van'daki depremin ardından yurt dışından gelen yardım tekliflerinin hiçbirine ön yargılı bakmadıklarını, yardımları kabul etmemelerinin söz konusu olmadığını söyleyerek, "hiçbir ülkeye ön yargılı bakmadık, ama bu yardımlar oluyor diye de israil'e yönelik olarak ortaya koyduğumuz ilkeli tutumdan da vazgeçmeyiz. siyasi şartlarımız sürmektedir" demiş dışişleri bakanı.
suriye halkının haklı taleplerinin hayata geçirilmesi için türkiye olarak ellerinden geleni yapacaklarını belirterek "suriye'de kaosa da izin vermeyiz zulme de izin vermeyiz. bu bizim suriye halkına karşı sorumluluğumuzdur" demiş dışişleri bakanı.
lübnan eski cumhurbaşkanı emin camayel ile görüşmesinde "ne suriye'de ne ırak'ta ne mısır'da ne de lübnan'da etnik dini ve mezhepsel çatışmaların yaşanmamasına büyük önem veriyoruz. bu sebeple de hem siyasi kimlik olarak cemali ile bir araya geldik. bu konuda tecrübelerinden yararlanmak istiyoruz." demiş dışişleri bakanı.
türkiye'nin sınırının hemen ötesinde kendisine açık ve doğrudan tehdit teşkil eden bir yapılanmaya müsaade etmeyeceğini vurgulayıp terör örgütüne karşı herkesin safını belirlemesi gerektiğini söylemiş dışişleri bakanı.
pkk ile görüşmelerin devam etmesi gerektiğine inandığını ve devletin teröristlerle pazarlık yapmasının "normal" olduğunu söyleyen dışişleri bakamayanı. son birleşmiş milletler kepazeliğine hiç girmeyelim. haysiyet denen mevhum istifayı gerektirirdi...
akp hükümetinde işini en iyi yapan yetkili. zamanı geldi bunu muhalefet partileri de kabul etti. herhangi bi icraatından veya eyleminden dolayı küfrü de hak etmedi. ama yanlış yaptığı işler de olmuştur elbette.
bir piri reis vardı ne oldu ona? diyelim önce. sonra birleşmiş milletlere clinton bacımızın gazına gelip suriye'ye ambargo konsun diye başvurmasını ve tüm dünyanın türkiye cumhuriyeti'ne götüyle gülmesine sebep olmasını da bir savunun. arap baharı hareketlerini biz de televizyondan öğrendik lafını da bir açıklayın. ahde vefa'yı ayaklar altına alıp libya'ya emperyalistlerin tecavüzüne aracılık etmesine de bir kulp takın. kendi deyişiyle "61 defa ziyaret ettiği" suriye'nin nasıl oldu da bir ay içinde düşman oluverdiğini de anlatın. o kadar gidip gelirken beşar esad'ın diktatör olduğunu ne oldu da anlamadığını bir deyiverseniz...
amerikan dışişlerinin ve emperyalistlerinin posta memuru. donanımsız, yetersiz ve görgüsüz bir adam. daha önce de yazdık cemaatçiden ne çıkmış ki bu ehil olsun. ama bari çatal bıçak kullanmayı bilseydi de eloğlu bizi araplar gibi elle yiyen tipler sanmasaydı.
suriye devlet başkanı beşar esad'ın uyarıları dikkat almadığını söyleyerek "esad uyarılarımızı ciddiye alsaydı onun için iyi olurdu" demiş dışişleri bakanı.
rumları ciddiye almadıklarını söyleyerek "rumlar'ı avrupa birliği dönem başkanı olarak muhattap olarak almamız mümkün değil.avrupa birliği dönem başkanılğını birleşik kıbrıs olarak almalarını istiyoruz. rumların doğalgaz arama çalışmalarını müzakerelerin yoğunlaştığı bir dönemde
yapması açık bir provokasyondur" demiş dışişleri bakanı.
yarın istanbul'da yapılacak afganistan için istanbul konferansı çerçevesinde abd ve iran, hindistan ile pakistan'ın aynı masa etrafında olacağını bunun da bölgesel ve küresel barış için değer taşıdığını söylemiş dışişleri bakanı.
mesut barzani ile görüşmesinin ardından pkk'ya karşı herkesin net bir tavır içinde olmasını beklemenin hem hak hem de sorumlulukları olduğunu söylemiş dışişleri bakanı.
arap birliği'nin bugün suriye'nin üyeliğinin askıya alınması, şam yönetimine yaptırım uygulanması yönünde aldığı kararlarla ilgili ''arap birliği bugün aldığı kararlarla doğru bir adım atmıştır, bu kararları destekliyoruz'' diye söylemde bulunmuş dışişleri bakanı.
"Fas'ta Türk-Arap işbirliği Forumu'nda konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın muhaliflere şiddet uyguladığı için büyük bir bedel ödeyeceğini söyledi."
daha düne kadar esad kardeşimiz bizim gibi atıp tutuyorlardı. Tabii efendilerinin vatandaşı olduğu birleşik devletler fikir degistirince hemen çark..
iş bilmez tavırları komşularla sıfır sorun palavraları derken çuvallamış iki kelimeyi düzgün konuşamayan dışişleri bakanıdır. sayesinde bütün komşularımız füzelerini üzerimize çevirdiler. bekliyoruz ne zaman patlayacak.
geçtiğimiz günlerde cumhurbaşkanıyla birlikte gittikleri ingiltere gezisinde buckingham sarayındaki yemekte frak giymiştir. ancak yoğun çabalarıma rağmen fraklı bir fotoğrafını bulamadım. hakeza ali babacan da öyle. çok merak ediyorum nasıl oldular acaba?
komşularla sıfır sorun politikasıyla olaya başlayıp işi komşulardaki ayaklanmalara destek olma boyutuna kadar taşımayı başarmıştır.
bu hafta 2 komşumuzdan biri ''gerekirse türkiye'yi vururuz'' dedi, diğeride sınıra füze yığmaya başladı.
amerika'nın adamı olarak bu işlerin sonunu getiremez, başbakanın gibi milyonlarca müslüman ölürken(abd'nin ırak'a demokrasi getirmesi) ağzını bile açamaz.