cumhurbaşkanlarına bakarsanız, karakterini anlayabilirsiniz. süleyman demirel, çankaya'da bile siyaset yapan bir adamdı. turgut özal rüşveti ve yolsuzluğu resmen meşrulaştırdı. kenan evren zaten cumhurbaşkanı niteliklerine sahip değil, fahri korutürk'ün esamesi bile okunmuyor. 1980 sürecini engelleyecek hiç bir katkısı olmadığı için ülkede darbe oldu.
insan olarak örnek biriydi, cumhurbaşkanı olarak da.
bu arada, haberlerde neden almanya "başbakanı", ingiltere "başbakanı", italya "başbakanı" diye insanlar duyuyoruz, kendinize bir sorun. cumhurbaşkanı, medyatik midir? uluslararası ilişkilerde rol oynar mı hiç? görüşmelerde bulunur mu? bunlar esasen, cumhurbaşkanının mı görevi?
görev yaptığı 7 yıl içinde köşk bütçesinden 46 milyon ytl arttırıp maliye'ye iade etmiş örnek alınası devlet adamı. darısı diğer devlet ! adamlarımızın başına..Ayrıca çankaya'ya gelmiş 2. doğru düzgün adamdı.ne darbeyle,ne de siyasi bir partibnin desteğiyle ordaydı.kale gibi duran ama halk gibi yaşayan bir cumhurbaşkanıydı.türkiye cumhuriyeti'nin 10.cumhurbaşkanıydı.
anayasa kitabı fırlatıldığı için kriz çıktığını sanan malların çamur atmaya çalıştığı temiz politikacı. aslında politikacı değil hukukçu. keşke politikacı olsa da parti kursa.
edit: amma düşmanı varmış bu adamın yahu. dağ zirveleri baykuşsuz olmaz mı deniyordu neydi öyle bir atasözü vardı. daha çok sevdim şimdi.
fetocu yada pkk sempatizanı değilim ama bu adamın yüzüne bakınca korkuyordum ben. rahatsız olurdum. heran birisine kızacak gibi davranırdı.
abdullah gül'e de kanım hiç ısınmadı.
'gidin de bir cumhurbaşkanın görevi nedir, öğrenin de gelin' gibi ünlemleri akpli cahillerin sıfatlarına tükürmemize vesile olan ve bugün için hakkında en çok entry girilen başlığın da sahibi olan cumhurbaşkanıdır. bak unutulmamış bu adam bu bir, bazılarının kuyruk acısına tuz serpiştirilmiş bu da iki...
edit: ha aman aman da sezer'in fanı değilim ama görünen köy de kılavuz istemez be hacı! adam iyiydi şimdi. sezar'ın hakkı sezere!
namuslu, şerefli, hukukçu ya da kırmızı ışıkta durmasından değil, ideolojisinden dolayı göklere çıkarılan, vakti zamanında başbakana* anayasa kitabı fırlatarak ülkeyi krize* sürüklediği unutulan eski reis-i cumhur.
akp'li cahiller tarafından hala utanmazca eleştirilen kişi.
gerçi bu yobaz kitle apo denen katile sayın denen tayyiplerinede toz konduramaz.
yani öyle cahil ve zavallıdırlar ki sezer yurtdışına çıkmadı derler ama yurtdışına çıkıp safari yaparak devletin parasını harcayan güle toz kondurmazlar.
cumhurbaşkanı demek sanki kapı kapı ülke ülke dolaşmak demektir. lan sen cumhurbaşaknısın içişleri bakanı veya siyasetçi değil.
bunlar öyle zavallıdır ki köşkte yapılan düğünde mesai saatini geçince elektrik parasını cebinden veren bir devlet adamını eleştirir ama hakkında trilyon çalma suçundan dosyası olan birine toz konduramazlar.
bunlar öyle yüzsüzdür ki sezer terörist affetti der ama aynısını gül yapınca insan haklarına saygılı cumhurbaşkanı var derler.
bunlar öyle partizandır ki kırmızı ışıkta duran birine laf söylerler ama düğüne yetişmek için otoban kapayan birine tek kelam etmezler.
lan bu adam sizde amma kuyruk acısı bırakmış.
80 yıldır geçti hala atatürk'ün izinden giden, çalmayan bir devlet adamı görünce kuduruyorlar.
çalan, çırpan birini görünce ise tapıyorlar.
ah ah siz yok mu.
size anca otoban kapayan, dtp'li teröristleri yanında yurtdışı gezisine götüren biri lazım.
tarih onu yaldır yaldır gelen yobazlara karşı hiç bir önlem almamış, geldiklerinden sonra da herşeye hayır diyen sevgili modeli (elletip vermeyen) olup, koltuğunda oturmuş olmakla hatırlayacaktır.
veto kralıdır. akp, ilk iktidar olmuşken yapmak istediklerini yapamadıysa bilin ki bu ahmet necdet sezer'in sayesindedir. onun dönemi boyunca akp'yi frenlemiştir. tam bir devlet adamıdır. ama nedense çok geri plandadır. yani nasıl söyleyim yoldan geçen birine sorsanız:
- 10. cumhurbaşkanımız kimdir?
*???????
gibi bir tepkiyle karşılaşabiliriz. tabi bu onun ne kadar değerli bir devlet adamı olduğunu gerçeğini değiştirmez. sol düşünceyi benimseyen bir yapısı olduğu gerçek olsa da ve benim bu sol düşünceyle olan fikirlerim zıt ve bir o kadar kesin olmasına rağmen, takdir etmişimdir her zaman kendisi.
sonuçta abdullah gül gibi düğüne yetişeceğim diye otobanı kapatan bir zihniyete sahip değil ve cumhurbaşkanlık gibi bir makamda olmasına rağmen devletin vermiş olduğu imkanları kendi çıkarları için kullanmamış ve tek kuruşun hesabını yaparak, müsriflik etmemiştir!
ankara hukuk fakültesi mezunu, eski anayasa mahkemesi başkanı ve önceki cumhurbaşkanımızdır. hukuk okumayan kişiler pasif olduğunu iddia edebilirler; fakat bilmelidirler ki bir cumhurbaşkanının görevi diğer devletlere ziyarette bulunmak değil, yasaların anayasaya uygunluğunu ve yerindeliğini denetlemektir. uluslararası ilişkilerde bulunmak, dış ziyaretler yapmak esasen başbakanın görevidir. cumhurbaşkanı ise devletin başı sıfatıyla kurumlar arası işbirliğini gözetmek ve türk milletinin manevi birliğini temsil etmek yetkileri ile donatılmıştır. bu sebepten anayasaya vakıf bir cumhurbaşkanı geri göndeme yetkisini azami kullanırken, anayasadan bihaber cumhurbaşkanı '' çankaya noteri '' olarak meclisin çıkardığı bütün yasaları, içeriğine ve koşullarına bakmaksızın resmi gazete'de yayımlamaktadır.