20 yıl sonra türkiye tarihi yazıldığında adından veto ettiği yasalarla söz ettirecektir.
ki kendisinden sonra gelen noter bozması bıyıklı amca doğrudan onaylamıştır 2b yasasından tutun da özelleştirmelere kadar -zamanında teklif edilmesiyle bile hiyanet-i vataniye kanunundan yargılanabileceğiniz- yasaları.
cumhurbaşkanı olduğu ilk gün bi kırmızı ışıkta duran ve malesef yeşilin yanmaması sebebiyle bütün görev süresince orda duran reis-i cumhurumuzdu. abdullah gül geldi ve yeşil ışığı yakıp gönderdi kendilerini.
260 mahkumun affıyla bir rekora imza atmış cumhurbaşkanısdır kendisi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer 2001´de 15 mahkumu afetti. Bunlardan ikisi küçük yaştaki çocuklara tecavüz biri ise PKK üyesiydi..
Cezaevlerinde yaşanan 2000´lerdeki açlık gervelerinin ardından; Köşk´te de af patlaması yaşandı..Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer; 2002 yılında 100´e yakın mahkumu affetti.Bunların büyük bölümü ise yasadışı örgüt mensuplarıydı;
ilhan Demirel (Yasadışı örgüt), Yaşar Demircan (Devsol), Ramazan Çiçek (Anayasal Düzeni yıkmak), Metin Günay (TiKB/GK), Atilla Selçuk (Anayasal Düzeni yıkmak), Barış Kaya, Suat karabulut (Dev-Sol), Ümit Kanlı, Gülseven Öztürk (DHKP-C), Fatma Güzel, Ergün Bütüner (TKP-ML), Barış Yıldırım (DHKP-C), Hakkı Şeker (DHKP-C), Nuray Gezici (Dev-Sol), Tamer Çadırcı, Ulaş Göktaş (DHKP-C), Mesut Avcı, Madımak Özen (DHKP-C), Ayten Eren (DHKP-C), Özgül Dede (DHKP-C), Yüksel Doğan (PKK), Murat Candar (TiKB/GK), Mustafa Genç, Ayla Özcan, ibrahim Tekin, Semra Askeri, Mehmet Şahin (DHKP-C),Gülperi Özen (DHKP-C), Haydar Baran (TKiP-Ekim) M.Erkan Çetin (Dev-Sol), Hatun An, Hakan Baran, Yılmaz Babatümgöz (MLKP), Resul Ayaz (MLKP/K), Zeynel Yıldız, Nazan yılmaz (DHKP-C), Hasan Çebe (TiKB) Ertuğral Kaya (DHKP-C), Mete Yalçın (TiKB), Barış Gönülşen (TiKB), Esmehan Ekinci (TiKB), Mehmet Acettin (MLKP), Mehmet Leylek (MLKP), Erol Altıokka (TiKB) Ercan Uçuk (TKP/ML-TiKKO), Ali Şahmo (TKP/ML-TiKKO), Gürban Hızmay (DHKP-C), Sadık Yılmaz (MLKP/K), Aydan Odabaş (DHKP-C), Petek Türkkmen (TiKB), Haydar Özbilgin (MLKP), Muharrem Kurşun (MLKP), Leyla Alp (DHKP-C), Sedat Felek (TKP/ML-TiKKO), Şudaman Kamancı (Ekim), Ali Haydar Geckin (TKP/ML-TiKKO), Gamze Bayram (DHKP-C), Sibel Horasan (Dev-Sol), Hüseyin Ali Günay (TKP/ML), Erdal Arıkan, Suzan Baran (TKP/ML-TiKKO), Namık Kemal Bektaş (MLKP), Nuray Özçelik (TiKB), Hülya Türüç (TiKB), Mammut Yücel (TKP/ML-TiKKO), Ömer Ünal (TiKB), ismet Sınağ (DHKP-C), Makbule Akdeniz (TiKB), Cem Şahin(DHKP-C), inayet Günenç (TiKB)
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer 2003 yılında bu alanda kendisinin rekorunu egale etti.. Sezer; tam 123 mahkumu sağlık gerekçesiyle affetti.. Bunlardan 38´i DHKP-C ve Dev-Sol örgütü mensubu, 18´i ise TKP-ML TiKKO örgütü üyesi olmaktan cezaevindeydi..Diğer örğüt üyeleri dığımılı ise şöyle; TiKB(14), THKP)4) TKiH(1)DHP(1) PKK (3) TKEP (2) TDKP(2) BELiRSiZ (10) Sezer 2004 yılında TKP-ML üyesi Semiral Yılmaz ve Hüseyin Yıldırım´ın da aralarında bulunduğu 9 mahkumu yine aynı gerekçeyle sağlık sağlık gerekçesiyle affetti..2005´te ise affettiği 5 mahkumdan sadece biri ibrahim Ayhan Özgül; yasadışı Dev-Sol örgütü üyesiydi..
evet... eğer bu isimler yalan değilse ve bu olay da yalan değilse iki soru sormak istiyorum arkadaşlar..
1- hukuk adamı olarak bunun yanlış olduğunu bilmiyor muydu kendiler.. neticede adalet sağlanması için mahkumun mahkumiyet süresini doldurması gerekir.. aksi halde mahkeme kararı kıyl-ü kayl olmaktan öteye geçmez.
2- neden bir tane affedilen mahkumlarda hiç ibda-c yok.. hizbullah yok.. onlar iyidir demiyorum .. terör terördür fakat acaba bu kadar tesadüf de olur mu ki..
ezcümle..sağlık nedeniyle affedilen teröristin bomba düzeneği hazırlarken bir baskında ele geçtiğini okuduk.. dahası kandil'de, zaho'da, bekaa'da ; yada ne bileyim cıraf dağında, gabar'da ölü olarak ele geçirilen teröristlerden bazılarının sağlığı bozuk diye affedilen teröristler olduğu ortaya çıkınca "iceman" neden çıkıp bir açıklama yapmadı ki.. benim aklımda hep soru işareti olarak kalacak.. kimsenin kimseye suç isnat ettiği yok.. fakat bunlar da cevap bekleyen sorular olarak hep kafamızda kalacak...
bazı bünyelerin anlayamadığı olayı buralarda okumanın gülünç hali. adalet bakanlığı o listeyi hazırlar cumhurbaşkanı değil. önce bakan imzalar, sonra başbakan, sonrada cumhurbaşkanı. ve kimdi iktidar? akp. demekki kim istemiş bu işi? akp. ama gördüğümüz üzere iftira kampanyası hala devam ediyor. tek anladıkları konu bu bünyelerin. yuh. öğren de gel konun aslını anam öğren de gel!
mahkum affetmenin usullerinden bihaber bünyelerin salladığı eski cumhurbaşkanı.
adam zannediyor ki, "ben bu kişiyi affediyorum" diyor kendi kendine.
lan ibibik senşin devlet hastanen rapor veriyor, yetmiyor adli tıp kurumun rapor veriyor, yetmiyor adalet bakanlığın onaylıyor en son bütün bürokrasi "bu adam affedilsin" dedikten sonra onay için cumhurbaşkanı makamına sunuluyor.
lan sığır dönemin adalet bakanı cemil çiçek neden şmza atmış?
neymiş bomba düzeneği hazırlarken yakalanmış. lan ibibik, bu devletin adli tıp kurumu neden sağlam adama içerde kalamayacak kadar hasta raporu vermiş?
ulan ülkemde zerre bilgisi olmayan sığırlar ahkam kesiyor ya, söylesen anlatsan da boş adam ancak "mö" demeyi ve önüne yığılan ot yığınını geviş getirmeyi öğrenmiş.
--spoiler--
CUMHURBAŞKANININ ÖZEL AF YETKiSiNiN SAFHALARI
Mahkûm hastalığı sebebiyle af talebini; hapishane savcılığına, adalet Bakanlığına, TBMM'ye veya Cumhurbaşkanlığı'na yapabiliyor. Talep nereye yapılırsa yapılsın gerekli raporun alınması için bu talep Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderiliyor.
Başsavcılık hükümlüyü bir sağlık kuruluşuna sevk ediyor. Sağlık Kuruluşu hükümlünün "hastalık, sakatlık veya kocama" durumunu gerekli inceleme ve müşahedeler sonunda kabul ederse, durumu belirten SAĞLIK KURULU RAPORU tanzim edip, Başsavcılığa gönderiyor.
Başsavcılık Sağlık Kurulu Raporunu, ADLi TIP KURUMU'NA gönderiyor. Kurumun 3. ihtisas Kurulu bu rapora dayanarak yaptığı inceleme sonunda; "raporda belirtilen durumun Anayasa'nın 104. Maddesinde bahsi geçen (sürekli hastalık, sakatlık ve kocama) durumuna girip girmediğine" karar veriyor.
Başsavcılık; mahkûmun talebini, Sağlık Kurulu Raporunu ve bu rapordaki hastalığın Anayasanın 104. Maddesine uygun olduğunu bildiren Adli Tıp 3. ihtisas Kurulu Raporunu Adalet Bakanlığına gönderiyor.
Adalet Bakanlığı mevzuat bakımından evrakların tamam olup olmadığını inceleyip, tamam ise, bir yazı ile Cumhurbaşkanlığına sunuyor. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği gelen evraklar üzerinde inceleme yaparak, bir mütalaa ile kararı verecek olan Cumhurbaşkanına arz ediyor.
Cumhurbaşkanını, önüne gelen bu af talebini kabul etmesi veya ret etmesi konusunda mecbur kılan hiçbir hukuki zorunluluk yok. Konuyu tamamen tıbbi, teknik ve insancıl bakımdan inceliyor. Kanaatine göre karar verip, ya affediyor veya etmiyor
--spoiler--
türkiye cumhuriyeti tarihi boyunca görev yapan en taraflı ve pasif cumhurbaşkanı. görev yaptığı 7 yılı düşünüyorum da bu adam benim hafızamda sadece bülent ecevit'e fırlattığı anayasa kitapçığı ile kalmış.he bir de arabasını kırmızı ışıkta durduruyordu.
7 yıl yönetiminden sonra cumhurbaşkanının meclisten seçilmesinin uygun olmadığı düşünülmüş ki artık cumhurbaşkanlığı seçimi halk oylaması necitesinde belirlenecek.
asaleti ve hizmetleri bir kısım spastik tarafından anlaşılmamıştır.
"spastikler de anlamasın canım, doğal bir şey bu!" demeyin, anlayamadım herkes akraba evliliği ya da psikotrop madde bağımlısı ananın çocuğu mudur da etraf spastikten geçilmiyor.
o kadar kötü idi ki, ödeneğin fazlasını hazineye verdi.
elektrik faturasını cebinden ödedi.
maaşına zam istemedi.
restore çalışması falan diye 80 milyon harcamadı.
eniştesinin afyonkarahisar'da simit sattığı, gereksiz eski cumhurbaşkanı. anayasa kitapçığı fırlatma dalında dereceleri bulunur. ayrıca kırmızı ışığın gözlerini kamaştırdığı rivayet edilir. en son ramazan ayında, öğle vaktinde, elinde bir kadeh su ile, millete göstere göstere içerken dolaştığı görülmüştür.
t.c tarihini en kötü cumhurbaşkanıydı kendisi, devletin başındaki bu mümtaz insan hukukçu olamasının verdiği tavırla yönetmiştir bürokrasiyi. bir dr. verilseydi bu makam dr. ülkesi olurdu bu memleket. keza; bir asker olduğunda neler olduğunu bildiğimiz gibi.
türkiye cumhuriyetinin başına gelen son gerçek atatürkçü ve başarılı cumhurbaşkanı, mükemmel insan, örnek şahsiyet.
--spoiler--
lakin kendisi hep tiyatrolara, konserlere, senfoni orkestralarını dinlemeye giden ve sanatı benimseyen aynı zamanda kültürlü bir cumhurbaşkanıydı. çok dikkatimi çekti neden ABDullad gül isimli şahsiyet mecbur kalmadıkça hiç bir sanatsal faaliyete katılmamakta, desteklememekte?
--spoiler--
devletin üniter yapısını bozmadan, halkın bir kısmına değilde bütün kısmına birden hitap eden bir cumhurbaşkanıydı.
neden sevilsinki böyle insanlar, bir insanın türkiyede sevilmesi için ülkeyi soyup soğana çevirmesi lazım. şehite kelle, bebek katiline sayın, çiftçiye de ananı da al git demesi lazım.
Türkiye Cumhuriyeti'ni en iyi şekilde temsil etmiş insandır.eşiyle beraber örnek bir duruşa sahiptir.Keşke gitmeseydi,daha uzun kalabilseydi diyebileceğim ve bu aralar mumla aranılan isim.