hayatını edebiyata adamasına rağmen çok fazla eser verememesinin nedeni; mükemmel şiir ve roman yazma isteğindedir. eserlerinde biçime önem vermiştir ama yazdıklarının da hakkını vermiştir.
bana türkçe'yi yeniden öğretmiş yazar. sözlükte kullandığım adımın da esin kaynağı. huzur adlı romanı; binlerce olayın, durumun, duygunun süzüldüğü rafine bir başyapıttır. eğer ölmeden önce okuması gereken yazarlar listesi yapılıyorsa, ahmet hamdi tanpınar bu listenin müdavimi olmalıdır.
Yazar, şair, öğretmen bana kalırsa da en çok feylesof. Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı kitabı da ironi kelimesi yerine veya eş anlamlısı olarak kullanılsın, ironi deyince aklımıza Saatleri Ayarlama enstitüsü gelsin diye yazdığını düşünüyorum. Üstadı seviyorum.
"Çünkü huzursuz bir dünyada yaşıyoruz. Çünkü insan kendisi ile barışık değil. Değerler karşısında ve insan karşısında yeniden düşünmeye mecburuz. Çünkü her şeyden şüphedeyiz. Ve nihayet arkamızda eskisi gibi o kadar kuvvetle Allah'ı hissetmiyoruz. Hulasa huzursuzuz, onun için..."
"….. Niçin geçmiş zaman bizi bir kuyu gibi çekiyor? iyi biliyorum ki aradığım şey bu insanların kendileri değildir; ne de yaşadıkları devre hasret çekiyorum... Hayır muhakkak ki bu şeyleri kendileri için sevmiyoruz. Bizi onlara doğru çeken bıraktıkları boşluğun kendisidir. Ortada izi bulunsun veya bulunmasın, içimizdeki didişmede kayıp olduğunu sandığımız bir tarafımızı onlarda arıyoruz.…" Beş Şehir adlı kitabından. 1946 yılı ile 2007 arasındaki farkı görmeyi zorlaştırıyor şüphesiz.
"[b]ir muharririmizden biraz daha genişçe bir şekilde bahsedebilmemiz için zavallının ölmüş olması lazım gelir. tenkidin mersiye ile beraber yürüdüğü yegane sanat hayatı bizimkidir."
Türk edebiyatında medeniyet düşüncesine yeni bir boyut getirmiş şair, romancı, düşünür, bilim adamı kişiliktir. Romanlarında ana sorunsal, Doğu ve Batı medeniyetleri karşısında insanımızın durumudur. Bu durumu modernleşme olgusuyla harmanlayarak verir ve Türk edebiyatında kendine önemli bir yer edinir. Huzur romanında Türk aydınının iki medeniyet arasında gidiş gelişlerini, alışkanlıklarını, toplumsal yaşamda ne gibi düzenlemelere gidilmesi gerektiğini tartıştırarak anlatır. Romanın karakteri Mümtaz Doğu ile Batı arasında kalmış, problematik karakterdir. Tanpınar, karakteri iki medeniyetten birine yaklaştırmaz. Tam ortada bırakır. Bu durum bazı eleştirmenlerce Türk edebiyatında ilktir.
Saatleri Ayarlama Enstitüsünde de türkiye'nin modernleşmeyi yanlış algıladığına dair ipuçları buluruz. Enstitü binasının kapısının nereye yapılacağını uzun uzun tartıştırır. Böylece modernleşmenin biçimsel yanıyla ilgilendiğimizi vurgular.
Tanpınar kültürde bütünlükten yana bir düşünürdür aynı zamanda. Geçmişin kültürel mirasının bugüne kopmalara uğramadan, birbirine yabancılaşmadan gelmesi gerektiği üzerinde durur. "Medeniyet Değiştirmesi ve iç insan" adlı yazısında şu cümleler dikkat çekicidir: "Bir medeniyet bir bütündür. Müesseseleri ve kıymet hükümleriyle beraber inkişaf eder. Onları lüzumsuz bulmaz, Şüphe de etmez. Nasıl elimiz, ayağımız, Kulağımız bulunduğunu düşünmeden bu uzuvlarla yaşarsak onlarla öyle yaşarız. Hakiki taazzuv (biçim) da budur."
"ne içindeyim zamanın
ne de büsbütün dışında
yekpare geniş bir anın
parçalanmaz akışında"
diyen, zaman kavramıyla insanı ayırıp birleştiren,
cumhuriyet döneminin başlangıcı ile "araf"ta kalan insanımızın, özellikle aydınımızın ruh halini en iyi anlatan iki yazardan biridir.. diğeri peyami safa'dır..bu konuda peyami safa'dan daha koyu bir dil kullanır..
en beğendiğim kitabu "huzur" olan yazardır..
23 Haziran 1901'de istanbul'da doğdu. 24 Ocak 1962'de istanbul'da yaşamını yitirdi. Kadı Hüseyin Fikri Efendi'nin oğlu. Baytar Mektebi'ni bırakarak girdiği Darülfünun-ı Osmani'nin (Bugünkü istanbul Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi'nden 1923'te mezun oldu. Erzurum, Konya ve Ankara'daki liselerde öğretmenlik yaptı. Gazi Terbiye Enstitüsü'nde (Gazi Eğitim Enstitüsü) edebiyat dersleri verdi. 1933'ten sonra istanbul'da Kadıköy Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Güzel Sanatlar Akademisi'nde sanat tarihi ve estetik dersleri verdi. 1939'da istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde yeni kurulan Türk Edebiyatı Kürsüsü profesörlüğüne getirildi. 1942 ara seçimlerinde CHP'den Maraş Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi, üniversitedeki görevinden ayrıldı. 1946 seçimlerinde tekrar aday gösterilmeyince bir süre Milli Eğitim Müfettişliği yaptı. Güzel Sanatlar Akademisi'nde tekrar derse girmeye başladı. 1949'da da istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne döndü. Adını ilk kez "Altın Kitap" dergisinde yayınlanan "Musul Akşamları" şiiriyle duyurdu. Dergah, Milli Mecmua, Hayat, Görüş, Ülkü, Varlık, Oluş, Kültür Haftası ve Aile dergilerinde şiirleri yayınlandı. Hece vezniyle yazdığı bu ilk şiirler, imge zenginliklikleri ve müzikal nitelikleriyle dikkat çeker. Edebiyat Fakültesi'nde öğrencisi olduğu Yahya Kemal Beyatlı'dan çok etkilendi. Ama ilk eserlerinde Yahya Kemal'den çok Ahmet Haşim izleri görülür.
hakkında ne söylense az olan, cumhuriyet dönemi türk edebiyatının gelmiş geçmiş en üretken en bilgili en musikişinas yazarı,şairi ve edebiyat tarihçisi.
onun şiirsel üslubu ile bütünleşen derin edebi dehası türk edebiyatında çığır açmıştır.eselerinde görülen psikolojik tasvirlerde maddiyat ve maneviyat bir olmuştur.görünende görünmeyeni arayan tanpınar,bu derin bakış açısıyla yepyeni bir sanat alemi yaratmış bir yandan ferdiyetin öznelliğini taşırken diğer yandan toplum ve toplumun değer yargılarıyla ilerlemesini iyi bilen yazarlara örnek olmuştur.
marazi aşkları ve karakterleri kendi benliğinden birer parça gibi ondan ayrılmaz özelliklerdir.
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın başyapıtı 'Huzur', 15 Ağustos'ta Amerika'da 'A Mind at Peace' adıyla yayımlanıyor. Archipelago Yayınevi tarafından yayımlanacak kitabın çevirmenliğini Erdağ Göknar üstleniyor. Internet kitap satış sitesi amazon'dan önsipariş listesine konulan kitap hakkında yine aynı sitede: ''Huzur, 1923'te kurulan yeni cumhuriyetle Osmanlı imparatorluğu'nun gelenekleri arasında sıkışmış bir ailenin hikâyesini konu alıyor. Ahmet Hamdi Tanpınar şiirsel bir dille bireysel kültürel değişimleri anlatıyor. Gelenek ve modern, Doğu ile Batı arasındaki dengeyi sorguluyor'' yorumuna yer verildi. Daha önce Amerika'da Tanpınar'ın 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü' adlı kitabı yayımlanmıştı.
"beyhude hatırlarız o hiç yaşanmamış günleri" sözleriyle şaşırtan zaman algısı gerçekten incelemeye değer yazar. kitapları her ne kadar "çift s ile okunacaklar listesi"nde olsa da üniversitede o kadar kasvetli değildir.
aynı zamanda çok sevdiğim halit ayarcı nın da babasıdır..