http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/18880083.asp linkli 2 ekim 2011 hürriyet pazar eki yazısında sevmediği gelenekleri buyuran hazretleri meğer karagöz'ü de sevmezmiş. kendisine bakugan yaraşır hem modern de... *
twitter'da hatunlar tarafından kendisine gönderilen sevgi dolu sıcak mesajları retweet yaparak herkesle paylaşan kişi.
ne kadar çok sevildiğini mi göstermeye çalışıyor, yoksa ne kadar karizmatik, kızların peşinde koştuğu birisi olduğunu mu anlatmaya çalışıyor anlamadım.
ancak sadece hatun kişilerin mesajlarını paylaşması imaj derdinde olduğu izlenimi veriyor bana.
fırıldak, hikaye. adam tam bir pervane. nasıl dönüyor, nasıl dönüyor. kılıçdaroğlu'na ayar veriyor. madem ayar vereceksin, örnekle
sen olsan ne yapardın, rte'ye ne cevaplar verirdin; ama sıkar değil mi? lan yüreğin yoksa git başka iş yap, pervane.
bazıları çocuk yaşta 35 köylü, f-16'lardan atılan bombalarla hayatını kaybetti. bu olay nedeniyle sadece kürtler mi yas tutacak? yanlışlıkla öldürülenler bizim bir parçamızsa yası ulusca tutmalıyız... bırakalım kürt'ü türk'ü pkk'yı, siyaseti falan... hep birlikte yas tutalım.
uludere katliamıyla bu mükemmel açıklamayı yapan iyi insan. götünüz yemiyor mu lan faşist köpekler insan gibi yas tutmaya.
gençlerin kendisine ısrarla dönek dediği hürriyet gazetesi yazarı.
'35 ölüden kendilerine hayat öpücüğü çıkarmak isteyenler' diye başlayan bir cümlesi için televizyon ekranlarında özür dilemiştir.
sağcılık bir müslümanın kabul edebileceği bir ideoloji asla olamaz demiştir. bu cümlesiyle gönlümü fethetmiştir. kendisine sağcı mısınız sorusunu yönelten öğrencilere 'ne sağcıyım ne solcu ama beni illa bir tarafa sokma çabasında iseniz sakın ama sakın sağcı demeyin solcu deyin' demiştir.
'yargılamadan adamı kodese atmak gibi bir adet çıktı şimdilerde' demiştir.
'güç kimdeyse ona dönen adama dönek denir fikirlerinin hesaplaşmasını yapan adama dönek deniyorsa ben dönek olduğumu kabul ediyorum. evet o halde döneğim' demiştir.
ve bir yazısında demiştir ki :
ilker başbuğun tutuklanmasından burası genelkurmay başkanlarının da yargı önünde hesap verebildiği süper demokratik bir ülkedir sonucunu çıkaramadım.
onun yerine...
biz icabında genelkurmay başkanlarını da tutuklarız, ayağınızı denk alın sonucunu çıkardım.
daha neler der bu adam. tamam yani bazen saçma cümleler de sarf ediyor ama şimdi adamı öldür hakkını yeme yani sözlük ahalisi.
bir zamanlar muhafazakar medyanın prensi olan ve 28 şubat süreci'nde yapmış olduğu cesur programlarla bu kitle nezdinde eşsiz bir yere yükselen, sonra da "devlete yeter muhalefet ettim, biraz da siyasi iktidara edeyim" diye düşünmüş olmalı ki, sınıfsal olarak girmesi mümkün olmayan bir oligarşinin içine girmekten kendini alamamış yazar.
kimileri hakkında yaptıkları salt "dönek" eleştirisiyle onun canını yakabileceklerini düşündüler ama yanıldılar. zira ne o bunu önemsedi, ne de aslında cilalı parkelerle döşenmiş sahte ve ruhsuz hayatın içinde kendine "oralı" gibi bir yer edinebildi.
arada öyle yazılar yazdı ki, "yok yok, bedenin orada ama sen hala o eski özgürlükçü insansın" yorumlarına neden oldu. bunu kendi de farketmiş olacak ki, ilkesel konulara sık sık ara verip hükümete çakmaya ve oligarşinin tepkisini çekmemeye ve aforoz edilmemeye çalıştı. bunun bir çaba eseri olduğu, akp'ye yönelttiği eleştirilerin ona yakışmayacak sığlıkta olmasıyla kendisini hep ele verdi.
neyse, yeterinde boş konuştum. şimdi günün mevzusuna gelelim. bakın ne yumurtlamış sayın coşkun:
--spoiler--
düşünsenize...
bir atama ile...
- gazetecilik denilen meslek yiğit bulut'un elinden kurtarılmış oluyor.
- gazetecilik adına yapılan yüz kızartıcı övgülerin, "başdanışman" sıfatıyla yapılmasına imkân sağlanıyor.
--spoiler--
yani inanılır gibi değil. sayın coşkun bulut'a ait herhangi bir yazıyı eleştirmiş olsa ve haksız olsa hiç oralı bile olmam. ama bu eleştiri açıkça "zekaya hakaret" ediyor. düşünsenize, "gazetecilik"in kurtarılmış olmasından ve "yüz kızartıcı övgüler"den bahseden kişi bir hürriyet yazarı. eğer mevzu gazeteciliğe tecavüz ise ve "yüz kızartıcı övgü" ise türkiye'de bakabileceğiniz kaç adres var allah aşkına? şimdi hürriyet'in tarihine girip sayın coşkun'a herhangi bir hürriyet gazetesini açmasını önereceğim, bu da ona hakaret olacak. zira bunu en iyi bilenlerden biri. ayrıca hürriyet'in hükümeti eleştirirken ona karşı desteklediği ve "yüz kızartıcı övgü"ler dizdiği de asker ve sivil bürokrasi yani devlet kanadı.
bu arada sayın coşkun, şu devlet-hükümet ayrımına girmişken, sizin bu konudaki pozisyonunun telafi edilemez bir noktaya kayıyor haberiniz olsun. zira sizin haklı ve haksız bir yılın hükümet eleştirisinde oluşan yazılarınız, eskisi gibi sadece hem devleti hem hükümeti eleştirip özgürlükten yana tavır koyan bir konuma sahip değil. eleştirileriniz artık özgürlülüklere ve demokrasiye katkı yapmıyor. hükümeti "devlet" merkezli eleştirenlerin ve devletin kaybettiği pozisyonunu yeniden ele geçirmesini isteyenlerin değirmenine su taşıyor.
muhtemelen bir kaç liberal zırvayı ve klişeyi size zırıldamış oldum. kesinkez de haksızımdır. ama siz yine de şöyle 1-2 dakika yazdıklarımı düşünün.
hürriyet gazetesin çogu köşe yazarlarını severim çünkü yazılarında özgür olurlar yandaş olmazlar ve birilerine yaralanma çabasında olmazlar ancak bunun istisnası ahmet hakandır yazılarında süreklı benı dışladığınızı bılıyorum bu yazının tepki alacagını bılıyorum gibi cümleler kurar kendisine dönek denilmesinden epey rahatsızdır.
akşam canlı yayinda ben ermeniyim diyecekmis. ohh iyiki türk'üm demeyecek. sana ermenilik yakışır ahmet hakan. sonra sakın turkluge tekrar döneyim deme. ve yeter artık, birde olduğun yerde sabit kalmayi dene.