halihazırda türkiye'nin dünya ülkelerindeki tüm büyükelçilerini de alıp pasifik'te tusunami dalgalarının vuracağı bir adaya yerleşmesi gereken boş bakan...
arkadaşım sen neden sorumlusun?
dışişleri değil mi?
ama yurtdışında yaşayan türklerin her daim canları cebinde dolaşıyor.
hiçbir önlem yok, arkalarında devlet yok, temas kurabilecekleri, kendileri ile ilgilenen büyükelçileri yok.
"gideceğimiz yerde konsolosluk var, nasılsa sahip çıkarlar" diye düşünmeyin sakın...
herkes kendi dalgasında.
japonya'da deprem olmuş, deprem bölgesinde bir türk okulu var, tokyo büyükelçisinin umrunda değil,
makedonya'da isyanlar var, büyükelçi bizim şirkete mail atıyor, "problemsiz" diye...
libya'da büyükelçimiz sabah uyanıyor, "aaaa...isyan çıkmış".
mısır keza öyle. kaç türk vatandaşı olduğu öğrenilemedi hatırlarsanız.
endonezya depreminde de böyleydi.
büyükelçiliğe sordular bölgede kaç türk var?
cevap yok.
türkcell ile telsim söyledi tam rakamı...devlet de ona göre uçak kaldırdı.
şimdi de televizyondasın "takibe aldık, talimat verdim" diyorsun.
başka bir cacık yok...
tayyip ile yüz yüze gelsem anlatsam bunları yeminle döver seni, ağzını burnunu kırar. onun için büyükelçilerini de al git davut.
bizden ırak ol da nereye gidersen git...
dün gördüm tv'de kendisini. batı trakya türklerini ziyaret etmiş. hatta konuşmasını bir sandalye üstüne çıkarak yapmış. duygulanmamızı istediklerinden olsa gerek haberde özellikle buna vurgu yapıldı. oysa ki benim dikkatimi çeken sandalye değil konuşması oldu. diyordu ki hakkınızı savunun, siz AB vatandaşısınız, siyasette, mecliste olabildiğince aktif olun. merak ediyorum, kuzey ırak yetkilisi gelse bizim ülkemizdeki kürtlere bunları söylese ne olurdu, buna izin verir miydik?
istanbul bahçelievler de ki evine arasıra gelmektedir. Evi dediğim apartman canım Davutoğlu apartmanı. Apartmanda ki daireler 750.000 liradan başlamaktadır. Komşu olmak isteyenlere duyurulur.
16 senedir kapalı olan dükkanı açmaya kalkan arkadaşıma temizliğe yardıma gitmemle, ahmet davutoğlu'nun türkiye'yi dış politikada ne kadar ileri götürdüğünün bir kez daha farkına varmış bulunuyorum.
yıl 1994, dönemin başbakanı tansu çiller. bir dizi ziyaretlerde bulunacak. 3-4 ülke geziyor. zamanın büyükelçileri de yanlarında tansu çiller'in. ne mi oluyor? tansu çiller ile büyükelçiler arasında anlaşmazlık çıkıyor, zamanın bonn büyükelçisi onur öymen'in aralarında bulunduğu 4 büyükelçi istifa vermekle başbakan'ı tehdit ediyorlar.
yıl 2011, daha geçenlerde bütün büyükelçileri ülkeye çağırıp bir brifing veren dış işleri bakanı. nereden nereye? gelişiyoruz galiba.
Başka milletlerin dışişleri bakanları gibi dönek olmayan ve konuştuğunda içindeki samimiyeti harkulade bir biçimde bulunduğu ortamdaki herkese yansıtabilen biri. Bilgi birikimi olarak bu posizyona şu anda en layık olan kişi. En önemli özelliklerinden birisi ise batı ve doğu devlet politikalarını içten iyi bir biçimde tanıması. Bunun sayesinde devletimize siyasi muharebede yapılan uluslararası kurnazlıkları önceden sezebildiğini söyleyebilirim.
aramızda hangi milletten olduğu belli olmayan yazarların da olduğunu anlamamıza yardım etmiş bakandır.
vay efendim "israil kaç defa yardımımıza koşmuş" da, vay efendim "içinde israil düşmanlığı varmış" da...
beni hiç ırgalamaz doğrusu. uluslararası menfaatim israil' le ters düşmeyi gerektiriyosa, düşerim.
hiç sikimde olmaz abd, iran, israil, italya...
atarım yettiğince menfaatimi savunurum. eskiden memleketin menfaati israil' le dostluğu gerektiriyodu.
dahası bu menfaat bizden çok israil'in işine yarıyodu. devir değişti. olay bu.
yoksa ne salt israil düşmanı ya da salt israil dostu olmakta bi yarar var.
menfaattir aslolan.
bu adamdan dış işleri bakanı oluyosa, kibariyeden de astronot olur olursada şaşırmam. diyorki " israilde yangın çıktı hiç düşüneden uçak yollamazmı 2 dk sürdü, bizde bir sorun olsa israil den bize uçak yolaması bukdar kısa sürmezdi" vay vay vay yalancı bakan, bi insan bukdar yüzsüz bukdar yalancı olablir herhalde ancak. içindeki israil kininden pislikleri paçlarından akıyor artık. ulan her deprem olduğunda tam teşkilatla türkiyeye ilk koşan akutan bile önce gidin akuta sorun bilmeyen varsa israil öörgütleridir. ben unutum türkiyeye kaç sefer yardım gönderdiğini israilin okadar çok ki. bakan olmak ayrı adam olmak ayrı. kendini aciz durumlara sokmuyosun zaten aciz doğmuşsun yükselme namınada bi hareketlenme yok. kendin gibi davranıyorsun.
(bkz: hoca)
adına kitaplar yazılan,muhtemelen 20-30 yıl sonra cumhuriyet tarihinin efsana dışişleri bakanı şeklinde anılacaj, allahın sağlıklı sıhhatli uzun ömürler vermesini dilediğim akademisyen bir anadolu evladı.