yani yukarda biri link vermiş de lise mezunu otoritemiz fatih altaylı aydınlatmış bizi. birincisi,onlar nasıl yandaş oluyor,pes yani. ona yandaş diyenin bu kişileri tanıdığına inanmak için bin şahit gerek? altaylı her daim "solcuyum" der. bardakçı ise mason bir dede,baba tarafınca yetiştirilmiş bir kişidir.
herneyse tek başarısı pop müzik radyosu kurmak olan fatih altaylı demiş: "ülkeler onu kale almıyor,dalga geçiyor." o koca türkiye nin temsilcisi. ayrıca dediklerini kale almamız için dediğin kişiler kimler,handi ülkeler? bunların izahını yapmalısın. tamam kaynağını verme ama ülkeleri izah et. laf kalabalığı ile delilsiz konuşma,inanmaz kimse.
türk dış politika,ortadoğu dersleri,balkanlar dersleri alan veya o konulara dair kitap okuyanlar bilir ki, hiçbir işe karışmayan, sonuca bakan kuyruk misali ve yalakaca politika izleyen bir ülkeydik. proje yok,misyon yok. dış ticaret anlayışı ise hiç yok. sadece misyon var:kendini abd ye ada,onu kızdırma;gerisine karışma. bunu istiyor altaylı. o halde dışişleri bakanına ne gerek var. bağlayalım abd hariciyesine, bakanlığı. konsolosların ve dışişleri memur maaşlarından da mit in harcamalarından da tasarruf etmiş olalım.
sorunları o mu çözecekmiş,ona mı kalmışmış. başarıya ulaşamazsa bile böyle kişilere ihtiyaç var. monşerler yan gelip yattı da ne oldu? bu adamda ise ufuk var,türkiye yi barış ekseni üzerine aktör yapma gayreti var. allahın her günü türkiye dış basında. yabancı gazeteler, tarafsız politika dergileri yeni türk dış politikasını övüyor. ama bağnaz bir şekilde taraflı ve ufku dar olanlar hakkını ver(e)mez bu zata.
işin gerçeği şu ki:her vizyonu geniş olana bu laflar edildi,dar görüşlülerce tarih boyu. böyle çok denklemli politikalarda yapılması gereken, davutoğlu nun nuriye akman a şu manada dediği gibidir: bizim inancımızda, insan son kuvvetiyle elinden geleni yapar;gerisini tevekkül eder allaha. kadere de inanır,lakin kaderin ne olduğunu bilmediğinden devamlı da çabalar.
kıymeti bilinmesi gereken ender birikimlerden biridir ahmet davutoğlu. sahip olduğu ufku bu toprağın insanları için bir nimet olduğu gibi insanlık için de iyilik ve güzellik adına fırsattır.
ulan zaten 7 sulalemiz lozanda yapilanlari oduyor, ahmet davutoglu nun yaptiklari(!) onun yaninda deve de kulak.
ne yani katil israil ozur dileyinceye kadar iliskilerimizi dondurmamiz cilginlik mi? biraz seref biraz onur kaldiysa su bakanin israile cikislarinin amatorluk olarak algilamayin. tabi ki devlet teroru kelimesi bir milattir, tarihte israile soylenmis en agir sozdur ve dahasi mi:
kıbrıs konusunda acele hareket ettiğini düşündüğüm kişidir. bugün yaptığı açıklamada, kıbrıs meselesi çözülmeden ve adada birleşik bir hükümet modeli ortaya çıkmadan, rumların devralacağı bir ab dönem başkanlığının türkiye açısından sıkıntı yaratacağını ifade etmiştir. rumların dönem başkanı olduğu bir ab yapılanmasının bizim açımızdan muhatap alınamayacağı doğru bir yaklaşım. ancak bunu başlı başına bir mesele haline getirerek olayı çözmek amacı ile acele etmek pek çok geri dönülmez hata ile sonuçlanabilir.
bırakalım bunu avrupa sorun etsin, biz değil. zaten ab'nin doğrudan kıbrıs meselesine müdahil olması sorun oluştururken topu doğrudan ab'ye atmak sıkıntı yaratabilecek neticeler verebilir. birleşik kıbrıs'ın bizim menfaatlerimiz açısından ne derece faydalı olacağı bile anlaşılmadan fevri hareket etmemek gerekir.
işte budur dediğim adam. diğer emperyalizm yalakaları gibi 'dear sir' diye başlamıyor. 'sayın temsilciler' diye başlıyor. aslında çok iyi yabancı dil bildiği halde yapıyor bunu.
keşke senden 5 tane daha olsa diyorum.
atom karınca, anadolu aslanı gibi ünvanları hak eden, enerjik ve stratejik yetenekli bir dış işleri bakanı, işini büyük bir özveri ve geleceği görmeye çalışarak yapmaya çalışan profesör ünvanlı devlet adamı ve diplomat.
Türkiye'nin dış politikasına vizyon kazandırmış bakanın,stratejik derinlik anlayışıyla tüm dünya Türkiye'nin bölgedeki rolünü,komşularla sıfır problem anlayışını,arabulucuk ve yumuşak güç politikasını takdirle karşılamışlardır daha düne kadar ny times,the economist ,guardian gibi gazeteler türkiye'nin politikalarını pek dikkate almazken bugün dış basın ciddi oranda türkiye ile ilgili haberlere yer vermiş şimdilerde new ottomanisim (yeni osmanlıcılık) anlayışını türkiyeye uygun görmüş/yakıştırmış ,Türkiye'nin neden batıdan uzaklaştığını sorgulamaya ve türkiyeyi bir global aktör olarak görmeye başlamış ve değerini anlamıştır.Kimilerinin belki haklılık payı da var ama ütopik diye adlandırdığı dış politika hiç kuşkusuz Türkiyeyi önümüzdekiş dönemde daha da güçlendireceğini söyleyebilirim.
Ahmet davutoğlu dökülen dış işleri bakanlığını halen sorunları olsa da düzeltmiş ,yeni birimler açmış yeni diplomatların kendilerini daha çok geliştirmeleri için her türlü desteği vermiş ve şimdilerde farklı mesleklerden insanların da hariciyeci olmalarının önünü açmıştır.
üstün bilgi birikimiyle bir çok batılı meslektaşını kıskandırmıştır (40 bin kitaplık bir kütüphanesi olduğu biliniyor ancak binlerce kitabı da bağışlamış).Türkiye'nin böyle adamlara hep ihtiyaç duyacağı kuşkusuzdur.