muhtemelen bir yıl sonra adını hatırlayan insanların yarı yarıya azalacağı T.C.nin onuncu cumhurbaşkanı.
kendisini sevenlerin sevme nedeni yaptıkları değil yapmadıklarıdır, buna ilave olarak onbirinci cumhurbaşkanı olması muhtemel şahsa olan önyargıdır. anlayışla karşılanmalıdır. kimse kimseyi sevmek ve benimsemek zorunda değil.
benim dikkatimi çeken ilk iki yılıyla ve hatta anayasa mahkemesi başkanı olduğu günlerle sonraki beş yılın çok büyük çelişkiler barındırmasıdır. benim de sempati duymama neden olan ilk iki yıl şimdi yollarda kendisiyle tokalaşmak için konvoylar durudurduğu emin çölaşan kendisine hakaretler yağdırmakta ve ülkenin cumhurbaşkanına köşesinden ahmet bey diye hitap etmekteydi. kendisini realden maydanoz alırken hatırlarım hanımefendi ve bir koruması ile beraber. hoş enstantanelerdi bizler için o yıllarda.
ama şundan eminimki sayın sezer 70 milyon arasından kim cumhurbaşkanı olsun dense ilk 35 milyonun içine girebilecek biri değidir. kendisinin yargıç yönünün vurgulanması ise manasızlığın kendi tabiriyle doruk yapmasıdır. cumhurbaşkanı seçildiği gün yargıçlık bitmiştir. şimdi yarın bigün hüsnü şenlendirici cumhurbaşkanı olsa biz ondan zırt pırt klarnet çalmasını mı bekeleyeceğiz örneğin milli güvenlik kurulunda. demek istediğim eski kariyer ya da bakış açısı yemini edene kadar sonra artık devlet başkanlığı dönemidir. evet boru değildir devlet başkanlığı yapılmaktadır ona göre hareket edilmelidir. evet sayın sezer devlet başkanımızdır, kendisini halkın seçtiği meclis seçmiştir ve bu yüzden artık gitmesini de istesem, insani olarak bir gram dahi sempati duymasam da o sayın sezerdir.
ve bir de merak ettiğim var mı bilmiyorum ama torunlarına nasıl bir dede olacaktır. asla benim dedelerim gibi olamayacağını düşünüyorum. bizim rahmetlilerin pek hukuk bilgileri yoktu..
"Uzatmalı Cumhurbaşkanı" Ahmet Necdet Sezer bugün Çankaya'ya veda ediyor...
Mümkün olsaydı, "Laikçi-Ulusalcı Cephe" Sezer'in sonsuza kadar Köşk'te kalmasını isterdi. Ancak her makamın bir sonu var. Ulusalcıların Sezer'e "Başımıza geç" çağrısında bulunmaları yeterince manidar. Hakikaten isabetli bir teklif. Sezer keşke ulusalcı cephenin başına geçse. Ama bunu yapmaz. Düşünmez bile. Çünkü misyonunu tamamladı...
Sezer bir projeydi. Bir "Gizli iktidar" projesinden söz ediyorum! Sezer'in cumhurbaşkanlığı ile ilgili temel gerçek budur. Anayasa Mahkemesi Başkanı iken demokrat söylevleri ile öne çıkmıştı. Çankaya'daki ilk aylarında büyük ölçüde sempati toplamış; özellikle de memur yasasındaki tavrıyla dikkat çekmişti...
Sezer, AKP iktidarına kadar olan dönemde pek renk vermedi. Ancak daha sonra asıl çizgisini ortaya koydu. ilk iki yılında vekillerin türbanlı eşlerini resepsiyonlarda ağırlayan Sezer AKP'nin hükümet olmasıyla birlikte "kamusal alanı" bütün bir uzayı içine alacak şekilde genişletmeyi başararak toplumu kutuplaştırdı. Ayrımcılığın şahikası haline geliverdi. Milletin değerleriyle barışık olmayan bir portre çizdi. Bu yolda büyük bir özen gösterdi!
"Mr. Hyde" AKP'yi görünce gece yarısı "Dr. Jekyll"a dönüşüvermişti...
Sezer'in AKP iktidarına karşı hasmane tavrını Selim ileri'nin bir romanından ilham alarak "Ahmet Necdet Bey, Aynalı Dolaba iki El Revolver" diye tercüme edebiliriz!
Sezer'in nasıl bir "proje" olduğu hususunda en çarpıcı örneklerden biri 2006 Haziran'ında yaptığı israil ziyaretinde takındığı tavırdır...
Sezer israil Cumhurbaşkanı'na AKP hükümetini şikayet ederken "Hamas'ı Ankara'ya AKP davet etti. Onlar şu anda iktidarda olsalar bile bu davet hiçbir şekilde devletin politikasını yansıtmıyor" diyecekti...
Oysa bu davet AKP hükümetinin değil "Yeni Ankara"nın yani devletin arzusuyla gerçekleşmişti!
***
Sezer'in sert laiklik mesajları zaman zaman Çankaya'da oturan kişinin aslında "ilhan Selçuk" olduğu yolunda epeyce kuşkulanmamıza sebep oldu: "Dış güçler laik cumhuriyetimizi Ilımlı islam Cumhuriyeti yapmak istiyor" şeklindeki cümlesinin ilhan Selçuk'un kaleminden çıktığını söylemeye gerek var mı?
Ahmet Necdet Sezer son bir yıl içinde iki defa "Rejim hiç bu kadar tehdit altında olmadı" derken, laiklik duyarlılığını paravan yaparak Ankara'daki "Gizli iktidar"ın egemenliğini kaybetmesinden yakınıyor gibiydi...
Sezer'in Ankara'daki güç dengeleri bağlamında aslında nerede durduğu hususunda belki de en büyük dezenformasyon Milliyet'in dünkü "Tezkerenin Gizli Kahramanı Sezer'di" manşetidir...
Bu "gizli kahraman" söylemi çok yakın tarihimizin en büyük yanılsamalarından biridir. Sezer'in bir "proje" olduğu gerçeğini hasıraltı etmek isteyen bir şaşırtmacadan söz ediyorum!
"Tezkere Karşıtı" görüntüsü Sezer için sadece bir roldü. Tezkerenin reddedilmesinin Türkiye'deki Amerikancı "Gizli iktidar"a vurulmuş esaslı bir darbe olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda Sezer'in söz konusu rolünü algılamak kolaylaşacaktır...
Kuşkusuz tarih "Çankaya'daki Sezer Gerçeği"ni daha iyi yazacaktır...
O vakit geldiğinde, umarım bu satırları hatırlarsınız!
ortalıkta pek görünmeyen, halkından kopuk, evini türbanlı kiracıya vermeyen *, 10 kasım ve benzeri günlerde "dev gibi kadeh" lerden şarap içen, ramazan ay'ında naklen su içen, -ki bush denen idiot bile her ramazan mesaj yayınlar, idiot farkı bu olsa gerek- hasılı kelam, cumhurdan kaçan cumhurbaşkanı idi. varmıydı yokmuydu belli değildi zaten gitti- bitti.
halka değil, örümcek beyinli selametçilere mesafeli olan biriydi. tbmm'yi stadyuma çeviren, takım tutar gibi sözde ideolojik tavırlar sergileyen şakşakçı görgüsüzler tarafından suratsız olarak görülür.
görgülü, düzgün bir cumhuriyet beyefendisi.
ama artık devir değişti. insanlar içi boş ama 32 dişi meydanda olan siyasetçileri tercih ediyor.
o kadar yoz bi toplumuz ki.
bugun haberlerde ahmet necdet sezer 4 kez kırmızı ışığa yakalandı, hepsinde de durdu dediler.
bilmemkaç parça hediyelerini almadan köşkten ayrıldı dediler.
markette sıraya girdi, hastaneye gidip sıra bekledi dediler.
biz öylesine yozlaşmışız ki- doğru -yu yerine getiren, olması gerektiği gibi davranan bi insana şaşırıyoruz, kırmızı ışıkta tam 4 kere! durdu diyoruz.
halbuki geçmeliydi değil mi. zimmetine para geçirmeliydi değil mi. makamının tüm ayrıcalıklarından sonuna kadar faydalanmalıydı değil mi. tüm akrabalarını zengin etmeliydi değil mi. siz olsaydınız ve sizin seçtikleriniz öyle yaparlardı, öyle yapacaklar değil mi.
bu ülkede yanlışlar doğru, ahlaksızlıklar gerçek, hırsızlıklar normal olmuş.
yapmayanlar da namuslu filmindeki gibi enayinin önde gideni, namussuz namuslu.
adam gibi cumhurbaşkanıydı necdet sezer.
belli kesimlerin sevmemesi normal. ama aydınlıkçıyım, özgürlükçüyüm ve demokratiğim adı altında, onlara karşıyım ama ahmet necdet sezer de çok çatıkkaşlıydı canım! gibi yorumlarla siz gelmeyin lütfen.
keşke o anayasa kitapciğini firlatmasa idi de krizin vebali boynunda olmasaydi. bir hukukcu olarak bütün tecrubesini ortaya koydu yer yer bazi mihraklar tarafindan akli selimden uzaklasmasi için baski yedi. ama hatalari ile sevaplari ile bu ahaliye bir boy büyük geldi. gündem yaratan değil denetim unsuru oldu. sevseniz de sevmeseniz de görevini iyi bir sekilde yapti.
tamam bu adam cumhurbaşkanımızdı da kendi şahsiyeti, insancıl yanları, zayıflıkları, duyguları vb. bizden birimsi gibi nitelikleriyle tanıyan var mı onu. biyonik adam gibi bir şey.
kötü değil. en azından gül'e tercih ederim. ama onu her tv.de görüşümde kendimi küba'da falan hissettim. tavsiyem. emekliliğinde uzun bir aşk gemisi turu atsın, öncelikle bu dünyevi meseleleri kafasından atsın. dondurma falan yesin mesela.. vs. vs.
atatürk ün kurduğu türkiye cumhuriyeti 'nin hakettiği gerçek cumhurbaşkanı idi. yeni seçilenini tartışma gereği bile duymuyorum. zihniyetinin ne olduğu zaten ortada. laiklik ile ilgili sözleri yeter.
adam gibi adam olduğu için, sessiz kalmayı tercih ettiği için, hediyeleri bağışladığı için bile eleştirilen cumhurbaşkanım, cumhurbaşkanımız. gideceğini ben de kabullenmek istemiyorum hala, pek çok insan gibi.
ve birirlerine not : bazen susmak çok şey anlatmaktır.
artık benim cumhurbaşkanım olmayan adam, ulan zaten bu adamın adını ben sözlükten başka bir yerde duymadım, bir de cumhurbaşkanlığının telefonlarını sıfıra kapattırmış diye hatırlıyorum, helal olsun valla, koskaca makama da bu yakışırdı, yeni gelenin böyle büyük icraatlar yapacağını sanmıyorum.
kimi aptalların ve özellikle bizim bakkal rüstem öküzü'nün krizin zaten ortada olduğunu anlayamadan laf ettiği türkiye cumhuriyeti'nin ata'mızdan sonra gelen en asil ve en atatürk ilkelerine bağlı cumhurbaşkanı.
- halit Âbi bak elimde ne var.. hehe..
+ ne lan o ?
- anayasa kitapçığı Âbi
+ naaapıcan o anayasayla?
- kriz çıkartıcam Âbi..
+ o nasıl olcak lan ?
- atıcam şimdi sana, ekonomik kriz çıkacak, 100 dolarım var, artık ikiye katlarım, nasıl ama kafa? hehe...
+ senden korkulur olm
ahmet necdet sezer benim cumhurbaşkanım olamaz. imkanı yok. bu kadar dürüst ve özü sözü bir insan benim cumhurbaşkanım olamaz. ilk günden son güne kadar gömlek değiştirmeden görevini tamamlayan, tutarlı bir insan benim cumhurbaşkanım olamaz , inanmam kesinlikle. yaptığı şahsi harcamaları cebinden ödedi zırvasına hayatta inanmam, olmaz öyle şey. hediyeleri köşke bırakmış, kesin değersizdir hepsi. benim cumhurbaşkanım işini bilir, memleketi abd nin kucağına oturtur. milletin ve devletin imkanlarını kendisinin ve yakınlarının hizmetine sonuna kadar sunar. böyle alıştık biz. yok hayır, ahmet necdet sezer benim cumhurbaşkanım olamaz. uzaylıdır kesin.
canım benim... tüm metanetiyle -esenlikle kalın dedi, el salladı gitti... eşi ağladı. ben senin esenliğiyle 100 yıl yaşardım diyen insanları malesef arkasında bırakan, bıraktırılan kişi oldu.
7 yıl süresince halk'la bütünleşmemek, yurtdışı seyahatlerine gitmeyip ülke tanıtımına katkıda bulunmamak ve asık suratlı olmak gibi nedenlerle eleştirilen baş memur.
eğer cumhurbaşkanı, eğitim ortalaması %5 olan bir ülkede halk'la bütünleşemiyorsa, suç, 'bütünleşemeyende' mi yoksa 'bütünleşilecek bir tarafı olmayanda' mıdır?
sanırım bu yurtdışı gezileri için ciddi bir "iş adamı tanıdığa" gereksinim var ve sezer de böyle bir "tanıdık kitlesine" sahip olmadığı için ülkeyi pazarlaya... ehhhmm ööuu tanıtamadı.
bir memurun üstelik te baş memur'un görevi "şaklabanlık" veya "çikolata aldırıp cami önünde çocuklara dağıtmak" mıdır ki, ilgili kişi asık suratlı olmakla eleştirilsin.
madem o kadar güleç insanlara ihtiyaç var metin uca aday gösterilseydi!
