akp'ye açılan kapatma davası ile bir kez daha hatırlanmıştır...
(neymiş; davayı açan başsavcıyı görevinden ayrılmadan 3 gün önce atamışmış, pehh! bir defa da hayırla ansalar, şaşıracağım...)
doğruları gibi yanlışları da olan eski cumhurbaşkanımızdır; netice de "insan"dır...
(yanlışları incelendiğinde; seleflerinden daha az olduğu da rahatlıkla görülebilir)
talabani lavuğunu köşk'e kabul etmeyerek bir kez daha sevgimi toplamış eski cumhurbaşkanım. keşke herkes biraz olsun akıllı olsaydı da anıtkabir'e de alınmasaydı. ne işin var ulan senin burda, siktir git diyemedik ...
cumhurbaşkanlığı makamında en çok görülen insandır. mozambik, honolulu gibi ülkemizle ne ticari ne siyasi zerre alakası olmayan yerlere geziler yapıp halkın cebinden yememiştir. çankaya köşkü'nün faturalarını bile cebinden ödemiştir. makam aracı sayısını azaltmış; cumhurbaşkanlığı süresince yeni araç almamıştır. görev süresince kendisine ve eşine gelen hediyelerden kıymetli olanları "bana değil makama hediye edildi" diyerek bırakmıştır. halkı fakirleştiren ve halk yararıyla zerre alakası olmayan yasaları ışık hızıyla reddetmiştir. ha bir de terörist affetmekle suçlanmıştır. ancak onun terörist affettiğini söyleyen dünyadan habersiz insanlar o af listesinin cumhurbaşkanı'nın önüne gelmeden önce adalet bakanı, sağlık bakanı ve iç işleri bakanı'Nın önünden geçtiğini unutmuştur.
edit: aynı zamanda şeriatçı molla yönetimi isteyenlere de bu isteklerini kapak yapmış kişidir. siz bu kafayla gidin daha çok kapak olacak sizlere.
üstüne düşen vazifeleri yeterince yerine getirmiş, atatürk ilkelerine bağlı, saygıdeğer cumhurbaşkanımız olmuştur vakti zamanında. yerine gelenlere bakılınca değeri daha çok anlaşılmktadır.
son yıllarda türkiye'nin önünü tıkamış olan en büyük felakettir. kendisi görevden çekilmesine rağmen atadığı aynı dünya görüşüne sahip kişiler bir kaç yıl daha kriz yaratmaya devam edecektir.
yargıtay başkanlığına bizzat kendi torpiliyle oturttuğu şahıs görevini layıkıyla yerine getirmiş olup "bir ülke nasıl kriz ortamını sürüklenir, demokrasi nasıl kesintiye uğratılır" gibi soruların cevabını itinayla vermiştir, aferin ona...
ayrıca görevi boyunca perde arkasından yürüttüğü siyasete girip boyunun ölçüsünü almasını beklediğimiz şahıstır...
2001 krizine anayasa kitapçığı firlatılmasının yol açtığını sanan insanların hakaret etmeye çalıştığı şahıstır. bu zatı muhteremlere göre zaten o yıllarda bütün dünyada likidite sıkışıklığı yoktu, petrolün varili 10-15 dolarlara kadar düşmemişti ve zaten bizde para bolluğu olduğu halde kriz yaşamıştık.
türkiye'deki birçok senfoni orkestralarının, oda orkestralarının, opera ve balelerin düzenlediği etkinliklerin değişmez destekçisi, seyircisi, dinleyicisi. ayrıca, kimseler tanımaz iken o, leyla gencer'e ödül vermiştir. sanatın da sanatçının da ahlakın da yanında durmuş, destekçisi olmuş büyük insan. bıraktığı koltuğa uzun süre düzgün bir adam gelmez, belki daha hiç gelmez.
eğer yolda görürsem; gerek bir vatandaş olarak çok iyi örnek olduğu için, gerekse cumhurbaşkanı sıfatı ile görevini layıkı ile yaptığı için, durdurup teşekkür edeceğim adam. özlemiyor değilim hani.
gelecegin en saglam putlarindan. ulkeye zarardan baska bir katkisi olmadigi halde, oldukten sonra kahraman, aydin, cumhuriyet sehidi [ kendi eceliyle olse bile ] gibi duygusal ifadelere tercuman olacak eski bir burokrat. izledigi tarafli siyasetin, kendi ideolojisi adina kullandigi o mesru koltugun, yaptigi antidemokratik atamalarin, mitolojik bakis acisi ile sekillendirdigi laiklik anlayisinin, '' kirmizi isikta duruyor ama '' gibi demagojilerle savunulmasi dusunduruyor beni sadece. acaba toplum dusmani olup, kirmizi isikta dursam benim icinde boyle dusunurler mi ?
akp'nin yarattığı dinsel faşizme, atatürk devrimlerinin yerle bir edilmesine, cemaatlere, çıkar ilişkilerine, sadece laikliğe değil örneğin petrol yasası gibi ''ihanet yasalarına'' karşı dimdik durduğu için eşsiz kişiliği üzerinden saldırılan insan.
eyy beynini arabın örtüsüyle örtmüş, dünyaya peçeli gözlerin imkan verdiği açıdan bakan kavun kafalı şeriatçı! sen ne anlarsın laiklikten, medeniyetten, devlet yönetiminden...
selanik göçmeniymiş... utanın be utanın! sizin lider dediğiniz adam ''ben gürcüyüm, eşim arap'', ''sen ne mutlu türküm diyene dersen o da ne mutlu kürdüm diyene der'', ''üst kimlik tc vatandaşlığıdır'' gibi kavramlarla türklüğü silmeye çalışırken şimdi hayasızca sn. sezer'in selanik göçmenliği üzerinden mi milliyetçilik yapmak aklınıza geldi. sizi gidi türk düşmanları sizi...
selanikli değil afyonlu olan, çocuklarına yapmadığı şaşalı düğün törelerinden, anayasaya aykırı kanunları veto ettiğinden ve bazılarının yoluna koyduğu taşlardan dolayı pek sevilmez. abdullah gül gibi tek bir kişinin ağzına bakılarak devletin başına gelmemiştir.
başbakan'a anayasaya kitapçığını fırlatacak kadar sert, hediye olarak aldığı iğneyi bile kösk envanterine kaydettirip, köşk'e demirbaş olarak bırakacak kadar dürüst siyaset adamı.
oturduğu koltukta boş boş oturmuş, silik şahsiyet.
ne bulunduğu makamın tadını çıkarabilmiş ne de hazır bu makamdayken titri gereği halk için bir şeyler yapma gayretinde olmuştur.
neymiş efenimm, kırmızı ışıkta durmuş muş. ülkeyi milleti sırtına alıp taşısında ilerilere, trafiği durdurup jet hızıyla geçsin kırmızı dan, helal-i hoş olsun.
yönetici vasfıyla başa geçenler güçlü olur, vakur olur, hızlı hareket eder. halkı ve vatanı için koşuşturmak zorundadır. koca cumhurun koca başkanının kırmızı ışıkta durması, içinde bulunulan yüceliğin farkında olunmayan ezik bir eylemdir!
makam ve mevkilerin belli ayrıcalıkları olur, olmalıdır da. tevazu böyle gösterilmez ki!..
halkla birlikte kırmızı ışıkta durmanın dışında ne yapmış? neyi düzeltmiş? tarihin neresine, nesine imzasını atmıştır?
a.b.dullah gül'ün başarılı bir cumhurbaşkanı olduğu zırvalığını ortaya atan ve destekleyenlerin utanmadan ve yüzsüzlükle eleştirdiği eski cumhurbaşkanıdır.
eğer yolda görürsem "kırmızı ışığı da sikeyim, arkanızdan söylenen diğer lafları da! size bir şey olmasın! sayın cumhurbaşkanım" demek istediğim adam. hala özlüyoruz...
kemalist arkadaşların dokunulmaz ilan ettiklerinden. aslına bakarsan biz de kemalistiz ama onlarla titrlerimiz farklı. herneyse.
"şunu yaptı!" diyemezken, çok şanlı çok çok şey ilan edilen. ney?
evet ahmet necdet sezer pasif bir cumhurbaşkanıydı. kabul edin artık. en kötüsü değildi ama. daha beterlerini de gördü bu ülke.
ancak, eserlerini saymak yerine ; oy kullanan vatandaşın % 70inin kendi iradesiyle başa getirdiği adama bok atmak, acizlik değildir de nedir? bir nanesi yok, savunamıyorum, o yüzden sana bok atıyorum. buyum ben. bravo.
başına devlet adamı değil çoban geçirmeye meraklı bizim gibi geri kalmış bir toplum için elbette ki fazla iyi, fazla ciddi bir cumhurbaşkanı idi. ancak üzülmemek gerekir çünkü tek bir tane akil insan milyonlarca koyundan daha değerlidir.
