cumhurbaşkanlığı makamını yıllarca boş yere kısırlaştırmış kişidir. devlet millet bütünleşmesi sayesinde yaşanamamıştır. sıkı statükocudur. yerine geçen abdullah gül makamı halkın makamı olarak değiştirmiş -çğünkü abdullah gül'ü halk seçti- milletle daha ilk günden kucaklaşmaya başlamıştır. şimdi izlesin de cumhurbaşkanı nasıl olurmuş görsün.
7 yillik döneminde olaysiz, kargasasiz cumhurbaskanligi yapmis, atatürk ilkelerini hep savunup korumus eski anayasa mahkemesi baskani. seni özleyecegiz.
7 yıllık döneminde oldukça büyük tasarruflar yapmış elektrik paraları ödemiş kendine gelen hediyeleri bırakmış cumhurbaşkanı buraya kadar güzel. ayrıca referandumda onaylanacağı kesin olan bir yasayı sırf siyasi inat uğruna referanduma götürmüş devleti trilyonlarca lira masraf ettirmiş bir insan. ne oldu ne farketti. sadece hazinenin kasasından trilyonlar ve senin 7 senede yaptığın bütün tasarruftan daha büyük miktarda para gitti.
görevi bittikten sonra hükumetin cumhurbaşkanlığının bütçesini %60 artırdığı eski cumhurbaşkanımız. ama tabi haklılar, en az %50 enslasyon var bu ülkede. pardon sıfır fazla olmuş. enslasyon %5.
bize birkaç gömlek büyük gelmiş cumhurbaşkanı.
kendisini en çok sevmeme nedenimiz seven sikilir siken sevilir mantığıdır.
üç beş aile fotografını görseydik, bir iki usulsuz ihale haberini okusaydık az biraz çalıp çırpsaydı en azından
bizden biri olarak kabul edecektik onu
ama çamurun yanında beyaz her zaman fazla parlıyor hatta sırıtıyor. o yüzden bir türlü sevemedik kendisini yaşasın rte yaşasın abdullah
Anayasa mahkemesi baskani iken dedigi tum sozlerin, yaptigi tum icraatlarin cuhmhurbaskanligi doneminde icini bosaltarak , kendine umut baglayan demokrat kesimi hayal kirikligina ugratmis, yeni yukselen ulusalci akimin kanaat onderi.
10 numara devlet adamlığını "2 makam aracı götürdü" şeklinde karalamaya çalışanların olduğu büyük insan.
yıl 2002, abdullah gül başbakan, başbakanlık envanterindeki 5 mercedes'i sattırır ve der ki, "kamudaki makam aracı saltanatına son vereceğiz"
yıl 2007, abdullah gül cumhurbaşkanı, "en yeni aracı sayın sezer götürmüş, bu yüzden dışişleri'nin envanterine kayıtlı aracı kullanıyoruz, yeni araç alacağız"
başbakanlık envanterine kayıtlı makam aracı sayısı yaklaşık 170'tir... bunlar hiç göze batmaz...
"değiştim" diyen kadronun değişiminin sürdüğü aşikardır.
ayrıca, başbakan'ın 2 uçağı varken 3. bir uçak alımı için ödenek ayrılmasını istemesi garip karşılanmaz, geçtiğimiz yıl 3 milyon euro ödenerek zırhlı mercedeslerin alımının yapıldığı garip karşılanmaz, her sene yeni makam aracı alınması garip karşılanmaz... sanki abdullah gül yeni araç almayacaktı da, yeni aracı sezer götürdüğü için alınıyor. ula zaten alacaktınız... 2008 bütçe görüşmelerinde cumhurbaşkanı maaşı %5 arttırılarak 17.000 liranın üzerine çıktı, köşk bütçesi müthiş bir artışla 30 milyon lira yapıldı... neymiş, çankaya'nın imajı çok önemliymiş.
"ye, kürküm ye" olayı yani. ab diyecek ki, müzakerelerde "ulan ne kadar yeni ve lüks makam araçlarınız var, ne kadar mükemmel konutlarınız var"
açlık sınırı 4 kişilik aile için 720 lirayı aşmış, ancak ülkemde asgari ücret 419,15 lira.
işsizlik oranı %11 dolaylarında, kişi başına düşen borç miktarı 5500 doları aşıp, 6000 dolara dayanmış, halkın içinde hiç de azımsanmayacak sayıda geçtik ayakkabıyı, çorap alamayacak durumda insanlar olduğunu unutup, imajımızın lüks makam araçlarına ve lüks konutlara bağlamışız. işin acı tarafı, bu adamların oy deposu olarak gördükleri insanlar, kendilerine lüksü reva görürken, onların gelirini arttırmaktansa, onlara kömür dağıtmayı yeğlenenler.
vay efendim, sezer en yeni aracı götürmüş, 16 personel götürmüş.
ulan düdükler, abdullah gül'ün kızının düğünü için, 7000 polis görev yaptı... özel bir eğlence için, 7000 devlet personeli, özel güvenlikmiş gibi kullanıldı...
ona bir şey demezsiniz!
gerçi, avrupa'daki halkın yaşam standardı ile bizim yaşam standardımızı değil de, kendi maaşıyla avrupa'daki başbakanların maaşlarının standardını kıyaslayan, geçinemediğini belirten ve zam isteyen "halkçı" başbakanın olduğu bir ülkede, sezer gibi birinin eleştirilmesi gayet doğal...
Türkiye'nin 10'uncu Cumhurbaşkanı. Hakkında Genel Sekreter Mustafa isen'nin ne yapmaya calıstıgı anlasılamayan bir acıklaması olmuştur. Karalama yapılırken hissedilen bariz tırsı kokusu buralara kadar gelmiştir. Madem sonradan hakkı vardı diyeceksin, o zaman yanında aldı götürdü gibi önyargı uyandırabilecek cümleyi neden kurarsın? medya abartması değilse bay sekreter hakkında nur topu gibi önyargılarım oldu.
Edit: Ayrıca kendileri en son alınan makam aracını alıp gitmiş *, bu sebepten bay gül'ün cici düüüt düüütü yokmuş, ama yüce yürekli Dışişleri Bakanlığı onunla han hanını paylaşmaktaymış. içimi bir hüzün kapladı sözlük..
ülkemizin görüp göreceği en asil, en yerine yakışan cumhurbaşkanlarından biriydi.
zamanında meyve verdiği için şimdi kimi çevrelerce taşlanmaktadır ayrıca.
Baba adamdır kendileri, 2 makam aracı ve 16 personeli almış felan deseler de baba adamdır. Ağır başlılığı , düzgün kişiliği ve duruşuyla 550 küsür millet vekili kurban olsun ona.
Devlet parası ile alınan gemiler, yatlar ,uçaklar dururken 2 araba almış 16 personel almış diyen adamların yüzsüzlüğü içler acısıdır.
yaptığı tasarruflardan, alçak gönüllüğünden, mütevazılığından, vatanseverliğinden, atatürk yolundan sapmamasından bahsetmeyen satılık, abdullah gül yalağı medya; bu insanın yanında bilmem kaç araba götürdüğünü haber yapmıştır.
bunların tasmasını tutanların hükümet ile arasındaki, pazarlıklı ilişkiye dayanan bağları kendilerine iktidarın ne kadar yolsuzluk yaptığını haber yaptırmayacak kadar ağır basmaktadır.